bugün
- grand kartal otel10
- ismet gürbüz13
- ev alma zorluğu hindistandan bile geri düzeyde11
- 100 yılda muasır medeniyet seviyesine uluşamamamız9
- marmara depremi sonrası yapılacak açıklamalar16
- her şeyi en güzel şekilde yarattık10
- bir yazara telefon numarası vermek20
- 21 ocak 2025 bolu kartalkaya otel yangını100
- pandela35
- turizm bakanının turizm şirketinin olması15
- prunella31
- ismet gurbuz 20248
- deprem14
- 21 ocak 2025 ilk defa kayacak olmam12
- kent lokantası15
- türkiyedeki en gereksiz kurumlar12
- ak partiden kurtulmanın yolları11
- true'nun yetkili olması13
- özdağ içeri apo dışarı20
- rizeliler niye böyle sorunsalı12
- edirne'ye gelmeyin13
- yazarların tiksindiği şeyler18
- mhp ne milliyetçisi sorunsalı21
- otel denetleme yetkisi kimde 10 güne açıklanır19
- ümit özdağ'ın tutuklanması13
- sabah sabah anıran eşekler17
- sözlükte sayın cumhurbaşkanımıza hakaret edenler19
- recep tayyip erdoğan15
- isveçli birine açıklayamayacağınız olaylar19
- sivasyıldız dağında otel de patlama11
- ne yapıyorsun19
- ümit özdağ'in gözaltısinin gerçek sebebi41
- hyundai getz vs toyota yaris vs suzuki swift9
- allah'ın bilinci evrene yayılmıştır11
- matematikçiler arasında ateist yoktur9
- kamos9
- 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı25
- sözlükte kim kime yürüyor17
- ocak 2025 ak parti'nin taarruza geçmesi15
- napalım patates veya çubuk kraker gibi adamları ya9
- anın görüntüsü15
- karınıza miyavlar mısınız8
- bik bik'in kaslı erkek istemesi13
- mehdi istanbul da15
- memur bir erkeğe kız verirler mi sorunsalı12
- asansöre kadın binince hemen inmek10
- sözlüğün çok tırt yazarlara kalmış olması10
- erdoğan cumhurbaşkanı olacak adaleti getirecek8
- erdoğan'ın muhalif herkese dava açması22
- açık büfe kahvaltı10
gençlik önderi.
tarih yazımı tanıklığı şart koşar. yaşanmamış döneme dair yazılar, reprodüksiyondur. birinci elden tanık ne kadar objektif olursa olsun, kendi zihnini kuşatmış kalıplardan ister istemez etkilenir. belki doğruya en yakın bilgiler devletlerin kozmik odalarına haps edilmiş vesikalardır.
şimdi ben deniz gezmiş özelinde o döneme dair ne söylersem söyleyeyim, okurken zihninizde size rağmen oluşmuş yargıları aşabilmem bir hayli güçtür. bu manada sizlere kızmam mümkün değildir. henüz bahsettiğim döneme dair derli toplu bir araştırma, tarih benzeri yazı ortada yoktur. bölük pörçük makaleler, yalan yanlış tanıklıklar, devlet mahreçli bir yığın karalama, tezvirat.
benim öylesine bir yeteneğim yok, üstelik çok yönlü çalışmayı gerektiren, uzmanlara ihtiyaç duyulan ekip işidir. maalesef türkiye solu, ne teorik-pratik'e ne de geçmişine pek saygı duymayan, fazlasıyla zihin tembelidir.
