bugün
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu23
- uludağ sözlük köpek avlama timi18
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği8
- kendini bir görsel ile anlat20
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi14
- anın görüntüsü14
- saraca silsüpüroğlu12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak11
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali11
- kıza iğne batıran türbanlı11
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi12
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- xdearm10
- jose mourinho28
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- icardi190543
- sekse doymuş erkek12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel21
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal14
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü10
- güçlü kadınların ortak özellikleri8
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
boş laf, gereksiz, değersiz, yalan anlamına da gelen söz, muhabbet.
degersiz veya gereksiz soz veya isler.
alakasız örneklemeleri belirtmek üçün kullanılan söz. hava ilen civa gibi. ne alakası var.
Artık teoman'ın kitabının isminidir. Ön siparişi verdim bekliyorum.
Edit: imzalı kitabını alabildim.
Edit: imzalı kitabını alabildim.
http://www.hurriyet.com.t...in/teoman-ciplak-40796772
http://www.dr.com.tr/Kita...-Ani/urunno=0001750900001
Teoman’ın hayat hikayesini anlattığı kitabının ismi.
http://www.dr.com.tr/Kita...-Ani/urunno=0001750900001
Teoman’ın hayat hikayesini anlattığı kitabının ismi.
''...N’oldu lan? diye sordum. Abi ben üstü açık arabada garip hissediyorum, utanıyorum demiştin. O konuşmanın devamında bana dedin ki Abi ben bu işi başaracağım. Bi annem var, annemin de bir tek varlığı benim. Ne yapıp edip bunu başaracağım.''
Anneannesi namaz kılarken secdeye kapandığında sırtına çıkıp bazen de kıçını ısıran sıradan bir çocukken, babasızlığın ve fakirliğin ne olduğunu keşfettikçe içe kapanan, insanlarla konuşmaktan utandığı için, yetişkin olduğunda da yapacağı gibi, evde bir başına oturan bir adamın hikayesi. Anne sinirli, ilaç bağımlısı, uykuları sorunlu. Halayla, yengeyle ne zaman buluşsalar babadan bahsedip ağlaşıyorlar. Her söyleneni duyup babalardan bahsedilmesini sevmemeye başlayan bir çocuğun hikayesi bu aynı zamanda.
Halasının dual pikaplarında Yemen Türküsü’nü dinleyip ölen askerden geriye sadece bir çift kundura, bir de fes kalmasından kalbi yaralanan bir ergen. Zaten zenginler kendilerinden utanmalılar, dünyada onca fakir insan varken. Sonra ince Memed’in Hatice’yi kaçırdığı o mağarada Hatice kadın oluyor, demek ki çıplaklardı. ince Memed çok şanslı biri olmalı...
Deep Purple (en çok Ian Gillan), Led Zeppelin, Kiss, Iron Maiden, MFÖ, Black Sabbath, Bülent Ortaçgil... Ve tabii ki Elvis...
Küçük insanların küçük hayalleri olur. Birkaç yıl içinde Türkiye’den gitmeli, adını 'Teo' yapmalı. Küstah, hazırcevap, popüler biri olmalı. Çok güzel sevgilileri olmalı, esprili biri olacağı için onları bol bol güldürmeli. iyi giyinen arkadaşlarıyla diskoya gitmeli. Motosiklet almalı, siyah deri ceket giymeli, ara sıra da anneyi görmeli...
işletme okumaktan vazgeçip, aylarca eve kapanıp tek kitapla günde 7-8 saat çalışıp Boğaziçi Matematik’e girebilen TÜBiTAK burslu başarılı bir üniversite öğrencisi o. Öte yandan okul derslerine çok konsantre olamadığı için, atılma korkusuyla beş sene boyunca sürekli üniversite sınavına giriyor, atılırsa aynı sene yeniden kayıt yaptırabilsin diye.
Amerika’da, bir aylığına bir arkadaşının yanına gittiğinde, okuldaki yemeklerin üç buçuk dolar olduğunu görüyor. Öte yandan yemek, onun için hayatı idame ettirmekten başka bir işe yaramayan bir teferruat. Marketten 25 sente konserve yemeye başlıyor. Bir süre sonra yediği ton balıklı konservenin kedi maması olduğu ortaya çıkıyor, 99 sente insan konservesine geçiş yapmak zorunda kalıyor. Türkiye’de de durumlar çok farklı değil, yazın okuldan ayrı geçen periyotta Bodrum’da çalıyor söylüyor, dönüşte elde kalan tek şey orada kazandığıyla alabildiği bir deri mont. Londra’daysa bulaşık yıkıyor, en sevdiği.
