bugün
- anın görüntüsü14
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu27
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak10
- vallahi de kemal'in düşmanıyım10
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi15
- kıza iğne batıran türbanlı14
- meral akşener18
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi18
- kendini bir görsel ile anlat22
- uludağ sözlük köpek avlama timi18
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği8
- saraca silsüpüroğlu12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak11
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali11
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- xdearm10
- jose mourinho25
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- icardi190543
- sekse doymuş erkek12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel20
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- albay kemal14
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- güçlü kadınların ortak özellikleri8
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
diger dillere ve almanca'ya nazaran daha kolay olan bir dili ogrenmektir..
ingilizce'yi ogrendiginiz zaman cogu dillerin temelini almı$ sayılırsınız,zira hepsi ingilizce den turemi$ gibidir..
ingilizce'yi ogrendiginiz zaman cogu dillerin temelini almı$ sayılırsınız,zira hepsi ingilizce den turemi$ gibidir..
norveççe öğrenmeden anlam ifade etmeyecek olan eylemdir.
ingilizce konuşabilme yetisine sahip olmaktır.
fransızca ya da rusça öğrenmekten kat kat kolay olandır.
Bir fakültede herkesin biz niye onların dilini öğreniyoruz onlar bizim dilimizi öğrensin dediği bir ortamda bir öğrenciye fikri sorulduğunda 'Düşmanın dediğini anlayalım ki bize zarar veremesin demişti.'Söylentiye göre hoca da dahil herkes onu alkışlamış.
i am 18 years old.
eğer buradaki 18 sayısını "on sekiz" diyerek okuduysanız, ingilizceyi tam anlamıyla sindirememişsiniz demektir.
eğer buradaki 18 sayısını "on sekiz" diyerek okuduysanız, ingilizceyi tam anlamıyla sindirememişsiniz demektir.
hepimizin öğrenmesi gereken bir dil, öğrenmeyi hayal ediyorum, umarım bir gün bunu başarırım.
dünyadaki en kolay dili öğrenmektir.
türkçe altyazılı film, dizi vs izlemek bu konuda inanılmaz yardımcıdır. telaffuz ve kulak aşinalığı katar ki bunlar dil öğrenmede çok önemli unsurlardır.
Söz konusu gramerse çok kolay olan iş. ingilizce gramer olarak dünyanın hem en zevkli hem en kolay dillerindendir. Matematik gibidir, oraya buraya çekemezsiniz, iki artı iki eşittir dört şeklinde net cümleler kullanmak zorundasınız. Almanca'daki veya Türkçe'deki gibi duruma göre değişen artikeller, durum hal ekleri yoktur.
Lakin ingilizce kelime açısından dünyanın en zengin dillerinden biridir. Siz deyin 1 milyon ben diyeyim 1.5 milyon kelime vardır. Bizim Türkçe'deki önemli kelimesi bağlama göre 83 kelimeyle karşılık bulmaktadır. işte ingilizce öğrenenlerin çuvalladığı yer burasıdır. Sözlükten açıp baktıkları kelimeleri olur olmaz yerde kullanarak kimi zaman vahim kimi zaman gülünç hatalara sebep olmaktadır. Her "important" olay "important" kelimesiyle karşılanmaz; bağlama göre "significant, notable, noteworthy" devreye girer. Yanlış kelime seçimi, ingiliz'in içten içe sizinle alay etmesine sebep olur.
Peki ne yapmalı? Asla kelime ezberlenmemelidir çünkü üç gün sonra unutursunuz; yapmanız gereken tek şey bol bol okumak ve yazmak, bol bol okumak ve yazmak, bol bol okumak ve yazmaktır.
Newsweek'ten tutun Internet'te sevdiğiniz sanatçılarla ilgili haberleri veya sevdiğiniz yazarın orijinal kitaplarını, gazeteleri, ürün ambalajlarını ne bulursanız okuyun. Bilemediğiniz her kelimeye bakmaya kalkmayın, daha ikinci sayfada mide gazı yapar, sıkıntıdan patlayıp ayyy diye bağıra çağıra masadan kalkarsınız. Bırakın bağlam size kelimeyi anlatsın. Bağlamdan çıkaramadığınız veya merak ettiğiniz kelimelere bakın. Ama yine anlamını ezberlemek için koyun gibi kafanızda tekrarlamayın. Birkaç kez denk geldikten sonra o kelime dimağınıza yerleşecektir.
Sonra bir gün bir bakacaksınız ki o kelimeler ölü balıkların suyüzüne vurması gibi pıt pıt aklınızın yüzüne vuracaktır. Siz de şaşalayacaksınız ama emeklerinizin karşılığını almaya başladınız işte. Sonra istediğiniz yabancı kızı netten düşürebilirsiniz artık.
