bugün

görsel
şunun büyük setini alıp bununla hava atan çocuklar. okulda bunu kullananlara zengin gözüyle bakardık ama benim hiç olmamıştı.
Sınıfta bir çoçuk hocanın kafasına cetvel fırlatmıştı, sonrası disiplin yolları...
furkan diye bi arkadaşım vardı kulağına bi şey söyleyeceğim deyip beni öpmüştü. Nereden baksan iyi taktik.
Beslenme çantasını direksiyon olarak görmek..
Hocanin tokatlari. Gercekten hosuma gitmezdi arkadaslarimin herkesin icinde dayak yedigini gormek.
görsel
Arı mayalı silgi, sayı sayma fasulyesi ve çubuğu.
saray gibi bir okulun son öğrencilerinden biri olmak.

okulum cayır cayır yanarken küçücük yaşta ağlayarak izlemek.

görsel
(bkz: şattülarap).
(bkz: mezopotamya).
(bkz: humuslu toprak).
Sınıfın beslenme çantası kokması.
(bkz: yerli malı haftası)
kermeste çaldığım yiyecekler.
sınıfın simit kokması ve kitabın üzerine susam dökmem.
bir hocamız vardı, hep bize ben tahtaya bir şey yazarken siz yazmayın, beni dinleyin derdi. sınıftada hep ilk kim bitirecek muhabbeti dönerdi o yüzden herkes gizli gizli yazardı. bir gün hoca tahtaya tek kelime yazdı, sonra sınıfa döndü kalemleri bırakın dedi. tahtayı defterine geçiren herkese geçire geçire bana geldi. ben de kalemlerini defterimin ortasına bırakmış hocayı rahat rahat bekliyorum. sen hoca gelmennle kafama bir tane vur. ben girdim şoka mal mal hocanın suratına bakıyorum, hoca kalemleri kaldırdı defterden baktı defter boş bir mahçup oldu benim bir hoşuma gitti anlatamam.
bu da böyle bir anımdı.
Tuvalete gidiyorum diye çıkıp korkup gidemeden azcık dısarda bekleyip sınıfa girmiştim.
En önde oturan gözlüklü küt saçlı sınıf birincisi kız olduğum. Konuşanları tahtaya yazan, öğretmene ödevi hatırlatan gudubet bendim.

Özür dilerim *
ilkokulda bedava dağıtılan kimsenin ülkesine sokmadığı çernobil etkili radyasyonlu fındıklar.
Futbol turnuvaları. Maçlarda Kızlara hava atmalar.
Almanyada dogmama ragmen, ailemin okulda ögrenir mantigi yüzünden ilk okula basladigimda nerdeyse hic almanca bilmiyordum.
Sadece okulda almanca konustugum icin de cok yavas ögrenmistim. 3. veya 4. siniftayim, söylenenlerin cogunu artik anlayabilsem de hala zorluk cekiyordum Ve bu durum tabiki derslerime de yansiyordu. Ama Matematik dersinde en azindan sinavlardan hep cok Iyi notlar aliyordum, orda dil ikinci planda oldugu icin tabi.
Sinif ögretmenimiz sert bir adamdi Ve bana öyle geliyordu ki, yabancilara karsi önyargiliydi. Her Neyse bir gün matematik disinda suanda hangisi oldugunu hatirlamadigim bir derste sinav yapti ve ardindan bütün sinifa kizmaya basladi. Beni göstererek almancasi kit bir ögrenci nasil aranizda en Iyi notu aliyor diye.
Isin ilginc yani beni hic takdir etme ihtiyaci duymadi, daha cok digerlerinin basarisizligina kizgindi. Mesele herkesin kötü Not almis olmasi degildi, ki zaten kötü de degildi notlari, mesele benim onlardan Iyi bir Not almis olmamdi.
O an sevincini kursagimda birakmisti gavat.
Cuma günleri yapılan bayrak töreni ve tüm okulun hep bir ağızdan istiklal marşı okuması. Niyeyse hiç denk gelmiyorum bu duruma artık.
Çamlıca gazoz ve simit, ikisi 50 krş.
4. Sınıftayken bir Beden dersinde nefes almakta zorlanmıştım, sonra bi çocuk benim için üzülüp ağlamıştı. Hatta aynı çocuk derslerde tahtaya cıkar sürekli benim adımın gectiği bir şarkıyı söylerdi.

Değerini bilemedim emrah çok mu geç kaldım dersin?
simit ayrandır.
hatta babama bitane fazla simit aldırırdım. ucundan alayım mı diyen arkadaşlarım bitmedıği için ayranıma banmaya bana kalmazdı ondan.
Okulun çevresini saran demirlerden yayılan egzantirik koku. Piç kantinci, suratsız öğretmenler, her allan günü aidat aidat diye kafa miken ve saatlarce sırada konuşan müdür, popüler olduğunu zanneden bacak kadar veletler. Çirkin sıra örtüleri. Düşük notlar, kötü karne. Pencere kenarı sırasında oturup eve gidene kadar sıradan kıçını kaldırmayan bir adet de ben.
ilkokulda pamuk prenses ve yedi cüceler tiyatrosu yapılmıştı.

benim görevim Kraliçenin aynası olmaktı. Kraliçe soru soruyor ben de elimde tuttuğum boy aynasının arkasından sorulan sorulara cevap veriyordum.