bugün

hüznün en acımasız, en kovalanması imkansız, en yakıp yıkan türüdür. gece yıldızlar teker teker gökyüzünde belirmeye başladığında aniden geliveren, saatler boyu süren, şarkıların, filmlerin, resimlerin, anıların anlamsızlaşmasına sebep olan, geçmişte yaşanan hüzünlerin iç içe geçmiş halidir. kurtulmak zordur, katlanmaktır yapılacak tek şey. gecenin karanlığı bir kasvet gibi çöker insanın içine. sabahın ilk ışıklarına kadar sürer, güneş doğduğunda bir daha ne zaman geleceğini söylemeden çeker gider.
çaylakken içinde bulunulan hal ama yazarlığa terfi edildiğinde bayram havasına dönebilecek durum.
kesin çöküş anı bir sigara yakılıp (kullanmayanlarda ise genelde neskafe içilirken cereyan eden) günün değerlendirmesinin yapıldığı andır. Artı ve eksiler ayrı birer kefeye konur ve her gece bakıldığında denklemin birbirine eşit çıkması boğazda bir kurumaya, zihinde tutulamayacağının nefs tarafından şimdiden bilindiği sözler verilmeye başlanır yarına dair. en kötüsü de her gece bir önceki gece hatırlandığında fazladan bir sigaranın daha elde yakılı olarak bulunmasıdır.
hüznün tek sevindirici yanı bu mukayese zorunluluğunun asla farkına varmamış insanların farkında olmayı sağlamasıdır.
tarafıma özellikle sonbaharda günlerin şiddetle kısalması ve havanın her gün biraz daha erken kararması ile geceyi beklemeden çöken hüzün , bünyemde derin depresyona sebep olduğunu bilmeden arsızca giriverir ruhuma , kalbimi alır içimi acıtana kadar sıkar , sıkar , sıkar.... artık her anım hüzündür benim...
genelde gözyaşlarınızı tutamazsınız zaten teksinizdir, kimse yoktur işte o zaman maskenizi bir kenara koyup düşünürsünüz sonra zaten inceden akan gözyaşları yardımınıza koşar. müzik eşliğinde ağlamak mazoşistliğin en doruk noktasıdır hele hele mad world ve still loving you tadındaki şarkıları dinlerseniz mekan kavramınızı yok edebilirsiniz.
dss dinlerken olur.
huyumdur hep ölürüm
nice aşklara bölünürüm
'ay'ımdır hep tutulurum nice ışıkla korunurum

hüzün kovan kuşu gelmiş
gecenin yanağına konuvermiş
ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş.
--spoiler--
akşam oldu hüzünlendim ben yine
hasret kaldım gözlerinin rengine
--spoiler-- *
yapacak bir şey bulamayan yalnızlığına, yalnızlıktır arkadaşlık yapan, kederlerin en karanlık köşesinde sevgiyi arayan, fakat yarınlarda umut bulan kişinin gece olan hüzünlü ve kasvetli duyguları.
(bkz: yalnızlığın anlaşıldığı anlar)
gündüz vakti çöken hüzünden daha iyi prognoza sahip olmakla beraber yine de nahoş bir duygudur.
kesinlikle, evet kesinlikle bir yerlerde saklanmaktadır.. belki bir pencere kenarında, yastığınızın altında, çıkarıp attığınız bir çorabın içinde, eski bir kitabın sayfalarının arasında.. ama mutlaka bir yerde saklanmaktadır.. ne zaman gece çöker, ışıklarını da alır gider güneş. belki de serbest çağrışımdandır ya da güneşin gidişine özenmiştir ve tüm gidenleri anımsatmaya yemin etmiştir..

