bugün

jeofizik mühendisliği adında kardeşi olan bölüm.
okumuş olmak için okuyan insanların tercih ettiği iş imkanı olmayan, mezun oluncada "devlet bize iş versin" gibi anlamsız cümleler kuran insanların tercih ettiği beş para etmez bölüm.
(bkz: hidrojeoloji mühendisliği)
jeoloji mühendisliğinin puanları düşüktür girmesi çok kolaydır. fakat okuması çok zordur. bölümün mühendislikle hiçbir alakası yoktur. sadece ülkemizde jeoloji öğrenimi almış kişiler jeoloji mühendisi oluyor. başka ülkelerde bu bölüm jeoloji olarak geçer ve mezunları jeolog ünvanı alırlar. jeoloji bir fen bilimi olduğuna göre buna kalitesiz demek yanlış olur.
türkiyede 11000 küsür jeoloji mühendisinin yüzde 70lik* bir kısmı kendi mesleklerini yapıyor. jeoloji mühendisleri odasının çalışmaları doğrultusunda bir kaç yıl içinde
-her belediye zorunlu olarak jeoloji mühendisi çalıştıracak
-liselerde jeoloji dersi, fen bilimleri kapsamında okutulacak. (zaten 1970 e kadar ülkemizde okutuluyordu, kaldırıldı. birçok ülkede liselerde jeoloji öğretilmektedir.* * * )
ve jmo'nun jeoloji mühendislerine iş imkanı sağlayacak birçok çalışması yürürlüğe girecek, jeoloji mühendisleri işsiz kalmayacak.
ilerki yıllarda dünya su sorunuyla boğuşacağı sırada jeoloji mühendisleri çatur çutur sondajlarla su çıkarttığında parayı kazanla götüreceğini bilin. avrupa birliğine uyum yasaları çerçevesinde zemin etüdü yapılmadan bina dikilemeyeceğinide bilin.
(bkz: universitelerdeki kiytirik bolumler)
kendi bölüm mezunlarının bile yapmaya rağbet etmediği meslek. mezun olmamanın mezun olmaktan daha hayırlı olduğu, kısa sürede bırakılıp - gidilmesi şiddetle önerilen, öss' de adını soyadını yazan herkesin girebildiği, düşük kalitede bölümdür. insan bu kadar aptal arasında kendini dahi gibi hisseder, vesselam.
okulun ilk dersinde ilk olarak "iş bulamazsınız" konusunun işlendiği, lise de arka sıralarda okuyan öğrencilerin kazandığı bölüm.
bu bölüm öğrencileri, sürekli mühendislik fakültesinde ikinci sınıf adam muamelesi görür, öğrencileri devlete kapak atma uğruna, her türlü yalakalığı yapmaya hazır ve nazırdırlar.
yine, daha hesap makinesini kullanmayı bilmeyen, integral - türevden haberi bile olmayan, sırf parti ayağına asistan olmuş kişilere sıkça rastlanır.
kısacası, ne emmeye yarar,ne de gömmeye yarar bir bülüm.
(bkz: işsiz)
meslekler hakkındaki bilgisi öss tercih klavuzlarındaki bilgilerden ibaret olan insanların hakkında atıp tuttuğu bölümdür. gerçekleri söylemenin ne kadar lüzumu var ki?
bu bolum mezunlarinin elinden her is gelir.

bir pusulalari, bir de cekicleri vardir. yerin uzerinden gorduklerini yorumlayarak is yaparlar.

yerin kac katmandan olustugunu, hangi birimlerin ustuste geldigini, birimlerin kalinliklarini/hizlarini/yogunluklarini pat diye soyleyemezler. cunku yerin ustundekilere bakip yerin alti hakkinda ahkam kesilemeyecegi cok aciktir.

e yerin alti nasil belirlenir? matematiksel ve fiziksel yontemlerle. kuyu loglari olsun, elektriksel, potansiyel yontemler olsun; bunlari kullanan kisi yerin altindaki bilgiye sahip olur.

