bugün

yanlış olmayan...
kime göre şeklinede yorumlara ve tartışmalara yol açan değişken.
tek olmayan olgu.
herlesın dogrusu farklıdır ...
(bkz: görecelilik)
iki nokta arasındaki en kısa mesafe...
"___________________" bunun gibi şeyler.
iki noktadan geçmez bazen, hatta çoğu zaman yerini perspektife bırakır.
görecelidir. yani;

doğru değişkendir.
mutlak olan gerçektir.
bu gerçeğe adımınız,
sizin doğrunuzu gösterir...
doğruya ulaşmak için gerekli olan tek şey akıldır.
meşhur bir sözdür : Her zaman doğruyu söylersen ne söylediğini hatırlamak mecburiyetinde kalmazsın.
merkezi sonsuzda olan çember.
-a doğru şeklinde kullanılır.
-semt ve yön bildirir. *
-sıra ve derece bildirmede yaklaşık olma ifade eder. *
doğruların çoğu yanlışlar yapıldıktan sonra yanlış olduğunun farkedilmesi ile oluşur, ve doğrular yanlışların yanlış olduğunun doğrulanması sonucu ortaya çıkar.

mesela yere tükürmek yanlış bir davranıştır ama daha önce yere kimse tükürmeseydi bunun yanlış bir davranış olduğu doğrulanamamış olacaktı, sadece mantık yürüterek doğru veya yanlış olduğuna yaklaşabilirdik.. yere tükürmenin yanlış bir davranış olduğunu yerdeki o iğrenç görüntüsünü gördükten sonra karar verebildik. yani sonuç olarak yanlış yapılmadan doğruya ulaşamayız. (tükürme eylemi sadece bir örnektir, takılı kalınmaması rica olunur, yere tükürme eylemi yerine her hangi bir X örneği de koyulabilir)

birde yanlışlar yapıldıktan sonra yanlış olduğunun farkedilmesi ile oluşan doğrular değil de; direk yanlışlardan oluşan doğrular vardır. ama aslında bu doğrular gerçek doğru değildir. bir çok örneğini görebiliriz;

bir çok insanın direk yanlışlardan oluşan doğruları vardır.
mesela; bir çok insan arkadaşının ya da tanıdığı birinin güzel bir şeyler yapabileceğine ve güzel bir şeyler yapabilecek yetenekte olduğuna inanmaz.

örnek;
kendi yazdığım kısa bir hikayeyi bir arkadaşıma kendi yazdığımı söyleyerek okuttum, ehh işte idare eder diyerek burun kıvırdı.
4 yıl sonra aynı kısa hikayeyi aynı arkadaşıma franz kafka'nın bir hikayesi diyerek tekrar okuttum. 'ooo harika franz kafka süper bir yazar zaten, ondan beklenilir bir hikaye bu' dedi.
(franz kafka'da takılı kalınmaması rica olunur. yerine her hangi Z adlı bir yazar da koyulabilir)

bu örnekten çıkan sonuç; bu arkadaşımın kafasında kendine göre direk yanlışlardan oluşmuş bir doğrusu var.
yanlışı: benim tanıdığım biri asla güzel bir hikaye yazamaz.
doğrusu: tanımadığım Z adlı bir yazar güzel bir hikaye yazabilir.
doğrusunun yanlış olduğunun ispatı: o kısa hikaye bana aittir.

(kısa hikaye olayı yaşadığım bir olaydır, ama burda sadece örnek olarak kullanılmıştır, takılı kalınmaması rica olunur. yerine her hangi bir Y örneği koyulabilir)

(bkz: #3164446)
"doğruyu söyle ve kaç"
yugoslav atasözü...
gerçekle karıştırılan kavram. gerçek, var olanın kendisiyken; doğru, gerçeğe ait özelliklerin uygun biçimde söylenmesidir. gerçek nesnelerle, doğru önermeler*le ilişkilidir. örnekle açıklamak gerekirse, kitap gerçek, kitabın kalın oluşu doğrudur. bu bakımdan, yabancı filmlerdeki mahkeme sahnelerinin çevirisindeki doğru ifade şudur: "doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğime..."
doğruyu söylemek her zaman doğru olmayabilir!
sosyal baskılar, ahlaki değerler bazen de din, hatta vicdanımız kendimizce doğru olanı yapmaya iter bizi canımız acıya acıya, içimiz kanaya kanaya doğru olanı yaparız. bizim için tehlikeli olan derin yaralar açarız. hep doğru olanı yapmamalı insan, yaparsa elinde kalan koca bir hiç olur. Temiz bir vicdan, temiz bir defter, teorik deneyimler...
--spoiler--
battlestar galactica
s4e4
laura roslin: bazen doğru olanı yapmak lükstür ve son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilir, keşke doğru olmasaydım dedirtebilir.
--spoiler--
tek olmasıyla bilinir. hak, hakikat. Allahın sıfatlarından biridir.
klasik anlamda kişiden kişiyen değişen bir olgudur.
yanlışın tersi.
eğer bir diyalog sırasında kullanılırsa, noktayı koyabilecek bir sözcükdür.

-eğer gerçekten hayatın anlamı olsaydı, ve ben anlamsızlığı seçmek zorunda olsaydım, bence de en seçilesi anlamsızlık bu olurdu.
+niye ki?
-bilmem.
+ama bilmemek değil öğrenmemek ayıptır, boşver.
-doğru...
+doğru doğru...
mutlak olmayandır. göreceli olan, kişiden kişiye değişen olgudur. herkesin inandığı, doğru bildiği "doğru" biraz cesaretle tersine çevrilebilir.
yoktur. kişisel ya da bölgesel doğrular vardır. ama nedense insanlar ve toplumlar kendi doğrularını bütün dünyanın benimsemesini ister. kendi içlerinde bu doğrulara inanmayan varsa öldürmek ister. bu doğruların dışında olanları yanlış görür.

dünyada ne kadar insan varsa o kadar da doğru vardır. bu yüzden de doğru diye bir şey yoktur.
Nesnelerden algıladığımız görüntüleri yargılamak için doğruyu eğriden ayırt edecek bir aracımız olması gerek; bu aracı doğrulamak için bir ispatlama yapmamız gerek; ispatlamayı doğrulamak için bir araç; alın size bir kısır döngü.

-Montaigne-
herkesin kendine göre haklo olduğudur.