bugün

muhakkak ingilizce altyazılı film, belgesel, dizi vs. izlemeli, bilmediğiniz kelimeleri not edip anlamlarını öğrenmeli ve seviyenize uygun kitaplar okumalısınız. eskiden oxford'un, longman'ın falan her seviyede kitapları vardı, hala vardır herhalde. sadece kursa gitmekle, gramer çalışmakla bu iş zor. 1 ay sabrederseniz bu tempoya alışırsınız ve gerisi gelir. benden size söz...
Maalesef yapılması gereken şey, mecbur olunan şey.
her gün dinleyerek ve okuyarak geliştirilecek eylem.

ingilizlerin bi atasözü vardır.

step by step.
zor olandır.

kaçışı yok öğrenicem.
telefonunuza candy crush indireceğinize bir sözlük indirseniz, arada açıp baksanız gerçekleştireceğiniz eylem.
uzun ve sabır isteyen bir yoldur ama çok zevkli bir dildir b1 seviyesinde olanlar için ingilizce altyazılı film ve dizi izlemek idealdir.
beni geliştireceğini düşünürken hepten işlevsiz hale getirmiş olan eylemdir. 7 aydır ingilizce öğrenmeye çalışıyorum. boş zamanlarımda ingilizceyle meşgulüm. otobüste vs. podcastlar dinliyor evdeyken yabancılarla düzenli olarak konuşmaya çalışıyorum. haberler okuyorum vs. vs. sonuç ne mi oldu ? beyin iflas etti sözlük. tamam bayağı kendimi geliştirdim ama bazen kafa gidiyor. yol tarif ettiğim adam dediklerimi yanlış anlamış ve adama ''hayır, hayır'' deyip yolu tekrar tarif edeceğime ''no, no'' dedim. adam 45 metreden gol yiyipte topun 232 km lik hızından dolayı topu farkedemeyen kalecinin noldu amk bakışıyla suratıma bakıyor. anlayacağınız türkçede teklemeye başladım. annem ingilizceyi zaten tam bilmiyorsun türkçeyi de unutunca ortada kalacaksın diyor. en beteriyse az önce oldu. arkadaşın teki yiğeninin resmini feysbuğa atmış üstüne '' can bu can '' yazmış. amk yazısını '' ken bu ken '' diye okudum. n'olacak ulan benim bu halim ?
Çok zor , yerinde yurdunda öğrenmeden çok zor birader. çalış çabala 1 ay uğraşma bir bakmışsın bi cacık kalmamış. boşa kürek çekmişsin. Yurt dışı şart , bikaç sene kalacaksın yurtdışında . sonra babalar gibi konuşursun.
cesur olun. gramerdi telaffuzdu fazla kasmayın. şakımaya başlayınca bunları düzeltmek mümkündür. bol bol dinleyin. konuşacak birilerini bulun ama ana dili ingilizce olsun yoksa kafanız fazla karışır.
tamam seviyorum dil ögrenmeyide ha diyincede ögrenilmiyor ki. bir tane gramer kitabım ve samsung galaxy ace telefonum var 500 mb internet olan. sonra ögren tek basina ingilizce.
Bilkentin hazirliginda ogrenecekseniz kan alirlar totodan.
ilkokul sonrası haftada yaklaşık 30 saat dil eğitimi veren hazırlık sınıflarını kapattıkları için insanların çok farklı yöntemler denediği durumdur.

aradan çok uzun yıllar geçse ve üzerine hiçbir şey koymasanız da, hala hazırlık sınıfında öğrendiğiniz dilin ekmeğini yemeye devam edebilirsiniz. o derece yani.

zihnin en berrak olduğu yaşlarda yoğun bir tempoda öğrenilen dilin kalitesine sonraki yıllarda başka bir yöntemle zor ulaşılır kanaatimce.
istisnalar bir yana, çocukken oyun oynayarak ya da lisede hadi en geç üniversitede öğrenilememişse bir daha öğrenilemeyecek olan dildir.
şu anki durum ne bilmiyorum ama, biz ilkokul dördüncü sınıfta ingilizce görmeye başlamıştık.
4,5, ortaokul, lise derken 7-8 yıl bir dili, aynı dili öğrenme sürecinde bulunmuş oluyorsunuz. üstelik ingililzce yalnız okulda değil oyunlarda, reklam panolarında, ürün etiketlerinde, dükkan isimlerinde, televizyonlarda kısacası her yerde karşınızda. 6-7 yıl, bu dile yoğun bir şekilde maruz kalmanıza rağmen öğrenememişseniz bu sistemin suçu falan değil bal gibi de sizin yetersizliğinizdir. büyük ihtimalle dil kabiliyetiniz yoktur.
evet, ilerleyen yaşlarında pek çok dil öğrenen, öğrenmeye devam eden kimseler var, ama onlar kendilerine yıllarca öğretilmeye çalışılan dili bir zorluk yaşamadan öğrenebilmişler. aynı durum söz konusu değil.
ha bir de "anlıyorum ama konuşamıyorumcu" tayfa var ki akıllara zarar. yok öyle bir şey. mümkün değil. tecrübeyle sabittir ki dil öğrenmeye çalışan herkes konuşmadan ziyade dinleme konusunda sorun yaşar. ingilizce bilmiyor olmanızı saçma bahanelerle ya da saçma sebeplerle gizlemeye çalışmayın ki zaten "gizlenmesi" gereken bir şey değil. herkesin başka bir alanda yeteneği var.
Bahsi açıldığında, Türk insanının dili çapaklanır!
Toefl derecesinde ingilizcesi olan biri olarak size şunu söyleyeyim;

