bugün

Her şey mümkün seninle, her şey kabil bağrındaki anaçlığınla, bitmez tükenmez kadın albeninle.
Gerdanından sarkıttığın kokunla kâh hafifmeşrep kadın edan, gırtlağından çıkan mozaik ezginlinle kozmopolit kimliğin, ele avuca sığmaz neşeyle kâh gece hayatı ezgilerin, yılgın ve bitkin ama günah-korku karışımına davet eden kallavi bitez arka sokakların fahişeleriyle, kâh ümitle köyünden göç eden umutsuzluk olan imkânlarınla;

istanbul, seninle neler yapılmaz ki, neler olunmaz ki istanbul'da?..
hayatımda dinlediğim en güzel şarkı.

hatta geçenlerde mekanında yani istanbul'da dinledim, daha da bir beğendim...

her dinlediğimde hüzünleniyorum...
pinhani'nin melodisi şirin, sözleri manidar çıkış şarkısıdır. grubu kimseler tanımazken, dikkatimi çeken ilk pinhani şarkısı olmuştur. pek güzel benzetme ve betimlemelerden oluşan sözleri ile insanı otomatikman kendine çekmektedir. misal;

"evin önünde sulanmayan çiçekler gibi başım düştü saksıma" derken, unutulmaktan yakınmaktadır. kurumak üzereyim gelin kurtarın demektedir adeta.
"kaçamayıp da saklanan kedicikler gibi sığındım senin sıcaklığına" bölümünde, kaçmak istesen de kaçamayacağını anlayınca yapacak tek yolun ona sığınmak olduğunu belirtir.
"yere düşünce kırılmayan bir oyuncak gibi alıştım ben yuvarlanmaya" kısmında ise, artık yere düşmeye, darbe almaya alışmış olduğunu, bünyenin buna bağışıklık kazandığını söylemektedir.
mirkelamın çok ama çok güzel yorumladığı şarkı. sözleri hayattan kesit gibi...

kabuğu olan istanbula sığınanın bir kaç gününün özeti.
ayrılığın ilk günleri... istanbulda olunca acısı çok yakmaz. ama yabancı bir yerdeyseniz, koyar da koyar. aslında annenize bahsetmezsiniz aşklarınızdan filan ancak annenize sarılıp ağlamayı hayal edersiniz. fakat istanbuldaysanız gözyaşınız başka akar, silecek birileri vardır yanınızda. güldürmek için kıçını yırtan arkadaşlarınız vardır. zorlansanız bile nezaketen gülersiniz, hiç olmadı kıçınızla. sonra bakarsınız gülüşler yayılır ortalığa. sizinkini seçemezsiniz arkadaşlarınızınkilere karışmıştır. ne ayrılığı, ne sevgiliyi hiç bir şeyi anımsamazsınız.
içtiğiniz şaraplar diretse de onu hatırlatmaya içtikçe unutursunuz. çünkü artık istanbuldasınız, gerçek yuvanızdasınız. artık hayatın tadını alma zamanıdır.
istanbul'da sonbahar'ı vapurda dınlemektir
kadıköy de meydana oturup gelen gecen vapurlara goz kırpıp acını karsıya yollamaktır
istanbul'dadır hersey aslında anlatana anlayabılene yasayana cok sey gosterıp ogretendir.
sevemiyorsan istanbul' u benim gibi
kaçalım yine bozkırlara.
''kaçamayıp da saklanan kedicikler gibi
sığındım senin sıcaklığına''

istanbul benden büyük adlı şarkıyı üzülerek kenara atıp içinde istanbul geçen en güzel şarkı olarak kabul ediyorum bunu.

sığındım senin sıcaklığınaaa
istanbul'daa
slow hali daha güzel olan bir mirkelam şarkısıdır:

Eğlenmeye bak şu sevgili dünyada
Zevk almayı tat özverili dünyada
istanbul'da istanbul'da
istanbul'da istanbul'da
iStanbul'da bir barda bir bardak şarap yanımda
Seni özlüyorum kaçsam da buralara
Arkadaşlar geldi sonra oturdular masama
Düşünmedim seni o an onlarlayım nasıl olsa
bu kadar içten sözlerle anca bu kadar güzel bir sesle öylesine bir şarkı oluşur. ötesi yok.
1995 senesine ait olmasına rağmen hala başa alıp alıp dinlediğim bir şarkıdır, iyi ki piyasa olmamıştır vaktiyle ve boku çıkartılmamıştır... mirkelam'ın birbirinden güzel şarkılara sahip olan ilk albümünün sonuncu ve en hayvan güzel şarkısıdır.
(bkz: mirkelam)
istanbulda nefes almak bi başkadır, yaşamak bi başkadır istanbulda. uyandığın zaman seni içine çeken kokusu ve doyulmaz güzelliklerdir istanbul da yaşanan. attığın her adımda yeni bi dünyaya varmaktır istanbul da. istanbul da aşk bi bişkadır. aşık olursun o eşşiz kimliğiyle ve esrarengiz çekiciliğiyle istanbul'a. öğrenmektir yeni yeni güzellikleri fark etmektir içindeki benlinği...
hafif yalnızlık varsa damarlarında ve yaşadığın yerde mecburiyetten bulunuyorsan insana baya bir koyabilecek şarkıymış bu,yeni anladım ...

(bkz: edirnede kimim var kimin için bu toz duman)

bok ettim şarkıyı bakınızı unutun ...

(bkz: istanbulda kimim var kimin için bu toz duman)

evet şimdi aslı oldu aslında ...
içinde istanbul geçen en güzel şarkılardan biridir pinhani'nin yaptığı. klibi ise amatör gözükmesine karşın oldukça samimi. ayrıca, grubun aleme aktığı ilk klip olması bakımından kendileri için önemlidir.
--spoiler--

Çok acele gelmen lazım
Bize istanbul yakışır...