şunu demeyi, sadece bir noktaya işaret etmeyi görev addediyorum; evet benimde yaşayarak, mücadele içinde bulunduğum dönem, geniş insan kalabalıklarıyla sıkı bağlar kuramamış, binbir fitneyle düşmanlaştırılmış bir dönem. hayatlarını kaybetmiş bütün insanlar genci yaşlısı, sadece yaşadığı ülkesi için mücadele etmişler, hayatlarını bu yola vakf etmişlerdir.
düşünsenize, bu gün bir dizi çıkıyor yüzlerce yıllık bir maziyi harem entrikalarıyla yansıtıyor; düşünsenize mustafa kemali bir kadeh rakı sohbetinde resimleştiriyor birileri; düşünsenize bir iktidarı yargılarken kadın külodu, gayrı meşru bebek tanıklık ediyor; düşünsenize yirmi beş yaşında öldürülen gençler bu gün imaj kurbanı oluyor. tarih böyle bir şey çoğu zaman.
yapılabilecek tek şey, o günü bütün şartlarıyla, olanı biteniyle, bütün veçheleriyle kavrama çabası olmalıdır. düşünsenize kendini tarihçi tanıtan bir muhterem, nice yıl sonra bir felaketi, solun iç kavgasıyla izah etmeyi tarih adına yapıyor.
bu gün 6 mayıs, üç genç intikamcı güçler eliyle öldürüldü.
gerçeklerin gün yüzüne iyice çıkmaya başladığı bu günlerde deniz,hüseyin ve yusufu rahmetle anıyorum. mekanları cennet olsun.
not; başka iki sözlükte paylaştığım yazım.
tarih yazımı tanıklığı şart koşar. yaşanmamış döneme dair yazılar, reprodüksiyondur. birinci elden tanık ne kadar objektif olursa olsun, kendi zihnini kuşatmış kalıplardan ister istemez etkilenir. belki doğruya en yakın bilgiler devletlerin kozmik odalarına haps edilmiş vesikalardır.
şimdi ben deniz gezmiş özelinde o döneme dair ne söylersem söyleyeyim, okurken zihninizde size rağmen oluşmuş yargıları aşabilmem bir hayli güçtür. bu manada sizlere kızmam mümkün değildir. henüz bahsettiğim döneme dair derli toplu bir araştırma, tarih benzeri yazı ortada yoktur. bölük pörçük makaleler, yalan yanlış tanıklıklar, devlet mahreçli bir yığın karalama, tezvirat.
benim öylesine bir yeteneğim yok, üstelik çok yönlü çalışmayı gerektiren, uzmanlara ihtiyaç duyulan ekip işidir. maalesef türkiye solu, ne teorik-pratik'e ne de geçmişine pek saygı duymayan, fazlasıyla zihin tembelidir.
şunu demeyi, sadece bir noktaya işaret etmeyi görev addediyorum; evet benimde yaşayarak, mücadele içinde bulunduğum dönem, geniş insan kalabalıklarıyla sıkı bağlar kuramamış, binbir fitneyle düşmanlaştırılmış bir dönem. hayatlarını kaybetmiş bütün insanlar genci yaşlısı, sadece yaşadığı ülkesi için mücadele etmişler, hayatlarını bu yola vakf etmişlerdir.
düşünsenize, bu gün bir dizi çıkıyor yüzlerce yıllık bir maziyi harem entrikalarıyla yansıtıyor; düşünsenize mustafa kemali bir kadeh rakı sohbetinde resimleştiriyor birileri; düşünsenize bir iktidarı yargılarken kadın külodu, gayrı meşru bebek tanıklık ediyor; düşünsenize yirmi beş yaşında öldürülen gençler bu gün imaj kurbanı oluyor. tarih böyle bir şey çoğu zaman.
yapılabilecek tek şey, o günü bütün şartlarıyla, olanı biteniyle, bütün veçheleriyle kavrama çabası olmalıdır. düşünsenize kendini tarihçi tanıtan bir muhterem, nice yıl sonra bir felaketi, solun iç kavgasıyla izah etmeyi tarih adına yapıyor.
bu gün 6 mayıs, üç genç intikamcı güçler eliyle öldürüldü.
gerçeklerin gün yüzüne iyice çıkmaya başladığı bu günlerde deniz,hüseyin ve yusufu rahmetle anıyorum. mekanları cennet olsun.
not; başka iki sözlükte paylaştığım yazım.
yıl 1967 amerikan üsleri türkiye'de.
yıl 2012 amerika türkiye'de.
