bugün

o kreşin müdürü varya büyük şerefsiz. olmayan şeyi allim etti gallim etti büyük bir olaya dönüştürdü.
akşam akşam kadınlara bir ton küfür etmeme sebep olmuş 2012 yapımı danimarka filmi. Filmin konusu bana abartı gelse de çok hassas ve çoğumuzun çoğu zaman konuşmaktan bile çekineceği bir konu seçilmiş: pedofili! en modern(!) toplumlarda bile ( ki bu konunun işlenmesi için bir iskandinav ülkesinin seçilmesi çok manidar olmuş ) ağızda mırıldanılsa bile kafalarda kuşkunun kolay kolay gidemeyeceğini görüp insanlık adına umutlarımızı tüketiyoruz. hayatını rayına oturtmaya çalışan, ezik bir adamın hayatının nası ölene dek berbat edilebileceğini ( üstelik pisi pisine ) gösteren bir film bu.

adam gerçekten pedofili olsaydı gene de o yapılanları yapmamız mı gerekecekti? toplumsal linçin tekme tokat dövmek, en sevdiklerini öldürmek, evini taşlamak, yiyecek ekmek dahi vermemek dışında bir metodu olabilir mi ? Küçük kıza abisi porno izletiyor o da öğretmenim bana çükünü gösterdi diyor neymiş hayal gücü fazlaymış! klara, lucas'ın başına gelen tüm felaketlerin yegane sorumlusu kafadan kontak bir kız çocuğu ve küçücük kıza nefret dolu gözlerle bakmaktan gocunmadım film boyunca.

Klara dışında ağzını burnunu kırmak istediğim karakterlerin olduğu bir filmdi. Aslında başroldeki herif hariç hepsi embesil gibiydi. sinirden kudurarak izledim. klara denen kıza o kadar sinir oldum ki küçücük kıza beddua ettim bütün film boyunca. burnunu oynattıkça küfrettim. hele o mallar çocuk o yapmadı dediği halde duymazdan geldi ya.
zavallı fanny'nin ne suçu vardı lan adiler ? marketteki serefsizler hepinizin minaki. ayrıca bundan sonra hiç bi kız çocuğunu sevmem mincirmam tövbe. ne manyaklık bu yaa. çocuklar yalan söylemezmiş. bok söylemez.
--spoiler--
Ole bey'in kızı güya hassasiyetle sorguya çektiği sahnesi de pek ağır olan film. Nitekim linç olayının tetikçisi grethe bile dayanamadı, kustu.
--spoiler--
An itibariyle el attığım film. Du bakalım.
Adamlar yapmış aga.

---spoiler---
Allah kimseyi en iyi arkadaşıyla ve çocuğu arasında bırakmasın.
------------------
almanca. siktin formatı eyledin viran demektir. (bunun için girdik, hepimiz itiraf edin)
ufacık çocuktan nefret ettiren film. ilk defa yaşattı, tuhaf oldu. kızı kucağına alıp öbür salona götürdüğü sahnede "dokunma şu piçe başına dert açacak yine" dedirtti. sineklerin tanrısı filmi ile birlikte çocukların hiç de masum yaratıklar olmadığını kanıtlayan film olmuştur.
iftira atan kişinin hayalperest minik bir çocuk olduğu gerçeğini bir kenara bırakırsak ''kadının beyanı esastır'' gibi bir mantalitenin ne gibi acı sonuçlar doğurabileceğini de bize sorgulatan film. mads mikkelsen çok karizma bir herifmiş bu arada.

--spoiler--
#30265515 numaralı entry'de sıralanmış eleştirilere katılmakla birlikte söz konusu entryden farklı olarak filmin zaman kaybı olduğunu düşünmüyorum. Filmdeki bir başka kopukluk ve belirsizlik de madem lucas kızı taciz etmedi o halde o yaşta bir kız bir erkeğin genital bölgesi hakkında bu kadar detaylı bilgiyi nasıl verebildi? (onunkisi çok dik ve yukarı bakıyordu demesi vs). Bence kız ya annesi ve babasını iş üzerindeyken gizlice gözetlemiş ya da gerçekten biri tarafından tacize uğramış. Bana nedense kızı asıl taciz eden kişi kızın abisi gibi geldi. Aynı zamanda köpeği öldürenin ve lucas'a filmin sonunda ateş edenin de o olduğunu düşünüyorum. Sadece tahmin.
--spoiler--
bende mi bir problem var bilmiyorum; ama son 5 yıla damga vuran filmler diye bir liste bulup o listeden seçip izlediğim filmler hiç de öyle herhangi bir zamana damga vuracak cinsten çıkmadı. Kendini izletiyor; ama çaresizliği, iftiraya uğramayı tam anlamıyla yansıtamıyor. en azından ben hissedemedim.
Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin önemini çok açık biçimde gösteren, çocukların da yalan söyleyebileceğini ve onlara kanatsız melek muamelesi yapmanın anlamsızlığını ortaya koyan, büyük suçların sebep olduğu büyük cezalar göz önüne alındığında kanımca taciz/tecavüzde kadın beyanı esas alınmalıdır fikrine dolaylı olarak sağlam eleştiri yönelten, insanın sinirlerini gerçekten de alt üst eden film.
En iyi uyku getiren film oscarını kazanmış 2012 yapımı film.
Öncelikle hiç öyle iyi bir prodüksiyonu yok ama bu bu puanı nasıl almış hayret doğrusu.
Sadece edindiği misyon itibariyle iyi puanını da buna borçlu sanırsam.
Çocuğu sorgulayan elemanın gram bilir kişi olmadığı belli. tacize uğradığı düşünülen bir çocuk sorgulanırken, onun bilmediği bilgiler verilmez, yönlendirici sorular sorulmaz. Hatta tam tersi biraz yanlış bilgiler ışığında sorular sorulur ki çocuk gerçekten bir şey yaşamış mı? yoksa sorulan her şeye bir an evvel ortamdan kurtulmak için evet mi diyor? ayrıca sorgu 5 dk sürmez günler alır ve sürekli gidip gelinir bilir kişiye.

