bugün

ermeni soykırımı: ermenilerin ve hatta bazı -enayi- türklerin yapıldığını iddia ettiği şey...

madem bir soykırım oldu. neden kanıt yok? neden ceset yok? neden soykırılan insanların tanıdıkları/akrabaları çıkıp "şu kişiler öldürüldü" diye isim vermiyor. en azından soykırılan kişilerin adına bir cenaze töreni falan düzenlenirdi yani...

bunlar yok. çünkü soykırım yok.

ermeni soykırımı: üzerinde çook araştırma yapılan ve enternasyonel güçlerce bile incelenen bir soykırım. ceset ya da ne bileyim: öldürülen biri falan olsa derhal isimleri afişe edilirdi ya da muhakkak ortaya çıkardı...
en küçük kanıt kırıntısı bile olsa, ermeniler bunu gözümüze sokardı hatta -çok pardon ama- götümüze bile sokardı lan.

ama yok işte. orhan pamuk ermenilerin -sheakspeare'nin kitabında gördüğüm ve mistır pamuk'a çok yakışan bir kelime- kıçyalayıcısıdır.

orhan'ın peşinden gidenlerse daha vahimdir. en azından pamuk, şerefini sattı ama karşılığında para ve ödül aldı. peki siz neden bedavaya şerefinizi ve tarihinizi satıyor ve atalarınıza küfrediyorsunuz? iftira ediyorsunuz?

yahu hadi vatanseverlikten geçtim, ölmüş adamlara, sizin için şehit olan kişilere iftira etmekten de mi utanmıyorsunuz.

ermeni soykırımının varlığını savunan türk ya satılıktır, ya da -harbiden- salaktır. budur!
sivas katliamı yapmış olan bir kitlenin (ırk demiyorum dikkat edin), savaş zamanı devletin de emriyle neler yapacağını tahmin ettiren hadiselerdir.
ermeni soykırımı söz konusu değildir.