1967 yılında "amerikan emperyalizmi gayri millidir" diye yola çıkmış bu insanlar, karşı gruplar tarafından "ahaaa komünist bunlar" "ahaa sovyet uşakları bunlar" diye kafalarına taş yiyorlardı...
zihin değişmedi... o zihniyet yıllarca gencecik solcu çocukların kafasını kopardılar memleketin dört bir yanında...
eli kanlı zorbalar... üniversitelerde gencecik çocukları haraca bağlayan kitapsızlar! savunmasız insanları döven kitapsızlar! ahlaksız şerefsizler...
bu adamlara mı şimdi amerikan emperyalizminden bahsedeceğiz? bu adamlara mı ülkenin durumundan bahsedeceğiz? bu adamlara mı dışa nasıl bağımlı olduğumuzdan bahsedeceğiz? kime? kime? kime?
1967 yılında amerikan emperyalizmine karşı çıkan, bugünlerde neler olacağını gören o çocuklara hâlâ ağızlarından salyalar akarak küfür eden reyizçiklerle aynı havayı soluduğum için insanlığımdan utanıyorum!
yıl 2012 amerika türkiye'de.
1967 yılında "amerikan emperyalizmi gayri millidir" diye yola çıkmış bu insanlar, karşı gruplar tarafından "ahaaa komünist bunlar" "ahaa sovyet uşakları bunlar" diye kafalarına taş yiyorlardı...
zihin değişmedi... o zihniyet yıllarca gencecik solcu çocukların kafasını kopardılar memleketin dört bir yanında...
eli kanlı zorbalar... üniversitelerde gencecik çocukları haraca bağlayan kitapsızlar! savunmasız insanları döven kitapsızlar! ahlaksız şerefsizler...
bu adamlara mı şimdi amerikan emperyalizminden bahsedeceğiz? bu adamlara mı ülkenin durumundan bahsedeceğiz? bu adamlara mı dışa nasıl bağımlı olduğumuzdan bahsedeceğiz? kime? kime? kime?
1967 yılında amerikan emperyalizmine karşı çıkan, bugünlerde neler olacağını gören o çocuklara hâlâ ağızlarından salyalar akarak küfür eden reyizçiklerle aynı havayı soluduğum için insanlığımdan utanıyorum!
türkiyenin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk. Varlığımızı türk halkına armağan ettik. Bunun aksini iddia edenler vatan hainidir.
deniz gezmiş..
deniz gezmiş..
onu idama hazırlayan imamın cümlesi içimi acıtıyor, şöyle ki;
"Boyu uzun olduğu için ayağı takıldı ve boynu kırılmadığından yaklaşık 45 dakika orada can çekti. Sonra da hayatını kaybetti."
yazıklar olsun o yıllarda buna neden olan herkese !
ona terörist diyen arkadaşlara deniz gezmişin kendi nasihati ;
"Benden değil, Mustafa Kemal'in sizlere bırakmış olduğu mirası yok etmek isteyenlerden korkun."
işin içinden çık bakalım şimdi bilgisiz troll.
"Boyu uzun olduğu için ayağı takıldı ve boynu kırılmadığından yaklaşık 45 dakika orada can çekti. Sonra da hayatını kaybetti."
yazıklar olsun o yıllarda buna neden olan herkese !
ona terörist diyen arkadaşlara deniz gezmişin kendi nasihati ;
"Benden değil, Mustafa Kemal'in sizlere bırakmış olduğu mirası yok etmek isteyenlerden korkun."
işin içinden çık bakalım şimdi bilgisiz troll.
ölümün 40.yılı ama hala unutulmadı.
--spoiler--
Deniz Gezmiş darbeci miydi?
idamlarının 40. yıldönümü dolayısıyla bir süredir Deniz Gezmiş üzerinde çalışıyorum.
Dönemin gazetelerini, anıları, araştırmaları okuyorum.
Efsanelerin bir kaderi var:
Herkes onu istediği yere çekiştiriyor ve ortaya yanlış anlamalarla dolu bir kargaşa çıkıyor.
Maalesef bu Deniz Gezmiş ve 68 hareketi için de geçerli...
* * *
Bugünden bakıp onlara Darbeci yaftasını asmak ya kolaycılık ya kötü niyet; ama kesin hakaret...
