bugün

tecavüze uğrayıp hamile kaldığı için ağabeyleri tarafından katledilen güldünya tören'in anısı ve kadına şiddete tepki amacıyla hazırlanmış albüm. sezen aksu, ajda pekkan, şebnem ferah, nazan öncel, nilüfer, aylin aslım, funda arar gibi ünlü kadın şarkıcıların bulunduğu albüm, naim dilmener'in projesi.

şarkı listesi ise şöyle:

1 KORO - Kadınlar Vardır

2 Sezen Aksu - Güldünya

3 Ajda Pekkan - Kadın Dediğin

4 Nazan Öncel - Leyla

5 Emel Müftüoğlu - Adım Kadın

6 Aynur - Qumrike/Kumrucuk

7 Zuhal Olcay - Neyse

8 Aylin Aslım - Karar Verdim

9 Nilüfer - Sanane Kimene

10 Şebnem Ferah - Masum Değiliz

11 Şevval Sam - Kibritçi Kız

12 Rojin - Sil Baştan

13 Ayten Alpman - Ve Tanrı Aşkı Yarattı

14 Funda Arar - Dünden Sonra Yarından Önce
içlerinde aynurun seslendirdiği bir qumrike var ki sonuna kadar dinlemeye değer

qumrîkê ez romî me belê
delalê ez romî me
kumsor û efendî me belê
kumsor û efendî me
xulam çavên reşbelek
aşiqa keçka gundî me

de yar yar yar, de yar yar yar
de yar yar yar, de yar yar
de yar yar yar, de yar yar
bê te sebra min nayê

qumrîka li ser zinara belê
delala li ser zinara
kulîlka nava dara belê
kulîlka nava dara
heyfa çavên reşbelek
ketiye destê neyara

de yar yar yar, de yar yar yar
de yar yar yar, de yar yar
de yar yar yar, de yar yar
bê te sebra (xewka) min nayê

qumrîkê ser bi zêr e belê
sîng dergeha bajêr e
heyfa çavên reşbelek
qumrîkê didin mêr e

de yar yar yar, de yar yar yar
de yar yar yar, de yar yar
de yar yar yar, de yar yar
bê te sebra (xewka) min nayê
müzik albümü olarak alıp dinlediğimizde muhteşem bir albüm bence. ama nası yani programını izlerken beyazın söylediklerine de katılmadan edemedim. albümün kartonetindeki ruj, topuklu ayakkabı, mücevherler hakkaride tarlada çalışan kadını simgelemiyor gibi geldi bana.
Yaşamın içindeki herşey kendi içinde bir tezatlık barındırır, gecenin gündüzü, doğumun ölümü, sevginin nefreti barındırdığı gibi...Her kutubun karşı kutubu olduğunu biliriz. Doğumdan itibaren masumiyet ile beraber, kabul etmek istemediğimiz bir şeytaniliği taşıyarak geldiğimizi de biliriz.

Nitekim hafızamızı yoklayınca psikanalistlerin konuya ilişkin saptamaları hep aynı noktayı işaret eder son tahlilde. Doğumundan itibaren hayata cinsellik güdüsünün yanı sıra, zaptedilemez bir saldırganlık enerjisi ile de gelir insan. Şu ya da bu şekilde dışa vurumu engellenemeyecek bu enerjinin alacağı nihai boyut insanın yaşamına, biriktirdiklerine, görüp öğrendiklerine bağlıdır. insanın kişisel tarihi belirler o enerjinin formunu.

Bu aynı zamanda bilgi ve duygu ile ehlileştirilebilen, yok etmenin yerine tam tersine yaratmayı koyabilen, bu yüzden pek aklımızın ermediği muazzam bir dönüştürücü güçtür de. Hatta laf aramızda ben dünyanın, insanın en üst değerine ulaşabilmesi için yaşayarak ve deneyimleyerek yol alacağı tek okul olduğunu düşünürüm gizliden. Tıpkı şarkı söylemenin en iyi öğrenildiği yerin sahne olması gibi... Muhtemelen bir ressam da insanın şeytanı ile vicdanı arasında çizdiği zikzaklardan oluşan bir renk cümbüşü olarak algılar yaşamı. Ben en hakiki şarkının acıdan geçtiğine tanık olurum; o, renklerin en keskin fırça darbeleriyle insanların bedenleri, zihinleri ve ruhlarına eşsiz tablolar yaptığına. Ya ölümü ya hayatı işaret eden...