(bkz: sözde ermeni soykırımı)
hepsi orhan pamuk gibilerin kıçlarından uydurmasıdır.
devlet kayitlari yok. planli yok etme yok. aq bu ermenilerde ortada yok. ama pardon adamlarin kendisi yok fakat mallari burda,
Turks didnt kill on the contrary Armenians massacred innocent Turkish people in Adana, Aintab, Ourfa, Qars, Erzeroum, Moush, Van, Malatia, Marash, Sivas, Erzinjan...
ARMENIA MUST ACCEPT ''18 MARCH 1915 TURKISH GENOCIDE'' ! WE ARE BLOODING!
doğrusu için: (bkz: sözde ermeni soykırımı)
incelemeyi tarihçilerin yapması gerektiğinin iddia edildiği olay ki bu saçmalıktır. Soykırım hukuki bir kavramdır ve Roma Statüsü'nde tanınmış olup hemen hemen bütün ceza kanunlarına göre suçtur. Bunları bilmeden ahmakça tairhçilere bırakalım demek en hafif kelimeyle cahilliktir. Hukukçuların tartışmasına ve yorumlamasına muhtaç bir olay anlayacağınız.
(bkz: hayallerde yaşıyor bazı ibneler)
*
emekli albay hocamın dersinde ağzıma aldığım için sınıfın gazabına uğramışlığım vardır. üniversite denen o sözde akademik ortamda bile tartışmaya kapalı bir olaydır. uluslararası ilişkiler 4. sınıf öğrencisi bile ağzı köpürerek saldırıya geçer. tam bir tabudur. herkes uzman kesilir o dönemden bahsederken, ama kimsenin tek bir bilgi sahibi olduğu yoktur neredeyse. tarih böyle birşey değildir. söylem de halihazırda politikken kalkıp 5 sayfa entry girmiş olmanın lüzumu yoktur.
yapıldığına diar içimde en ufak bir kuşku duymadığım olaydır. bugün bu ortamda kendi vatandaşlarına karşı bile bukadar zalim olan bir sistem o dönemde muhakkak böyle bir trajediye de imza atmıştır. ne kadar faydası olur bilmem ama devletin kendi ülkesinde yaşayan ermeni kardeşlerimizden ve tüm dünya ermenilerinden özür dilemesi ve bu durumu kabul etmesi gerekir. şimdi milliyetçi arkadaşlar hemen başlar, ama onlarda şöyle yaptı böyle yaptı hede hödö vıdı bıdı diye sallamaya. sözkonusu devlet tarafından sistemli birşekilde 1 milyondan fazla olduğu söylenen bir insan topluluğunun sistemli bir şekilde yok edilmesi, katledilmesidir ve dolayısıyla kesinlikle aynı şey değildir.
ortada soykırım denilecek durum yoktur. sadece savaş sırasında ölen ermeniler ve türkler vardır. eğer türkler soykırım yapmak isteselerdi bunu araplara yapardı ki arapların da böyle bir iddası yoktur. dış güçler araplardan daha farklı yollarla rant elde ettikleri için arap soykırımı diye birşey uydurmamışlardır. araplardan x faktörlerle rant elde edemeyecek olsalardı eminim ki onlar için de arap soykırımı yapan türkler damgasını çoktan vurmuşlardı. yani gavurların(bir ismet özel ifadesi) uydurdukları deli saçmasıdır.
keşke yapsaydık da akıllansalardı. faşist biriyim. açık açık söylemekten hiç çekinmem. yapmış olsaydık övünerek söylerdim. yerel bir kaç katliamı soykırım olarak nitelendirmek yanlıştır. katliam yaptık mı? evet. soykırım? hayır...
zamanında yapmadıkları bok kalmayan ülkelerin şimdilerde ülkemiz aleyhine sunduğu saçmalık. fransa, 2. dünya savaşı'nda cezayir, tunus gibi ülkelerin insanlarını savaş kölesi gibi savaşın en şiddetli yaşandığı yerlerde savaştırmıştı, amerika "demokrasi getireceğiz." deyip ırak'a girmişti ve katliam yapıp gitmişti, yine amerika afganistan'a demokrasi bahanesiyle girmişti ve burada da katliam yapacaktı ancak büyük bir savunma ile karşılaştı. bunları yapan ülkeler şimdi gelmiş "insan haklarıııı, demokrasiii, eşitliiiik" diye bağırıyorlar. neyden bahsediyor bunlar ?
palavradır. kimse fransız, rus ve ingiliz ordularına katılıp osmanlı devletine karşı silah çeken ermenilerden kaçı öldü bilinmez. yine çetelere katılıp ölen ermenlerin sayısı bilinmez. Ancak tehcire tabi tutulanların sayısı bilinir. 900 bin üstü. bunlardan kaçı öldü o da bilinmez. savaş sonrası geri dönenler bir önceki ermeni nüfustan 800 bin eksiktir. Bunların arasında fransa'ya abd'ye göç edenlerde vardır.
Misal abd göçmen kayıtlarında 800 bin kadar ermeni'nin hangi ülkeden geldiklerinin kaydı yoktur. ve tehcirde olanlara gelelim. olaylar ağırlıklı olarak olduğu bölge güney doğu anadolu ve bu bölgede bugünün ağaları servetlerini bu tehciri çıkarlarına kullananlardır.
misal ahmet türk'ün ailesi bu sınıfa girer.
tarihsel bir yalandır.
herkesin yapıldığını iddia ettiği şey. yahu almanlar yahudilerden nefret ettiği için vaktinde onları soykırdı. yani naziler onlardan nefret ederdi...
hatta nazi ismi burdan doğmuştur.

bizde "nazi" gibi bir teşkilat yoktur. yani özel olarak ermeni ırkının yok olması gerektiğini savunan bir türke hangi tarihte denk geldiniz? bizim ermenilerle alıp-veremediğimiz neydi de katlettik?
hiç kuşkusuz bu soykırımın varlığını savunan her türk birey aşağılık kompleksli zavallı ve yardım alması gereken bireylerdir.
demokrasi getiriyoruz deyip,ırak'a giren,bir milyonun üzerinde insanı öldüren, sayısı bilinmeyen tecavüzü gerçekleştiren,ırak'ın tarihsel ve kültürel mirasının üzerinden dozer gibi geçip,kütüphanelerini yakan,ülkeyi fiilen üçe bölüp,etnik ve mezhep ayrılığını körükleyen abd ve şeriklerine ses çıkarmayan,

bosna'da müslümanların köküne kibrit suyu dökülmesine bigane kalan,

fransa'nın cezayir'de,ruanda'da daha dün yaptıklarını gündeme getirmeyen,

rusların çeçenlere layık gördüklerine gözlerini kapayan,

canı sıkıldıkça afganistan'ı,pakistan'ı bombalayan abd'yi onaylayan,

neredeyse canlı yayınlanan hocalı katliamının adını bile anmayan,

sözüm ona uygar,güya insancıl,ağzına,yüzüne tükürdüğüm sahtekar batı aleminin üzerimize yamamaya çalıştığı ve olmayan soykırımdır.

