bugün

1945 yılında Artvin / Yusufeli'de doğdu.

Orta öğrenimine Işık Lisesinde başlayıp iHLsinde tamamladı. 1972 yılında M.Ü. ilahiyat Fakültesi&nden, 1974 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümünden mezun oldu. Doktora tezini, istanbul Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümünde Hidiv Kasrı ve Boğaziçi sivil mimarisindeki yeri konusunda tamamladı. Uzun yıllar serbest mimar olarak çalıştı.

1994-1998 yılları arasında, istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın danışmanlığını yaptı. Danışmanlığı süresince, Büyükşehir Belediyesine bağlı olan saray, kasır ve tarihi eserlerin restorasyon çalışmalarına katkıları oldu.

Kültür Bakanlığı istanbul 1 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma ve Anıtlar Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. Bir süre aile şirketlerinin yönetiminde bulundu.

1999 yılında Beyoğlu Belediye Başkanlığına seçildi. Bu görevi süresince istanbula model olabilecek Güzel Beyoğlu projesini hayata geçirdi.

Mimari projesini kendisinin çizdiği Kentsel Dönüşüm ve Sosyal Rehabilitasyon çalışmaları kapsamında Kasımpaşa’da Kapalı Spor Salonu Kompleksi, Eğitim ve Sosyal Tesislerini hizmete sundu.

28 Mart 2004 tarihinde yapılan yerel seçimlerde AKPARTiden aday oldu ve istanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi.

Kadir Topbaşın Bilgi Üniversitesi ile beraber çıkardığı Beyoğlu : Kültürleri Buluşturan Kent, TAÇ Vakfı ile birlikte hazırladığı Geçmişten Günümüze Beyoğlu I-II ve Anılarda Beyoğlu isimli eserleri bulunuyor.

TAÇ Vakfı (Tarih ve Çevre Vakfı) mütevelli heyeti ve yönetim kurulu üyesi olan Topbaş, evli ve üç çocuk babasıdır.

istanbulu, hizmetlerin en güzeline layık gören ve bunu Hayatım istanbul ifadesiyle dile getiren Başkan Topbaşın hedefi, istanbulu dünya mega-kentleriyle yarışan bir şehir haline dönüştürmek.

kaynak: http://www.ibb.gov.tr
istiklal caddesini cidden bitirmiş adamdır...
bu granitler olmadı, ödemeyi durdurduk gene deniycez diyen garip insan.
kış günü çamurun içinde granit işi yaptıracak kadar ince işçilikten haberi olmayan sözde dr.mimar olan ama hakkını yemeyelim başarılı adam.
(bkz: sana sarı laleler aldım çiçek pazarından)*
(bkz: sarı laleler)*
isminin önündemimar sıfatı vardır ayrıca.
"istanbul bilmem kaç milyon lalesine kavuşuyor","istanbul trafiğine 140 çözüm" diyen ve çoğu projeyi(tabii proje denirse onlara)yüzüne gözüne bulaştıran belediyenin başkanı(bir de istanbul belediyesi olarak erzuruma otel yapıyorlarmış,keskelalaka yani)
istanbul un her yerine verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz yazdıran rahatsız, lale devri belediye başkanı
(bkz: bu bir şaka mı)
ISTanbul BüyüK şEHIR BELEDIYE BAşKANI,
BIR Türlü BITIRILEMEYEN ISTanbul'U TAMAMEN BITIRME çABASIYLA baş başa bırakan,
4 YILDIR BITIRILEMEYEN HER SABAH IşE 9 dan sonra gitmeyi istanbullulara mecbur kılan mimar..
istiklal caddesinin neredeyse hepsine sahip olan insandır. (bkz: paraya para dememek)
istiklal caddesinin taşlarıyla okey oynasa da, 150 projenin benim güzergahım üstündeki kısımlarının * tamamlanması nedeniyle bir dahaki seçimlerde oyumu alması garanti başkan. eskiden 45 dakikayı bulan yolculuk artık 30 dakikaya kadar inmiş durumda. bir ahmet priştina olma arzusu hissettiği kanısındayım.
ister ilkokul mezunu, isterse profesör olsun, iş, yoruma, değerlendirmeye gelince, merhum üstad uğur mumcu'nun o şahane 'bilgi edinmeden fikir edinilmez' tespitine inat *ötünden sallamanın en güzel örneklerini veren türk milletinin haksızlık ettiği çalışkan ve iyi niyetli pek çok insandan biri. bizim millet 'yargısız infaz mode on 'doğuyor sanırım...
mimar sinan üniversitesinin akşam bölümü mezunu mimar kişi.
yönettiği yol çalışmalarıyla istanbullulara sabrı öğreten kişilik.*
belediye başkanı. hayatı yollarda geçen türk insanından tonlarca küfür yemiş yegane başkan. bir de onunla ilgili komik bir anım:

