bugün
- anın görüntüsü16
- rakının berbat bir içki olması26
- galerinizde bulunan en saçma fotoğraf13
- gecenin şarkısı17
- çocukluk travmaları14
- uludağ'ın kaderi12
- rusya nükleer güç kullanılır mı sorusu25
- etek giyersen tecavüzü hakedersin13
- mutluluğun formulü8
- doritoslu çiğ köfte12
- güzel erkek isimleri19
- hayal dünyasında yaşamak10
- gozlerinmeyhanesi'nın vefat etmesi24
- karınız için sözlüğü bırakır mısınız11
- true'nun yetkili olması9
- en etkili içki hangisi8
- homofobik yazarlar birliği10
- sözlük yazarlarının yapmayı en çok istediği meslek21
- hayatı seviyorum eylemleri21
- sözlük yazarlarının favori haber kanalı8
- utopyalarkralicesi8
- true ile utopyalarkralicesi11
- larisalisa öldü mü12
- true'nun ölmesi8
- profilinizden karakter analiz ediyorum toplanın16
- sözlükte birbirine yakıştırdığınız yazarlar11
- sözlükteki ruh hastaları24
- true neden evlenemiyor9
- yazarların çektiği çiçek fotoğrafları11
- mantı8
- yazarların en sevdiği cem karaca şarkıları17
- nervio abla36
- akp belediyesinin 85 milyon liraya konser vermesi12
- en son ne yediniz13
- 1 milyon dolar'a ismet'in tırnaklarını yer misiniz8
- seküler yaşamın faşist bakış açısı15
- larisalisa17
- sabah ereksiyonu olamıyorum11
- yaşı geldiği halde evlenmeyen insan11
- kız kardeşini date'e hazırlayan abi22
- gece dışarıdan gelen hav hav hav sesleri11
- an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı30
- chatgpt ile yazarların görselleri14
- erkeklerin erkeklere taktığı kırıcı lakaplar13
- ellerim bos gonlum hos11
- kürdüm 5000 yıllık tarihim var var mı diyeceğin19
- amerika'nın icat ettiği bir şey söyleyin13
- insan olmaya ceyrek kala23
- doktorların hastalara sevgi göstermemesi8
- true'nin iki kadın arasında kalması16
zülfü livaneli'nin kaleme aldığı köşe yazısı.
--spoiler--
--spoiler--
bence konfüçyüsün bir toplumda müzik bozulursa her şey bozulur! sözünü hatırlamanın tam zamanı. çünkü müzik, bir toplumun en önemli göstergesi.
hayatın her alanına şike ve hilenin, toplumsal ilişkilere nefretin, şiddetin egemen olduğu bir ortamda sanatın çökmesi kaçınılmazdı ve öyle de oldu...
biraz geri çekilip, türkiyenin son yıllarda içine sürüklendiği yaratıcılık fukaralığına bir bakın. mesela müziğe kulak kabartın.
elleri havada göriimmm! çığlıkları ve cıs-tak bilgisayar ritimleri üzerinde söylenen tekerlemeler, ağlamalar, inlemeler, ilkel sesler ortalığı kaplamış durumda.
genç müzisyenler deneme yapmıyor. kendilerini kısa yoldan şöhrete ve paraya götürecek cıs-takla yetiniyor.
gerekçe hazır: halk böyle istiyor!
***
sinemada ne dram iş yapıyor, ne de başka bir tür. varsa yoksa komedi: çünkü yapımcılar onca riske gireceklerine biraz şive, biraz küfür, belden aşağı bir komediyi dayadılar mı, milyonlarca kişi sinemaya akıyor.
gerekçe yine aynı: halk böyle istiyor!
***
kitaplarda da aynı durum söz konusu: insanlar bir kitaba yıllarca emek vereceklerine hemen sulu zırtlak bir şeyler çiziktiriyor, internette buldukları bölümleri kopyala/yapıştır yöntemiyle kitap yapıveriyorlar. ve al sana çok satan listeleri: hele kalbim üstüne atladı; yüreğim seni ıskalamadı gibi vıcık vıcık bir isim de koydunuz mu işiniz iş.
gerekçe: halk böyle istiyor!
***
gazetelere bakın: aslında her birinin bir fikir yazısı olması gereken köşeler, küfür kıyamet polemikle ya da kahvehane sohbetiyle dolu.
lumpenlik görünmeyen bir zehirli gaz gibi her yere sızmış.
çünkü: halk böyle istiyor!
***
işte esas kriz bu.
türkiyenin yaratıcılığı bitti. her şey ucuzladı, sıradanlaştı, popüler kültür piyasasının cehaletine yenik düştü, lumpenlik zaferini ilan etti.
seviyemiz nedir biliyor musunuz: sokaklarda satılan, gözünden yaş damlayan çocuk tablosu seviyesi.