tut ki var,tut ki kabul ettik, ne olacak, dünya daha iyi bir gezegen mi olacak? bütün adaletsizlikler son mu bulmuş olacak ? benim üzerimden mi rahatlatacaksın karanlık vicdanını?

kötü niyetliler ve onlara alet olan romantik embesillere inat, hiç bir zaman kabul edilmeyecektir. olmayan suçu niye üstleneyim. kaldı ki, dedemin yapmış olduğunun ceremesini niye ben çekeyim bile demedim, sırf onu desem bile yeterliyken.
türkiyede şu şekilde halledilen meseledir:

- sözde ermeni soykırımı hakkında ne düşünüyorsunuz?
+ yoktur!
- nasıl yani?
+ yoktur.
- teşekkürler...
(bkz: soykırıma uğramayan ermeniler)
türksen sözde olduğuna inanmak zorunda tutulduğun bir olaydır. araştırmana zaten gerek yoktur. sözdedir o. yoktur öyle bir şey. türk gencinin yeterince değil, 'hiç' bilgilendirilmediği bir olaydır. olay diyorum,soykırım diyemiyorum veya sorun da diyemiyorum çünkü henüz ben de araştırmış değilim. ya da okuduğum lisedeki 4 derslik tarih dersinde bu olayla ilgili ikna edici derecede bir şeyler anlatılmış değil bizlere. tarih dersi her ne kadar biz öğrencilere sıkıcı gelse de, insan tarihi bilmek zorunda. illa ki kendi tarihini değil elbette. gerçekten birisi gelip de sana sizin atalarınız geçmişte bize şunu yaptı dediğinde cevap verememek herhalde dünyanın en ezik duygusudur. aslına bakılırsa umrumda bile değil ne olduğu. atalarımın yaptığı şeyleri üzerime alınmak zorunda değilim, aynı şekilde onları sevmek zorunda da değilim; ancak ne yazık ki hala dünyada bir milliyet, ırk kavramı var.
osmanlı döneminde çıkarılan tehcir kanunu ile ermenilerin sınır dışı edilmesi sırasında bir çokları açlıktan, bulaşıcı hastalıklardan ölmüştür ki bu rakamsal ifadelerle yer alır tarih kitaplarında.

öte yandan ermeniler tarafından katledilen türkleri de es geçmemek gerek bu durumda. acımadan insanları öldürmüşler; savunmasız kadınlarımıza kızlarımıza tecavüz etmişler, en iç burkanları da: hamile kadınlar üzerinden kız mı erkek mi iddialarına girip kadınların karnını keserek nice bebekleri de daha doğmadan öldürmüşler, çocukların kafaları kesip futbol topu niyetine kullanmışlar ve daha niceleri....

soykırımdan söz edilecekse eğer bu yapılanlarda göz önüne alınmalı diye düşünüyorum .
nedir ne değildir tartışmadan önce şu an için adlandırmasının yanlış olduğunu bilmemiz gerekir. soykırım bir suçtur. bir suçun işlenip işlenmediğine de tarihçiler değil hukukçular karar verir. tarihçilerin işi belge toplayıp sunmaktır; olay hukuka taşınır ve karar orada verilir. soykırım ya da jenosit vardır demek şu an için bence bu sebepten yanlış. olayın varlığı yokluğundan öte ortada sonuçlanmış bir mahkeme olduğu için.

915 olaylarının aydınlatılabilmesi ya da en azından bu yolda ilerlenebilmesi için atılması gereken adımlar var. birinci olarak ermenistan, türkiye ve dışındaki ülkeler bir süreliğine olay hakkında görüş bildirmekten vazgeçmeliler. bu ülke olayların birincil aktörüdür evet. bunun dışında fikir bildirebilecek ikincil ülkeler var ki onlar da o dönem osmanlı'ya ve rusya'ya bağlı bulunan ülkeler. (ırak, suriye, gürcistan vb) çünkü rusların yaşanan olaylara en yakın şahit olan üçüncü aktör olduğu doğru. belki 915'te doğrudan etkisi olmayabilir rusların, ancak öncesinde yaşanan süreçte kesinlikle var. bir diğer aktör olaylarda almanya'dır. o dönem osmanlı'nın müttefiki olan ve savaş sırasında yaşanan her şeye bir anlamda ortak olan almanya. zira orduyu yöneten generaller o dönemde alman idi.