Elbette yaşayanlardan iyi bilecek durumda değilim; ancak bugünlerde kimlere darbeci denip çıkıldığını görünce Denizlere asılmaya çalışılan yaftayı sorgulamak kaçınılmaz oluyor.
Evet, 70lerin başında Türkiye solu içinde ordudan gelecek bir devrimci darbeye bel bağlayanların sayısı hiç az değildi.
Silahlı Kuvvetler içinde de görmezden gelinemeyecek yoğunlukta devrimci subaylar vardı.
Gericiliğin ancak tepeden inme bir devrimle bertaraf edilebileceğine ve ilerlemenin yolunun böyle açılabileceğine inanıyorlardı.
Bunu sorgulamak ayrı şey; herkesi bu çuvala tıkıştırmak ayrı...
* * *
Denizin 60ların sonundaki söylemine bakıldığında Mustafa Kemale, Türk ordusuna, Kurtuluş Savaşının anti-emperyalist ruhuna sıkça vurgu yaptığı görülür.
Cunta beklentisi içinde olan çevrelerin onu etkilemeye, yanına çekmeye çalıştığı da biliniyor.
Ancak bu çabalar sonuç vermemiştir.
Denizler, Herkes kendi yoluna demiştir.
Hatta darbeciler bu cevap üzerine, halk savaşında ısrar ederseniz karşı devrim saflarında olursunuz diye tehdit etmiştir.
12 Marttaki faşist darbe yerine 9 Martta sol bir cunta işbaşına gelse Denizler onun da hedefi olacaktı büyük ihtimalle...
* * *
70lerin başında sol içindeki bir grup, umudunu tamamen 9 Martta beklenen darbeye bağlamışken, Hangi komutan bizden hesabı yaparken Deniz ve arkadaşları bu fikirden tamamen uzaklaşmıştı.
Özellikle 15-16 Haziranda patlayan işçi hareketi, Toplumsal dinamik hazır. Bir an önce bu hareketin yanında yer almalıyız hissiyatına yol açtı.
Deniz Gezmiş, özellikle Bursa Cezaevi döneminde ve sonrasında istanbulda cuntalardan medet uman arkadaşlarından kopup yüzünü Ankaraya ve dağlara döndü.
Aydın Çubukçu, dağdan başka yol olmadığını söyleyen Denize Mihri Bellinin Seni de dağınla birlikte yok ederler dediğini aktarıyor örneğin...
Ama onlar zaten yok edileceklerini biliyorlardı.
Kırlardan ya da şehirlerden başlayacak bir direniş için çoktan kolları sıvamışlardı.
12 Mart geldiğinde, reform gelecek sanan bazı yaşıtları bakanlık için siyah takımlarını giyerken, onlar o anda hemen söndürülebilecek, ancak harı yıllar sonra çok uzaklardan görülebilecek bir yangını ateşlemeye dağa gitmişlerdi bile...
* * *
12 Martta birçok örgüt müdahaleye sempati mesajları yayınlarken THKOnun bunu faşist bir darbe olarak niteleyen ve mücadele çağrısı yapan bildirisi ortadadır.
Denizin son sözleri hafızamıza kazılı...
Buna rağmen ona 40 yıl sonra darbeci yaftası asmak cehalet mi hakaret mi?
Galiba ikisi birden...
Can Dündar
--spoiler--
Deniz Gezmiş darbeci miydi?
idamlarının 40. yıldönümü dolayısıyla bir süredir Deniz Gezmiş üzerinde çalışıyorum.
Dönemin gazetelerini, anıları, araştırmaları okuyorum.
Efsanelerin bir kaderi var:
Herkes onu istediği yere çekiştiriyor ve ortaya yanlış anlamalarla dolu bir kargaşa çıkıyor.
Maalesef bu Deniz Gezmiş ve 68 hareketi için de geçerli...
* * *
Bugünden bakıp onlara Darbeci yaftasını asmak ya kolaycılık ya kötü niyet; ama kesin hakaret...
Elbette yaşayanlardan iyi bilecek durumda değilim; ancak bugünlerde kimlere darbeci denip çıkıldığını görünce Denizlere asılmaya çalışılan yaftayı sorgulamak kaçınılmaz oluyor.
Evet, 70lerin başında Türkiye solu içinde ordudan gelecek bir devrimci darbeye bel bağlayanların sayısı hiç az değildi.
Silahlı Kuvvetler içinde de görmezden gelinemeyecek yoğunlukta devrimci subaylar vardı.
Gericiliğin ancak tepeden inme bir devrimle bertaraf edilebileceğine ve ilerlemenin yolunun böyle açılabileceğine inanıyorlardı.
Bunu sorgulamak ayrı şey; herkesi bu çuvala tıkıştırmak ayrı...
* * *
Denizin 60ların sonundaki söylemine bakıldığında Mustafa Kemale, Türk ordusuna, Kurtuluş Savaşının anti-emperyalist ruhuna sıkça vurgu yaptığı görülür.
Cunta beklentisi içinde olan çevrelerin onu etkilemeye, yanına çekmeye çalıştığı da biliniyor.
Ancak bu çabalar sonuç vermemiştir.
Denizler, Herkes kendi yoluna demiştir.
Hatta darbeciler bu cevap üzerine, halk savaşında ısrar ederseniz karşı devrim saflarında olursunuz diye tehdit etmiştir.
12 Marttaki faşist darbe yerine 9 Martta sol bir cunta işbaşına gelse Denizler onun da hedefi olacaktı büyük ihtimalle...
* * *
70lerin başında sol içindeki bir grup, umudunu tamamen 9 Martta beklenen darbeye bağlamışken, Hangi komutan bizden hesabı yaparken Deniz ve arkadaşları bu fikirden tamamen uzaklaşmıştı.
Özellikle 15-16 Haziranda patlayan işçi hareketi, Toplumsal dinamik hazır. Bir an önce bu hareketin yanında yer almalıyız hissiyatına yol açtı.
Deniz Gezmiş, özellikle Bursa Cezaevi döneminde ve sonrasında istanbulda cuntalardan medet uman arkadaşlarından kopup yüzünü Ankaraya ve dağlara döndü.
Aydın Çubukçu, dağdan başka yol olmadığını söyleyen Denize Mihri Bellinin Seni de dağınla birlikte yok ederler dediğini aktarıyor örneğin...
Ama onlar zaten yok edileceklerini biliyorlardı.
Kırlardan ya da şehirlerden başlayacak bir direniş için çoktan kolları sıvamışlardı.
12 Mart geldiğinde, reform gelecek sanan bazı yaşıtları bakanlık için siyah takımlarını giyerken, onlar o anda hemen söndürülebilecek, ancak harı yıllar sonra çok uzaklardan görülebilecek bir yangını ateşlemeye dağa gitmişlerdi bile...
* * *
12 Martta birçok örgüt müdahaleye sempati mesajları yayınlarken THKOnun bunu faşist bir darbe olarak niteleyen ve mücadele çağrısı yapan bildirisi ortadadır.
Denizin son sözleri hafızamıza kazılı...
Buna rağmen ona 40 yıl sonra darbeci yaftası asmak cehalet mi hakaret mi?
Galiba ikisi birden...
Can Dündar
--spoiler--
- hakkında yazılan 1775 entry, dile kolay.
kaçı tanır;
- hakkında soruşturma yapan polisleri?
- iddianame hazırlayan savcıları?
- yargılayan ve ölüme mahkum eden hakimleri?
- kararı onayan meclis üyelerini?
- ve celladını?
onu tanıyorlar...
binlerce insan; devlet eliyle kotarılmış yalanlarla yazılan tarihi bir süreci sorguluyorlar. sağcısı ve solcusuyla... tarih, gerçeklerini bulur ve çıkarır. asıl hüküm ise toplum vicdanında bundan sonra verilir.
ve tarih yeniden yazılır, er ya da geç.
kaçı tanır;
- hakkında soruşturma yapan polisleri?
- iddianame hazırlayan savcıları?
- yargılayan ve ölüme mahkum eden hakimleri?