peki jeoloji muhendisleri bunu yapabilir mi? hayir. cunku yerin altindaki bilgiyi elde etme uzmanlik alanlari degildir. bunlari yer bilimlerinin diger yan dallarindan elde ederler.

ama nedense ulkemizde tum jeoloji muhendisleri yerin altina dair olan bilgileri kendilerine mal ederler. sondaj muhendislerinin, petrol muhendislerinin, maden muhendislerinin, jeofizik muhendislerinin, deprem muhendislerinin hidrojeoloji muhendislerinin ve harita muhendislerinin haklarini bir guzel yerler. yerin altindan suyu/petrolu biz cikariyoruz der dururlar.

be hey allahin akillisi, pusulanla cekicinle nasil yerin metrelerce altindaki suyu buluyorsun? hem de tam yerini buluyorsun. hem de o suyu yerin ustune cikariyosun. hangi bilginle bunu yapiyorsun ki?

bir de su konu var; muhendislik dedigin de akla gelen ilk sey matematiktir. su an turkiye'de tum jeoloji muhendisligi bolumlerinde genel matematik veriliyor. tamam da; muhendisligin temel derslerinden biri olan diferansiyelli denklemler tarzi dersler size neden verilmiyor? neden %90 dersleriniz sozel olmasina ragmen, bu bolumlerin mezunlarina muhendis deniyor?
burda sadece 'arka sırada okuyan öğrenci' ya da 'össde sıfır çeken öğrenci' okumamaktadır. sonuçta bu mesleği gerçekten sevdiği için ve bu meslekte kendini bulduğu için bu mesleği seçmiş nice insan mevcuttur.
yer kabuğunun iç ve dış yapısını inceleyen, kıtasal değişimlerin tarihini ortaya çıkaran, buna mukabil yerin milyarlarca yıl boyunca ne şekilde değişip ne şekillere gireceğni araştıran, ülkemizdeki bürokratik engellerden dolayı mühendis sıfatına sahip olması gereken mühendistir. bu mühendisliği okumak onu kazanmaktan çok daha zordur. zemin etüdleri, sondajlar vs. jeoloji mühendislerinin çalışma alanlarına girer. yalnızca birinci sınıfta genel matematik almak yerine birde üstüne ikinci sınıfın ikinci dönemi diferansiyel denklemler dersini alırlar...! hatta büyük çoğunluğu ( ankara üniversitesi öğrencileri) bu dersi üçüncü sınıfa geçtiklerinde birkez daha almak zorunda kalırlar. (hani, arka sıra öğrencisiyiz ya ondan...!) eziklik doğamızda vardır çünkü tükiye gibi bir yerde kıytırık denebilecek bir bölümde okumaktayız ya hani ondan. ayrıca salak olduğumuz için genellikle bu bölüm 5 sende veya 6 senede biter...! yoksa bölüm zor değildir ne de olsa öss de en kolay girilebilecek bölümdür. kısacası dostlar dışı sizi içi beni yakar... (vize haftası ve ben salak bi arka sıra öğrencisiyim napıcam bilmiyorum sözlük...)
zemin etüd raporlarını sahiplenen, hatta üstüne "jeolojik etüd" yazdırmayı bürokratik anlamda başarmış kitledir. peki doğru mu? açın bir zemin etüd raporunu, bakın. adam oturmuş hepi topu 150 metrekare oturum alanı olan inşaat için bilmem hangi çağdan girmiş, bilmem hangi tabakadan çıkmış. Bırakın bu saçmalıkları! dünya bu işi nasıl yapıyor bir bakın!

Diğer taraftan... Neymiş? bu adamlar dif. dersi görmüyormuş. Koçum sen gördün de ne oldu? bana öyle bir mühendis göster ki mezun olduktan bir sene sonra dif. dersini hatırlasın.
tıpkı şunun gibi... en kötü müh. fakültesinde hâlâ fortran öğretilir. Bu bile, "fortran kullanmak win 3.1 kullanmak gibidir" ya da "siz öyle zannedin aslında fortran müh. için iyidir" şeklinde tartışılır. Neticede mezun olduklarında fortranda 1'den 10'a kadar olan sayıları toplayan programı yazarlar, bir nevi müh. harikası(!)