Pc başında öğrenemezsiniz.

aynı zamanda spontane diyaloglara girebileceğiniz hoca gerek, ingilizce roman vs okumanız gerek sonra da turistlerle veya yurtdışında yabancılarla pratik yapmanız gerek.

Ha yok "ben anlıyom ama konuşamıyom aga" ingilizcesi istiyorsanız, o zaman açın bi intermediate video izleyin.

Öyle ingilizceyi de herkes biliyor zaten.
En iyi yolu hazırlık okumaktır.Bol bol ingilizce altyazılı film izleyin.
ingilizce bilmek aslında yabancı kelimelerin türkçe karşılıklarını bilmektir. hafızanızda ne kadar çok ingilizce kelimenin türkçe karşılığını biliyorsanız o derece ingilizce biliyorsunuz demektir. maalesef world ile word'ü aynı şey zannedenler var.
2016 yılındaysanız artık kaçınılmaz olmuştur ingilizce öğrenmek ( bizzat benim uğraşım ) günümüzde artık ingilizce biliyor musun? diye bir soru sorma anlayışı bile azaldı iş alımlarında olsun, her alanda olsun. Bu yüzden önemli.Nasıl mı? bir yıl hazırlık iyi bir başlangıç olacaktır zaten. Kelime bilmek ilk sırada geliyor ingilizce film izlemek, şarkı dinlemek, hatta ingilizceyi hayata geçirmek lazım en basiti telefon dilimizi ingilizce yapmak gibi. Son tavsiyem duolingo adlı uygulama eğlenceli bir şekilde ingilizceyi tam anlamıyla kavratmak için harika bir öneri.
görsel
çok basit sadece konuşarak öğreneceksin. bir tek article da takılırsın onu da konuşarak öğrenecen yani çık avrupaya 15 günde öğrendiğin herşeyi türkiye de 6 ayda öğrenirsin.

kitaptan ingilizce öğrenilmez. bilginize
kitaptan öğrenmeye çalışmak bebeğin önüne kitap koymak gibidir.

görsel
Söylenildiği gibi kolay değildir. Ama genelde düşünüldüğü kadar zor da değildir.

Kelime ezberi kilit noktadır, gramer ikinci planda tutulmalıdır. Zira ingilizce, grameri en basit dillerdendir. Biraz anlamaya başladığnızda, türkçe altyazılı ingilizce videolar ile yavaş yavaş gramer eğitimi başlayabilir. Bu videoları izlerken hem kelime ezberine devam edilmeli, hem de gramer kağıt üzerinde çalışılmalıdır.

Bir sonraki aşama ise orta düzeyde ingilizce yazılar okumaktır. Bilinmeyen kelimeler ezberlenmelidir. Bu aşamaya gelince yavaş yavaş ingilizce konuşmaya başlamak iyidir. Zira pratikteki ingilizcenizi geliştirmezseniz ezberlediğiniz kelimeler işinize yaramaz. Başka bir konuya çalışırken, konuyu ingilizce olarak tekrar etmeniz hem konuyu daha iyi kavramanızı sağlar, hem de ingilizcenizi geliştirir.

En son aşama ise belli dallara ait makaleler okumaktır. Bbc haber sitesinden tutun, google da bulabileceğiniz akademik makalelere kadar okuyarak ingilizcenizi yurtdışında en ufak bir sıkıntı yaşamayacak seviyeye getirebilirsiniz.
diğer dillere göre kat be kat kolay iştir bir yıl emek verin akıcı bir şekilde konuşabilirsiniz.
zor olmayan eylemdir.
Sanırım sonu gelmeyen eylem. Uzun zamandir çalışıyorum ve şuan dahi çeyreğini öğrenebilmiş değilim. Bir sürü kelime ezberledim ama hala tek kelimesini dahi anlamadığım metinlerle karşılaşıyorum zor işimiz anam.
üniversiteye geçtiğimde ilk hedefim yabancı dizi izlerken anlayacağım kadar ingilizce öğrenmek olacak. zaten o kadar ingilizce öğrenirsem tahminlerime göre insanlarla rahatlıkla iletişim kurabilirim. 1 yılda o seviyeye nasıl getireceğim o da muamma...

asıl öğrenmek istediğim dil japonca bu yüzden ingilizcemi japonca gramer kitapları okuyabilecek seviyeye getimem lazım. bunları neden mi yazıyorum? çünkü üniversiteye geçtiğimde bunları görüp okursam belki daha fazla gaza gelirim.