bunun dışında ufak tefek pek çok göze çarpan hatalar var. Her ne olursa olsun konu ve bakış açısı kazandırma anlamında güzel bir eser.
Çok güzel bir film. Orda oynayan o küçük velet.. her saniye küfredebilirsiniz ona, sinir bozucu, gıcık. adamın başını belaya sokan bir adet zındık.
2012 danimarka yapımı, arşivimin en değerli yapımlarından biri. Dibine kadar ağır bir dram, etkileyici ve gerçek. 36 ödül sahibidir, yönetmenliğini thomas vinterberg yapmıştır. imdb notu 8.3 görsel
mads mikkelsen'e cannes'da en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandırmıştır, zira harika bir performans sergilemişti.

Ne zaman izlesem, lucas'ın çaresizlikten en yakın arkadaşına yalvaran gözlerle baktığı sahnede ağlarım. Kilise sahnesi yürek dağlayan cinsten, o bakışlar içinizi acıtır. işte böyle etkileyici bir filmdir. Kaliteli dram izlemek isteyenler kesinlikle kaçırmamalıdır!
Eğer filmde oynayan biri olsaydım tepkilerim marcus gibi olurdu. Çünkü ne kadar yerinde tepki varsa bu çocuk vermiştir. Hepinizi öldüreceğimler, neden yalan konuşuyorsun şırfıntılar verilmesi gereken tepkiler. Başrol muazzam döktürmüş filmdeki ince hesaplara zaten yukarılarda değinmişler ben izleyin derim küçük kıza da fazla sövmeyin benim gibi...
Konu falan güzel eyvallah ama yahu 8,2 alacak ne var bu filmde ? Senaryo baştan aşağı saçma, eksik, mantıksız. Detaylarını izlememiş arkadaşlar için spoiler da vereceğim.

Sinir bozucu, zaman kaybı bir film.

--spoiler--
1. Madem saygın bir kurumsunuz. Niye bir pedagog'a başvurmuyorsunuz ? O gelen göbekli amca pedagog değil ve çocuğa bariz yanlış yönlendirme yaptı.

2. Madem medeni bir şehir haksız yere işten çıkartıldığı için ve iade-i itibari için neden maddi manevi tazminat davası açılmadı ?

3. Madem medeni bir şehir, markette dayak yiyen adam niye polise gitmez ?

4. Bre geri zekalı ! Madem kafa atıp, koca adamı yıkabiliyorsun, ilk seferde karşı koysana !

5. Bre geri zekalılar ! 2 dakika önce dövdüğüz adam tekrar içeri girip sadece kafa attı diye niye adama alışveriş yapma imkanı tanıdınız ? 2 dakika önce el birliği ile adamı dövmüştünüz.

6. Kendisini zor zamanında yarı yolda bırakıp, sapık diyen sevgiliyle bir sene sonra tekrar birlikte olmak ne derece mantıklı ?

bunlar ilk aklıma gelenler ve daha niceleri var...
--spoiler--
içerisinde bir çok orospu çocuğunu, iftiracı piçi barındıran film. Ağzını siktimin yavşakları.
Sonu yarak gibi olan güzel film.
Bir yıl sonra suçsuz olduğu nasıl anlaşıldı? Biranda o kadar insanın tepkisi nasıl söndürüldü? Klaranın yalan söyledim demesini takmadı anası babası da niye biranda ikna oldular. O boşluğu doldurmalıydı.
Konusu muhteşem. insanı gerim gerim geriyor ama sikimsonik bir finalle deli etti şahsen beni.
Yapacağınız filmi sikeyim. Ben gidiyorum.
izlerken insanı sinir krizlerine sokan nadir filmlerden biridir. ayrıca insanı etkileyen çok az sayıdaki avrupa filmleri arasında da rahatlıkla yerini alır. çocuk, hadi çocuk olduğu için aptaldır ama öğretmenlerin ve velilerin de bu kadar aptal olması insanı deli ediyor. tamam konu hassas. ailelerin endişesi de anlaşılabilir ama o yaştaki veletlerin hayatının yüzde ellisi yalandan, yüzde eliisi de hayal güçlerinden ibaret zaten. böyle de yargısız infaz yapılmaz ki.