Bunların ötesinde... amerika gibi petrol şirketin var mı? büyük maden yatakların var mı? hadi hepsi var diyelim, bunları işletebilecek büzük var mı? e o zaman, senin maden ya da bilimum jeo'larla işin yok. Ne yani bu adamlar sırf zemin etüdünden mi ekmek yiyecek!?
ihtiyacımıza bakın, sonra da mezun sayısına bakın.

Bu memlekette sanat tarihçisi de var sedimantolog da, sümerolog da...
emmeye gömmeye bunlar baksın.

Ayrıca devlete kapak atıp diğer fakülte öğrencilerine kapak yapan tipler de çıkar. Aslında devlete kapak atma konusu, herkesin içinde olan, dile getirilemeyen bir konudur. Neden? Sen git teknik üni.lerin en iyi müh. bölümlerinden birinden mezun ol, ayda 1000 lira maaş al, cumartesi çalış, servis mervis hak getire... e bu duruma düşersen tabii ki "kapak" olayına girersin. (He bir de bu maaş beklentisi var. Herkes maaş alacak, kimse girişimde bulunmayacak. komik ama gerçek.)

(bkz: Devlete kapak atıyorlar durduramıyoruz)
sayısal mezunlarının girebildiği ama bölüme geldiklerinde aslında sayısalla uzaktan yakından alakası olmadığını öğrendikleri, okuyanların ezber manyağı olmalarını gerektiren mühendislik.
dünyada çok büyük öneme sahip mühendislik ülkemizde ne yazık ki bilinmiyor bile büyük bir deprem olunca ancak jeolojinin önemi ortaya çıkıyor.zemin etütleri,sondajlar,deprem,petrol,maden ve bir çok alanı kapsamakta ne yazık ki cahil insanlarımız işsiz gözüyle bakıyor bize 2010 yılı içinde verilere göre istanbulda gerçekleşicek büyük depremden sonra hiç bir jeoloji mühendisi işsiz kalmaz ama iş işten geçtikten sonra öneminin anlaşılması neye yarar.
kolay girdiğim ama nasıl çıkcağını bilemediğim ama her geçen gün sevdiğm bölümüm.
işini bildiğin zaman çok güzel parada kazabileceğin bir meslek dalıdır. Şu unutulmamalıdır ki önümüzdeki yıllarda petrol artık değersiz su çok değerli olacaktır kanun gereği kuyu açma ve işletme ruhsat onayı jeoloji mühendislerinindir.
maalesef ülkemizde gereken değerin verilmediği bir meslek grubudur..oysa bakın asya ve avrupaya adamlar earth engineering adı altında bu meslek gruplarına çok önem vermekte
4 yılda bitirenine az rastlanan, bitirdikten sonra da insana kocaman bir hiçlik duygusu veren mühendislik bölümü. yalnızca deprem olunca gündeme gelip, sağda solda 3-5 kelime beyan eden üniversite hocalarından hiç bahsetmiyorum bile. veya depremle ilgili her şeyi kendilerine mal etmelerinden. daha yolun başındaysanız, koşarak uzaklaşın. lakin her şey için çok geç olduğunu düşünüyorsanız, en yakın sağlık kuruluşuna başvurun efendim.
evet,bölümün 1.5 senesi bitti,geçen sene iyi güzel bölüm falan yazmışım,sakın mallık edip benim gibi bu saçma sapan bölümü yazmayın hayır bölüm iyi olsa bile halktan saygı görmüyor,saygı olmadan okumanın bi anlamı yok,amelelik çamurun içinde kıvranıyosunuz...iğrenç ötesi bölümler"fizik,biyoloji,jeofizik m.,su ürünleri,çevre mü...
bir mühendislik değil bilimdir aslında.
sonuna mühendislik eklenince bir bok zannediyor kendini bunlar.
sizin 4 senede öğrendiğinizi inşaat mühendisleri 2 derste öğreniyorlar.
buna rağmen yaptıkları işler hep sıkıntılıdır.
bir yapı zeminden kaynaklanan sorunlarla karşı karşıya kalmışsa bilin ki o zemine bir jeoloji mühendisinin eli değmiştir.
yıllarca okursun, mezun olursun, iş bulursun. seni götürürler bir krom sahasına , bak derler bu da ne kadar krom var? eline alır ucu sivri çekici başlar serpantinleri, daykları, harzburjitleri tıklamaya. ölçer damarın yönünü, kalınlığını, derinliğıni. karalar haritasını, çarpar elindeki bilgileri. sonuç: "burda 100bin ton mal var". sonra maden sahibi ikinci "mühendisi" çağırır. o da bakar, ve onun cevabı: "abi burda krom yok, varsa bile bin iki bin tonu geçmez". hangisi mi doğru söylüyor; "paraya ihtiyacı olan" .
Kazanması kolay , okuması zorlayıcı bölümdür.
jeoloji biliminin uygulama sahası yerkürenin tamamıdır, bu sebeple bundan daha kapsamlı bir bilim dalı olduğunu düşünmüyorum. Ülkemizde mühendislik uygulamaları ile pozitif bilim olan jeolojiyi icra edenler aynı bölümden "jeoloji mühendisi" adı altında mezun oluyor, asıl karmaşa da burada başlıyor.

