bugün

taktiksel açıdan artık son noktaya gelmiş fm nin yeri sürümü.
bursasporumuzun sahasında çok zor yenildiği oyun. yani çok gerçekçi vesselam. tabi dmc olarak hamann'ı da transfer etmek lazım. 35 yaşın deneyimi *
beşiktaş'ı alacaklarla ilgili ilk sezon ve ikinci sezon başıyla alakalı olarak bir yazı yazmıştım. (bkz: #6421079) hafiften devam ettirelim sezonumuzu.

--spoiler--
söylediklerimi yaptıysanız, artık beşiktaş'la iyi bir takım olmaya başlayabilirsiniz. kaliteli bir kulübeniz, iyi bir ilk 11'iniz vardır. ancak şunu sakın unutmayın: galatasaray'ı yenme veya geçme ihtimaliniz yoktur. ligi 17 takımlı olarak düşünün.

şimdi, tüm bunları yaptıktan sonra şöyle devam ettim;

1. nistelrooy, palermo gibi futbolcularla sözleşme yenilemedim. takımı bir yere kadar getirdikleri için yaşlarından ötürü teşekkür edip gönderdim.
2. riquelme'yi 7 milyon euro gibi şahane bir fiyata sattım.
3. bunca forvetin gidişinin ardından nihat ve mehmet yıldız'dan başka forvetimiz kalmadı.
4. hemen welliton isimli spartak moskova'lı muhteşem brezilyalıyı transfer ettim.(11 peşin 11 vadeli toplam 22 milyon euro.) (ilk maçında 5 gol attı. önceki rekor palermo'nun tek maçta attığı 4 goldü.)
5. hala yeterli değil çünkü nihat yaşından ötürü özellik kaybediyor.
6. sercan yildirim'i istedim, 11 milyona verdiler, ancak kendisi bursa'dan ayrılmak istemedi. bekledim ve transfer sezonunun son 3 günü aynı teklifin düşüğünü gönderdim. hem kulüp hem oyuncu kabul etti.
7. wilshere'ı kiraladım.

not: burdan çıkarmanız gereken şey, artık kulübünüzün parası var. ve bu parayla 20 tane 1.5 milyon euroluk adam almak yerine, 3 tane yıldız almanız hepiniz açısından daha iyidir.

bu arada takımdaki olumlu gelişmeler:

1. diego bounnanetto (yanlış yazdım) artık takımı sırtlayan tam bir 10 numara oluyor. asist yapmadığı maç kalmıyor. muhtemelen 1-2 seneye barcelona isteyecektir.
2. sezer öztürk-hürriyet ve necip uysal orta sahada harikalar yaratıyor.
3. sağ açığınızda hem holosko hem wilshere var. muhteşem.
4. sol bekte ismail köybaşı dünya standartlarının üstünde oynuyor.
5. defansın göbeğinde ferrari-sivok-burdisso-sedat ve genç cemil aydın bulunuyor. alternatifiniz bol.
6. takım 4-3-3 4-4-2 4-5-1 gibi çeşitli varyosyanlarda zorlanmadan oynayabiliyor. artık büyük bir kulüpsünüz yani.
7. galatasarayı yenme ihtimaliniz hala yok.
--spoiler--

+caps: görsel
adamı kanser eden saçmalıklarla dolu oyundur. fc girondins de bordeaux'dan ayrılmam oyunun saçmalığıyla ilgili olamaz. lig lideriydim ama gerizekalı oyuncularım yüzünden bir yerden sonra tutunamadım, 4 maç üst üste kaybettim (ki ligue 1 rekorunu kırmıştım yenilmezlik serisi şeysinde o sene) ve altıncılığa kadar geriledim. yönetimle kapıştım, avrupa'da chelsea'dan iki maçta toplam 10 gol yedim falan filan. bunları oynayıp toparlayabilirdim, her zaman güzel gitmez elbet.

ama anlamıyorum.

ulan her hafta maçını izlediğim, oyuncusunu malzemecisini bildiğim galatasaray'ı alıyorum. hazırlık maçlarını siktir edip uefa avrupa ligi eleme maçlarına çıkıyorum hemen. hatırlamıyorum şimdi taktiğimi, yapıyorum bir şeyler. rakibim fin ekibi fc honka. ulan 10 forvetle oynasam yine yenerim ben bu adamları, fm 2009 öncesinde çalıştırdığım fin takımının haddi hesabı yoktu çünkü. bu adamları da iyi tanıyorum. ama hiçbir zaman küçümsemedim ve bir farklı mağlubiyetin bile iyi olacağını düşündüm. ilk maç finlandiya'da.

