bugün

ilkokul 3 te yaptığım eylem.

ahmet mete ışıkara yı deprem dede olarak tanıdığımız zamanlardı. deprem olursa ne yapmalıyız şeklinde broşürler falan dağıtılırdı okulda.

öğretmenimiz de herkese deprem çantası hazırlamasını söylemişti, ben de eve gidince aklımca hazırladım. içini cinoyla leblebi tozuyla doldurmuştum. ki sonra bu cinoları lan deprem falan olmaz diye teker teker yiyordum.

bir de deprem çantasına sevdiğim kızın fotoğrafını koymuştum.
fotoğrafını dediysem sınıf fotoğrafından kestiğim bir parçaydı. bir de yamuk kesmişim kızın yüzünün bir kısmı yoktu anasını satıyım.

deprem olurken ölmeden önce son kez bakarım diye düşünmüştüm.
o romantik çocuktan geriye bi abaza kaldı.

yağız delikanlı işi.
Düşünmeden yapılan etkileyici hareket.
ilkokul 3 teyken 1999 yılındaysa şu an kaç yaşında olduğunu düşünüyorum hala, üzgünüm.
(bkz: bu cocuk okur)
(bkz: adam olacak çocuk)
Ben de ismini bir kağıda yazıp bantla kalbimin olduğu yere yapıştırdığımı hatırlıyorum.

gerçi ben daha büyüktüm 7'ye gidiyordum, ne malmışım.
Aşkın en kutsal halidir.
iki ayet neyin koyun oğlum giderayak romantizm sökmez orada. *

Romantizmin doruğudur.
ben olsam DOST muzlu süt koyardım. ne değişik fanteziler var.
aslına bakılırsa mantıklı bir hareket olabilir. Çünkü o telaş ve korkuyla sevdiğin insanı gördüğün zaman bir nebzede olsa akıl başa gelebilir.
sevdi mi yürekten seven adam gibi adam hareketidir.

fakat hangisininkini koyacağıma karar veremedim. en iyisi hepsinden birer tane koyup albüm yaptırayım.