bugün

daha 3-4 hafta önce denizlispor maçından sonra yönetime veryansın eden zico'yu istifaya çağıran ama şampiyon olduktan sonra her şeyi unutan, ezeli rakibi galatasaray'ın taraftarlarını başarıya endeksli takım tuttuğunu söyleyen taraftarlara sahip kulüp.
18 mayısta 2 avrupa kupası sahibi takımla maç yapma şerefine erişecek takım...*
hangi futbolcu transfer edilirse edilsin, oynanan maçlarda bizi kanser etmeyi başaran, fakat şampiyonluk ipini göğüslediğimizde mutlulukların en güzelini yaşatan, beyinlerimizin sağ lobuna sarıyı, sol lobuna laciverti, kalbimize sevgisini kazımış olan en güzel sevgili.
kayseri atatürk stadında dakikalar 90'ı gösterdiğinde yanımdaki babama "bitti bu iş. bu sene de verdik şampiyonluğu" dedim. o sırada ellerimin titrediğini, kalbimin yerinden çıkarcasına çarptığını seziyordum. 2-1 gerideydik ve kayserispor akın akın geliyordu. zihnimde geçen yıldan kalma anlar cirit atıyordu. denizli'de kaybettiğimiz şampiyonluk, appiah'ın ağlaması, annemin gözyaşları, gırtlağıma bir yumruk gibi oturup isyanımı ve yutkunmamı engelleyen tarifi mümkün olmayan acı.
dün gece alex 74'üncü dakikada topun başına geldiğinde ilk defa alex'in kullacağı bir penaltı sonrası kendimi huzursuz hissettim. alex demekle geçiştiremem. onu o kadar çok seviyorum ki sokakta bulup eve getirdiğim yavru kediye adını vermişliğim vardır ve ailecek taparız onlara. * penaltı sırasında kale bana küçük kaleci büyük mesafe uzak geldi. en sonunda da top uçup gitti. top kadrajdan çıktığında kimseye değil ama bu sefer de kendime fısıldadım. gidiyor galiba diye. pesimist değilim esasında hep iyimserimdir. çevremdekilere de hep ümit vermişimdir. ama çevreme dağıtmaktan ben de kalmadığındandır karamsarlığım. maç boyunca çevremdekilerin bilumum sülalesiyle cima ettiği deivid de souza golü attığı an aklıma inanın geçen yıl geldi. ardından da sivasın fenerbahçeli futbolcusu gürhan'ın ayağından bulduğu beraberik golü. son 7 dakika 7 yıl gibiydi. trabzonspor'un kullandığı iki yan topta ruhumu teslim etmek üzereydim. hakemin bitiş düdüğünü hayal meyal hatırlıyorum. sonrası malum zaten. öyle ilginç bir sevda ki bu tüm yeminlerinizi size daha dakikasında yalatabilir. bir daha gitmem dediğiniz maçı için kendinizi bir hafta sonra kuyrukta, izlemem dediğiniz maçı için 45 dakika önce tv karşısında, bir bok alırsam namerdim demenizin akabinde de kendinizi bir fenerium mağazasında bulursunuz. söversiniz, kızarsınız ama gece yatağa fenerbahçe yastığı, çarşafı ve yorganı ile yatarsınız. çünkü bilirsiniz ki onlar olmadan gözünüze uyku girmez. her ezanda ve duada akıllara gelir. kazanınca şükür kaybedince isyan edersiniz. koskocaman bir caddede kendinizi insan deryasında bir katre olarak bulursunuz. dillerde ortak bir şarkıdır. yaş kaç olursa olsun ezeli rakiplere ince göndermelerdir.
fenerbahçem iyi ki varsın bu hayatta.
ameliyatımın akabinde doktorun evden 15 gün çıkmaması gerek uyarısına rağmen evden kaçarak 2 sonra gittiğim galatasaray maçında anlamıştım artık yolundan dönüşümün olmadığını.
hataların hatam, sevincin mutluluğumdu.
sen bendin ve ben de sen.
ve dün her şeye rağmen ikimizde şampiyon olduk aşkım.
seni seviyorum..
beni sakın sensiz bırakma...
tüm taraftarlarını önümüzdeki perşembe günü* saat 22.30'da TRT3 izlemeye davet ettiğim spor kulübü. Birazcık tesadüf görmüş olurlar.
kıskananların başlığının altına dolu saçmalıklarını yazdığı 2006 - 2007 sezonu şampiyonu takımımızdır. ayrıca bu gidişle ezeli rakipleri 17 mayıs 1999 * yılında kaldıkları için bir türlü hallerini göremiyorlar ki fenerbahçe ile uğraşıyorlar dediği takımdır.
kıraç'a marş besteletmiş olan kulüp.