***
peki bunca büyük sanatçı, yaratıcı yetiştirmiş olan türkiyede niye böyle oldu? değerli insanlar neden köşelerine çekildi?
bunun sorumlusu kim?
başlangıcına gidersek; gençliğin cahil kalmasını, soru sormamasını; patates gibi yetişmesini isteyen kenan evren ve arkadaşları.
sonra da bütün hükümetler ve cehalete bayılan anlı şanlı medyamız.
oysa kültür (kendi içine kapalı, elit bir kültürden değil, toplumu kucaklayan yaratılardan söz ediyorum) vücutta kan gibidir. dışarıdan bakınca görünmez ama onsuz yaşam olmaz.
***
halk böyle istiyor! klişesine gelince: evet halk böyle istiyor ama benim de daha düzeyli, zevki daha gelişmiş; karacaoğlanları, pir sultanları, güzelim türküleri hatırlayan bir halk istemeye ve bu yolda çalışmaya hakkım var.
halkçılıkla, halk dalkavukluğu birbirine karıştırılmamalı.
halk, varoş çarpılmasından ibaret değildir.
--spoiler--
--spoiler--
--spoiler--
--spoiler--
bence konfüçyüsün bir toplumda müzik bozulursa her şey bozulur! sözünü hatırlamanın tam zamanı. çünkü müzik, bir toplumun en önemli göstergesi.
hayatın her alanına şike ve hilenin, toplumsal ilişkilere nefretin, şiddetin egemen olduğu bir ortamda sanatın çökmesi kaçınılmazdı ve öyle de oldu...
biraz geri çekilip, türkiyenin son yıllarda içine sürüklendiği yaratıcılık fukaralığına bir bakın. mesela müziğe kulak kabartın.
elleri havada göriimmm! çığlıkları ve cıs-tak bilgisayar ritimleri üzerinde söylenen tekerlemeler, ağlamalar, inlemeler, ilkel sesler ortalığı kaplamış durumda.
genç müzisyenler deneme yapmıyor. kendilerini kısa yoldan şöhrete ve paraya götürecek cıs-takla yetiniyor.
gerekçe hazır: halk böyle istiyor!
***
sinemada ne dram iş yapıyor, ne de başka bir tür. varsa yoksa komedi: çünkü yapımcılar onca riske gireceklerine biraz şive, biraz küfür, belden aşağı bir komediyi dayadılar mı, milyonlarca kişi sinemaya akıyor.
gerekçe yine aynı: halk böyle istiyor!
***
kitaplarda da aynı durum söz konusu: insanlar bir kitaba yıllarca emek vereceklerine hemen sulu zırtlak bir şeyler çiziktiriyor, internette buldukları bölümleri kopyala/yapıştır yöntemiyle kitap yapıveriyorlar. ve al sana çok satan listeleri: hele kalbim üstüne atladı; yüreğim seni ıskalamadı gibi vıcık vıcık bir isim de koydunuz mu işiniz iş.
gerekçe: halk böyle istiyor!
***
gazetelere bakın: aslında her birinin bir fikir yazısı olması gereken köşeler, küfür kıyamet polemikle ya da kahvehane sohbetiyle dolu.
lumpenlik görünmeyen bir zehirli gaz gibi her yere sızmış.
çünkü: halk böyle istiyor!
***
işte esas kriz bu.
türkiyenin yaratıcılığı bitti. her şey ucuzladı, sıradanlaştı, popüler kültür piyasasının cehaletine yenik düştü, lumpenlik zaferini ilan etti.
seviyemiz nedir biliyor musunuz: sokaklarda satılan, gözünden yaş damlayan çocuk tablosu seviyesi.
***
peki bunca büyük sanatçı, yaratıcı yetiştirmiş olan türkiyede niye böyle oldu? değerli insanlar neden köşelerine çekildi?
bunun sorumlusu kim?
başlangıcına gidersek; gençliğin cahil kalmasını, soru sormamasını; patates gibi yetişmesini isteyen kenan evren ve arkadaşları.
sonra da bütün hükümetler ve cehalete bayılan anlı şanlı medyamız.
oysa kültür (kendi içine kapalı, elit bir kültürden değil, toplumu kucaklayan yaratılardan söz ediyorum) vücutta kan gibidir. dışarıdan bakınca görünmez ama onsuz yaşam olmaz.
***
halk böyle istiyor! klişesine gelince: evet halk böyle istiyor ama benim de daha düzeyli, zevki daha gelişmiş; karacaoğlanları, pir sultanları, güzelim türküleri hatırlayan bir halk istemeye ve bu yolda çalışmaya hakkım var.
halkçılıkla, halk dalkavukluğu birbirine karıştırılmamalı.
halk, varoş çarpılmasından ibaret değildir.
--spoiler--
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar