bugün

genelde öğrencilik zamanlarında gerçekleşen hiç unutulmayan yalnız insanı güçlendiren anılardır.
Bir Ramazan günü eniştem bize gelmişti ve inanın evlerinde yemek olmadığı için gelmişti. Bende küçüktüm ama annem çalıştığı için çocuk yaşta dahi yemeği ben yapardım annemin çalıştığı günlerde. Eniştemin şansına da o gün sadece tarhana çorbası yapmışım. Babam da yeni erzak almıştı işyerinden peynir, zeytin vs. Masaya çorbayı ve kahvaltılıkları koyabilmiştim yalnızca. Eniştem de dedi ki "biliyor musun tarhana aslında siyah zeytinle yenir" sevinmiştim birden yemeği beğendi diye. iftarımızı öyle yapmıştık.
ilk motorumu aldığımda 50 liralık benzin alamamıştım.
anneannesi almanya'da yaşayan bir arkadaşım vardı. ona ayıcıklı jelibon getirirdi almanya'dan. o da bana sadece bir ya da iki tane verirdi. marketlerde yoktu o zamanlar jelibon. o nedenle kocaman insan oldum bazen ayıcıklı jelibon alıp yerim ve yerken çocukluğum aklıma gelir.
6. Sınıfa gidiyoruz, sınıf arkadaşımın doğum gününe çağırdılar sınıfça gittik. G. de orada. G. de öyle güzel ki sırf çalşkan diye okul 3.Sü olmuşum sözel derslerde. Neyse işte erkekler içerde, kızlar mutfakta bir şeyler hazırlıyor. Biz de Muhabbet ediyoruz erkeklerle. Tartışmalar gülüşmeler falan. Ben gelen sorulara kaçamak cevaplar falan veriyorum sınıfın en güzel kızı tarzı sorular geliyor. G. Dediler kızardım oooo falan çektiler. Sonra bir baktık g. Bizi dinliyormuş balkonda.

Neyse çıktık evlere gidiyoruz, hemen atladılar g. Beraber gidelim mi falan. Yok dedi ben giderim. Vedalaştık herkesle. G. geldi bana dedi ki beraber yürümek ister misin? Bir mutlu oldum, bir de çocuğum tabii. Olur dedim konuşarak yürümeye başladık. Şehir de küçük 15 dkda vardık. Sonra dönercinin önünden geçiyoruz. Dedi ki ben acıktım döner yiyelim mi. Eli cebe attım 750 bin var. Döner 1 milyon 250 bin. Kendime çok kızdım para yetmiyor diye. Bir şeyler geveleyip yok dedim. Ailesi çalıştığı için ben yemek zorundayım dedi ama biraz daha yürüyelim dedi. Yok sen yemeğini ye deyip koşarak gittim eve.

Sonra 2 ay sonra babasının tayini çıktı gittiler. ne ben g. Yi gördüm ne o beni hatırlar.
Güzel bir gün ve otobüs bekliyorum… güzel güzel giderken baktım biri bindi otobüse.. adam bağırdı kartım yok diye ben de baktım adamın cübbesi varmış. Dedim ki: adam avukat bari rezil olmasın dedim kartımı verdim. Kartımda son 2lira vardı o da dönüş .. oysa ki para verir diye vermiştim kartı neyse geri getirdi kardeşim 25 krş var al dedi. neyse sözlük eve yürüyerek gittim. 3km yol.
ilkokuldaydım o dönem bakkala bile tek gitmeyen bi çocuktum annemler çalışıyordu çok da sevdiğim bi komşu annem vardı üst katta oturuyordu yeni taşınmışlardı başka yere epey de uzaktalardı bize. Tesadüf ki o gün de mal gibi servisi kaçırıp eve yürüyerek gitmiştim çantamda da anahtarımı bulamayıp taaa komşu annemlere kadar koşa koşa ağlayarak gitmiştim. Üstüne akşam annemler gelip beni alınca başka komşu mu yok da buraya kadar geldin diye kızmışlardı. Hayat eğer 8 yaşındaysanız epey zor sözlük...
banka hesabımda 0.65 kr var. Haziran ayına kadar bunla idare etmem gerekiyor. öğrenci hayatını iliklerime kadar hissediyorum.
ünideki 2 ev arkadaşlarımın da bornozu vardı. benim yoktu. banyodan çıktığımda peşkire sarılı halimi görmesinler diye kıyı bucak kaçar adeta gollum olurdum.
Babama güvenip işten çıktım. Hata etmişim boşuna babana bile güvenmeyeceksin demiyorlarmış.
Lisedeyim arkadaşlarla gidelim dedi okul gösterisi var. Stadyumda. Gittik okul görürdü. Milli bayram galiba. Cep delik cepken delik. 2 dolmuşla gidebilirim eve. Cebimde bı dolmuş parası. Taaa anasının örekesinden yürüdüm. Öğlenin sıcağı. Beynime güneş geçti. Yolumun üstünde Shell istasyonu vardı ordan su içtim. inşAllah Kuyu suyu değildir. Neyse geldim, durağa eve dolmuşla döndüm. Ne fakirdim
(bkz: poker necmi)
çocuğum, kolejden çıktım, babamın mercedesine binerken pek bi hüzünlüydüm, yolda "baba" dedim, biliyor musun ben çok üzgünüm. nen var kuzum dedi purosundan bir fırt çekerek. dedim herkesin evinde comodore 64 var, ben hala zx spectrum ile takılıyorum. bir bana bir yola baktı. sonra yolda uzak bir noktaya gözünü dikerek "az kaldı yavrum, apple diye bi şirket kuracam, buraların bir numaralı teknoloji devi olacam, bitirecem hepsini" dedi. O sırada araç ufak ufak bi yukarı bi aşağı iniyordu. camlardan görünen dışarısı adet bir resim tablosu gibi ve bulanıktı. O gün babamın bir kahraman olduğuna karar verdim. arabayı bahçeli villamızın garajına çekmeden beni indirdi. gülümseyerek yüzüne baktım. bir comodore 64 üm yoktu ama bir babam ve umudum vardı.
küçükken ege internet isimli bir internet kafe vardı. saati 1 tl olduğu zamanlar. 6. sınıf. başlarda oraya alışmadan önce giderdim otururdum. vakit dolunca kalkardım. ama sonra öyle bir bağımlısı oldum ki sürem dolduğunda kalkıp başkalarını izlemeye başlamıştım. 1 saat oynuyorsam 5 saat oyun oynayan milleti izliyordum. bu durum 1-2 yıl devam etti. çok ezik hissettirmişti saatlerce oynayacak parası olmamak. 4-5 saat oynayan tipler hep çok zengin gelirdi gözüme. bizimkilere derdim işte eve bilgisayar alın. hangi parayla derlerdi.
bir laptop vardı ama büyük kardeşlerimden birindeydi o da farklı şehirdeydi. arkadaşlarımın hepsinde bilgisayar vardı ve beni davet ederlerdi. cennette gibi hissederdim öyle günlerde. zaman geçmesin isterdim.
8. sınıfta o laptopu bana bıraktılar ve lise1'e kadar her gün 12 saate yakın bilgisayarda vakit geçirdim. ancak sonra bozuldu. yine bilgisayarsız kaldım yenisini almadılar. bu sefer de lisedeki günlük harçlığımın tamamını kenara koyup günde 5-6 saatimi kanki net isimli kafede geçirmeye başladım. aç kalıyordum bilgisayar oynamak için. lol'ü yeni keşfetmiştim. orada şahit olduğum varoşluk seviyesi ve argo konuşmalar, küfürler, insanların sapık davranışları asla hayatımdan silinmeyecek izler bıraktı bende. 11. sınıfta bir arkadaşımın internet kafeye gitmeyi bırak alkol alalım demesiyle yine birkaç yıl ara verdim internet kafeye. ancak üniversiteye yeni başladığımda dersler o kadar bunaltıyordu ki... bir de ütopya online isimli siteden günde 100 tl kazanmaya başlayınca 2017'de günde 10 saatlik mesai internet kafede oyun başında tekrar başladı. ama neyse ki fazla sürmedi 1 ay filan sonra iphone7 aldım ve mobilden devam ettim oyun kariyerime. mlbb aov vain glory ne çeşit moba varsa mobilde oynadım ama artık hepsi geride kaldı hiç oynamıyorum.
Kartta 175 TL limit kalmış.

