bugün

düşene bir tekme de sen vurculuğun aile içi şiddete yansıması.

anneleri anlamak kromozomlarındaki x nedeniyle zaten zordur fakat canı yanmış çocuğun ağzına tekrar sıçma eğilimlerini anlamak hiç mümkün değil arkadaş. bu ne caniliktir? "sanki bilerek düştüm amk, dizim kanadı lan, bir insan bilerek dizini parçalar mı? diyelim ki parçaladı, sana ne ha sana ne!" diye çıldırmak istiyorum o annelere.

yara bandı istemeye de gelmiyor bu annelerden. uyandırayım.
korkan çocuğu daha çok üzen ve ağlatan annedir.
düşenin dostu olmaz, artık senin tanınmam oğlum diyen annedir.
anneliğin aslında koca bir bencillik olduğunu gösteren olaydır. yani bi çocuk nasıl olurda düşer di mi? şimdi uğraş işin gücün yoksa; doktora götür, ha o kadar ciddi değilse durum üstünü başını temizle, bi de ağlamsını çek şimdi, tüm bunlar yetmiyomuş gibi bi de düştü diye üzül ister istemez. zor işler bunlar, annelerde haklı tabi bi yerde.
anne mi ne annesi? anneliğe kurban olsun olsa olsa gerizekalı bir karıdır. göbekli, saç dipleri yağlı, tırnakları kirli,sapsarı dişleriyle çiğnediği sakızı bok kokan, dedikoducu bir karı*.

edit: o karı* eksiledi entry mi. kendisi sözlükte yazarmış.
çocuk psikolojisini bilmesine gerek olmasa bile, yüreğinin sesini dinlemesi gereken annedir. ana yüreği söylüyor zaten her şeyi. çocuk zaten düşmüş rezil olmuş, utanç halini yaşamış, yerin dibine bir girip bir çıkmıştır. sen de üstüne üstlük bir de vuruyorsun, dövüyorsun. kendi utancını, kendi acılarını, kendi hayal kırıklıklarını çocuklara yükleyen annelerin yaptığı eylemdir. bilinçaltına yerleşmiş belki sorsan o da bilmez nedenlerini. öyle havadan sudan bahaneler ileri sürer.

o çocuğun sana bir emanet olduğunu, hatta kendi bedeninin de. o cocuğa sahip olmak için dünyada milyon dolarlarını verecek bir çok insan olduğunu bilmeni, allah'ın sana verdiği nimetleri hatırlamanı, biraz kalbinin sesini dinlemeni, biraz hoşgörülü olmanı diliyorum sayın anne!

elbiselerin kirleri yerine gelir elbet, yırtılsa bile, fakat o küçük çocuk kalbin onarılması bazen yıllar sürebiliyor. sen kişilik arayışı içinde, dışarı bağımlısı, sana derdini açamayan bir çocuk yetiştiriyorsun bil!

bil ki bu çocuk büyüyünce senden daha güçlü bir yetişkin olacak ve o zaman sana bunları hatırlatacak fakat sen inkar edeceksin ne yazık!
bil ki bu çocuk büyüyünce bir psikolog olacak ve çocuklarına belki senin davrandığın gibi davranmayacak!
bil ki bu çocuk büyüyünce bir insan olacak belki senin yetiştirirken verdiğin eziklik ve güvensizlikle hiç bir şey olamayacak! eserine iyi bak!

çocuk için değil, fakat bir anne için utanılacak bir sahne.
çocuğun düşüp ağlamaya başlamasından sonra annenin gelip "kalk la salak salakkk oğlum benim" denilip , poposuna bir de şaplak indirildiği Türkiye şartlarında pek de yabancı olmadığımız durumdur.