bugün

okul defterlerim. sırf tarih yazıyor diye ileride bakar hüzünlenirim diyordum. kâğıt toplama merkezinde yenilenmeye yüz tuttular.
sevgilimden hatıra böyle çantaya takılan süs gıbi renk renk topçuklar gıbi biseyler olan sikimsonik bişey.
Deniz taşı. Bildiğin gri, basit bir taş.
(bkz: maç bileti)
cafede içilen meyve suyunun içindeki şemsiye. daha da garibi yoktur heralde.
yemekte kullanılmış peçete.(Saklayan görülmüştür.)
sakız kabı.
genelde değer verdiğiniz insanların yanınızda olmadığı zamanlar onları size bi parçada olsa hatırlatacak eşyalardır. mesela sevgilimin tokası, küpesi, parfümü, yüzüğü hepsini saklıyorum. şu an yanımda olmadığı için bi nebze de olsa bu nesneler bana birkaç anıyı yaşatıyor. tokası bile hala onun saçları kokuyo .bende ona tişörtümü falan vermiştim. bu eşyalar sırf bişeyler hatırlattığı için çok güzeller. yoksa basit bi tokayı niye saklayabilirimki. ah şu mesafeler insanı bu nesnelere bakıp iç geçirmekle yetinmek zorunda bırakıyo malesef.
Eşofman ipi,saçma güzel bi anısı var.
peluş ayı - anısı büyük. Ayrıca kokusu da hatıra vereni andırmakta.
lastik, bira kapagi, pecete, pena...
biber gazı kapsülü. Gezi parkı hatırası olaraktan...
badem çekirdeği.
ali Sami Yen'in son maçının bileti.
Barcelona şehir Haritası.
1dolar.
çikolatalı brownie kabı.
sinema bileti. bazen sırf sinema biletlerimi topladığı için arkadaşlık yaptığını düşündüğüm insanlar oluyor.
çavus pIrpIrlarIm
KagIt 1 dolar
KagIt 10 tl
1. SInIftaki defterim
Kemik zarlar
Eski evin anahtarlarI
KullanIlamamIs prezervatif
Eski cep telefonum.
yapboz parçası ilk bitirdiğim yapbozdan hatıra.
Silgi. ilkokuldaki sevdiğim kız defterini silmek için silgimi istemişti. Silgi halen bok kokuyor.
2 adet 100 dolar. ufakken dayım vermişti evde cercevemin arkasında durur yıllardır. tabi artık geçmiyo.
Çikolata jelatini, küçük bir not, su şişesi.
Manyak bir arkadaşım saç telleri, çamurlu peçete ve tırnak da saklamakta.
ilginç.
üstüne resim çizilmiş peçete. he sonradan attıydım ben onu sahi. hatıra dediğin kalpte durur, cüzdanın en ücra köşesinde değil.
içinde 2 ve 10 yazan kağıt parçaları. Anısı güzel. Sıfırın içinde de kalp var. Bir türlü kıyıp da atamıyorum. Çekmecemin diplerinde durur hala.
liseden kalma bir alışkanlık.

o zamanlar yurtta kaldığımızdan mütevellit disiplin oldukça fazla idi. ders esnasında konuşmak büyük suçlardandı. e tabi okul sadece kızlardan oluştuğu için apayrı bir disiplin anlayışı vardı.

mesela el ele gezmek yasaktı. yazılı bir kural değildi fakat sonucunda notlarda yaklaşık 70 puana varan çekilmeler olurdu.

e işte böyle bir okulda ders esnasında yapabileceğimiz tek şey mektuplaşmak olurdu.

'canım gizem'i boş ver benim için tek önemli kişi sensin'
'hayıır yurdağgül inanmıyorum artık sözlerine, git gizemle konuş, ühü üühü'
'bebeğim lütfen yapma böyle, kosforrestkos'um benim seni veryaa seni orda yiyerum'
'peki bu gece benimle yatcaağğsın'
'ooo (gülücük) tamam bebek'

işte böyle saçma mektuplaşmalar sakladıklarım. tipik çarpık lezbiyen mektuplaşmaları. hatta bunları toplayıp kitap yapmayı düşünüyorum.

'lezbiyenin gizem'li mektupları'

isimden dolayı da iyi tutar, baya tutar, tutar başını gider.

bir de bazı arkadaşlara(!) hediye edilen gofret, çikolata gibi yiyeceklerde saklanırdı.

bazı ayinlerde son kullanma tarihinden bir gün evvel yeme töreni yapılır, sevinç gösterileriyle kutlanırdı.

ayrıca (bkz: masumiyet müzesi)
öylesine değil de hissederek verilen, sana sevdiğin kimseyi anımsatan herşeydir. senin dışında ikinci bir kimsenin anlamlı bulmayacağı, sadakatle saklanmaya çalışılan şeylerdir.