bugün

o şarkılar ve björk ün insan üstü sesiyle daha da derinleşen, insanı hayattan nefret ettiren filmdir.
for my pain'in fallen (2003) albümünün ikinci parçasıdır dişi vokalin sesi kulak pası atar. şarkı zaten güzeldir. dinlemek gerek evet.

The only hope in this endless night
Is to follow you through the shadows of the deepest blue, away from the light
I hear your voice is calling me: "Don't be afraid"
But there's something deep inside of me
Forcing me to turn away
Take my hand, don't turn away, I need you to stay
I know a place where the light and the dark can become as one
This loneliness is killing me
Is there a place we both can live?
You're the dancer in the dark
You're the child of the light
You're the sinner of all time
You're the saint with wings so white
You're the distant shape in the night
You're all the innocence left alive
You're like tainted sun
You're the star shining bright

http://www.youtube.com/watch?v=VrzZifw5kcs

dinleyin kendinize gelin.
salma' nın filmin başlarında okulu kıran oğluna tokat attığı sahnede önce çocuğun gözlüklerini çıkarır sonra vurur. benim için gülümseten bir detaydır filme dair. filmin geri kalanı için yarı işkence denilebilir.
filmdeki avukat nasıl bir o. çocuğudur anlamadım gitti. kadın idam cezası almış, ama avukat parasını ödeyemeyecek durumda hangi avukat bu durumda savunma yapmaz ki diyesim geliyor. gerçi gerçek hayatta daha beter olaylara da tanık olduğumuz oluyor da o da ayrı konu.
Açıkcası björk'ün oyunculuğundan ve hukuk kurallarının insafsızlığından başka bir şey yok bu filmde. Müzikal kısımları oldukça sıkıcı. "bu kadar da mal olunmaz abi ya!" dedirten bir filmdir. sinirini bozmak istemeyen arkadaşlar uzak Dursun derim.
Giderek kör olduğunuzu hissettiren filmdir.

--spoiler--
ta ki filmin son sahnesine gelene kadar. o gözlük yere düştüğü an görmeye başladığınızı anlarsınız.
--spoiler--

Aynı etkiyi yaratan bir başka şey ise, bir jose saramago eseri olan Körlük'dür.
tam anlamı ile "adamın ebesini ziken" filmdir! björk muazzam oyunculuk çıkartmıştır.
film sonunda anlık felç yaşayabilirsiniz aman dikkat.
kendi imdb listemde ilk 10' a gözü kapalı giren filmidir. trier, breaking the waves ve dancer in the dark gibi iki filmde de aynı 'anti-hümanizm' konusunu işler. dogville de aynı tema, yalnız dogville' in sonu itibariyle 'oh içimin yağları erisin' demiştim, hakkını yememek gerek.

lars von trier! filmlerinde masum görünen ama kurnaz herifler, tecavüze uğraması gereken masum bir kız, öldülmesi gerekli insanlar, soyunan, sevişen insanlar olmak zorunda. bitmek bilmeyen filmlerinle garip bir adamsın ama aynı zamanda da çekicisin. küstahsın ama neden senden hoşlanıyorum, neden ?
Böyle ağır dram filmlerinde hareketli kamera kullanılması taraftarı değilim.Kamerayı takip etmek yoruyor insanı.Trier'in çok farklı bir tarzı var,kamerayı bir acayip kullanıyor.
björk sevmeyenleri bile björk hayranı yapan, son sahnesiyle izleyenin ağzı açık bırakan, favorilerim arasında olan film.
Ne zaman lars von trierin sanatsal yeteneginden suphe etsem acar bu filmi izlerim..
30 saniye icerisinde sizi goklere cikarip bir anda yerin dibine sokan bir film.. Trier yesilcam filmi cekerse ne olur sorusunun cevabi..
Dogma akiminin hakkini veren bir film.. Tabi dogmanin getirdigi bazi avantajlar var.. Sanki tum film oznel kamerayla gidiyor havasi var ki bu etkileyicigi oldukca arttiriyor, izleyiciyi olayin icine cekiyor..
izleme saati olarak hata yaptığımı düşündüğüm filmdir. Müzikal filmlere karşı ön yargılarım olmasına rağmen açıp izledim ve şu anda gereksiz yere canım sıkkın moralim bozuk takılıyorum. Çok gerginim nedense, film kötü olduğu için değil, her sahnesinde ayrı bir tribe soktuğu için insanı. atv falan izleyip günlük yaşantıma acilen dönmem gerekiyor.
lars von trier e bir daha hayran olduğumu anladığım,
ilk kez sevdiğim bir müzikal olması sebebiyle,
gerek döktüğüm gözyaşları, gerekse björk ün oyunculuğundan ziyade sesi,
masterpiece olarak adlandırabileceğim filmlerden biridir.
spoiler değildir;
harika bir filmdi gerçekten, hele -spoiler- jeff in hapiste iken telefonda seni seviyorum demesi,
bütün film tuttuğum gözyaşını akıtmaya yetti.

gel gelelim von trier e..
antichrist ve nemfomanyak filmleri ile ne kadar vahşi bir adam (bu kötü bir şey değil) olduğunu düşünürken,
içinde böylesine duygusal bir herif yattığını bilmiyordum..
bu adamın bütün filmleri izlenir.
evet.
izlemeyen arkadaşlara özellikle bayanlara şiddetle tavsiye edilir.
müzikal filmlerden nefret etmeme rağmen trierin döktürdüğü iyi filmlerdendir. Bunalım ve melankoli kısmı biraz daha fazlalaştırılıp dibe vuralabilirdi. En azından festival ruhu canlanırdı.
Müzikal film deyince hemen uzaklaşırım oradan. Fakat Lars von Trier sevdiğim bir yönetmen. O zaman izleyelim bakalım dedim. Sonuç: Hiç pişman olmadım. Björk harika bir müzisyen, harika bir oyuncu. Müzikal sahnelerin her biri ayrı güzel. Fedekarlık, iyi niyet, şefkat, vicdan neymiş bir kez daha öğrendim bu filmde. Suistimali de tabi.
"bütün yolları ezberledim ve bütün düşüşleri ezberledim"
- Neden gözün kapalı yürüyorsun?
+ Bütün yolları ezberledim.
- Ama düşebilirsin!
+ Bütün düşüşleri de ezberledim.
Tek benim sevemediğim film.
Yutkunamıyorum.
oysa hiç ağlayasınız olmadan kendinizi gözleri şişmiş bulabileceğiniz müzik ile filmin birbirine kaynaşmasına şahit olabileceğiniz bir efsane. kendime çok tanıdık gelen bir spoiler bırakıyorum şuraya.

--spoiler--
'neden gözün kapalı yürüyorsun?
-Bütün yolları ezberledim.
'ama düşebilirsin'
-Bütün düşmeleride ezberledim.

--spoiler--
"-Neden gözün kapalı yürüyorsun?
+Bütün yolları ezberledim.
-Ama düşebilirsin.
+Bütün düşüşleri de ezberledim."

görsel
"Kimsenin bilmediği gizli bir yöntemim vardı. Film bitmeden bir dakika önce sinemadan çıkardım ve o film sonsuza kadar devam ederdi.."

görsel
Ayrıca güzel bir scratch massive şarkısıdır.

https://youtu.be/DdJ6dvFMZzU
Kırılgan bünyelerin kolay kolay atlatabileceği bir film değildir. Isyan edersiniz insanların bu kadar merhametsiz olabildiğine. Haksızlıklar karşısında sessiz çığlıklar atlatırsınız. Hele bir son sahnesi var..