bugün

son zamanlarda şahit olduğumuz pek mümkün gözükmeyen girişimcik.
Günümüzde dershane gençlerimizin oynaşma kaynaşma birde ben dershaneye gidiyoruum demesinden ötürü kapanmasını desteklediğim eylem. Ama o dershaneye giden sırf derslerini daha iyi anlamak ve çözmek için giden insanlar var ya işte ailesinin tek kuruşunun bile boşuna gitmemesi için hocanın ağzından çıkan sözü bire bir aklına yazmaya çalışan kırk dakikanın kırkının gitmemesi için erken gelip en son çıkan insanada yazık oluyor.
olması gerekendir lakin türkiye buna henüz hazır değil.

öncelikle liselerde standart bir kalite sağlanmalı.
5 yıldır dershanede öğretmenim. dershanede öğretmen olmadan önce zaten bu alanda çalışmayı istemiştim. çünkü devlette çalışmanın beni olumsuz yönde etkileyeceğini düşündüm. çünkü bir süreye kadar kendini geliştirebiliyorsun. sonuçta sana her ay düzenli para veriyorlar daha sonra da rahatlığa alışıyorsun.
ama dershanelerde çalışmak yürek ve beceri ister. her gün konulara bakmak zorundasın, öğrencilerle tek tek ilgilenmelisin ve sağduyulu olmalısın.
zaten milli eğitimde eğitim ve öğretim sıfır olduğu için dershane diye bir kurum sözkonusu. siz milli eğitimde ayaklarınızı uzatırsınız. sabah okulunuza gider gitmez\' aa akşam olsa da yerimize yatsak, aa bu ay acaba ek ders ücreti ne kadar olacak, bu ay bedavadan tatil yapacak mıyız?\' diye söylenir, hesaplar yaparsınız.
biz ise acaba şu öğrenciye nasıl bir program hazırlamalıyız, acaba hangi liseye ya da üniversiteye yönlendirmeliyiz, hedefimiz ne olmalıdır? diye düşünürüz. haftanın 6 günü sabah 8 akşam 8 çalışırız. bazen 1 ya da 2 ay para da almadığımız olur. önemli de değil. biz işimizi seviyoruz.

biz senin veremediğin eğitimi veriyoruz çocuklara. çocuklar türkçenin t sini bilmiyor. sözcük nedir? diye sorduğunda boş boş bakıyor. okulda ne yapıyorsunuz? diye sorduğumda da; öğretmen ya şarkı dinliyor ya da yan gelip oturuyor soru sorduğumuzda ya da konuyu tekrar etmesini istediğimizde de dershanedekilere sorun, diyorlarmış. aslında onlar da kabul ediyor dershanelerdeki öğretmenlerin kendilerinden donanımlı olduğunu. evet biz daha donanımlıyız çünkü biz öğrencinin geleceğini düşünüyoruz, biz aldığımız parayı hakkımızla almak istiyoruz.

devletteki öğretmenler öğrencilerine tahammül bile edemezken biz onların yaralarını sararız. onlara gerçekten bir şeyler öğretmek için yırtınırız. fakat bu onların zoruna bile gider. ülkeyi yönetenlerin bile zoruna gider ki 2 yıldır dershaneleri kapatmaya yönelik çalışma yaparlar. unutmayın dershaneler arz talep meselesidir.

sen sırf belirgin bir grupla aran bozuldu diye de dershaneleri kapatamazsın. unutma onlar çıkarmıştı seni bulunduğun yere, ordan da indirecek olan onlar. o grubu ne kadar sevmesem de 2 yıldır süren bu boş beleş dershaneler kapanacak, kapanmalı adlı çalışmayı uygulatmamak için çabalıyorlar. helal olsun diyorum cemaate.
bir de dershaler kapatıldı diyelim tamam. senin boşta kalan öğretmenlerin için iş alanın var mı? yok. onları da geçtim. dershanede çalışanların birçoğunun Pedagojik Formasyonu yok. onlar ne yapacak ? hepsine formasyon verecek misin ya da onlara başka iş alanları kuracak mısın? o da yok. yani dershaneleri kapatırsan karşında iki ucu boklu değnek.

hayır bağırıp çağırıyorsun ama dershaneler olmak zorunda arkadaş. ya sen milli eğitimi yeniden düzenleyeceksin. öğretmenlerin donanımlı olacak ya da dershaneye uzanan ellerin kırılacak.

