bugün

gta oynayan herkes en az bir kereliğine kırmızı ışıkta beklemiştir.
görsel
bir jenerasyonun ağzına sıçmıştır vesselam.

gta 2 vardı çok önceleri ve o anlamadığımız, çözemediğimiz, grafikleri itibari ile sıçmış, kontrolleri olarak sıvamış oyunda dahi zevkli vakit geçirebilir durumdaydık.

sonra gta3 çıkageldi ve bizim "şu oyunu tomb rider gibi yapsalar ya heamuğagoyum" feryadımız rockstar tarafından duyulmuş gibiydi. 2d kalitesi, yerini 3d grafik kalitesine bırakıyor, oyuna bir de "türkçe altyazı eklentisi" yapıştırılabilir durumda olunca dadundan yinmaz bir hâl alıyordu. bilgisayar için çıktığı dönemin kış dönemi olması ve liberty city dediğimiz mekânın da bunalımlı-kasvetli bir kış havasını yaşatması hasebiyle epeyce sarmıştık bu oyuna.

derken takip eden yaz dönemi vice city çıkageldi ki o da tam yaz formatına uygun bir ambiyansa sahipti. hatırlarım o yaz tatili artık oyunun içine nasıl gömülmüşsek, oyun bitince üzülmüştük heamınagoyyuim. hatta furkan, daha beter olmuştu(bildiğin kabardı lan sağı-solu stressten).

velhasılı bir dünyadır grand theft auto. en son san andreas oynamışlığım vardır(gta4 kurcaladım da yaşlanmışız artık be hacım) hiç sevmediğim bir şehirden kaçış için. hala o ryder piçi nasıl olup da satar benim gibi ahbabı anlamıyorum...*

edit: hiç öyle bu oyun olmasaydı ben, doktor olurdum geyiklerine girmiyorum. zira doktor olacak adam değilim ben. okuyacak adam bile değildim de işte bi bok yedik söylemesi ayıp...
Gta vice city çocukluğumun oyunu sabahlara kadar oynardım. Şehirde neler mi yapmadım: Arabaları kaçırıp fahişeleri ezdim, Malibu isimli bara gidip insanları taradım, polis istasyonunu bastım polisleri öldürdüm baktım polisler hiç bitmiyor 'leavemealone' yazdım polisleri başımdan defettim. Ama sonra iyi bir insan olup ambulans şöförlüğü yaptım, taksiyle insanlara bedava hizmet verdiğim de doğrudur. Kısacası bugün bile oynayasımın geldiği harika bir oyundur.
oyunu ilk duyduğumda şu sözü söylemiştim;

-gerçekten her yere gidebiliyor muyuz?
-he lan her yere..
-peki evlere girebiliyor muyuz?
-sktr.. o kadar da değil.
özgürlüğü yaşadığımı hissettiğim oyundur. kısıtlama yok her sokak her araba hepsi bize ait ne belirli bir parkurda yarışıyoruz ne de bu arabayı henüz seçemezsin paran yetmiyo derdi var. o dünyada oyunun kahramanı olmak mükemmel bi keyif.
Keske filmi cekilse.

Diyeceksin ki zaten uc boyutlu oldugu gibi konular filmlerden gelmis..

Kismen dogru.

Ama mesela 4'teki gorevlerden gayet baba bir film yapilabilirdi.

Niko'yu kimse sevmese de.
tamamen araba hırsızlıgına dayalı bır oyundu. kuş bakısı oynanırdı. igrenç * grafiklere sahip, ileride efsane olacak oyunun atasıydı.
(bkz: grand theft auto san andreas)
tüm oynları tek bir yapı altında toplayan, zevkten ağız sulandıran bir oyundur.
not: annem bile oynuyor.
birinci versiyonu da gayet zevkli olan, bir zamanların efsanesi güzel oyun. ilk kez gta 3 oynadığımda gözlerim dolmuştu, sonra vice city çıktı lakin bizim bilgisayarlarda çalışmadığı için internet cafelerde sabahlardık. sonra bir şekilde yeni bilgisayarlar edindik ve ne gta'nın tadı kaldı ne de vice city'nin.
başarılı oyun serisi. her oyunu çıktığı dönemlerde çok konuşulmuştur.
görsel
her sene yenilenen bir dünya.Her seferinde bundan iyisi imkansız dedirten, her seferindede bizi * yalancı çıkaran oyun serisi.
kaç tane oyun çıkartırsa çıkartsın, bundan güzel trailer çıkartamamıştır, çıkartamayacaktır.
bahsi geçen trailer= http://www.youtube.com/watch?v=gPOrDtZYDfU
bigbangla araba ve tankları patlama eğlenceli olan oyun.