bugün

müslümanlığın doğduğu zamandan bu yana 1400 sene kadar bir zaman geçti. bu zaman dilimi içerisinde gerek dinin kuralları, gerek peygamberin şahsiyeti, gerek müslüman halkların durumu her zaman eleştrilere maruz kaldı.

islamı eleştirenlerin bir kısmı bu din hakkında bilgisi olmayan, kulaktan dolma bilgilere aldanıp önyargı sahibi olmuş kimselerken, diğer bir kısmı tamamen hayatlarını islam karşıtlığına adamış kimselerdir. öyle ki bu kimseler adeta kalplerinde putlaşan islam karşıtlığı ile her türlü dini bilgiyi yarı doğru yarı yanlış kendi kinlerini kusma yolunda kullanırlar. magazincilerin röportajları kesip yayınlaması gibi kur'an ayetlerinin önünü arkasını kırparak önünüze sunarlar. hadis ayıklarlar, sürekli kusur ararlar...

bu çabada olanları bir süre incelerseniz 1400 yıldır süre gelen eleştirilerden daha yenisini sunamadıklarını görürsünüz. geçen yüzyıllar içerisinde yapılabilecek bütün karalama teknikleri denenmiştir, islam karşıtları kendilerini tekrarlamakta yeni bir eleştiri getirememektedirler.

bununla beraber bu kişilere 1400 yıldır verilebilecek cevaplar da verilmiştir. sorular aynı cevaplar da aynı iken artık bu kişilere daha fazla dil dökmeye gerek de kalmamıştır.

islam alimleri eleştirilere cevap niteliğinde ciltlerce kitaplar yazmışlardır. özellikle pek çok konuyu akıl boyutunda cevaplandırmaya çalışmışlardır, zira karşısındaki kişi sorgulamasını, dünyevi pencereden bakan cüzzi akıl ile yapmaktadır. bu haliyle de islam dini alimleri kadar dünyevi akıl boyutundan cevap vermeye çalışan başka dinlerin temsilcileri olmamıştır.

kaldıki bir müslüman kimseye birşey ispat etmek zorunda değildir. dünyevi akılla açıklanamayan allah, vahiy, ahiret, cennet, cehennem gibi konular bu dinin temelidir. bu din dünyevi akılla cevaplar arayanlar için inmemiştir. bir müslümanın yaratılma amacı, yaratanını kendi seviyesine indirmek değil, onun istediği seviyeye yükselebilmektir. kutsi hadiste, "Ey Âdemoğlu, seni Kendim için yarattım. Eşyayı da senin için yarattım. O halde Kendim için yarattığımı, senin için yarattığımın ayarına düşürme" denmektedir. bu halde biz en başta kendi ayarımızı düşürmemeye bakmalıyız. olması gereken ayarda olanlara şu ayetle ferahlama kapısı açılır inşallah: "Varlığımızın delillerini, ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur'an'ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?"(41/53)

islam dininin koruyucusu olmaya çalışmak her baba yiğidin kaldırabileceği bir durum değildir. herkes öncelikle kendi içindeki dini korumaya çalışmalı, insanlara cevabı sözünden çok haliyle vermelidir. bu dinin koruyucusunun kim olduğu bellidir(hicr-9).

böyleye böyleyken başlıkta vurgulanmak istenen duruma bir daha dönmek gerekirse, kişinin dini hakkında insanları bilgilendirmesi elbette faydalıdır. dine karşı aklında önyargılar oluşmuş kişileri en uygun şekilde bilgilendirmek de doğru bir davranıştır. ancak amacı tamamen dinlere saldırmak olan kişilere cevap yetiştirmeye çalışmak bir müslüman için son derece gereksiz bir davranıştır. kaldıki o kişi zaten seni çabalatmak istiyorken...

boş yere dolduruşa gelmeyelim, öfkemize yenilmeyelim.

müslüman olduğumuz için çok şükredelim yeter.
güncel Önemli Başlıklar