maç başladı, soldan geldiler, leo franco boşa çıktı. kafayla attı elemanın biri, 1-0 oldu. top çevirmekten başka bir bok yapamıyordu oyuncularım. honka çat çut pas yapa yapa geldi, 20 dakika olmadan ikinciyi salladı. devre arasında "nasıl oyun bu şerefsizler?" dedim adamlara, kendilerine gelir gibi oldular, 70'te bir tane atmayı başardık baros'la. 2-1 oldu. istanbul'da bu turu vermem, bu sonuçla mümkün değildi. ama ben de rahat değildim. değilim. bu futbolla hiçbir bok olmayacağının farkındayım. düşünüyorum abi, hatayı nerede yaptım? ulan 8 tane atması gerekir bu takımın, taş gibi kadro. ben düşünürken, emre aşık'ın sektirdiği topa weckström yerleştiriyor ve maç 3-1 bitiyor. muhteşem değilmiş aslında kadro o kadar, emre varmış la. fark etmediydim bak.

istanbul'a gidiyorum. taktik değişiyor ama takımda aynı bokluk sürüyor. kimsenin top oynamaya niyeti yok. top çeviriyoruz, kaleyi gören vuruyor. hepsi de aut tabi. komutlara falan bakıyorum, yok amına koyayım, hiçbir şey dememişim ben. ama adamlar paso vuruyor kaleye. biri de tutsun be mna koyduklarım. o sırada bir gümbürtü kopuyor ali sami yen'de, 23. dakikada honka, ilk maçın ilk golüne benzer bir pozisyonda, 0-1 yapıyor durumu. çıldırıyorum. oyuncu değiştiriyorum, oyunculara saldırıyorum, "nasıl oyun bu şerefsizler, utanmıyo musunuz?!" diyorum...

beklediğim gol 67'de penaltıdan geliyor. 77'de elano vuruyor. 2-1. hala yetersiz. oyuncu değişikliği hakkım dolmuş. kewell sakatlanıyor, servet kırmızı kart görüyor. 88'de gol yiyorum ve maç 2-2 bitiyor.

bu kadro böyle futbol oynuyorsa, türkiye liginde bug olduğunu düşünürüm ben. ne takımlarla neler yapmış adamım, pey.

ha bir de, honka iki maçımızın arasında, lahti'den 4 gol yemişti evinde.
kanımca championsip manager 2010' dan ayarı almış oyundur.

edit: tamam daha vurmayın yeter. en büyük football manager 2010.*
pasif ofsayt kuralını uygulamayan oyundur.. fm gibi bir oyuna yakıştıramadım bu özelliği..
taş gibi oyundur kendisi. yalniz acilen şu kaleci bugı düzeltilmeli. hakan arikan realin ruyalarini suslemesin artik.
sanırım sözlükte takımından ilk kovulan insan olarak kayıtlara geçtiğim oyun. anlatayım biraz:
her sene managerlik oyununda juventus'u alırım. 10 yıldır bir sempatim ve sevgim var küçüklükten bu yana. galatasaray ve bursaspor gibi takımlarım dururken gider bu ekibi alırım. afedersiniz ortalığa da koyarım. domine ederim serie a'yı.
aldım yine. ilk önce takımda aynı adamdan 3 tane var. trezeguet, amauri ve iaquinta. aynı bokun laciverti derler ya bunların hepsi kahverengi bok. hepsi uzun boylu, headingi iyi yavaş oyuncular. hangi akla hizmet bunları depolamışsa artık yönetim. neyse aldık. diego var. yeni transfer. 15 maç yaptım adam ancak ısındı takıma. asisti falan yok, frikikten golu var. amauri 10 maçta 0 gol attı. trezeguet zaten hantal topa vurana kadar adamlar topu alıp bana gol atıyorlar. cannavaro var, rakip hücum hattı taşak geçiyor bunla.
her maçın ilk 5 dakikasında biri uzaktan çakıyor, resmen maça yenik başlıyorum. düzeltmek için bastır bastır, ancak berabere bitirebiliyorum ya da bastıtırken yiyorum. haliyle ligde 13.lüğe geldim ve kovuldum. zaten ben şampiyon yapıcam demedim ki gelirken, şampiyonluğa oynarız dedim. 5 atarız 6 yemeyiz 7 hiç yemeyiz 8 yemesek de olur dedim. kafaları karışmıştı o zaman yönetimin...
milan ve inter gibi taşaklı kadrolar varken bu takım zaten şampiyon olamaz. zaten ben hiçbir oyunda ilk senemde şampiyon olamadım, ilk sene takımı düzeltir, transferlerle ve sistemi yerleştirmemle sonraki 3 seneyi domine ederim. 10uncu haftada niye kovuyorsunuz?
avrupada juventus yıllardır kötü. ben ise grubumuzda 3te 2yapmıştım. diğer maçımda da 96. dakikada penaltı golüyle sevilla'da 2 puan bırakmıştım. bordoeaux takımına fransa'da 4 atmştım. iyiydik avrupada. juventus'un asıl bir şey yapamadığı alanda iyiydim. ama kovuldum. yazıklar olsun. italya'da teknik adamları çok çabuk harcıyorlar. sabır yok. antrenör kıyımı var. diego'nun amauri'nin cannavaro'nun da aq.
shortlist'le ilgili ilginç uygulamaları olan oyun. Diyelim bir oyuncuuyu shortlist'e ekliyorsun, ardından "subscribe"ı işaretleyip kontrat ve transferler ile ilgili bütün bilgilerden haberdar olmak istediğini işaretliyorsun, bir süre sonra bir bakıyorsun adam başka bir takımda karşına çıkıyor, ulan bu adamı eklemedim mi ben diye bir bakıyorsun oluşturduğun listeden eser yok, uğraşıp edip oluşturduğun 250-300 kişilik liste 0 (yazıyla; sıfır) kişi görünüyor. Hata oyunda mı yoksa bende mi diye düşünmeden edemiyor insan..