kuzenin sünnet yemeğindeyiz. tayyip erdoğan ve tayfası da orda amcamın işinden dolayı. kuzenlerden biri rte yle fotoğraf çektirecek. ama küçük kuzen 13-14 yaşlarında. kadir topbaş ı tanımıyor ve ona telefonunu uzatıp:

"abii bi resmimizi çeksene!" diyor. kadir topbaş ın da nedense hoşuna gitmişti. gülerek şöyle dedi:

"çekiyim abiiimmm.."

evet gerçekten o an yerlere yatmıştık.. *
"1972 yılında M.Ü. ilahiyat Fakültesi&nden, 1974 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümünden mezun oldu." 2 yılda nasıl mimar olduğu akıllarda soru işareti olan, mimarlık kisvesi altında belediye başkanlığı yapan, ilahiyat mezunu sözde istanbul belediye başkanı.

istanbulundaki istisnasız bütün semt sakinlerinin ahını alan, kazılara ve cami projelerine son derece meraklı belediye başkanı.Tahminimce bu kazılardan alınan olumlu sonuçlar son derece az.Durum ya daha kötü oluyor ya da hiç bir değişiklik olmuyor.Tek değişiklik belediyenin ve ihaleyi alan firmanın kasasında oluyor.ihaleyi alan firmanın profilini tahmin etmek de hiç zor değil.

tarihi beyoğlu'nun tarihi dokusunu 2 kez yerle bir eden, dünya üzerinde emsali büyük ihtimalle olmayan büyükşehir belediye başkanı.

görev süresi doluncaya kadar dünyanın en güzel şehirlerinden istanbul'un başına iş açmaya devam edecek olan dünyanın en kötü belediye başkanlarından biri, belki de ta kendisi.

son olarak başarısızlığı üç kelimeyle özetleyecek olursam : "Mimar" Kadir Topbaş
şüphesiz istanbul halkının en çok tepkili olduğu gelmiş geçmiş en kötü belediye başkanlarından biridir. kafaya taktığı istanbul' daki yol probleminin çözülmesi yerine daha da kötüye gitmesi; bu şirkette çalıştırılan adamlar yaz aylarında neden yatıpta kış ayında çalışmaya başlarlar gibi abuk soruyu sormama neden oluyor. dünyanın neresinde böyle bir iş kuralı var. bir projeyi devreye sokar aradan 5 yıl geçer hala 3 5 kazma vuruntusu ile çamur çaylak içinde bırakılır güzelim şehir.
yusufeli'nin ersis köyündendir kendisi. uieat'de yusufeli'nin öğdem köyündendir. yusufeli ilçe merkezi baraj suları altında kalacağından ilçe merkezinin taşınmasına karar verilmiştir.

ilçe merkezinin taşınması beklenen yer öğdem köyü olduğundan uieat ailesi de oradaki arazilerinin değerlenmesini dört gözle beklemektedir. ama kadir topbaş insanı, ilçe merkezini, mevkisini kullanarak**ilçe merkezini kendi köyü olan ersis'e taşıtır.