bu filmi izleyenlerin hoşuna gidebileceği o nadir filmlere iki örnek ise;
(bkz: ben x)
(bkz: klass)

şimdi spoiler;

--spoiler--
filmin son sahnelerinde, taciz suçlamasıyla iftira atılan adamın oğluna av tüfeği veriliyor ya. ve adamı tacizle suçlayan herkes de o sırada orada ya. işte tam o anda çocuk o tüfekle herkesi katletse süper olurdu ya nesyse.
--spoiler--
mads mikkelsen'in bu rolden sonra hannibal gibi bir karakteri canlandırması isabet olmuş.

keşke dizide de o amına koyduğumun kasabasına gitse ve kendisini haksız yere dışlayan tüm kasaba halkını bi kesip yese.

tanım: 2012 yapımı danimarka filmi. puanım 8/10
Sinir hapı içmeden izlenmemesi gereken bir film...

iftiraya uğrayan abimizi bağıra çağıra savunmak istedim.

Böyle bir senaryo Amerikan Sineması'nın popülarite , para kazanma arzusu ile çekilseydi çok sıradan olurdu.Filmdeki o durgunluk ve sıradan insanlar izliyormuş hissi gerçekçiliği en üst seviyelere ulaştırıyor.
kuzey avrupa sinemasının en güzel örneklerinden biri. filmde ki rolü mads mikkelsen'e cannes'te en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandırmış ama az bile kalmış ödül.

--spoiler--
film boyunca lucas sakin kalmayı başardıkça ben kendimi o kadar sıkmışım ki o gün boğazım şişti. iftira ne lanet şeymiş. en yakın arkadaşına da anlatamıyosun derdini. klara'nın ailesi çocukla o kadar ilgisiz ki kızın bazı takıntılarının bile farkında değiller. abi desen ayrı bir mal. kasabalı zaten iki yüzlü. fatura da kendi halinde oğluyla yaşama mücadelesi veren lucas'a kesildi.
--spoiler--
iyi ki canımız sıkıldı bi film izleyelim dedik. gecemin içine sıçmıştır, senaristinden ışıkçısına kadar hepsin... teşekkür ederim. filmin sonunda bi yıl sonra iyi adamın suçsuzluğu anlaşılınca bi kere diğer o şerefsizler adamın ayağına kapanıp özür dilemeliydi. ben öyle bir sahne görmedim. bu filmin izleyicisine yaptığı büyük bir saygısızlık. içim rahatlamadı. enerjim içimden alınmadı. onların o acınası, suratlarına tükürülesi halini görmeliydim. o yüzden bok gibi filmdi işte. hiç sevmedim. böyle film mi olur lağ. olan köpeğe oldu ben ona acıyom. katili de o cadalozdur.
Cidden insanın sinirlerini bozan film. Tekrar tekrar izlenilir. Her seferinde ağlanılır.

--spoiler--

Klara küçük şeytan. Senin gibi çocuk olmaz olsun. Annen de sen de o baban olacak theo da lucas'ı bitirdiniz. Adamı paramparça ettiniz be. Keşke lucas cidden şu kıza bir şey yapsaydı da benim de içim rahat etseydi.

Gelelim olayın baş sorumlusu müdüre grethe kızım sen nasıl bi insansın. Küçücük bi çocuğun söylediği bir sözü nasıl ciddiye alıp adamı suçlu çıkartırsın ya. Neymiş efendim çocuklar yalan söylemezmiş. Çocuk yalan söylemiyor da koca adam mı yalan söylüyo. Hey allahım sen akıl ver.

Lucas canım. Sen de niye kendini savunmadın. O küçük şeytan bana aşık oldu öpmeye kalktı demedin niye be niye. Ama o kilisede ağlayışın theo'ya suçsuz olduğunu kanıtlaman içimi dağladı be..
Köpeğin öldüğü ve lucas'ın oğlunun kavga ettiği sahneler muazzamdı. Ama filmin sonunda anladık ki lucas avcıyken av oldu. Bu leke de üstüne yapıştı kaldı...

--spoiler--
lars von trier'in "ayakkabınızda taş varmış hissi"ni yaratan film diyecektim ki yönetmen zaten trier ile kafadarmış. sinir zıplatır bu film. ayrıca fena halde dogville'i de çağrıştırdı. aynı tip kıt kafalı, yapmacık insanlar ve bir kasaba.

herkesin izleyip gereken dersi almasını öneriyorum.