( gelsin eksiler ) :-)
seçimler öncesi cemaate çekilmiş bir resttir.
Mili eğitim bakanlığı kapısında atama bekleyen öğretmen sayısını artıracak olan uygulama. Çünkü dershaneler birçok öğretmene istihdam sağlıyor.
dershanelerin kapatılmasıyla ya da kapatılmamasıyla zerre ilgilenmiyorum. ama dershaneler kapatılacak ise, dershanelere hazırlık niteliğindeki liseleri ne yapacaksınız?

aslında sistem şunu diyor;

türkiye'de eğitim birazcık paralı ve görüyoruz ki devlet sizden pek gelir elde edemiyor, üstüne bir de öğretmelere maaş ödüyor (ama onlardan vergi de kesiyor; bu aramızda kalsın). ama kara para aklama ve eğitim ticareti yapan kolejlere tonlarca para yatıran insanlar var. şimdi onlar tabiki dershaneye gerek kalmadan, aldıkları ülke düzeyinin kat kat üzerindeki eğitimle üniversiteye gidiyor ya da yine aynı niteliklere sahip özel üniversitelerde okuyor. ama sizin sosyo-ekonomik durmunuz ne olursa olsun dershaneye muhtaçsınız (gel de kapatma). he belki çocuklarınız üstün gayretlidir (üstün zekalı değil, niye değil biliyor musun(?), çünkü üniversiteye giriş sınavı denen şey zeka gerektirmiyor, sadece pratik. vücut geliştirme gibi düşünün) o zaman bizim tamamen bilinç ve nitelik eksikliğimizden kaynaklı eğitim yetersizliğimizi zedeleyip üniversiteyi kazanabilirler. nerdeeeeee, tırt.

yahu kardeşim biz bir boku beceremeyen insanlarız. liselerde düzgün eğitim verecek ne kadromuz oldu, ne de bilincimiz. ki bilmem kaç senedir eğitim sistemini değiştire değiştire nerede kaldığımızı unuttuk, iyice ağzına sıçtık. yani yorganı başımıza çektik, ayaklarımız açıkta kaldı. yakları kapattık, kafamız dışarda kaldı. ama kıvrılıp sığamadık o yorgana. öyle kazık gibi dümdüz "yattık". he belki aklımıza yorganı değiştirmek geldi ama yapmadık.

şimdi bir de şu dershaneleri bi kaldıralım. olmazsa bakan arkadaşın usb'sinde setup'ı var. yeniden yükleriz.

sağlıklı bir eleştiri olmamış olabilir, imla hataları olabilir, anlatım bozuklukları olabilir... kısacası bu entry her açıdan ofsayt olabilir. lakin sistem bize ne verdiyse, şu an onu almakta.

not: sistem nedir ameka?
bir çok öğretmeni işsiz bırakacaktır.
Pkk nın istediği birşeydir.
bu sebepten ötürü devlette çalışan öğretmenlere saydırıp, zaten öğretmenler yetersiz diyecek kadar kıt beyinli arkadaşlara hörmetlerimi sunarım. öğretmene saldırmak değil çözüm... çözüm; öğretmen yetiştirecek sistem ya da zihniyeti değiştirmekte... iyi test çözenin her şey olduğu bir ülkede öğretmeni eleştirmek andavallıktan öteye geçmez. sonra biz daha iyi test çözdürüyoruz deyip devlette çalışan öğretmeni tu kaka yapıp onun üstünden tiribünlere oynayıp kendini rahatlatırsın anca.yarın öbür gün tek yapabildiği iyi test çözmek olan doktorun eline düşmen dileğiyle... ayrıca buradan; dershanelerde asgari ücretin biraz üstünde çalışmaya zorlanan test mühendisi meslektaşlarıma ve onları yücelten zihniyete selam olsun. sen hiç çişi gelen bir çocuğun fermuarını çözüp kapının ardında onun rahatlamasını bekledin mi ? senin işin a b c d e hepsi bu! benim işim çocuk.
recep tayyip erdoğan'ın yeni ortağı imralı canisinin isteği ile gerçekleştirmeye çalıştığı saçmalık. konuyu nedenleriyle ele alırsak;