gece gelir..
yalnızsanız da, değilseniz de, durduk yere, sebepli yere, belki sırf öylesine belki de bir aşkın derin acısıyla kavurulken geliverir.. hatta kelimenin tam anlamıyla çöküverir üstünüze
gece boyu ırzına geçer tüm umutlarınızın, anılarınızın, duygularınızın.. en güzeli uyumaktır..
uyumak herşeyin olmasa da çoğu şeyin ilacıdır.
nerden ve neden geldiği belirsiz bir garip olma halidir.gözler usul usul dolarken insan neye bunca hüzünlendiğini düşünür düşünür durur ama nafiledir.bu ince hüzün garip bir haz da verir nedense insana.uzun uzun düşünür insan anılarını geçmişe küçük flash backler yapar.
sebebi ne olursa olsun hüzün güzeldir ve olgunlaştırır insanı.bu gibi bir durumda baştan savmak gereksiz ve yetersiz bir eylemdir doyasıya yaşayınız hüznünüzü efendim.
seri eksi oy verememenin ve oylanabilecek entry girememenin sebep olduğu ruh hali.
gündüz vakti çöken hüzünden daha ağır olduğu söylenemez. tabi, bünyeden bünyeye değişir.
gece hüznüde beraberinde getirir çoğu kez evinizde yanlız ve çokkk yanlız iseniz .önce suni bir mutluluk maskesi sonra de git ya ölüyorum kederimden gerçeği . hastalıkda hüzünde gece vakti çöker insanın üstüne bütün gün uyumuş vampirler misali görevlerini yapmak üzere...
çaresi (bkz: hüzün kovan kuşu)
sabah erkenden uyanması işe okul vs. gitmesi gerekirken, yatma vaktini baya geçirmenin, uykusuzluğun sebep olduğu birşeydir. *
gecenin sessizliğiyle beraber gözyaşlarıyla kendini dışa vuran hüzündür. geceler sessizdir; geceler yalnızdır. hüzünler gece daha bir ağır gelir.
onsuz kalınan ilk günlerin geceleridir. gündüz yoğunluktan mıdır bilinmez belkide çok az gelir insanın aklına ama gece olunca .hele de ev sessizliğe bürününce. işte o zaman patlak verir özlediğiniz herşey ,boşluğa düşersiniz .sanki ömrünüzün bütün geceleri onunla geçmiştirde o gece yoktur yanınızda ve sonraki gecelerde. ne yapacağınızı bilmezsiniz ,gözleriniz dolar, ağlamak istemezsiniz ama galip gelir damlalarınız . içinizde sizi boğan nefessiz bırakan bir sıkıntı peydah olur. ve nihayetinde uzuuun zamanlar geçirilir böylece.o sizi terk etmeye alıştıkça sizde bu hüzne alışırsınız.
hele ki sebepsiz yere cokuyorsa ve bunu haftanin yedi gunu yasiyorsaniz, en yakin psikologa gidilesi hadisedir. yasadim biliyorum*.
sabahın gelecek olmasının verdiği bir hüzündür. ne işle ne okulla alakalıdır. sabahın kendisi yeterdir. bazen güneşin olmasını yadırgamıyor değilim bütün çabalarımı elimden almaya çalışan bir canavar gibi çıkıyor karşıma. gece ise bambaşkadır hüznüyle beraber.
(bkz: gecenin huznu)
akşam yemeğinden sonra çöken rehavetle birleşince uyumanın kaçınılmaz oldugu olaydır.
kişinin kendisiyle yüzleştiği zaman dilimlerinden biri olduğu için gece çöker hüzün.
gecenin verdiği bir hüzündür. belkide sebep; sessiz sedasız ağlanan bir gece olması olabilir, kim bilir? o saatte yayında olan radyo programlarının çoğu zaten duygusal şiir programlarıdır. demekki insanlar çoğunlukla hüzünlü oluyorlar geceleri. belki de yanlız olmanın verdiği bir sonuçtur. güneşle beraber geçip gitmesi olasıdır. eğer hüzün gününüze de hakimse gerçektir, acıdır, yaşanmalıdır ve yaşanıp bitmelidir.
yalnızlık en büyük nedendir. sarılıp uyuyacak olanın sizi terk ettiğini fark ettiğinizdendir hüzün gece vakti çöker. aslında gündüz de vardır ama eş dosttan anlaşılmaz geldiği. ne vakit sizi bırakırlar kendi yalnızlığınıza ve başlarsınız hüzünlü bir şarkı dinlemeye işte o an çöker bir ağırlık, bir hüzün. özlemdir aslında mutlu bir hayata duyulan özlemdir.