bugün

neyzen tevfik bir daha ağzına içki sürmeyeceğine dair yemin eder ama dayanamayıp ağzından soktuğu hortumu midesine kadar uzatıp ihtiyacını bu şekilde görür.
Aklımq ilk neden bu geldi ise Peyami safa, gobels'i dinleyip ağlarmış.
Dedikodu mu gerçek mi bilemem.
#edebidedikodu

samipaşazede sezai'nin sergüzeşt adlı romanının ana karakteri olan Dilber, istanbul'a getirildikten sonra Mustafa Efendi'ye satılır. Mustafa Efendi'nin evinde türlü acılara maruz kaldıktan sonra Asaf Efendi'ye satılır. Asaf Efendi'nin Oğlu Celal ile gizli aşk yaşarlar ve aile durumu öğrenir. Oğullarına toz konduramayan ve Dilber'i yakıştırmayan aile Dilber'i Mısırlı bir zengine satar. Mısırlı zengin onu haremine almak ister ve Dilber bunu reddedince karanlık bir odaya kapatılır. Buradan kurtulan Dilber kendini Nil nehrinin sularına atıp intihar etmemiştir. Dilber o gemiden hiç inmedi ve mülteci olarak italya'nın yolunu tutmuştur. 1929'un Roma'sında bir eylül ayında italyan heykeltıraş Pietro Canonica ile tanışır ve aşk yaşarlar. Pietro o sıralar izmir Atatürk Anıtı'nın yapımı ile meşgul olmaktadır. Tartışırlar ve Pietro Dilber'i evinden kovar. Sokakta kalan Dilber o dönemde salgın olan Tifo'ya yakalanır ve Aventine Tepesi'nde ölü bulunur.
Yahya Kemal'in Sessiz Gemi şiirindeki,
“Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler”
dizelerinin Nazım Hikmet'in annesine yazılması da bu dedikodular arasındadır.