- imralı canisi güneydoğu anadolu bölgesi'ndeki tek terör örgütünün kendisininki olmasını istiyor. fethullah terör örgütü bölgede btö'nün çıkarlarına ters düşüyor.
- recep tayyip erdoğan ne yapsa ne etse kendi yandaşlarının gerizekalı çocuklarını düzgün okullara sokamıyor. bunun nedenlerinin başında dershaneleri görüyor.
- recep tayyip erdoğan fethullah gülen'in türkiye'deki varlığını sonlandırmak istiyor. bunun birincil nedeni fethullah gülen'in türkiye'deki en büyük güç olma konusunda kendisine kafa tutabilecek adam olması. bir diğeri ise türkiye'yi ortadoğu'nun sıradan bir diktatörlüğüne dönüştürmek için abd'den uzaklaşma zorunluluğu.

yani konu yalnızca dershaneler değil. hatta konu aslında dershaneler değil. dershaneler yalnızca savaş alanı durumundalar.

bunun hukûkî temelleri atılsa bile eğitimde fırsat eşitliği denen naneye ters olduğu için gidip gidip aihm'den dönecektir. rte bunu biliyor ama amacı bu süreci uzatarak ftö'nün parasını, yani gücünü bitirmek. ancak burada rte'nin hesapsızlığı da var. zamanında ftö'ye teslim ettiği yargı! dershaneler birliği dava açtığı takdirde hangi mahkemeye açacağına kendileri karar verecekler. bu davalar yargıçlar tarafından çok hızlı biçimde işlenebilirler.

bunun bir de kontratak tarafı var. ftö bu çıkışı savıp karşı saldırıya geçtiğinde rte'nin o çok değerli kapıkulu... aman, ak polisi. ak polis her ne kadar emirlerini rte'den alsa da asıl borçlu olduğu kurum fethullah terör örgütü'dür. hepsini polis eden, yükselmelerini sağlayan falan hep polis içindeki ftö'cü çetedir. necdet özel'in, yargıçların ftö'ye tâbi olduklarını düşününce recep tayyip erdoğan'ın neden pokökü ile fink attığını sanırım anlayabiliriz.