Örnek olarak akademik ayrıma girmeden pratikte yaptığı ana işler;

Teorik

- Dünyanın oluşumu ve evrimi.
- Fosil bilimi (paleontoloji).
- Minerallerin ve kayaçların spesifik incelenmesi, adlandırılması.
- Kayaçların yaş tayini ve yorumlanması

Mühendislik

- Maden yataklarının tespiti ve rezerv hesapları.
- Zemin yapısının ve mukavemetinin tespiti.
- Sondaj çalışmaları ile yeraltı termal - soğuk su kaynaklarının tespiti ve yeryüzüne çıkarılması.
- Jeokimyasal analizler.
- Fay, maden, paleocoğrafya vs. haritalamaları.
- Fosil yakıtların (petrol-kömür) rezerv tespiti ve hesaplamaları.

Tüm bunları mezun edilen "jeoloji mühendislerinin" üzerine yüklerseniz bu insanların ne yapacağını şaşırması oldukça doğal, hemen hemen tüm mühendislerin uygulama - çalışma alanı dardır bu da işlerini kolay ve yetkin bir biçimde yapmalarını sağlıyor. Jeoloji mühendislerinin bir kısmı kendine "jeolog" derken bir kısmı "jeoloji mühendisi" diyor bu ayrım lisans eğitiminin çok genel olmasından kaynaklanıyor. Mühendislik başlığı altında yazdıklarımın hepsi ortalama mühendislik yapan (inşaat, makina, elektronik vs) birçok daldan zor ve karmaşık sayısal çözümleme ve çizim isteyen uygulamalardır. Lisansta jeolojinin temeli olan teorik dersleri görmeleri onların mühendis olduğu gerçeğini değiştirmez aksine donanımlı olmaları için fırsattır. Fakat üniversitelerde "jeoloji" ve "jeoloji mühendisliği" bölümlerinin ayrı ayrı olması gerektiği kannaatindeyim ki 20 yıl öncesine kadar da öyleymiş.
ekmeğini taştan çıkaran mühendisliktir.
türkiyedeki en fazla küçümsenen,öss de fazla puan istemiyor diye dandik bölüm olarak ismi çıkan

fakat gerçekte ise,dünyadaki en büyük bilim dalıdır jeoloji,

ama gelin görünki türkiyede jeo.mühendis alımı yapılmamaktadır,yani paranız yoksa bu bölümü okuduktan sonra bir iş yeri açamıyorsanız,kesinlikle işsizsiniz sonsuza dek...