(bkz: ahahahaha ben buna gülüyorum ya)

ayrıca benzer bir örnek için:

(bkz: alem buysa kral cimbom) *
(bkz: fenerbahce/#1083298)
100. yılında futbol branşında, kendisine karşı kurulan tüm kirli ittifaklara ve ayak oyunlarına rağmen şampiyon olmayı başarmış kulüp, sevdamız, aşkımız, yaşam kaynağımız...
Geçtiğimiz haftasonu izmir atatürk stadında 100. yılında 17. şampiyonluğunu ilan etmiş olan türkiyenin en büyük kulübüdür. (bkz: fenerbahçe cumhuriyeti)
o sarı ile lacivert sevdamızın rengi
o büyüklüğü şampiyonluk kupa büyüklüğü değil adı konamaz olan
o cihatlar lefterler canlar fikretler
o sisli bir gece yarısında
o ıssız bir sokak ortasında
o kırık bir lambanın altında sevdalara daldıran
o ölene kadar dilimden düşmeyecek
o sevgisiyle dünyaya geldiğim
o konuşmayı öğrendiğimde ilk kelimem
o sevgiliden önce gelen
o herşeyim
o işte öyle bir şey.
zorunlu tanım: kendisini içerisinde kabul etmese de, türkiye cumhuriyetinin bir spor kulübü.
essahlı tanım: * sürekli olarak rakipleriyle ilgili nefret dolu yazılar yazan, kuş kadar beyne sahip olmayan, aşağılık kompleksi bütün iç organlarına girmiş olan, tedavisi pek mümkün olmayan, bazı kendini bilmezlerin de tuttuğu bir spor kulübü.
yalan haberle, yaygarayla, kavga, gürültüyle prim yapmaya çalışan, çıkar odaklarıyla işbirliği halinde, kulüplerin içini karıştıran ya da onları yönetmeye çalışan medyaya ve medya mensuplarına, gücünü mafyadan alıp, tüm yetkisini fenerbahçe'yi şampiyon yapmamak için ve kişisel çıkarları için kullanan bir federasyon başkanına rağmen alnının akıyla şampiyonluğu kazanan türkiye süper liginin en başarılı futbol takımı.
(bkz: zico zico şampiyonuz)
Gözbebeğimiz,canımız,nurumuz galatasaray'ın ezeli düşmenı,kıskanılan takım,sevindi gariban acvıdık acıdık gibi sözlerin üzerine oturtulmaya çalışıldığı takım
işler çıkmaza girdiğinde sağı solu tehdit ederek basklı kurmaya çalışan ve bunu oldukça iyi beceren camia.. üstlerine yok.. tebrikler..Fenerbahçe'yi, Fenerbahçelileri şampiyonluklarından ötürü kutluyorum kimse herkese rağmen kazandık demesin.

Fazla uzağa gitmeye gerek yok.
Beşiktaş maçından sonra kimse çıkıp ligden çekilme kararını hala düşünüyoruz dedi mi? diyemez. Çünkü maçta istedikleri gibi bir hakem vardı..

Trabzonspor maçına gelelim. O ne güzel hakem değil mi?
2 Tane pozisyon ofsayt diye kesildi hem de daha ilk yarıda.
Ümit Özat maçın 32. dakikasında son adamı düşürdü hakem nezaketen sarı kart verdi, ümit bile kızdı. Yapma hocam.. Yapma..

Hani Fenerbahçeli yöneticiler,idareciler. Neredesiniz?
Çıkın bir günde bir faks numarasından 100 bin faks almayı başarabilen sihirbazlar ordusu, çıkın da konuşun. Deyin ki;
Hakem Trabzonspor'un hakkını yedi.. Ama nerede?
Faks makinanızı kapatmışsınızdır..