Canım kırk yılda bir kafede bira içmek istedi. içemeyeceğim. Plaj sandalyesini alıp deniz kenarına kurulacağım. Tekelden 2 bira bir cips alıp son limiti de böyle yiyeceğim. Aslında param var ama dolar'da ve borsada. Bozdurmak istemiyorum.

Neyse ki kiram yarın yatıyor.

Uzun zamandır, garibanlık anım olmamıştı. Bunu buraya yazayım dedim. Duygulandım bir an.

Neyse ki arabamın deposunun 3/4'ü dolu.
Baya kötüymüş uykum kaçtı şimdi.
bu garibanlık değil pintilik anısı olmuş şarapçı.

olmayan parayı harcamak istediğinde gariban olursun.
Param var da dolar'da ve borsada.

Uykunun kaçmasına gerek yok sevgili bik bik.
Benim arkadaşım Cafede bira içememiş ben yumuşacık yatağımda nasıl yatarım? Lütfen iban at.
anlatayım daha 10 yaşındayım rahmetli annemi ikna ettim abimle Kozyatağı Carrefoura gittik sene 1997 vitesli bisiklet alacağız gezdik dolaştık akşama kadar hangisini beğensem abim paramız yetmiyor dedi oradan bişey alamadan eve geri döndük, semtimize geldik bi mobilyacının koltuk takımı yatak odası satan bi mağaza kapısında duran vitesi olmayan bisikleti aldık markası bile yok piyasa malı. ben ne yaptım ilerleyen zamanlarda hurdacı hurdacı gezip onu vitesli bisiklete çevirdim. onu 5 sene kullandım. bendeki bu azim sonradan gelmemiş doğuştan Allah'ın lütfu demek ki.
klarnet calan sarapci koala 6.
Niye bu kadar sevimli ya salıncakta sallanıyorum falan diyor yirdimmmmmm.
staj gördüğüm geçen yıl, paramı kazağa verdiğimden parasızdım. o gün de eğitimim vardı, eve akşam gelecektim, yalnızdım ve acıkmıştım. "sabah simit yedim bari yemek yiyeyim" dedim ve sadece bulgur pilavı istedim. o gün oraya uğrayan bir adam "sizin bugün yemeğiniz benden olsun, benim karttan öderiz" demişti. çok mahcup olmuştum.
--spoiler--
benim arkadaşım cafede bira içememiş ben yumuşacık yatağımda nasıl yatarım? lütfen iban at.
--spoiler--

Yaaa çok iyisin, çok tatlısın, çok incesin. Çok teşekkür ederim sağ ol, atmış kadar oldun.

Manzaram güzel, halimden memnunum.

görsel
gecen 0.49gramlik altinimi bozdum nakitim kalmadigi icin. daha gariban olmamak dilegiyle
o kadar fakirdik ki tek takım iç çamaşırım vardı ve annemin beyazları yıkadığı gün okula gidemezdim.