- kararı onayan meclis üyelerini?
- ve celladını?
onu tanıyorlar...
binlerce insan; devlet eliyle kotarılmış yalanlarla yazılan tarihi bir süreci sorguluyorlar. sağcısı ve solcusuyla... tarih, gerçeklerini bulur ve çıkarır. asıl hüküm ise toplum vicdanında bundan sonra verilir.
ve tarih yeniden yazılır, er ya da geç.
hala bazılarına batan vatansever millet sever kahraman.
sovyet yapımı çakma Che Guevara. eylemleri arasında okul basmak, insanların okumasına engel olmak, dekanları öğretim görevlilerini pataklamak, askere kurşun sıkmak-sıktırmak, iş bankasını soyup thko adlı kendi örgütüne çıkar sağlamak gibi çeşitli eylemlerde bulunmuştur nitekim 6 mayıs 1972'de ankara merkez kapalı cezaevinde idam edilerek hak ettiği cezayı almıştır.
idam edilmeden önce son vasiyeti ayakkabılarının bir askere verilmemesidir. o derece askerin vatanın düşmanıdır yani.
idam edilmeden önce son vasiyeti ayakkabılarının bir askere verilmemesidir. o derece askerin vatanın düşmanıdır yani.
Dokuz gün açlık orucuna giren en önemli devrimcimizdir.
geldi gene altı mayıs... orta okulda tanıştım denizler' le bir kitapta. otuz yıla yakın olmuştu denizler öldürüleli. o zaman ağabeydiler benim için, şimdi bir yaş büyüğüm onlardan, arkadaşım oldular. on sene sonra kardeşim yaşında insanlardı diyeceğim. bir otuz sene sonra belki de evladım olacak onlar yaşında, kim bilir belki uzun yaşarım bir elli sene sonra torunum yaşında olacaklar. ama ne olursa olsun bağımsızlık tutkusunu paylaştığım yoldaşlarım olarak kalacaklar. hayatımın bir şeridi olacak denizler. ağabey, kardeş, arkadaş... ve hayatımın içimi hep cız ettirecek bir günü olacak 6 mayıs. gene geldi 6 mayıs. gene buruk içim.
güzel insan.
bir çok kesim tarafından 6 mayıs'ta facebook'ta profil fotoğrafı yapılıp altına onun sözlerinden bir paragraf yazılarak anılan şahıs. bu insanların neden idam edildiğini, ne yapmak istediklerini, fikirlerini bilmeden "darağacında 3 fidan" diye ağlamakla olmuyor bu iş, sori.
facebook listemdeki tikilerin, videosunu paylaşıp, "6 mayıs 1972 <3" yazdığıdır. görseydi böyle anıldığını, oturur ağlardı heralde. hoş, görse de olurdu, yeter ki hayatta olsaydı.
bok yoluna kendini heba etmiş güzel insandır. şu anda uğruna idam edildiği türkiye nin içler acısı durumunu yaşasaydın da görseydin. bunun için miydi bunca çaba? bunun için miydi o kadar karmaşalı hayat? bunun için miydi idamın? ahh ahh..
herkes seni seviyo biliyo musun? deniz gezmiş dediğimizde gözleri dolan mı ararsın posterlerini duvarlara asan mı ararsın. hepsi mevcut. ama hala türkiye nin %50 si saadet partisine oups pardon ak partiye oy veriyo. adamlar tek başına iktidar lan.
- niye çağırdınız lan beni. bırakın ben mezarımda mutluyum.
+ sen de haklısın.
o anlamayan bön bön bakan gözlerine koyim senin.
herkes seni seviyo biliyo musun? deniz gezmiş dediğimizde gözleri dolan mı ararsın posterlerini duvarlara asan mı ararsın. hepsi mevcut. ama hala türkiye nin %50 si saadet partisine oups pardon ak partiye oy veriyo. adamlar tek başına iktidar lan.
- niye çağırdınız lan beni. bırakın ben mezarımda mutluyum.
+ sen de haklısın.
o anlamayan bön bön bakan gözlerine koyim senin.
idamı için imza atmaktan çekinmeyen süleyman demirel in bugünlerde neler hissettiğini merak ettiren cesur yürek.
