bugün

en etkileyici bölümlerinden birisiydi en son izlediğimiz kesinlikle. fakan en ironik, üzücü, vurucu yönü halk için yola düşen, o zorluklara halk için katlanan o gençlerin yine o halkın doğrulttuğu silahlardan çıkan kurşunlarla ölmeleri idi.
ayrıca mahir çayan'ı oynayan kişi kanbolat görkem aslan olup hacettepe üniversitesi devlet konservatuarı tiyatro bölümü mezunu imiş.
bu cuma izlenen bölüm insanı deyim yerindeyse süründüren türdendi. bir yandan ''yahu ülkeme bak. neler olup bitmiş... insanlar nasıl da acımasızmış acaba yine bir karışılık olsa( sanki yok mu?) böyle davranırlar mı? fikir özgürlüğünü unutup yine bunları yaşatırlar mı? '' derken bir yandan da ''rtük de kendini aştı...buna izin vermesi cidden şaşırtıcı.'' dedirtti bana.

ellerinden geldiği kadar anlatabilsinler geçmişi ki; biz de ülkeyi sevmenin nasıl bir şey olduğunu öğrenelim.
Artık izlesem mi izlemesem mi diye düşündüğüm dizi. Her bölümde boğazımda düğümlenen şey bu akşam kalacakmış gibi geldi. Bir şiir okumak uğruna hücre hücre joplanan gençlerin hali nasıl yürek burktu. Mantık hataları bile rahatsız etmiyor bu yüzden. Ne yazık ki bunlar oldu,hem de fazlasıyla. Ama ne mutlu ki bu konular televizyon ekranlarına gelmeye başladı. Her şeye rağmen kendini eleştirebilen bir ülke konumuna,o olgunluğa da erişiriyoruz demek ki yavaş yavaş. Ama çalıştığım yerde 81 doğumlu bir arkadaşın da "Deniz Gezmiş de kim" dediğini dehşetle duydum bu hafta. Bu konular ortaya çıkmaya başlasa da artık sorgulayan nesil mi kalmadı ne...
hatırla sevgili olmaktan çıkıp daha çok ''hatırla ey halkım'' olan dizi...
başlarken dönem dizisi olarak başlayan sonradan senarist ekip tarafından kitlesel masturbasyon aracı haline gelen yapımdır. ilk başlarda "sıkıntılı bir dönemi okuduk, bir de izleyelim diyerek" başına oturduğumuz yapımı artık "bu bölümde neyi damardan verecekler, narkozun konusu ne olacak" diyerek kulak kabartıyoruz. izlerdik, dinler hale geldik.
yaşananlardan bir kısmının yansıtıldığı fakat bu kadarının bile insanın içini sızlatmasına yettiği dizi.
şu yaşar'ın patronu, son sahnede mahkemede de vardı. anlaşılan mühim biri ancak gerçek biri ise kim olduğunu merak ettim. daha hiç ismi geçmedi kendisinin zira.
1 hafta sonra gelen edit: bir sonraki bölümde baktım, dediğim şey o kadar uydurmaymış ki..tamam belki bir derece benziyorlar ama biri siyah biri beyaz saçlıymış dediğim adamların. yuh bana.
Ankara'nın taşına bak
yankee dolu sağı solu..şeklindeki ölümsüz sloganı duymamıza sebep olmuş dizi..
(bkz: ziverbey köşkü)
dönemi gerçekten yaşamış, birçok acı çekmiş insanların ağlayarak seyrettiği, gerçekçi, hoş etkileyici dizi.
keşke hüseyin inan ın nasıl yakalandığını gösterseydi bir sahnede.

