bugün

2 yıldır bununla savaşıyorum. Hayatım nereye gidiyor diye düşünmekten hayatım ilerlemiyor. Her şey hemen olsun isteğimle birlikte bu iyice zorlaşıyor. Sonra bi depresyon, sonra amaaann ne olur en kötü sıralamalı bir paradokstayım.
bunu söyleyen insanların yüzde doksanın gün içinde tek yaptığı zincirleme sigara içip,o kafe senin bu kafe benim gezip burcu,ahmet ,mehmet kovalamak.
madem bu kadar geleceğinden endişelisin kalk ve bir şeyler yap o zaman kardeşim.
kimse senin eline bağlamıyor.gün içinde telefonuna,kızlara,erkeklere,sağa sola harcadığın enerjiyi geleceğin için harca,ha harcamıyorsan da ağlama.

herkes başarı,saygı, mutluluk bekler.bunları istiyorsan önce hak edeceksin.
Bugünü yitirmeye sebep olabilecek kadar ciddi bir sorundur. Kafayı patlatma sebebidir.

Uzun süredir gelecek kaygısı olan biri olarak bu süreçte yaşam kalitemin çok kötüleştiğini farkettim ve silkelenmem gerektiğini düşünüyorum. Benim için zor olanı ise hedefsizlik. Sonumuz ne olacak bakalım, görelim.

Umarım yıllar sonra bu entry i güzel duygularla editleyebilirim.
azı insanı motive eder, çoğu felç.
bu kaygı insanı hayata karşı sağlamlaştırır. özgüven verir. yani iyi bir şeydir. her daim dimdik olun. her türlü zorluğun üstesinden aklınız sayesinde gelebileceğinizi unutmayın.
iki sene önce bugün iliklerime kadar beni boğuyordu.

okuldan mezun olma durumum sallantıdaydı. öyle tedirgindim ki bir ders yüzünden uzamasından. sonra iş bulma derdi vardı, işi bulsan memnun olması... hepsi bi yana, o işi hakkıyla yapıp yapamayacağın korkusu. hayatımdaki adamla evliliğe doğru gidiyorduk, korkuyordum evlenmekten de ayrılmaktan da. şehir değiştirmek, yeniden hayat kurmak. hepsinin velhasılı, hayatta başarısız bir insan olmak işte esas korku. bir yerinde ya da her yerinde.

iki yıl oldu işte tam. hepsi de benim için en iyi neticelerle devam ediyor akışına. biraz akıntıyla gitmek, biraz doğru yerde karar alma cesaretine sahip olmak lazım. o asla dinmeyecek gibi görünen korkular bir kaç senede çözülüp unutuluyor.
görsel
Şu yaşadığın Türkiye şartlarında Gelecek diye bir şey yok..
Sadece ne kadar dayanabilirim buna var.

Bence. Tabi ki siz. Haha iyi bilirsiniz..
içinde bulunan andan da keyif almayı engeller. Kaçışı yoktur.
mühendis olup 2.200 maaşla gelen kaygıdır boşuna okumuşuz amk zengin koca arasam daha iyi bir geleceğim olurdu yemişim çalışan metropol kadınını.
çok berbat bir durum 22 yaşındayım sevmediğim bir işi yapacağım diye çok korkuyorum, yüzünü bile görmek istemeyeceğin insanlarla istemediğin bir ortamda çalışmak hayatını mahvetmek, ve bunu bile bile o yöne doğru gidiyorum.
hayattan beklentisiz ve amaçsızca yaşamak vs başka ülkeye gitmek.
ben birincisini seçip 2 diploma, yabancı dil ve yıllarca tecrübem olmasına rağmen asgari vasıfsızlığı seçtim. günlük yaşıyorum. karnımı doyuruyorum o kadar. başka bir beklenti, istek, hayal vs yok. doyuyorum, uyuyorum hayat bundan ibaret.
Maddi kaygıları olan aklı selim her insanın yaşadığı tedirginliktir.
Bu durum, ekmek kadar, su kadar doğal bir duygudur.