Edit: "yazın" kısmını biraz es geçmişim. Günde birer ikişer paragraflık yazılar yazın. Sürekli kullandığınız kelimeleri tespit edin. Mesela her önemliye "important important important" diyorsanız kelime importantlığını (önemini) (bkz: cin kelime oyunları yapmaya çalışmak) kaybeder. Bir adet Theasurus (kitapçılarda bulunur, yenir bi şey değildir) yani eşanlamlılar sözlüğü satın alın; ordan bağlam olarak uygun olanlarını kullanmaya çalışın.
Lakin ingilizce kelime açısından dünyanın en zengin dillerinden biridir. Siz deyin 1 milyon ben diyeyim 1.5 milyon kelime vardır. Bizim Türkçe'deki önemli kelimesi bağlama göre 83 kelimeyle karşılık bulmaktadır. işte ingilizce öğrenenlerin çuvalladığı yer burasıdır. Sözlükten açıp baktıkları kelimeleri olur olmaz yerde kullanarak kimi zaman vahim kimi zaman gülünç hatalara sebep olmaktadır. Her "important" olay "important" kelimesiyle karşılanmaz; bağlama göre "significant, notable, noteworthy" devreye girer. Yanlış kelime seçimi, ingiliz'in içten içe sizinle alay etmesine sebep olur.
Peki ne yapmalı? Asla kelime ezberlenmemelidir çünkü üç gün sonra unutursunuz; yapmanız gereken tek şey bol bol okumak ve yazmak, bol bol okumak ve yazmak, bol bol okumak ve yazmaktır.
Newsweek'ten tutun Internet'te sevdiğiniz sanatçılarla ilgili haberleri veya sevdiğiniz yazarın orijinal kitaplarını, gazeteleri, ürün ambalajlarını ne bulursanız okuyun. Bilemediğiniz her kelimeye bakmaya kalkmayın, daha ikinci sayfada mide gazı yapar, sıkıntıdan patlayıp ayyy diye bağıra çağıra masadan kalkarsınız. Bırakın bağlam size kelimeyi anlatsın. Bağlamdan çıkaramadığınız veya merak ettiğiniz kelimelere bakın. Ama yine anlamını ezberlemek için koyun gibi kafanızda tekrarlamayın. Birkaç kez denk geldikten sonra o kelime dimağınıza yerleşecektir.
Sonra bir gün bir bakacaksınız ki o kelimeler ölü balıkların suyüzüne vurması gibi pıt pıt aklınızın yüzüne vuracaktır. Siz de şaşalayacaksınız ama emeklerinizin karşılığını almaya başladınız işte. Sonra istediğiniz yabancı kızı netten düşürebilirsiniz artık.
Edit: "yazın" kısmını biraz es geçmişim. Günde birer ikişer paragraflık yazılar yazın. Sürekli kullandığınız kelimeleri tespit edin. Mesela her önemliye "important important important" diyorsanız kelime importantlığını (önemini) (bkz: cin kelime oyunları yapmaya çalışmak) kaybeder. Bir adet Theasurus (kitapçılarda bulunur, yenir bi şey değildir) yani eşanlamlılar sözlüğü satın alın; ordan bağlam olarak uygun olanlarını kullanmaya çalışın.
4.sınıftan itibaren hayatımıza sokulduğu için diğer dillere nazaran kolay gelmektedir. eger aynı zamanda almanca da konsa o da kolay gelir.
(bkz: ağaç yaşken eğilir)
(bkz: ağaç yaşken eğilir)
Almanca'nın dişi, eril, nötr sorunsalı, her fiilin zamire göre ayrı ayrı çekimlenmesi vb antika kuralları, Fransızca'nın aksanları (bu aksanlara göre tüm paragrafın anlamı değişebilmektedir), kuralların yanında sonradan eklenmiş ezberlenmesi gereken bir yığın istisnası nedeniyle çok daha kolay olan işlem.
(bkz: fazla eğersen kırılır)
(bkz: fazla eğersen kırılır)
her insanın yapamayacağı eylemdir. kapasite meselesi kardeşim. adam diferansiyel çözüyor ama ingilizce öğrenemiyor. yapacak bir şey yok, kadere boyun eğmek lazım.
iyi bir gelecek için öğrenilmesi mecbur artık. yaşınız genç ise zaman kaybetmeyin..genelde kadınlar bu işi iyi beceriyorlar..
unıversıte de son sınıfa kadar kaldıgım ders. ve bır turlu ogrenmek isteyip öğrenemeyişimi görerek acaba bende bir sorun mu var diye kendime sormadan edemiyorum.
"dil" konusunda yeteneği ve merakı olmayanlar için sancılı bir süreçtir.