garibim uieat ailesi de değer kazanmayan topraklarına kedi-köpeklerin sıçtığını bilerek bursa'da hayatlarına devam etmektedirler.*

(bkz: bu da böyle bir anımdır)

edit : ersis değil barhallıymış efendim kendileri.*
istanbul rantından başbakanlığa yolunda tayyib efendiyle arkadaşlık yapmış, onu takip eden ve rantın başında duran, kurda kuşa kaptırmayan mübarek belediye başkanı.

zeytinburnu'nda çöken bina için "altında fi tarihinde bir fırın vardı o bozmuşdur kat malzemesini" diyerek güldürmüştür sabah sabah.

ben de merak ediyordum, bizim halikarnas'taki evin neden çökmediğini... meğer altındaki soğuk hava esprileri deposu sayesindeymiş.

ısı çökertir beyler.
soğuk olunca daha geç boşalıyor bu meret.
yurdumda yetişmiş, vatan sevdasıyla kalbi pır pır eden belediye başkanı.

"zeytinburnu'na çöken binanın" altında kalmamış, üstünden demeçler vermiştir. çok yardım etmiş, elini taşın altına sokmuştur.

tüm mesele de budur.

ha bir de yarım saat sonra intikal etmiş. üzüldüm şahsen. keşke 2dk son intikal etseydi de asıl olay bu olsaydı.
asıl olay bu.

intikal edip tv'ye demeçler vererek, ülkedeki fırıncıları apartman sakinleriyle karşı karşıya getirebilecek laflar etmek "doğru anlamanın orgamz-bozuculuğuna" denk geliyor olsa gerek.

insan ne tuhaf, fikirler, rauflar zihinlerde trajik acılar yaratıyor.

daha da genç yaşı. büyük adam olacak.
30dk değil, 22dk'da zeytinburnu'na intikal etmiş belediye başkanı. dezenformasyon yüzünden medya suçlanmalıdır. asıl olay budur.
apartmanların alt-bodrum katlarında çalışan ve kendi ekmeklerinin derdindeki emekçi fırıncıları apartman sakinleriyle karşı karşıya getiren demeçleri vererek takdir edilmeyi hak eden belediye başkanı. takdir.
istanbul metropolitan planlama ofisi açmak adına elinden geleni ardına koymayan belediye başkanı.
tabiri caizse bir kukla, şahsiyeti hakkında yorumda bulunmak tanımadığım için yanlış olur fakat bir yönetici olarak istanbul gibi türkiye'nin can damarı bir şehre verdiği önem açıktır.

sadece kağıt üzerinde planlamalar yapıp uyğulamaya gelince ortalığı yıkmaktan, yanlış kararlar alıp bu şehrin belediyesini zarara uğratmaktan başka yaptığı birşey yok sanıyorum.

bir istanbullu olarak yaklaşık 6 yıldır yollarda çektiğim işkenceyi kendisininde yaşamasını istiyorum. ben dahil aynı saatlerde yola çıkıp o işkenceyi beraberce çektiğim insanların da ne günahı var bunu anlamıyorum. madem öyle yiyemediğiniz haltın başına neden geçersiniz. sözde kendilerini savunmak için ''biz halkın refah ve mutluluğunu düşünüyoruz'' sloganlarıyla ortada fink atarlar, her cadde başında ve sonunda ''halkımıza verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz'' tabelaları asılır ama rahatsızlık kısa süreli olur yazılan gibi.

bunu da geçtim kendisi bir akp lidir. buna istinaden seçim zamanının yaklaşması çevreye vermiş oldukları rahatsızlıkları gidermeye yollarını biraz hızlandırmaya başladılar bakalım seçimlere kadar bitmezse bu işkenceyi ben ve benim kaderimdeki bir çok kişi bir 10 sene daha çekecekler mi?. heyecanla bekliyorum.