edit: 10.2.0 yaması ile sorun düzeltilmiştir.
(bkz: oh be)
türkiye research ekibinin tabiri caizse sıçtığı oyun. batuhanın 12 milyon, sercanın 10 milyon, semih garibimin 6 milyon olduğu oyun. siz düşünün artık. turkiyeyi üstlenen research ekibi turksportal adlı sitede editörler. kendilerine forumda biraz sitem ettim ama eleştiriye de çok kapalı insanlar. türkiye ligini oynamanızı önermem çünkü hiç gerçekci değil ben de oynamayacağım zaten. yani diyeceğim şu biz türkler adam olmayız aq.
pasif ofsayt ve avantaj kuralının uygulanmadığı oyun. ulan kaleciyle karşı karşıya kalmışım frikik çaldı bünyamin gezer.
bir de ültimatom vermeye gelmiyor bu yönetime anında kapıya koyuyorlar. ee arkadaşım ben almışım bursasporu şampiyonlar ligine kadar sokmuşum, biraz vefa olur be kardeşim. altı üstü stadyumu genişlet demiştik. neyseki bu ihtimale karşılık oyunu kaydetmiştim. kovulmadık yani. şampiyonlar liginde yolumuza devam.
gerçekçilik konusunda yarmış yıkmış oyundur:

http://img688.yfrog.com/i/sabrishoot.jpg/
önceki serilere göre teması çok değişen oyundur. alışamamış bulunmaktayım hala. ama 2009'a oranla daha güzel bir oyun olduğunu söylebeilirim.yine de 2008 favorimdir.
jimmy briandın harikalar yarattığı oyun.
herkes bahsediyor şöyle gerçekçi, böyle kupalar aldım falan diye...

bir türlü nasip olamadım sabri sarıoğlu'na "uzaktan şut çekme canım benim" diyebilmek, elano'yu, arda turan'ı 20+ milyon eurolara ac milan'a, real madrid'e satmak...

frank rijkaard'ı kovdurup yerine 86 doğumlu bir menajere teslim ettirtemedik galatasaray'ı, man city'i alıp yeni transfer rekorları kıramadık...

bütün bunlardan sonra şunu anladım; uzaktan da seviyorum seni fm!
maç erteletmek için federasyona başvurma sisteminin olmadığı oyun.

http://img145.imageshack.us/img145/2788/13300367.jpg

bursamızı uefada çeyrek finale taşımışız ama fikstür dezavantajı anamızı belliyor. 10 günde 2 kere chelsea'yle birer kere de beşiktaş ve fenerle oynanır mı lan? alt tarafı bursaspor bu.