--spoiler--

kendime bir şehir yakıştıracak olsam istanbul olurdu. şarkı burada bitmiş, gökhan semiz hayatta olsa gözlerinden öperdim!
istanbul'u sevemeyip, bozkıralara kaçan bünyelerin vazgeçemediği.

--spoiler--
sevemiyorsan istanbulu benim gibi
kaçalım yine bozkırlara
--spoiler--
istanbul'da herşey hızlıdır.bitmek bilmeyen bir telaşla yaşar herkes.sessiz bir köşesini bulmak zordur.belki sabaha karşı kısa bir süre yakalarsın sukünetini ezanla dagılır durgunluk,martılar çığlıklara boğar istanbulu.yorucudur da istanbul sukünu az oluşundan ötürü.hiçbirşey yapmadan,öylece bir köşeye çekilip istanbulu izlemek bile yorar insanı,kalabalığı,koşturmacası,uçlarda gezinen hayatları öyle çok düşündürür ki düşüncelerde kaybolur,yolunuzu bulmaya çalışır yorulursunuz.
renklidir hayat istanbulda,çeşitlidir.dışarı çıktığınızda nasıl bir gün yaşayacağınızı kestiremezsiniz.bu yanıyla fark atar ankaraya.çünkü ankarada yaşam döngü halindedir.dısarda kimlerle karşılaşacağınız,nasıl bir gün gecireceğiniz bellidir.rutinleri çoktur.oysa istanbul laf dinlemez yaramaz bir çocuk gibidir.hep yeni birşeyle gelir.bazen kırıp döker,bazen telafisi zor yaralar açar,bazen yalnızlığınızı özgürlükle kamufle edersiniz istanbulda..
ne çok şey yazılır istanbulda diye başlayarak..
istanbul'da doymuşluk vardır artık. asla yeni şeyler gösteremezsiniz, asla şaşırmaz. o sizi sevemez asla. severmiş gibi yapar.
istanbul'da yaşamak sağlam kalpler ister, ortada dolaşan sallantılara direnebilmek için.

istanbul'da sen yoksundur.

istanbul'da ödüllerini kendin yakalarsın.
istanbul'da
Boğaziçi'nde
Bir garip Orhan Veli'yim
Veli'nin oğluyum
Târifsiz kederler içindeyim.
Urumeli hisarına oturmuşum
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum
istanbul'un mermer taşları
Başıma da konuyor martı kuşları
Gözlerimden boşanır hicrân yaşları
Edâlım
Senin yüzünden bu hâlim
istanbul'un orta yeri sinema
Garipliğim mahzunluğum duyurmayın anama
El konuşur sevişirmiş bana ne
Sevdâlım
Boynuna vebâlim
istanbul'da Boğaziçi'ndeyim
Bir garip Orhan Veli
Veli'nin oğlu
Tarifsiz kederler içindeyim
bunun mirkelam'a ait olanı en güzel olanıdır. hala dinlemeyenlere ısrarla dinletilmeli, dinleyip de beğenmeyenlerin kafalarına odunla vurulmalıdır.
sözleri,bu sözlerle uyum içerisinde olan melodisi ve özellikle de klibi çok derinlere dokunan grup vitamin şarkısı.bu şarkı ve ait olduğu klibin, izleyen bünyeleri hüzünlere gark etmesi;buram buram veda kokması,ekibin diğer elemanlarının klipteki görüntülere yansıyan çökmüş halleri,gökhan semiz'in-yaşadığı dönemde- garip bir şekilde barış manço sıcaklığı vermesi ve en önemlisi de tüm duygular gibi hüznün de tarifinin istanbul'da gizli olmasındandır.
çocukluğumu güzelleştiren grubun hüzünlü şarkısı.

bir vitamin vedası.

gökhan semiz'e vedasıdır.
"olmak vardı anasını satayım" diyerek devam etmesi gereken cümlecik.
'sevemiyorsan istanbul' u benim gibi'
'kaçalım yine bozkırlara'

dizeleriyle ve bana martıların seslerini hatırlatan çok hoş girişiyle içimi deşen; ankara'yla zaman zaman büyük sürtüşmeler, iç hesaplaşmalar yaşadığımda kendimi avuttuğum şarkı olmuştur.

sonra gene aklıma yazarın ankara'nın en çok nesini sevdin sorusuna "istanbul'a dönüşünü" diye cevap vermesi gelir ve gene hüzünlenirim.

istanbul'u, şehrin tezatlığını en güzel anlatan parçalardan biri benim için.
insanı geçmişe götüren gökhan semiz şarkısı. yoksun yanımızda gökhan abi özlemişiz çok.
--spoiler--
Bu sabah yine her sabah ki gibi sıkıldım istanbuldan Moralim bozuk, cereyan kesik, hele bir de sen yoksun ya çok yazık
--spoiler--
erdem ergün şarkısıdır.

Bembeyaz kar tanesi
Yere düşer kaybolur
Üşürüm yavaş yavaş
istanbul yanar durur

Ben miyim kar tanesi
Bu şehirde kaybolan
Gittiğim adresleri
Ne bilen ne de bulan

Başladım zordan
Bilmedim yol yordam
istanbul'da off off offfff

Yolların boğazına
Düğüm düğüm olur gelir
Yorulmuş ışıkların
Karanlığa gizlenir

Ben miyim kar tanesi
Bu şehirde savrulan
Çalınmış kuytuları
Arayıp sorup duran

Başladım zordan
Bilmedim yol yordam
istanbul'da off off offfff