bugün

Uludağ Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir. Siyasi Tarih derslerinde Alman Dış Politikası anlatarak bir neslin başarısızlıklarının sebebi olan ve kendisi tarafından çevrilen kitapları öğrencilere parayla aldırmak adına Goethe şiirlerini dahi derslerinde okuyan ve ifadelerden dış politikaya zorla atıflarda bulunarak sınavlarda bu kitaptan soru geleceğini güçlü biçimde ima eden, tarih ve öğrencileri tarafından hakettiği biçimde yargılanacak ve cezası verilecek kişi.
doğu ile batı arasında
gider gelirim manalar arasında

tarzından anlamsız bir söz bütününü, üst sınıfların şiddetli tavsiyeleri ile,cevap kağıdına yazmam sonucunda kıl payı sınavından geçtigim şahsiyet.
bir akademisyen nasıl olmamalıdır sorusunun cevabı.
an itibarıyle uludağ üniversitesi'nde okuttuğu ve benim seçmeli ders olarak aldığım ''Balkanlar'' dersinin finalinden derste sunum yapmamama rağmen 65 puan alarak, o fix not baremini aşmayı başardığım hocadır. Ders anlatma kabiliyeti sıfıra yakındır fakat kanımca öğrenci ezme gibi bir kompleksi yoktur.
çoğu öğretim görevlisinin aksine öğrenciyi ezmeden de onların gözünde kendisini nasıl belirleyeceğini bilen,
çoğu öğretim görevlisi gibi fakültede cumhurbaşkanı edalarıyla gezen hoca.
uluslararası ilişkiler öğretim üyesi olmasına rağmen iktisat vb. bölümlerde de adı geçince düğme iliklettiren şahsiyet.
sadece ders işlerken degil hesabı oderken kasıyerı uyutan şahıs.. derste uyuyunca tebesır atar.. 1 derse 3 kıtap aldırır.. butun derslerını yaymıstır o 3 kıtaba.. tayyar hocadan ozur dılıyorum onunla ıbo yu kıyasladıgım ıçın...
an itibariyle olay tv'de soru işareti programına konuk olmuştur. nedense sunucu tarafından sürekli eleştiriliyor.
Ibrahim Serhat Canbolat diye bilinir. Serhat ismini kendi kendine takmis olan sair kisidir. Serhat bilindigi gibi "sInIr cizgisi" anlamina gelmektedir. Almanya´da okurken kendini dogu ile batI arasInda bir sInIrda tanIMLAMIS VE BU isMi kendi kendine takmIstIr.

Okumadan, sadece dinlenerek anlasIlabilecek bir kisi degildir.
görünüş olarak zekeriya beyaz ve orhan gencebay karışımı bir hocadır.
okuduğum dönem boyunca bölümümde sevemediğim sanırım tek hoca. diğerlerinin de falsoları görünüyodu, ama bi şekilde egale olurdu bu falsolar. ama ibrahim hocada bu durum olamadı.

şiirden nefret eden bir insan olarak, sınav kağıdına şiir yazmadan geçemeyeceğimi öğrenince goethe'den bi dörtlük ezberleyip kağıda yazdım. kağıdın kalanı bomboştu. sonuç 60 ve ben geçtim. var mı böyle bi mantık başka biyerde? eğitim almış olduğu heiderberg'de mi öğretiliyo acaba bu notlandırma sistemi?

ikinci adı da serhat'tır
yamulmuyorsam, bir ara sakarya üniversitesinde, metalurji ve malzeme müh. bölümünün, kredisiz tarih derslerine gelmekteydi...
bir dersinde konuşan arkadaşlara; tokatlayıp mı dışarı çıkarayım yahu; eşek kadar adamlarsınız neden konuşuyorsunuz diye patlamıştı... derse devam bir anda yarı yarıya azalmıştı...
uludağ üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörlerinden. son derece kibar, özellikle şiir konusunda edebiyata meraklı, temeli sosyoloji olmasına rağmen uluslararası ilişkiler alanında da başarılı olmuş bir akademisyen. dersi çok yumuşak sesle anlatır uykunuz gelir. euro ya "avro" denilmesi gibi takıntıları vardır. her zaman düşünceli görünür. vs..
lisans ve lisansüstü eğitimini almanya'da almış olmasından ve almanya üzerine uzman olmasından dolayı, bazı öğrencilerinin* ona kısaca enver paşa dediği değerli hocamız.
Ben Almanyadayken diye söze başlayan,dersleri fazlasıyla sıkıcı ve uyku getirici geçen,konuyla ilgili 10 dakika,almanya ile ilgili 70 dakika konustugu derslerinin hemen hepsini aldıgım,hala nasıl profesör oldu dediğim sevgili hocam:D Balkanlar,Ab dış politikası,3.dünya ülkeleri ve Almanya'nın dış politikası derslerinin hepsini bb getirdiğim,notu kıt ama mantıklı sorular soran,ögrenciye verdigi az ve öz olumlu özelliği sınavlarında yorum sorması olan ve kısacık boylu hocam...haa unutmadan k harflerini bi acaip kullanan;amerika,ekonomi gibi kelimelerde k yi yumusatarak komik duruma düşen ilginç hocam...
Aslında derse ilk girdiğiniz gün sizi araştırmaya ve sorgulamaya yönelteceğini söyleyerek umutlandıran değerli akademisyen.Dersin ilk günü 5-6 adet kitap ismiyle heyecanlanıp işte üniversitedeyim dersiniz..Lakin dersler başladığında not tutamadığınızı gördükçe hevesiniz kırılmaya başlar.Değişen ve dönüşen cümleler bazen hiç alakasız bir kelimeye takılarak,geniş boyutta konuşulmaya başlar ve hiçbirşey anlamadan ders biter..Belki iyi bir akademisyen kendisi söyleyecek lafım yok fakat konular karmaşasında dersine çalışması zorlaşmaktadır.Ayrıca sınav sistemini teste döndermiştir son dönemde ve genel kültürünüz yoksa kalırsınız.Dersle ilgili soru sayısı kadar çok tuhaf genel kültür soruları da sınavının içeriğinde mevcuttur..
sınavları kol gibidir, ders anlatamaz*, öğrencilerle pek iletişimi yoktur. 4-5 tane kitap, makale vs. tavsiye eder, alırsınız. halbuki hiçbirini almanıza gerek yoktur. umut'taki notlar yeter.
hocamızın iki lafından biri de ervin laszlo'dur; bu yüzden önerdiği ve aynı zamanda kendi çevirisi olan laszlo kitabını okumak, hocayı anlayabilmek için faydalı olabilir.
avrupa birliği üzerine ihtisas yaptığından olsa gerek, ne kadar boktan bişey olduğunu anlatım ve kitaplarından çıkarmanıza rağmen kendi bunu itiraf edemez.
görünüş itibari ile güney anadolulu* saz aşıklarına benzemektedir.
mühendislik-mimarlık fakültesinde okuyan 2. öğretim öğrencisi olarak tamamen saatinden dolayı (12:30) kendisinin dersini seçmeli ders olarak aldığım fakat hayatımın en büyük hatalarından birinin yaptığımın farkına varmamı sağlayan prof. dr. kişisi. mukavemet,termodinamik gibi ağır alan derslerinden daha çok bu dersten korkmamı sağladı kendisi.

hee birde uluslararası ilişkiler bölüm başkanıymış kapısında öyle yazıyor ama odasına sınav tarihi sormak için gittiğimizde ancak 5. kez bulabildik kendisini. ondada sorumuza cevap bile veremeden postaladı bizi, içeride 4-5 kız arkadaş neymiş dersteymiş anlamadım gitti.

"son sınavının ders saatiyle çakışmasından dolayı derse girememiş, başka fakülteden demeden, seçmeli ders demeden derse önem verip 5. kez kapısına gelen iki soru soracak olan öğrencileri cevap bile vermeden el hareketiyle kovmak"
Demek başkanlık böyle yapılıyormuş(!)
Hayalleri adımlarının çok önünde olduğu için düşünceleri sözlerinin arasında kaybolan uluslararası ilişkiler hocası...
benim derse gittiğim her zaman, hoca yerine asistanı derse girdiği ya da ders iptal olduğu için kendisini 4 senelik uluslararası ilişkiler öğrenciliğim boyunca hiç görmediğim ve kendisi hakkında edindiğim bilgilerin hepsinin, onu gören bölüm arkadaşlarım sayesinde olduğunu kabul ettiğim hocamızdır. Ayrıca edebiyata,şiire meraklı saygıdeğer bir hocamızdır.
aşırı sıkıcı ders anlatır. sesi kısıktır, uykunuz gelir. bu satırları okuyorsa kendisinden rica ediyorum, biraz hareket katsın anlatımına, yoksa derslerinden iyice nefret edeceğiz.
geçen derste yaşanan bir anektodu aktarmak istiyorum...
ibrahim hocamız, vizeden sonraki derste finale kadar hazırlanmak üzere bir soru yazdırmış. kimse o derse girmediğinden, geçen haftaki derste, vizeden sonraki derse girip o soruyu not alan bir öğrenci soruyu bütün sınıfa okudu. ibrahim hoca'nın yerine giren iyi niyetli asistanı ise soruyu tahtaya yazdı.

ancak tahtada bir sorun vardı. soruyu tam hatırlamıyorum ama atıyorum, içinde "tarih/yer" geçiyor olsun. bizim gerizekalı öğrenci "/" işaretinin ne olduğunu bilmediği için, ibrahim hoca taksim dediğinde bunu "tarih taksim yer" olarak not etmiş, o notu tahtaya geçiren asistan da bunun farkına varmamış.

öğrencinin kültürsüzlüğüne ve cahilliğine mi yanarsın virgül koskoca asistanın bunu bozuntuya vermemek için düzeltmemesine mi soru işareti üç nokta

(bkz: taksim)
(bkz: sabri aydın)