bugün

akıl ve vicdan durgunluğundaki insan.
fasist demek milliyetci demek degildir. fasist demek ulkeye demokrasi degil otokrasi yani totaliter bir rejim isteyen insan modelidir. yani kraldan cok kralci bi insan modelidir. mesela hitler hem ırkcı hem fasistdir fakat Libya krali Kaddafi sadece fasistdir.
Size göre milliyetçi,bize göre çikolata.
kendinden olamyanı, bu ırkı olabilir,dini olabilir hiç bir şekilde hazmedemeyen ona nefretle bakan, humanist duyguları nerdeyse tamamen kaybolmuş canlı türü....
kürtlerin önlerine gelen herkese verdikleri ünvan. fakat kendileri hiç fasist değildir hemde hiç.
hele bana hiç çekinmeden "babam çocukken bana oğlum büyüyünce bütün lazları s.keceksin derdi" diyen kürt ve demoktratik oda arkadaşım kesinlikle değil.
hele hele "lan muru3xi şimdi arkadaşız ama cephede hiç çekinmeden seni vururum" demiş olan sözde arkadaşım olan kürt kesinlikle faşist değidir. bu arkadaşın demokratik toplum partisi yanlısı olması onu faşistlikten uzak tutmaktadır.
vatanını milletini seven insanlara hemen her platformda yakıştırılan, o kimselerin ise hiç iplemediği şey..
"ipne gibin, buşt gibin bişey"
birey olarak faşist;kendi düşüncesini zorla,kendini güclü görerek kendinden zayıfa kabul ettirmek demektir
(bkz: goliath)**
Kendisine vatansever, yurtsever, milliyetçi vs olarak adlandıran fakat saman altından ırkçılık,kafatasçılık yapan; diğer ulusların ve milletlerin kültürüne en ufak saygısı dahi olmadığı halde bazen saygılıymış gibi görünen insan. Kültürler arası diyalog ve çokkültürlülük gibi kavramları algılayamadığı halde ahkam kesen ve genelde sorunları şiddetle çözmeyi savunan modelleri çoğunluktadır ve en önemlisi hiçbiri kendisine faşişt demez.
(bkz: faşist angut ile kahraman hain)
türkiye'de bolca örneklerine rastlayacağımız, her türlü pisliğe bulaşmış adamlar. idolleri mehmet ağar, abdullah çatlı, nihat atsız gibi ülkeye çok mühim hizmetler(!) yapmış adamlardır.
ota, boka fasist damgasi vuranlar kadar igrencdirler.
sözlükte bol bulunan ırkçı insan çeşidi.
empati yoksunu, şiddet düşkünü, homofobik, kendisine benzemeyen herkesten nefret eden, kültürlerarası diyalogu reddeden, basmakalıp sığ bir düşünce(?) yapısına sahip, ataerkil, sanatla ilgilenmeyen insan modeli. Ne yazık ki ülkemizde çok fazlalar ve ulusal değerlerimize sahip çıkma söyleminde bulunarak şiddet ve nefret kusuyorlar. Ulusal değerlerimizi ve kültürümüzü faşistlerin eline bırakmamalıyız.
ülkücünün temel bir ideoloji ve kendince görüş açısına sahibi olanı.
1940 yıllarında almanya'da adolf hitler ve italya'da benito mussolini'nin ortaya çıkardığı ve bu ülkelerde uygulanmaya başlandığı siyasi görüş.
milliyetçilikle karıştırılan terim.
kendi tanımımca;

kendi düşüncesini, kendi ideolojisini başkası üzerine dayatmaya çalışan herkes, faşist'tir.
ermeni bir entellektüelin öldürülmesinde bile suçu ermenilerde aramaya kalkan zavallılar.
buraya entry giren yazarlara verilmesi gereken ünvan.
Bazı yazarlar karşısındakinin ırkçlığını, yaptığı ayrımcılığı eleştirmek için faşist der. Ama bilmez ona o sıfatı takarak bir ayrım yaptığın. Tabiki de o şahıs faşist değildir. *
....
ırkçı denince akla
tamam şimdi buldum
hemen onun adı gelir
faşist faşist faşist
italyan ırkçılığı.
Faşist demek bir devrin italyan milliyetçisi demektir. italyanca "facio" kelimesinden doğan bu sıfat, Musolini'nin italyan milliyetçi partisi mensuplarına alem olmuş, italyan milliyetçiliğine de "faşizm" denmişti. Milliyetçiliğin milletleri sardığı sırada hepsi ayrı ayrı adlar almış; Almanlar "nazi" (Nasyonal Sosyalist'ten kısaltma), ispanyollar "falanjist", Belçikalılar "reksist", Romenler "gardist" kelimesini kullanmıştı. Bu disiplinli ve komünist düşmanı milliyetçilik ilk önce italya'da çıktığı için hepsine birden "faşizm" demek âdet olmuştu.
FAŞiST

