bugün

genelde hiç birşey, hiçbirşey, hiç bir şey gibi yanlış yazılır.
her şeyin zıttı..
bir şeyin hiçliğidir.
şekil 1a'da da görüldüğü gibi ayrı yazılan şey*.ele alınan durum ya da mekanda şey** olarak nitelendirilenden hiç bulunmadığı anlamını taşır.
ing.nothing
kıbrıs lehçesinde rica ederim.

-merdiven için teşekkür ederim.
-hiçbir şeey.
"göründüğü gibi değildir." şeklinde tamamlanabilecek sözdür. *
"bok" la olamamışlığı ya da sapla baltalanabilirliği arasında doğru orantı vardır, "bir şey" olmuşlarla giriştiği sidik yarışı da ishal kıvamındadır üstelik, sayın "hiçbir şey"lerin..
"Ne haber ?" sorusuna verilen boş bir cevap olmakla beraber boşluk hissi uyandırıyor insanda...
ilhan irem'in ve ötesi albümünden bir şarkı. nam-ı diğer dev bir çiçek.

hiçbir şey ülkesinde
hiçbir şey her şeymiş
her şey hiçbir şey
hiçbir şey her şey hiçbir şey
aşklar, dostluklar, arkadaşlık
hiçbir şey hiçbir şey
dağlar, nehirler, ağaçlar
hiçbir şeymiş hiçbir şey
anılar, yarınlar, görüntüler
hiçbir şey hiçbir şey
hiçbir şey her şey her şeymiş
her şey hiçbir şey
hiçbir şey her şey
her şey hiçbir şey.
...

sonsuz bir yokluk, kıpırtısız, sessiz alabildiğine, karanlık, susuz, havasız, hiçbir şeysiz yokluk işte. olmayan zamanların, olmayan bir yerinde ilk kez kıpırdadı, bir çift dudak, bir çift göz, bir çift el ve ilk varlığın tohumları atıldı yokluğun ortasına. ve bir çiçek büyüdü, renksiz, kokusuz, dikensiz, yapraksız, yalnızca bir çiçek ve büyüdü hiçbir şey istemeyerek. susuz, havasız, ışıksız, topraksız büyüdü, büyüdü, büyüdü. düşüncelere sığabilen bütün büyüklükleri aştı ve bütün güzelliklerin gerçeğine ulaştı. su istedi, toprak istedi, hava istedi, ışık istedi. böcekler, başka çiçekler, güzellikler ve en çok onu koklayabilecek insan. bir can istedi, sevgisini, güzelliğini görecek bir can, yalnızca bir can ve bu arzuyla yanıp tutuştu durmadan. ısındı, ısındı, tutuştu. kızarmış dev yapraklar sıcacık bir doğumun mutluluğuyla kıvrıldı ve milyonlarca yanardağ gibi patladı. dağıldı, paramparça yokluğun ortasına. ve şimdi görünce, yalnızca sevgiden oluşan kendi parçacıklarının sevgisizlikten kuruduklarını, birbirine düşman olduklarını, o dev çiçek ağlıyor, ağlıyor, güleceği günü bekliyor, bekliyor, bekliyor...
(bkz: hicbisey)
kadınların bir derdim var deyiş biçimlerindendir. neyin var sorusunu genelde bu şekilde geçiştirirler.
Bir şeyin bir parçası, hiç bir şeyin bir çoğundan daha iyidir.
bazı insanların gözünde ya da gönlündeki sıfatımız. daha doğru bir deyişle, sıfatsızlığımız.
öztürk 'ün keşke türkçe bilmeseydim de bunalım olmadan bu şarkıdan zevk alabilseydim şarkısı. sözlerini söyliyim hele bi anlaşılcam diye umuyorum ama dediğim gibi sound dediğimiz şeyi türkçe bu kadar net karşılayabilicek bi kelime olsa keşke ve sözler;
Hiçbirşey eskisi gibi değil
Hiçbirşeyden zevk almıyorum
Hiçbirşey bana hitap etmiyor
Hiçbirşey sorularıma cevap vermiyor
Hiçkimse beni duymuyor
Hiçkimse beni anlamıyor
Hiçkimse kendini aramıyor
Ve hayat sıkıcı gidiyor
Yalanlar sürüyor
Oyunlar büyüyor
Büyüdükçe içine çekiyor
içine çektikçe çirkinleştiriyor
Çirkinleştirdikçe bunaltıyor
Bunalttıkça düşürüyor
Ve bir anda tekrar sıfırdan başlatıyor
Ve buna yaşam deniyor
derine inilince herşey demektir. **
(bkz: nothing)
içine her şeyin sığdırılabileceği bir şey.
- ne oldu?
+ hiçbir şey.

meali: ben susuyum, sen anla. lütfen anla.
öylesine görkemli yapmalısınki bunu

hiç birşey i yani

tüm yapılmış olan ve oluş

hep biraz eksik biraz tamamlanmamış hissetsin kendini.

sanat manat devam etsin diye

o

da.
ne gülünç bir orospuluk bu. hani kırmızı tuğla tozunun at idrarıyla karışıp ortaçağ dönem filmlerindeki pis örme eldivenlerin iplerini kaskatı bir çamurla sıvaması gibi..

frankeştaynı oynayan rabırt de niro nun balçık gibi plesantanın içinden çıkıp victor un memelerini emmesi gibi..

ivan şeytanla konuşurken içeride onlara filtre kahve hazırlamak gibi, tam o sırada plastik kaşığı yere düşürüp almak için eğildiğinde lavabonun altında park yeri arayan hamam böceğinin yüzünü bir yerlerden hatırlamak gibi..

yavaşça doğrulurken acılarını fayanslara döke döke,
asıl faşizmin 'unutmak' olduğunu anlamak gibi..

bende git gide hızlanacak nefretin debisi
senin kasıkların nuhun gemisi..
ambarı ceviz, lumbarı buğu dolu!
hergün yeniden gitmek
gibi...
alain basqetu tarafından yazılmış bir şiirdir.
tanrısal, sıfırın altında sen sıfırdan küçük
kargınmış teniyle
unutulmuş tiniyle
bütün kadınları
seni kabul ederken
ökçenin kabul ettiği gibi
ezmeyi kaldırımda bir patlıcanı
sana veriyorum
varlığımı
onurumu gezegenimi
evreni, haça verdiğim uğruna
hiçe duyulan saygı
dişileşip gitti.
yanlış yazımı; hiç birşey.
yazım olarak genelde 'hiç bir şey' 'hiçbirşey' 'hiç birşey' şeklinde yanlış yazılır.
bir türlü o 'şey' i hiçbir yere sığdıramayız..
her şey ise hiçbir şey gibi değildir.
o hem her şeyi kapsar hem ayrı yazılır..
kısaca 'şey' hiçbir zaman herhangi bir kelimeyle bitişik yazılmaz.
belirsiz de olsa isim yerine geçer..
naber sorusuna verilen cevaplardan birisidir.