Her insan biricik bir değer olarak bireysel ve toplumsal şevkat kalkanları ile korunmaz, eğer algı bu idrak ile tamamlanmazsa, ana rahmine düştüğümüz andan itibaren edindiğimiz kayıtlar yaşamı anlamlandırmak yerine katlanılmaz kılabilir. Şiddet hayatta kalmak için özgürleşir ve yıkıcılığını gerekçelendirirse, baş edilemez bir yok edicidir artık. Aile gibi emniyet ve huzuru temsil eden bir güven sahasında bile en az karanlık sokaklardaki kadar, hatta bazen daha da fazla şiddettir. Kimi zaman ekonomik, sosyal ya da ruhsal bir eksiklik duygusuyla gücün ispatına girişilen, esip geçilen, dahası tahakküme varan bu otoritenin kültürel değerler dahilinde kabul gördüğü; kimi zaman da koşulsuz sevginin sonuna dek sömürülebildiği, kırılan kolun yen içinde bırakılması dayatılagelmiş bir yer olduğu için, kaynağına yakın yerde kaynar şeytanına uyanların kazanı. Hele kaynak aile içindeyse, ki çoğunu bilmediğimizden eminim, korunmasızlık kimbilir kaça katlanır. Sığınılacak tek adresten kaçıp gitmeyi isteyen, sosyal bir varlık olmasına karşın aidiyetsizlik batağında kaybolan ne çok insan vardır kimbilir.

Görünen o ki, insan özünde pusuda bekleyen bu enerji doğru bir formül ile yönetilmediği, yönlendirilmediği ve türlü şekilllerde beslendiği sürece, çocuklarımızın potansiyel birer şiddet uygulayıcısına, kendimizin de birer şiddet mağduruna dönüşmesi işten değil.

Bu nedenle insanın şiddete tanık olup benimseyeceği durumları ortadan kaldırmakla başlanmalı işe. Hayatımızdan hemen yok edilemezse de, aslında olağan dışı olabilecek durumların hergün karşılaşıyor olmamız nedeniyle algımızda sıradanlaşmasına direnip, her seferinde irkilmeye devam etmeliyiz. idealdeki bireysel ve toplumsal forma kavuşuncaya kadar baş kaldırmanın, değiştirmenin, "dur" demenin mümkün olduğunu öğrenmek ve hep hatırlamak zorundayız.

Dünyada tanık olduğumuz çoğu şeyin gölgesinde kalırken, umudun gerçekte var olduğuna, özellikle şiddete maruz kalmış kişileri ikna etmeye çalışmak sonuçsuz bir çaba gibi görünebilir. Bir insanın bireysel öz gücünün potansiyeli sanıldığından çok daha dönüştürücüdür. Bu yüzden, "tek başıma ne yapabilirim ki" cümlesi hemen unutulmalı, hatta mümkünse tedavülden kaldırılmalı bence.

Nice şeytanına kafa tutmuş insan var bu dünyada, hem de hiç de az değiller. Öyle olmasaydı dünya kıyameti beklemez, çoktan kendini yok ederdi.

Ümit etmek, eli taşın altına koymak lazım...

sezen aksu
sosyal mesajı dışında şebnem ferah'ın harika seslendirdiği "masum değiliz" şarkısına sahip olan albüm.*
ajda pekkan'ın sesinin ne kadar yaşlandığına tanıklık edilebilecek albüm.
töre kurbanı güldünya ve güldünyalar için ortaya çıkan sebebi de sonucu da başarılı albüm.
nail dilmener'in etkisi oldukça fazla bu konsept albümde. sadece kadın şarkıcıların olması beni biraz rahatsız etti açıkcası. bu sadece kadın sorunu diye algılanmış gibi duruyor albüm. sorun sonuçta hepimizin.
candan erçetin eksik gibi duruyor. bunun haricinde önde gelen-giden tüm isimler var. favorilerim nilüfer'in karar verdim şarkısını seslendiren aylim aslım ve nazan öncel'in leyla'sı.
(bkz: güldünya)