Kaygıyı törpüleyerek, hedeflere kilitlenmek dışında yapacak pek bir şey yoktur.
Sakin kalabilmek önemli bir ayrıntı pek tabii!
psikolojik bir rahatsızlıktır.

zira "kaygı" anlam itibariyle olumsazlama yönlü bir sözcüktür.

kaygının genel tanımı şöyledir:

Kaygı, kişinin dış dünyasından veya iç dünyasından gelen bir uyaranla karşılaştığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel tepkilerdir. Bir başka deyişle kişinin karşılaştığı durum ve olaylar karşısında duyduğu ve engellemekte zorluk çektiği aşırı endişe ve uyarılmışlık halidir.

gelecek kaygısı insanda ruhsal olarak kemiren bir travmaya yol açabilir.

mesela

ne zaman iş bulacağım?
ben evlenemeyecek miyim?
okul bitecek mi acaba bu sene?
çocuklarıma iyi bir gelecek sunabilecek miyim?
efso bir aşk yaşamıştım birdaha aynı aşkı bulabilecek miyim?

v.s.

soruları çoğaltabiliriz. lakin sonuç değişmez. bu sorular insan beynini tüketir. dolayısıyla fiziksel olarak insanı olumsuz etkileyen bir ruh halini beraberinde getirir.

doğru sözcük "kaygı" olmamalıdır.

belki gelecek beklentisi, gelecek hayali ya da gelecek tahayyülü olabilir.
çocuğunuz olunca daha bi sıkıştıran kaygı.
işte bunu aklımdan çıkaramadığım için mezuna kalmak zorunda kaldım Siz siz olun fazla önemsemeyin. zarara uğrarsınız
insanı yiyip bitiren düşünce. 65 yaşına kadar çalışmak zorunda olmak, insan düşününce bile hayattan tiksiniyor.
Tam bu hastalığın yaşların da bir işsiz olarak iliklerime kadar hissediyor ve düşündükçe korkmuş bir kedi gibi kabarıyorum.
22-25 yaş arasında sıkça görülüyor. Çok zor bir süreç. Bir de üstüne kafanızdan "acaba sözleşmeli askerlik mi yapsam?" düşüncesi geçiyorsa acınacak hale giriliyor demektir.
Kaygı; öngörülen, ancak her zamanda gerçekleşmeyen tehtidlere karşı gösterilen fiziksel ve ruhsal tepkilerdir. iyi yönetilen endişe hali;
1. Kapasitemizi anlamamıza ve kullanmamıza,
2. Çalışmada tempoya,
3. Hayata tutunma mücadelemize katkı sağlamaya vesile olur, kanımca.
insanın beynini kemiren düşüncelerle boğuşmasıdır.
benim de sahip olduğum, türk gençlerinin hepsinde de olan iğrenç bir kaygı türüdür. kara kara düşünmekten başka bir şey gelmez elinizden. gelecekte ne yapacağım, iş bulabilecek miyim, hedefim nedir, aileme yük mü olacağım diye diye içinize dert olur.
bu kaygı türü gelecek için seçenekleri olan insanlar için geçerlidir.
"gelecek" kelimesini kullanabilecek kadar umutlu olanlar var mı hala bu ülkede?
Daha kötüsü ben bu ülkede kendimi huzurlu hissedemiyorum hiçbir şekilde. Sürekli türkiye'den gitmek temalı kalıp cümleler kurmak istemiyorum ama gerçekten ben bu ülkeden gitmek istiyorum uzun zamandır. Sırf bu yüzden uzun süre dil çalışmaları yaptım gelecekteki sınablar için. Gitmek o kadar zor değil önemli olan orada tutunmanız. Kendimi bunun içi var gücümle zorlayacağım zaten hep gurbette yaşadım. Ahmet kaya'nın dediğim gibi gurbette ömrüm geçecek benim.
Beni ciddi ciddi bunaltmış kaygıdır. Şimdi sağlıksal sorunlar çıktı askeriyeye de giremiyorum. Memurlukta günümüzde hayal. Napacağım bilemiyorum. Diplomayı elime verdiler sonra her şey b.ka sardı.
güncel Önemli Başlıklar