özel bir kursa gitmedikten sonra zordur. ilkokuldan başlayarak lise sonuna kadar her sene görüldüğü halde hiçbir şey öğrenilemediği çok açık ortadadır.
ortaokul ingilizce dersi kitaplarından çalışmaya başlamak ve istikralı biçimde çalışmak öğrenme sürecinin püf noktalarıdır. şu ilköğretim ingilizce kitap, test vs ler öğrenme sürecini ve psikolojisini ciddi biçimde destekliyorlar. hemen tofl veya üds hazırlık kitaplarının taklitleri olan kaynaklara yöneldiğinizde hem çabuk sıkılıyorsunuz hem de çok fazla ağır kaçıyor. bizim yanılgımızda burada, biz mantığımızı az kullanan hatta mantığını neredeyse kullanmayan bir milletiz. öğrenme süreciine zihinsel olarak hazırlanmıyoruz, öğreneceğimiz şey üzerine düşünüp analizler yapmıyoruz, hemen dalıyoruz konuya. ve neticede konu bizi tekila gibi çarpıyor. bir daha baştan bir daha baştan alıp kafayı kırıyoruz.
bu her şey için geçerlidir, öğrenme süreci üzerine zihinsel ve psikolojik olarak yeterince hazırlık yapılmalıdır. mesela ben de ingilizce öğrenme konusunda bu aralar çok istekliyim ama benim buna zihinsel olarak hazırlanmam çok daha önce. fırsatım olmadı, keşke daha erken başlasaydım. neyse ben bir yayın evinde çalışıyordum, biz yayınevinde ilköğretim ingilizce testleri vsleri felan satıyorduk. bir gün ofiste tek başımayım, aldım kitapları inceledim. saatlerce karıştırdım, o kadar keyifli geldi ki o kitaplardaki ingilizce bana, çat pat bilgimle boşluk doldurmalı testler var, onları felan doldurdum. o güne kadar kafamdaki öğrenilmesi zor ingilizce, o günden sonra resim defterimize ilkokulda bacasıyla beraber çizdiğimiz eve bakmak kadar heyecanlı bi hal aldı. şu an ingilizceye o kitaplardan çalışıyorum çok da iyi gidiyorum, hatta bugün afrikalı saatçilerle 1 saat muhabbet ettim ingilizce, 3 tane de saat aldım, 30 lira da para bayıldım. özetle, kendimi zihinsel olarak hazır hissettiğim için zincirleme biçimde taşlar yerine oturuyor. hatta internetten ingilizce ders paketi satın aldım, bu hafta skypi den ingilizce derslerine de başlıyorum aslan kardeşim.
benim ingilizce öğrenmeye başlama ve öğrenme serüvenim şimdlik bu şekilde.biraz konulu porno gibi oldu ama idare edin artık. umarım ileride bu metni ingilizce yazacak kadar öğrenirim.
bu her şey için geçerlidir, öğrenme süreci üzerine zihinsel ve psikolojik olarak yeterince hazırlık yapılmalıdır. mesela ben de ingilizce öğrenme konusunda bu aralar çok istekliyim ama benim buna zihinsel olarak hazırlanmam çok daha önce. fırsatım olmadı, keşke daha erken başlasaydım. neyse ben bir yayın evinde çalışıyordum, biz yayınevinde ilköğretim ingilizce testleri vsleri felan satıyorduk. bir gün ofiste tek başımayım, aldım kitapları inceledim. saatlerce karıştırdım, o kadar keyifli geldi ki o kitaplardaki ingilizce bana, çat pat bilgimle boşluk doldurmalı testler var, onları felan doldurdum. o güne kadar kafamdaki öğrenilmesi zor ingilizce, o günden sonra resim defterimize ilkokulda bacasıyla beraber çizdiğimiz eve bakmak kadar heyecanlı bi hal aldı. şu an ingilizceye o kitaplardan çalışıyorum çok da iyi gidiyorum, hatta bugün afrikalı saatçilerle 1 saat muhabbet ettim ingilizce, 3 tane de saat aldım, 30 lira da para bayıldım. özetle, kendimi zihinsel olarak hazır hissettiğim için zincirleme biçimde taşlar yerine oturuyor. hatta internetten ingilizce ders paketi satın aldım, bu hafta skypi den ingilizce derslerine de başlıyorum aslan kardeşim.
benim ingilizce öğrenmeye başlama ve öğrenme serüvenim şimdlik bu şekilde.biraz konulu porno gibi oldu ama idare edin artık. umarım ileride bu metni ingilizce yazacak kadar öğrenirim.
Milli eğitime bağlı okullardan medet umuyorsanız biraz imkansızdır.
Ögretmek kadar olmasa da zordur.
ilk ve orta okulda toplam 5 yılda öğretilememektedir.
hiçbir zaman tam öğrenememektir.
güncel Önemli Başlıklar