He bir de unutmadan şunu da ekleyeyim. Basının 15 gün önce attığı başlıkları hatırladım dün akşam fb-ts maçını izlerken. Ne diyordu tarafsız medya; ''fenerbahçe'ye tarihi ceza''.
Ne vardı bu cezanın içinde; yöneticilere hak mahrumiyeti cezaları çok ağırmış. Allah Allah, o dün gece şeref tribünün en önünde oturup ağlayan kimdi?
Arkasında sevinç çığlıkları atan, hırsız hakemleri alkışlayan, taraflı(!) dediği lig tv kameralarına takılanların cezası bu muydu?
52 saniye küfür ettiği için Beşiktaş'ın sahası kapanırken,
Fenerbahçe'nin dakikalarca küfürü, sahaya atılan meşaleler, antrenörün kafasının yarılmasına verilen ceza, adeta 'ödül' oldu.
50 bin kişilik stad yerine 70 bin kişilik statta oynandı maç.
Adam döven de 2 maç ceza aldı.. Herkesin hem fikir olarak yanlış kararla atıldığı söylenen ibrahim Toraman da.
işte tarihi cezalar böyle olsa gerek.

Ama Beşiktaş taraftarı şunu çok iyi bilir; her şeye herkese rağmen maçın nasıl kazanılacağını, kalecisi yokken bile göstermiştir.
kenarbahçe.
1) kalecisini döven,
2) baskani yillik istifa edip edip geri dönen,
3) galatasarayi yenmeyi dünya sampiyonluguyla es tutan,
4) kendisine her yerden haksizlik yapildigini düsünen ama en cok hak yiyen,
4) galatasarayin basarilarina tesadüf diyen ( nasil oluyorsa artik bu; galatasarayin deplasmanda gidip yenilmedigi takimlara bakalim. milan, juventus, roma, barcelona,
deplasmanda yendigi takimlar ise; mallorca, hertha berlin, borussia dortmund, nantes,spartak moskova ve daha bir sürü avrupa takimi.
5) bir sene basarili gittimi kendilerini dünyanin en basarili takimi sayan,
daha yazamayacagim bir sürü negatif özellikler sadece fenerbahcede maalesef ama gercek.
geleneği her zamanki gibi bozmayıp, lezzetli bir salatasaray salatası yapabilen takım.
avrupa'da kalitesi tartışılan bir ligde * elde ettiği başarılarla, şampiyonluklarla övünen ve önümüzdeki uzun yıllar boyunca da övünecek gibi görünen, taraftarına 25 senedir türkiye kupası sevinci yaşatamayan, galatasaray gibi bir markayı yenmekten başka gurur yaşatamayan takım.
hem galatasaray'ı hem de beşiktaşı sahalarında yenerek şampiyon olmuş takım. o maçlar öncesi şampiyonluk turu atanlara bir hatırlatma.
100. yılında mücadele ettiği tüm branşlarda, ezeli rakibi olduğu iddia edilen takımlara geçilmeyen kulüp, asrın takımı, yaşam kaynağımız...
100. yilinda sampiyon olmus ,yoluna canimi koydugum , renklerine asik oldugum , fenerbahcem.
100. yılında tüm branşlarda fenerbahçe:20 galatasaray:0
100. yılı itibariyle başarılı olan kulüp. ama 100 yıl boyunca yapılanlara bakıldığında hiçbir dalda kupa sayısında galatasaray'ın önüne geçememiştir.

(bkz: önemli olan 100 yıl yaşamak değil 100 yılda neler yaptığındır)
dünyanın en centilmen gs taraftarının bile tebrik etmemesi gereken kulüptür. fb alkışlanacak bir takım değildir. evet gs 19 mayıs'ta bir rezalet yaşatmıştır ama kötünün iyisi diye de fbyi alkışlamak mantıklı değildir. bugün türkiye'de centilmen bir taraftarı ve onurlu ve fair play ruhunu yaşatan bir yönetimi olan takım ne yazık ki yoktur.