işler yolunda gitmeye başladıktan sonra içindeki detaycı, disiplinli, kontrol manyağı obsesif ve acımasız Führer ortaya çıkıyor. Özensiz konser sözleşmelerine inat, hiçbir maddeyi şansa bırakmadığı 11 sayfalık 'Teoman sözleşmesi' piyasada ün salıyor. ilk zamanlar prodüksiyon menajeri yok prodüksiyonun başında. Yavaş yavaş yürüyen ışıkçıyı çağırıyor, par ışıklarının neden takılmadığını soruyor, ışıkçı 10-15 dakikalık işi olduğunu söylüyor. Saatine bakıp ona 'tam 15 dakikan var' diyor, sırtından tutup ileri itiyor, 'hadi bakalım, koş şimdi, sadece 15 dakikan var!' Adam koşuyor. Bir başka gün müzisyenler provaya geç kalıp köprü trafiğini bahane edince, onlara köprünün açıldığı 1974 yılından beri tıkalı olduğunu söylüyor. Bir gün turnede bavulunda kemerini bulamayıp deliriyor. Bir gece genç bir çocuk yanına gelip çalıştığı dergi için 'röportaj' lafını eder etmez hakaret ve küfürlere maruz kalıp neye uğradığını şaşırıyor.
Halbuki mutluluk onun için, çocukken çok ıslanıp üşüdüğü bir kış günü Taksim’den otobüsle eve döner dönmez çoraplarını çıkarıp, pijamalarını giyip ayaklarını kalorifer peteklerinin arasına sokup kitaplarını karıştırmaya başlamaktı. Ama hayat bundan daha çetrefilliydi. Parasızlık diye bir şey vardı, kadınlar vardı, mutsuz bir de anne. Ve ölüm. Nevrini döndüren genelde ölüm haberleri oluyordu. 'Amca' diye hitap ettiği kuzeni Mustafa, teyzesi, Murat, M.Ç., Orhan Abi, Kerim Abi, Zeki Abi, Bowie, Prince, Cohen... Etrafındaki ölümler kendine ait korkularını ateşliyor, hayatla hiçbir bağının olmadığını görüp korkuyordu. 'Ölüm fikri bütün keyfimi kaçırıyor. Birileri öldüğünde, ölümün var olduğu birden büyük bir gerçeklik oluyor. Tırsıyorum.'
'...Kütüphanemin önüne geçiyorum, kafamda Oğuz Atay’ın kahramanı gibi kütüphanemdeki bütün kitapları yalayıp yutuyorum bundan sonraki hayatımda. Amacım o olmuş. Kitaplara gömülüp, başka hiçbir şey düşünmüyorum. Çocukluğumdaki gibi, hayatla hiç ilgilenmek istemiyorum ve bu fikrimde çok haklı olduğuma karar veriyorum. Hiç kimsenin derdiyle uğraşmicam artık, diyorum. Yeter başkalarını kafaya taktığım, sadece kitap okuyacağım. Üst kata çıkana kadar hayalimi unutuyorum...'
ilk albümü çıktığında Bodrum sokaklarında dolaşırken küçük bir bardan bir şarkısını duyup 3-5 kızın bağıra çağıra eşlik ettiğini görür. Tüyleri diken diken olur. Şimdiyse o duyguyu hiçbir zaman yaşamayacak olmak kolay değildir. Elinden gelen, kitapçılardan ortaokullar için 'vücudumuzu tanıyalım' ve 'orta atlas' almaktır. ilerde organların ne işe yaradığını ve ülkeleri filan öğrenip kızına öğretecektir. Hiçbir zaman yeniden 'Papatya Teoman' olamayacaktır, ama kızının prensi olma şansını boş geçmeyecektir.
'Benimle hayat zor, ama kendim için de zor...'
Anneannesi namaz kılarken secdeye kapandığında sırtına çıkıp bazen de kıçını ısıran sıradan bir çocukken, babasızlığın ve fakirliğin ne olduğunu keşfettikçe içe kapanan, insanlarla konuşmaktan utandığı için, yetişkin olduğunda da yapacağı gibi, evde bir başına oturan bir adamın hikayesi. Anne sinirli, ilaç bağımlısı, uykuları sorunlu. Halayla, yengeyle ne zaman buluşsalar babadan bahsedip ağlaşıyorlar. Her söyleneni duyup babalardan bahsedilmesini sevmemeye başlayan bir çocuğun hikayesi bu aynı zamanda.
Halasının dual pikaplarında Yemen Türküsü’nü dinleyip ölen askerden geriye sadece bir çift kundura, bir de fes kalmasından kalbi yaralanan bir ergen. Zaten zenginler kendilerinden utanmalılar, dünyada onca fakir insan varken. Sonra ince Memed’in Hatice’yi kaçırdığı o mağarada Hatice kadın oluyor, demek ki çıplaklardı. ince Memed çok şanslı biri olmalı...
Deep Purple (en çok Ian Gillan), Led Zeppelin, Kiss, Iron Maiden, MFÖ, Black Sabbath, Bülent Ortaçgil... Ve tabii ki Elvis...