(bkz: huseyin inan/#2532602)
son 2 haftadır aşk, meşk olaylarını iyiden iyiye bir kenara bırakan ve o dönemde yaşanan olaylara, dönemin gerçeklerine yoğunlaşan yayınlanan en kaliteli dizidir.
sarılıp sarmalanası dizidir. izlerken yanınızda o dönemden birisini de alırsanız küfretmeden izlememenizin imkanı yoktur. zira daha beterlerinin yaşandığı bir kere daha kafanıza vurulur.
demem o ki; yasak yayın bulundurmaktan kaçınız işkence gördünüz? ne güzel istediğiniz haltı yiyebilip devletin rejimini bile değiştirme çabası içine girebiliryorsunuz. ne şanslınız.
son 2 bölümdür aşkı meşki bir kenara bırakmasıyla tekrar izlenebilir niteliğini kazanmış dizidir. deniz'in sevim'in ve defne'nin mehmet'in ölümünü öğrendikleri anda verdikleri tepkiler, gençlerin şiir okumalarından sonra dövülmeleri evet yine çok ağlatmıştır; ama beni dünkü bölümde en çok ağlatan sahne harun ile ışık'ın olduğu shane olmuştur. harun'un ışık'a bakışları duruşu off off dedirtip yine hıçkırarak ağlamaya sebep olmuştur.
dudaklarımızda yarım kalmış sözlerimizi anlatan dizi.
söylenmemiş değillerdi ama yarım bıraktılar sözlerimizi. mahir'le, hüseyin'le, ulaş'la, harun'la, cevahir'le, "onlar"ın nezdinde tüm yiğitlerle yarım bıraktılar.

ama sözlerimiz tamamlanmayacak değiller.
birak eski havasini yakalamayi, son haftalardir en guzel bolumlerini izler olduk. yonetmenden ricam allah rizasi icin yasemini mumkunse 5 dakikadan fazla gostermesin. ne guzel gidiyor guzelim dizi o kiz olmadan...
diğer dizilere benzemeyen, reyting kaygısının etki etmemesini umduğum anlamlı yapım.
fragmanıyla bile aglatabilen dizi olmuştur.
(bkz: profesyonel devrimci)
baştan beri harun'un harun karadeniz olmadığı biliniyordu lakin harunun soy adının karagöl olması bir nevi harun karadeniz'e yer verememiş dizide ona yapılan bir atıftır.
uzun süre harun, harun karadeniz mi diye düşünmüş ancak bir süre önce olmadığını anlayabilmiştik. sanırım yapımcılar buna bir gönderme yapmak adına harun'un soyadını karagöl yapmışlar. karadeniz yerine karagöl. ilginç olmuş.
edit: bu entry'nin bir üstteki ile aynı olması daha da ilginç olmuştur.
mümkünse yasemin necdet ahmet üçlüsünü daha fazla işlemesin diye düşündüğüm dizi. bitti o dizinin pembe yönleri artık devrimcileri işleme vakti ki, dizide politik olaylar had safhada zaten şu an. hatta mümkünse necdetle güzideyi de göstermesinler demek istiyorum, biliyorum olmaz ama en azından az göstersinler.
artık devrimci çocukları işlesinler bol bol. en azından bize faydası oluyor çünkü, yakın tarihimizi adam gibi öğrenmemizi sağlıyor.
aşıklara iki koğuş arasından evlilik teklif ettirmeleriyle iyice fantastikleşen dizi. bir önceki entryimde bahsettiğim ahmet yasemin necdet pembe dizi üçlüsünün yeni kahramanları bu genç aşıklar olacak gibi gözüküyor artık. işin sonu nereye varacak merak ediyorum.
pastacı necdetin pastacılıktan hevesini alıp gazeteciliğe el attığı dizi.
ne kadar eleştirilecek yönü olsa da sonuçta siyasi içerikli bir dizi olduğu için mazur görülmesi gerekli diye düşündüğüm dizi. inceliyoruz sonuçta, gençlk dizisi eleştirir gibi eleştirmiyoruz. eleştirdikçe de kötü yönlerini farkediyoruz.
ayrıca dönemin olaylarını bu kadar iyi yansıtan yapımcılara teşekkür etmek de lazım.
ilk defa bir damadın nikahının traşsız kıyıldığı dizi.
(bkz: deniz karayel)