yakında pokökü'ye sığınmak zorunda kalabilir.
sistemi düzeltmeden kapatmak aptallıktır. liseyi kapatmak bile daha mantıklı şu an. senin dört yılda öğretemediğini adamlar besbelli bir yılda öğretiyorlar. üstelik senin eğitime harcadığın paranın onda birini bile harcamayarak. kalan üç yıl bildiğin çöp zaten. öncelikle meb bişeyleri düzeltsin. hocaları adam etsin, kontejyanlar açılsın, sınavlar kaldırıp lisedeki toplam başarısına göre üniversitelerle görüşmeler yapılarak yerleştirmeler olsun ki sonrasında artık ihtiyaç yok denebilsin. ama yok, şimdi mal gibi dershaneleri kaldırıp sınavlara dokunmayacaklar, kimse yerleşemeyecek olan yine öğrenciye. yazık lan bu millete. bahtsız bu çocuklar yemin ederim.
saçmalık, abicim zaten eğitim sistemi ortada bide tutup dershaneleri kaldırıyorsun, bizim okullarımızda düzgün eğitim verilse neyse.. Git gide köreltiliyor gençler. Tek tip insan yetiştiriyorlar. Ya bu bakanlığın adını değiştirin yada yapılan şeyi...
iyi olan durumdur. anamızın babamızın az mı parası aktı buralara. tabii diğer yandan o kadar öğretmen ne yapıcak buna da bir çözüm gelmesi lazım.
kapatılsın kapatılsın ki öğrenci " bir sene dershaneye giderim sonra yerleşirim " diye düşünüp ne kendisini ne ailesini kandırmasın, o 4 yıl gezip tozmasın çalışsın. Dershaneler bu çocukları tembelliğe itiyor ve sadece bu öğrencilerin yüzde 5 i dershanelerden tam anlamıyla faydalanıyor. Herkes bol keseden atıp tutuyor hep siyasi düşünüyor. Eğer dershaneler kapatılırsa varoş semtlerdeki öğrenci velileri artık çocuklarıyla daha fazla ilgilenecek ve o gittiği liseden daha iyi bir eğitim bekleyecek. tabi ki bu olay 3-4 yıl tökezlemeyle birlikte gelişecek ama hayırlı olacak. daa kaliteli eğitime olan ihtiyaç daha fazla okulu da beraberinde getirecek ve kaliteli öğretmenler bu okullardaki kontenjanları dolduracak. zaten bu öğretmenler sürekli sınava tabi tutulacakları için bilgilerini sürekli güncel tutmak zorundalar.
23 nisanda ülkeyi yöneten çocukların bile yapmayacağı mallıktır.
Bülent arınç'ın açıklamalarına göre geri adım atılması muhtemel olay.
Dersanelerin ve özel okulların kapatılmasından ve herkesin aynı fabrikadan çıkmış gibi satılmaya hazır beklemesinden yanayım. Hatta okullar da kapatılsın. Bir işe yaramıyorlar zaten. iş gücü artsın beyin gücü azalsın. Hatta fabrikalar da kapatılsın. Sadece tarım ve ticaret yapalım. Hatta ticareti de bırakalım sadece tarım yapalım. Hatta tarımı da bırakalım göçebe yaşamaya devam edelim ve hatta ve hatta Orta Asya'ya geri dönelim. Zira geldiğimiz gibi yavaş yavaş gidiyoruz zaten. En iyisi süreci hızlandırmak.
Dershanenize başlatmayın lan ilk önce eğitim sistemini düzeltin ondan sonra konuşun. Günde 8 saat ders görüyorum. Ben insanım arkadaş sosyal hayatım diye bişey kalmadı. Bu sistem yüzünden hafta sonları bile 6:30 da kalkıyorum. Ve okulda gördüğüm bir çok dersin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Bizi 8 saat bir yere kapatıp hayatımızın mahvolmasını sağlıyorlar. Oysa ki o kadar ders yerine bana alan belirleyerek o alanda ustalaşmama yardımcı olsalarda bütün dersleri ögrenmek zorunda kalmasak ve adam akıllı bir hayat yaşasak nasıl olur?
dershanelerle beraber özel okullar(özel üniversiteler hariç) da kaldırılsa gerçekten alkışlanabilecek düzenleme. ancak mevcut hükümetin yapmak istediği düzenleme tamamen bir kesimle hesaplaşma, cemaatin gücünü elinden alma çabasından ibarettir.

dershanelerin kaldırılması için önce devlet okullarının iyileşmesi gerektiğini söyleyenlere kesinlikle katılmıyorum. çünkü askeri darbenin kötü bir şey olduğunu bile ancak önemli insanlar asılınca anlayabilen bu ülkede birilerini veya bir şeyleri kurban etmeden bazı şeyleri düzeltmek ne yazık ki imkansızdır. bundan dolayı eğer önce okullar düzelsin sonra dershaneler kapatılsın diye beklersek üzgünüm ama sonsuza kadar bekleriz. özel eğitim tümüyle kaldırılıp öğrencilerin sınav puanları dibe vurmadan, tüm öğrenciler mağdur olmadan hiçbir yetkilinin devlet okullarını gerçekçi bir şekilde denetlemeyeceği acı bir gerçek. aynı şekilde devlette çalışan öğretmenlerin çok büyük bir kısmının yaptırımla karşılaşmadan kendini düzeltmesi de şimdilik bir hayal. ülkedeki tüm bu şartlar ortadayken düşünülebilecek tek çıkar yol özel üniversiteler dışında özel eğitimin kaldırılması ve eğitim bütçesinin kayda değer oranda artırılmasıdır.
içi boş planlamadır.

2013 Türkiye'sindeki en büyük sorun eğitimdir. Bunu inkar eden biri bu ülkede ya yaşamıyor ya ülkede olanları takip etmiyor demektir. Her geçen gün öğrenci kalitesi düşmektedir. iktidar, buna çare olarak üniversite kontenjanlarını arttırma yoluna gitmiştir. Bu eylem bize şunu gösterir: iktidar meselenin özüyle ilgilenmemekte, çözümü bilinmeyen bir tarihe ertelemektedir. Daha açık söyleyeyim. iktidarın sorunu çözmek gibi bir niyeti yoktur. Asla olmamıştır. Eğitimde kalite nicelikle birebir bağlantılı değildir. Nitelikseldir. Her şeyi herkesten iyi bildiğine inananların bunu da bilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Tek çare yetişmiş insan gücünü sağlamak ve göreve getirmektir. Yani öğretmen kadrolarını iyi yetiştirmek ve onları "atamak" gerekir. Peki iktidar ne yapıyor? ikisinde de son derece başarısız. Atama yapmıyor. Yapsa bile insanları tuhaf sınavlara sokuyor. Öğretmen yetiştiremiyor. (Kimse kusura bakmasın bu ülkede iyi öğretmen kendini yetiştirir. Bu işi cumhuriyetin ilk yıllarındaki yüksek öğretmen okulları ve bir dönemin eğitim enstitüleri gibi yapan bir fakülte maalesef yok.)

Nasıl olacak? Özel okul sayısının arttırılması, eğitimin kalitesinin arttırıldığı anlamına gelmez. Eğitimin özelleşmesi, devletin yük olarak gördüğü bir unsurdan kurtulması anlamına gelir.

iktidarın oynadığı bu oyun bir tarafından fire verecek ve bozulacaktır. Bu işin dershanelerle ilgisi olmadığını açıkça söylüyoruz. Özel dershaneler bu işlerden anlamayan insanların haklarında atıp tutacakları kadar basit yapılanmalar değildir. Devletin hazırlayamadığı yayınları hazırlayıp basan, alanında uzmanlaşmış insanlarla çalışan kurumlardır. Bu kurumları silip atmak, ağızda sakız gibi çiğnemeye kalkmak da cahillerin harcı değildir. Karşınızda "eğitim - öğretim" alanında yıllarını vermiş insanlar var.

Ve bu insanlar uyarılarını da yapmaya başladılar. insan hakları mahkemesine dek gidecek bir hukuksal arayışın yolunu açmamaları için iktidarı uyardılar. itibarsızlaştırma süreci devam ederse ve halkı kandırmaya yönelik girişim devam ederse hukuk kapıları aralanacaktır.

NOT: Bundan birkaç sene önce bankada çalışan biriyle tanışmş ve sohbet etmiştim. Bana dershanenin "minibüs" gibi bir şey olduğunu, başka ülkede olmadığını söylemişti. Bu bayağı benzetme dershanelerin bir cahili eğitmede her zaman da başarılı olamayacağını anlatıyordu. Ben de ona çalıştığı bankanın tam anlamıyla bir yan kesici olduğunu,insanların paralarını karşılığında hiçbir şey vermeden ceplerinden çaktırmadan aşırdığını hatırlatmıştım. Şunu da eklemiştim: Sanırım dünyanın hiçbir yerinde bir yan kesici topluluğu "banka" adıyla anılmıyordur. Ee burası Türkiye.
dershanerin kapatılması hakkındaki karikatür oldukça başarılı.
tebik etmek lazım.

https://twitter.com/sosya...02697905519460352/photo/1
Kapansında kurtulalım mk. Her gün aynı haberler.
8 yıllık dershaneciyim böyle tepki görmedim. Ulan gören de herkes çocuğunu dershaneye gönderiyor sanacak. Kapansa da bir şey değişmez bunu bilmek lazım. Çocuk iyi ise zaten götürüyor. Başarısız çocuk aynı kalıyor.
önce dershane ihtiyacını ortadan kaldıracak şekilde eğitim sisteminin düzeltilmesi gerekmektedir. bir öğrencinin beş günü okulda geçiyor zaten, bu zamanı yararlı ve işe yarar hale getirin önce. ondan sonra herşey kendiliğinden oturur.