Küçük insanların küçük hayalleri olur. Birkaç yıl içinde Türkiye’den gitmeli, adını 'Teo' yapmalı. Küstah, hazırcevap, popüler biri olmalı. Çok güzel sevgilileri olmalı, esprili biri olacağı için onları bol bol güldürmeli. iyi giyinen arkadaşlarıyla diskoya gitmeli. Motosiklet almalı, siyah deri ceket giymeli, ara sıra da anneyi görmeli...
işletme okumaktan vazgeçip, aylarca eve kapanıp tek kitapla günde 7-8 saat çalışıp Boğaziçi Matematik’e girebilen TÜBiTAK burslu başarılı bir üniversite öğrencisi o. Öte yandan okul derslerine çok konsantre olamadığı için, atılma korkusuyla beş sene boyunca sürekli üniversite sınavına giriyor, atılırsa aynı sene yeniden kayıt yaptırabilsin diye.
Amerika’da, bir aylığına bir arkadaşının yanına gittiğinde, okuldaki yemeklerin üç buçuk dolar olduğunu görüyor. Öte yandan yemek, onun için hayatı idame ettirmekten başka bir işe yaramayan bir teferruat. Marketten 25 sente konserve yemeye başlıyor. Bir süre sonra yediği ton balıklı konservenin kedi maması olduğu ortaya çıkıyor, 99 sente insan konservesine geçiş yapmak zorunda kalıyor. Türkiye’de de durumlar çok farklı değil, yazın okuldan ayrı geçen periyotta Bodrum’da çalıyor söylüyor, dönüşte elde kalan tek şey orada kazandığıyla alabildiği bir deri mont. Londra’daysa bulaşık yıkıyor, en sevdiği.
işler yolunda gitmeye başladıktan sonra içindeki detaycı, disiplinli, kontrol manyağı obsesif ve acımasız Führer ortaya çıkıyor. Özensiz konser sözleşmelerine inat, hiçbir maddeyi şansa bırakmadığı 11 sayfalık 'Teoman sözleşmesi' piyasada ün salıyor. ilk zamanlar prodüksiyon menajeri yok prodüksiyonun başında. Yavaş yavaş yürüyen ışıkçıyı çağırıyor, par ışıklarının neden takılmadığını soruyor, ışıkçı 10-15 dakikalık işi olduğunu söylüyor. Saatine bakıp ona 'tam 15 dakikan var' diyor, sırtından tutup ileri itiyor, 'hadi bakalım, koş şimdi, sadece 15 dakikan var!' Adam koşuyor. Bir başka gün müzisyenler provaya geç kalıp köprü trafiğini bahane edince, onlara köprünün açıldığı 1974 yılından beri tıkalı olduğunu söylüyor. Bir gün turnede bavulunda kemerini bulamayıp deliriyor. Bir gece genç bir çocuk yanına gelip çalıştığı dergi için 'röportaj' lafını eder etmez hakaret ve küfürlere maruz kalıp neye uğradığını şaşırıyor.
Halbuki mutluluk onun için, çocukken çok ıslanıp üşüdüğü bir kış günü Taksim’den otobüsle eve döner dönmez çoraplarını çıkarıp, pijamalarını giyip ayaklarını kalorifer peteklerinin arasına sokup kitaplarını karıştırmaya başlamaktı. Ama hayat bundan daha çetrefilliydi. Parasızlık diye bir şey vardı, kadınlar vardı, mutsuz bir de anne. Ve ölüm. Nevrini döndüren genelde ölüm haberleri oluyordu. 'Amca' diye hitap ettiği kuzeni Mustafa, teyzesi, Murat, M.Ç., Orhan Abi, Kerim Abi, Zeki Abi, Bowie, Prince, Cohen... Etrafındaki ölümler kendine ait korkularını ateşliyor, hayatla hiçbir bağının olmadığını görüp korkuyordu. 'Ölüm fikri bütün keyfimi kaçırıyor. Birileri öldüğünde, ölümün var olduğu birden büyük bir gerçeklik oluyor. Tırsıyorum.'
'...Kütüphanemin önüne geçiyorum, kafamda Oğuz Atay’ın kahramanı gibi kütüphanemdeki bütün kitapları yalayıp yutuyorum bundan sonraki hayatımda. Amacım o olmuş. Kitaplara gömülüp, başka hiçbir şey düşünmüyorum. Çocukluğumdaki gibi, hayatla hiç ilgilenmek istemiyorum ve bu fikrimde çok haklı olduğuma karar veriyorum. Hiç kimsenin derdiyle uğraşmicam artık, diyorum. Yeter başkalarını kafaya taktığım, sadece kitap okuyacağım. Üst kata çıkana kadar hayalimi unutuyorum...'
ilk albümü çıktığında Bodrum sokaklarında dolaşırken küçük bir bardan bir şarkısını duyup 3-5 kızın bağıra çağıra eşlik ettiğini görür. Tüyleri diken diken olur. Şimdiyse o duyguyu hiçbir zaman yaşamayacak olmak kolay değildir. Elinden gelen, kitapçılardan ortaokullar için 'vücudumuzu tanıyalım' ve 'orta atlas' almaktır. ilerde organların ne işe yaradığını ve ülkeleri filan öğrenip kızına öğretecektir. Hiçbir zaman yeniden 'Papatya Teoman' olamayacaktır, ama kızının prensi olma şansını boş geçmeyecektir.
'Benimle hayat zor, ama kendim için de zor...'
güncel Önemli Başlıklar