--spoiler--
idam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. ismet inönü "siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte red oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır.
Olaydan 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için: " soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri " yorumu yapar. Mahkumların özür dilemesi istenir. Hiçbiri yaptıklarından özür dilemez. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları onaylar.
--spoiler--
kaynak: vikipedia
--spoiler--
idam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. ismet inönü "siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte red oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır.
Olaydan 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için: " soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri " yorumu yapar. Mahkumların özür dilemesi istenir. Hiçbiri yaptıklarından özür dilemez. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları onaylar.
--spoiler--
kaynak: vikipedia
Vatana ihanet eden, banka soyan, askerimize sıkan, pkkya yardım eden, filistinin gerilla kampında doğan kemalistim deyip Atatürk'ün getirdiği Cumhuriyet Rejimi yıkıp Kominizmi getirmeye çalışan Kafirin tekidir.
40 yıl önce kendisine "biz askeri ayarladık, sen banka soy, sağda solda anarşi çıkar ordu gelsin darbe yapsın" diye gaz veren dava arkadaşlarının hemen hepsi bugün boğazda balık, rakı, hatun keyfi yaparken kendisi çok genç yaşta kara toprağa girmiştir. bir ertuğrul özkök'den veya ertuğrul kürkçü'den ders almalıydı halbuki.
pkk ya ble yardım etmiş önderimiz.
evet ölümsüzler arasındadır da mantık diyoruz biraz da.
diğer tüm yoldaşlarla birlikte saygı ile andığımız, yolumuzdaki ışığımız.
evet ölümsüzler arasındadır da mantık diyoruz biraz da.
diğer tüm yoldaşlarla birlikte saygı ile andığımız, yolumuzdaki ışığımız.
genç yaşta ortalığı itilmiş ve gençliğin verdiği gazla saçma sapan bir amaç uğruna asılmıştır. keşke ölmeseydi falan demiyorum çünkü umurumda değil. bu ülke aşırıya kaçanlardan çok çekti. nice vatan evlatları öldü, yok olup gittiler. nedir bu popülist yaklaşım anlayabilmiş değilim.
not: sağcı veya solcu değilim.
ha bu arada komünizm ilk önce kendi atasına sahip çıksın ag. çarlık yıkılıp ta yerine lenin amca geldiğinde çarlık döneminin borçlarını kabul etmeyerek kendi atalarını görmemezlikten gelmiştir. ama türkiye cumhuriyeti babasın,dedesinin,anasının borcunu 1950 li yıllara kadar ödemiştir. alın siz büyük fark. daha ne diye millet sosyalizm, komünizm diye yırtınır anlamıyorum.
not: sağcı veya solcu değilim.
ha bu arada komünizm ilk önce kendi atasına sahip çıksın ag. çarlık yıkılıp ta yerine lenin amca geldiğinde çarlık döneminin borçlarını kabul etmeyerek kendi atalarını görmemezlikten gelmiştir. ama türkiye cumhuriyeti babasın,dedesinin,anasının borcunu 1950 li yıllara kadar ödemiştir. alın siz büyük fark. daha ne diye millet sosyalizm, komünizm diye yırtınır anlamıyorum.
bir katilden kahraman yaratma çabasıdır.
ayrıca onu katil yapanda, onu asanda, onu bugün kutsayanda aynı kişilerdir. bknz.silivri yargılamaları.
ayrıca onu katil yapanda, onu asanda, onu bugün kutsayanda aynı kişilerdir. bknz.silivri yargılamaları.
güneşli bir pazar öğleden sonrası yanımda kankamla sahilde aylak aylak dolaşırken
karşıdan gelen bir aile içinden bir çocuk fırladı önümüze
tam yüz üstü düşecekken kolundan tuttum ve bir anne sesi ...
- denizzzz ...
karşıdan gelen bir aile içinden bir çocuk fırladı önümüze
tam yüz üstü düşecekken kolundan tuttum ve bir anne sesi ...
- denizzzz ...
güncel Önemli Başlıklar