"Faşist" demek bir devrin italyan milliyetçisi demektir. italyanca "facio" kelimesinden doğan bu sıfat, Musolini'nin italyan milliyetçi partisi mensuplarına alem olmuş, italyan milliyetçiliğine de "faşizm" denmişti. Milliyetçiliğin milletleri sardığı sırada hepsi ayrı ayrı adlar almış; Almanlar "nazi" (Nasyonal Sosyalist'ten kısaltma), ispanyollar "falanjist", Belçikalılar "reksist", Romenler "gardist" kelimesini kullanmıştı. Bu disiplinli ve komünist düşmanı milliyetçilik ilk önce italya'da çıktığı için hepsine birden "faşizm" demek âdet olmuştu.

Faşizm ve komünizm aşağı yukarı aynı yıllarda italya ve Rusya'da iktidara geldiğinden komünistler, kendi düşmanlarına, bütün milliyetçilere ve giderek komünist olmayan herkese faşist demeye başlamışlardı.

Basit ve iptidâî komünist zihniyeti beş on kelimenin tutsağı hâline geldiği ve çapraşık meseleleri kavrayamayıp onları yavanlaştırdığı için dünyayı komünist ve faşistlerden mürekkep iki grup hâlinde görüyordu.

Bizde de 1970'lerdeki olaylar, komünistlerin kendilerinden olmayan herkese faşist dediğini bir kere daha ortaya koymuştur. Yani Türkiye'de komünistlerin faşist dediği, komünizm karşısında olan kimseler, özellikle Türk milliyetçileridir.

Türkiye'de komünistler vardır. Gizli bir komünist partisi de 1920'den beri daima mevcut olmuştur. Fakat Türkiye'de faşist olmadığı gibi açık veya gizli bir faşist partisi de yoktur.

Komünistler milliyeti inkâr ettikleri için dünyadaki bütün komünist partileri dost ve müttefiktir. Halbuki her milliyetçilik başka milliyetçiliklerin aleyhinde olduğundan komünistlerin topyekûn faşist diye adlandırdığı ayrı milletlerin milliyetçileri birbirinin düşmanı veya zıddıdır.

Türkiye'de faşist, şu veya bu değil, Türkçü gençler vardır. Bunlar göğüslerine millî alâmet olan Bozkurtlu rozet takarlar ve kendilerine Bozkurt derler. Komünistlerin gemi azıya aldığı yıllarda Adalet Partisi, kasdî mi olduğu hâlâ anlaşılmayan bir acz içinde olaylara seyirci kalırken millî duyguyu ve hattâ devleti bilek gücü ile savunanlar, düşmanları tarafından komando diye adlandırılan bu Bozkurtlardı.

ismet inönü, mahut zihniyetiyle bunları zamanın cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a şikâyet ederken Sunay Paşa sâbık millî şefe tarihî cevabını vererek onu susturmuştu.

Şimdi gazete havadislerinden öğreniyoruz ki küçük Bozkurtlardan biri, 16 yaşındaki Necati Kaya, göğsünde Bozkurtlu rozet olduğu için okul müdürü tarafından yüzüne sert bir cisimle vurularak komaya girmiş ve kurtarılamayarak ölmüştür. Bu kahraman (!) okul müdürü için ne söylense, ne kadar övülse azdır. Kine bakınız ki daha 16 yaşında bulunan körpe bir çocuğa elle değil de sert bir şeyle vuruyor, bunu da o çocuk göğsünde millî sembol olan Bozkurtu taşıdığı için yapıyor.

Bu cinayetten birkaç gün önce bir bakanın okullardaki faşistleri yumuşaklıkla yola getireceklerini söylemesi şaşırtıcı olmaktan da daha ileri bir şeydi. Bu faşistler kimlerdi? Varsa, adlarını söylemek devlet sırlarını açığa vurmak olmayacağı için hiç olmazsa bir tek isim vermesi gerekmez miydi?

Millî sembol düşmanlığı, milliyet düşmanlığı, milliyetçi düşmanlığı, millet düşmanlığı acaba nerelere kadar yürüyecek? Onlara şairin şu beytini hatırlatacağız:

Bu kavmın titre makrûn-ı adâlet intikamından;
Kılıçlar çıkmasın bir kerre pür-satvet niyâmından.

(Bu kavmın, adaletin yanında olan intikâmından titre. Kılıçlar kahredici olarak bir kere kınından çıkmaya görsün.)

Bozkurt'tan çakallar, köpekler ve tilkiler korkar. Kendi mefâhirine düşman olanın bu âdi hayvanlardan ne farkı olabilir ki?..


5 Nisan 1974, Ötüken, Sayı: 4
ATSIZ