yani demem o ki ermeni olaylarının aydınlatılmasında doğunun iki büyük imparatorluğu, rusya ve osmanlının arşivlerinin tamamen açılması lazım. çünkü bir belge her şeyi değiştirebilir. aynı şekilde almanya (ve belki avusturya-macaristan) arşivleri de buna dahildir. ancak, şunu da hatırlatmak lazım ki hatıratlar ya da mektuplar delil olarak sunulamaz. zira özel yazışmalarda insanlar rahatlıkla dezenformasyon yapabilirler. hatta yazdıklarının okunabileceğini düşünerek bunu bilinçli bir şekilde yapanlar da çıkabilir. ancak devlet belgelerinde bu tür bir şey olmaz, yapılamaz. ermeni taşnak arşivleri de yardımcı olabilir yaşananları öğrenmeye.

amacımız birilerinin suçunu ispat etmek ya da birilerini temize çıkarmak değil gerçeği öğrenmek olmalı diye düşünüyorum. bir de asıl iğrenç olan, kendi politik çıkarlarımız için tarihi kirletmektir. bunun en çarpıcı örneğinin sayı tartışması olduğunu düşünüyorum. ermeni tarafı (ki bu taraf lafı da çirkin ya) kendi arasında bile bir sayıya karar verebilmiş değil. 1.5 milyon sayısının imkansızlığının herkes farkında. elbette beş bin kişi olmuş olsa ölen, bu yaşanan acıyı hafifletmeyecek; ama dediğim gibi amacımız gerçeğe ulaşmaksa eğer dürüst olmak çok önemli. ki politik davranmak ve bugünkü çıkarlar için ölüleri kullanmak, sayıyı kabartmak, yaşananlardan daha az zalimce değil.

bir de irdelenmesi gereken bir olay var ki o da osmanlı bankası baskını. faciadan önceki son eşikti bu. bu olayı osmanlı devleti çözemediği için 915 in yaşandığını söylemek yanlış olmaz.

neden derseniz. bilindiği üzere kapitülasyonlar birtakım adli hükümler de içerir. x ülkesinin vatandaşı gelip de türkiye'de bir suç işlediği takdirde o kişi sadece x ülkesi mahkemelerinde yargılanabilir. osmanlının onları yargılama hakkı yoktur. baskını gerçekleştiren kişiler yanılmıyorsam eğer fransa ya da belçika vatandaşı idiler. bu sebepten osmanlı, bu kişileri göz göre göre salmak zorunda kaldı.

ardından istanbul deyim yerindeyse karışmış ve ermenilerle türkler birbirine girmiştir. (bkz: 1896 istanbul ermeni olayları)

bu olaylardan sonra ermeni ve türklerin birbirine tahammülsüzleştiğini anlamak gerek. taşnak çeteleri de bu nefreti körüklemiştir. ama başta türkler olmak üzere anadolu insanının ermenilere karşı nefret hissetmesinin sebebi devletin en önemli kurumlarından birini basmış, koskoca devlet-i aliyye sultanı abdülhamid'e suikast düzenlemiş bu insanların yargılanamaması, cezalandırılamaması olmuştur. ermenilerden gayri anadolu insanı bu ruh halindeyken, ermeni çetelerinin bu yargılayamama olayından güç alarak iyice gemi azıya almaları sorunun boyutunu arttırmıştır.

ama şunu da ekleyelim, osmanlı devletine bu ismi, osmanlı'yı, avrupalılar verdi. devlet kendi ismini devlet-i aliyye olarak koyuyordu ve bu devlet kendini bir millete (türkler) ait değil, milletler üstü olarak görüyordu. o yüzden onun bir milleti diğerinden daha üstün görmesinin mümkün olmadığını belirtelim. bir de asıl soru şudur ki, amacı bir milleti yok etmek olan bir devlet neden o milleti (kendi sınırları içindeki) bir başka noktaya transfer etmekle uğraşsın? ki 915'in osmanlının maddi açıdan en dipte olduğu dönem olduğunu hatırlatalım, bu durumdayken neden bu transfere maddi kaynak ayırsın?

konuya dönersek osmanlı arşivleri gerçeğin aydınlatılmasına tam olarak yetmeyecektir. rusya ve almanya'nın da arşivlerini açması gerekmektedir. ingiltere ve fransa arşivleri ikincildir, aslolan bu üç ülkenin arşivleridir. amerika'nın ise konuyla zerre alakası yoktur.
bizzat dedemden nakledilen olay:

dedemin öz kardeşini ermeniler yakar ve daha sonra halkın kurduğu öz güçler ile ermenilerin üzerine saldırılır ardından yakalanan canlı ermeniler yakılır.

Eğer bu şekilde gerçekleşen olaylar soykırımsa evet soykırım oldu.
ortalama 1.5 milyon ermeninin öldüğü katliamdır .