bugün

dil konuşmadan öğrenilmez. gramer mıramer s.klemeden tarzanca konuşun. karşınızdaki bir şekilde anlıyor. zamanla da her şey oturuyor.

not: esnaf ingilizcesi.
Aranızda a2-b1 seviyesinde olan varsa pratik yapalım dediğim öğrenme.
söylenilenlerin aksine okulda ve kendi kendime öğrendiğim dil. üstelik lisede almanca okudum, hemen hemen hiç ingilizce görmedim. o yüzden kusura bakmayın da, biraz bahane üretiyorsunuz. bi kraliçe elizabeth ol demedik ama normal bir insan ilgisi isteği varsa öğrenebilir. ayrıca başka dillere merak sarmış herkes bilir ki ingilizce çok çok kolay bir dildir. hatta türkçeden bile kolaydır ama anadil olduğu için doğal olarak anlamıyoruz.
iyi bildiğiniz zaman hala fark yaratan meleke. ama gelin görün ki pratik yapmadan da öğrenilmiyor. konuşma fırsatı arayıp bulamayanlara özellikle kendi mesleklerinde kendini geliştirmek isteye yöneticilere ve çalışanlara mesleki veya iş ingilizcesi fırsatı sunan şirketi tavsiye ederim
Yazarak yapabiliyorum yazılanları da çat pat anlıyorum ama ingilizce konuşulduğu zaman anlamıyorum MK ya.

Youtube dan Amerikalıların roportajlarini izliyorum kelimeleri çok yutarak soyluyolar hiç bi bok anlamıyorum. Çok hızlı konuşuyorlar.
bazen de insanı utandırandır ;

ortaöğretimde fransızca okuduğum için mesleğimde şart olan ingilizceyi öğrenmek üzere evimizin altında faaliyet gösteren dil okuluna başvurdum.
bana özel ders verin ve kısa sürede bu dili öğretin dedim. her gün iki saat ders almaya başladım. dil okulunu genç bir karı- koca işletiyordu.
kadıncağız bana hocalık yapmaya başladı. eşim de ; ben de unuttuğum ingilizcemi hatırlayım diye derslere girip bizi izlemeye başladı. tahminim ; ben kıskandığı için hoca ile yalnız bırakmamaktı amacı
elli saat kadar ders görünce hoca ;
- hadi kendini tarif et ingilizce olarak dedi. ben başladım ; boyum şu kadar, saçların böyle, kilom şöyle derken, gözlerim kahverengi diyeceğime yumurtalarım kahverengi demişim.
hocaya bir gülme krizi geldi ve kendini dışarı attı. ben bir şey anlamamıştım . eşim ;
- puh sana ! hocaya yumurtalarının kahverengi olduğunu söyledin. dedi.
önce çok utandım ama sonra eşime dedim ki ; ya gözlerim mavi olsaydı, hoca meraktan çatlamaz mıydı ?
meğer göz ile yumurta kelimelerinin yazılışı birbirine çok yakınmış.

hoca dersler bitene kadar bana göz ve yumurta ile ilgili cümle kurdurmadı.
ingilizce öğreniyorum.
Hah konuyu tam kavradim diyorum youtube daki ingilizce yorumları okuyorum.
Öğrendiklerimle alakası yok ki MK.
Misal cümle yapisi ne olursa olsun özne-yüklem-nesne falan filan gider diyo.
Youtube dan bakıyorum amerikalilar başa zamir sonra nesne sonra yükleme koyuyorlar Hayır daha onlar bile bu grammer kurallarına uymuyorlar biz nasıl yapalım MK.
Aslında gözümüzde buyuttugumuz olaydır.

Kalkıp bir Çinli o alfabeye o aksana rağmen nasıl konuşabiliyor bir Arap o alfabeye o arap aksanina ragmen nasıl catir çatır ingilizce konuşabiliyor.

Bizim en azından harflerimizin yazılımı ve bazı harflerin okunusu bile ilgilizce alfabeyle aynı.bu adamlar ilk defa böyle harflerle karşılaşıyolar ve ona ragmen nasıl catir çatır konuşuyorlar.
Kursa vereceğiniz paranın 15-20 katını verin yurtdışına çıkıp da öğrenin denilesi.
Çok zor birsey. Hic baslamayin. Evet.
(bkz: ingilizce öğretmenliği bölümünü ingilizce okumak)
doğru yöntemlerle yapılırsa, sanıldığı kadar da zor olmayan eylem.

bu vesileyle, ingilizce hoşçakal demenin 44 yolu konulu ders, az sonra canlı yayında şu kanalda olacaktır:

https://www.youtube.com/watch?v=NwlqNZktlSk
ingilizce konuşmazsanız, ingilizce konuşamazsınız.
listening eksiğimi gidermek için pratik yapmaya başlayıp bir ucundan tuttuğum eylem.
sözcüklerin türkçe karşılığını ezberledikten sonra gerisi çok kolaydır.
dil ile surekli hasir nesir olunarak ogrenilir. kullanilmadiginda zamanla unutulur. altyazili film, dizi izlemek, ingilizce level 1'den baslayarak (level 1-6, sonrasi yabanci basim kitaplar) kitap okumak, belirli sitelerde (interpals.net) dil ogrenme amacli insanlarla muhabbet etmek, gun icinde kendinize dil ile alakali birkac aliskanlik elde etmek(sarki sozlerini anlamaya calismak, duydugunuz cumleleri ingilizce'ye cevirmek icin cabalamak vs.) ise yarayabilir.

not: atanmis ingilizce ogretmeniyim, ekstradan sorusu olan gunun her saati yazabilir.
hep ertelediğim ama yapmayı da düşündüğüm eylem.
18 yaşını aşmış birini ingilizce bilmemesi kadar korkunç bişey olamaz.
Günümüzde kariyer yapmak isteyenler için olmazsa olmaz bir dil ama ülkemizde doğru dürüst konuşanı olmayan lisan lafa sıra gelince herkes ingilizce biliyor zamanında çok iyi olduğum ama değişik işlerde fabrikalarda çalışmanın sonucu olarak geliştiremediğim dil olmakla beraber bir türlü vakit ayırıp çalışamağım ilk fırsatta ilerletmek istediğim dildir ...
çağımızda yaşayan her bireyin kendine borcudur.
(bkz: https://www.youtube.com/c...iLRMmdTutMCmlDxKAQ/videos)
burdan başlayabilirsiniz, kolay gelsin, dünyanın ortak iletişim dilini bilmeden olmuyor gerçekten.
Kelime bilgim var ama cümle kuramıyorum. Amına koyayım böyle işin.
üniversiteyi bitirmeden öğreneceğim. bu yıl iyi bir fırsat mı bilmiyorum. ama çalışkanımdır üstesinden gelirim. telafuzumun fena olmadığını düşünüyorum tek gereken doğru düzgün bir kurs ve birkaç yabancı arkadaş.
Karşılıklı ingilizce konuşarak pratik yapabileceğimiz girl'ler looking for'lanır.
ülkemiz şartlarında kültürlü ve donanımlı birisi olmak için her türlü ihtiyaç duyulan şeydir ingilizce öğrenmek. hazırlık sınıfında, kurslarda, internet aplikasyonlarında, okullarda öğrenilebilir. her türlü yarar sağlayacak bir yetenektir. gramer yapılarını öğrenmek (past tense, present tense, future tense, present perfect tense gibi) ve kelimeler öğrenmek temel aktivitelerdir.