edit:
ve beklenen son. 4 maçta 2 beraberlik 2 mağlubiyet.
http://img691.imageshack.us/img691/2973/19025524.jpg
massimo moratti'nin kasımpaşa'ya başkan seçildiği oyun. platini de ankaragücü'nü kaptı. yeminle.
cm 2010 krallığı az farkla kaçırdı. Şuan kral fm 2010 ama artık arada dağlar kadar fark yok!

ben gerekli açıklamamı uzuuunca yaptım aşağıdaki başlıkda
(bkz: fm 2010 vs cm 2010)
hamachi üzerinden aynı ligde oynamak istediğim bir veya iki veya üç menajer aradığım oyundur. fm 2008 zamanında yapmıştım bunu çok keyifli oluyor. eğer bilgisayar başında kalma süreniz uzunsa yapalım bunu dostlar.
Haldun üstünel in eksikliğini hissettiğim oyun. Ne kadar para versemde adamlar gelmiyor takıma.
daha önceki versiyonlarında olan bir eksikliği gidermiş gibi görünen oyun. şöyle ki;

eski versiyonlarında reputasyonu nispeten düşük takımlar (fb,gs,bjk,man city,tottenham vs..)büyük transfer yapmaya kalktıklarında genelde başarısız oluyor bununda nedeni bu kalburüstü oyuncuların lige veya o takıma gelmek istememesi oluyordu.bu oyunculara ne kadar para verirseniz verin -fb,man city,tottenham gibi takımlarda çılgın kontratlar önerebiliyorduk-yine de futbolcu nuh diyor peygamber demiyor reputasyonu yükselt gel baabında sizi başından savıyordu.footbal manager 2010 da ise futbolcu yine gelmek istemediğini söylüyor size ama bu sefer para işe yarıyor.fb ye gelmek istemeyen birkaç kalburüstü futbolcuyu para sayesinde ikna ettim gelmek istememelerine rağmen.bu gerçekten çok gerçekçi olmuş, sırf bu özelliğinden bile bir tane daha fazla artıyı hakediyor bu oyun.
subscribe özelliği gerçekten iyi olmuş ancak çalışmayan oyundur. efendim sezon başı binbir zorlukla van der vaart'ı alacak parayı biriktirmeye çalıştım. delgado'yu ve necip'i iyi paralara sattım ki real'de mutsuz olan rafael'i kadroma katayım. add to shortlist dedik ve subscribe ettik ki ilgilenen kulüp olunca ya da teklif veren haberi gelsin. parayı denkleştirmek için diğer transferlerle ilgilenirken bir de ne göreyim. bizim rafael Galatasaray'a gelmiş. ulan dedim neden haberi gelmedi? bir baktım ki shortlist ve subscribe list boş gözüküyor. sonradan öğrendim ki herkes aynı dertten muzdaripmiş. 10.2.0 yamasında düzeltir heralde Sigames ya da düzeltmeli. bu sorun düzelene kadar siz siz olun transfer etmek istediğiniz oyuncuyla yakinen ilgilenin.

kalleş rafael bir de gol at bana...
hakemlerin dandik olduğu lig. top ofsaytta olmayan adamıma gidiyor, ofsaytta bir adamım var diye düdük çalıyor, hadi bunu geçtim de 2 maçta bir gole giden oyuncum son adam tarafından indiriliyor, aldığı kart sarı. juventus'tan kovulmuşum, frankfurt takımıyla düşmemeye oynuyoruz, onur mücadelesi veriyoruz. her puanın, her kartın, her taçın bile hayati önemi var. adamım gole gidecek cart indiriyorlar, kart sarı. hiç faul verme bari, benim adam gitsin düşe kalka. hem pozisyonu alıyorsun elimizden, hem de kartın rengi sarı.
zamanın tsigalko su aaritalo su gibi bir oyuncuyu barındırır. türkiye ligi için birebirdir.

(bkz: Blas Pérez)
galatasaray başkanı Adnan Polat'ın acımasız olduğu oyundur. Oscar Cardozo'yu transfer etmek için görüşmelere başladım. arkadaşın değeri 5.5M ben verdim 6.5M Benfica istedi 9M. Adnan abiye gittim gözünün yağını yiyem bana para ver bak güzel adam gol görecek gözün. Dedi bana yok benden 5 kuruş fazla çıkmaz. bastım küfürü çıktım odadan. ertesi gün adnan abi cevap verdi.. defol git kulüpten diye.. 2 maça çıkabildim takımın başında. işsizim. peh.