bugün

1980 yılında nobel edebiyat ödülüalmış, polonyalı yazar ve şairdir.

Bir insanın ölümü, güçlü bir ulusun düşmesi gibidir
Geçmişte kalmıştır yiğit orduları, kaptanları, yalvaçları
Görkemli limanları, denizlerde egemen gemileri
Ama artık o ulus, kuşatılmış kentleri kurtaramaz
Antlaşma yapamaz başka uluslarla
Kentleri boşalmıştır, halkı darmadağın
Devedikeni kaplamıştır eskiden ekin dolu topraklarını
Ülküsü unutulmuş, dili yitip gitmiştir
Bir köy ağzı kalmıştır ta yükseklerde, dağ başlarında.
Czeslaw Milosz (d. 30 Haziran 1911 - ö. 14 Ağustos 2004) Polonyalı şair ve deneme yazarı. 1980 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne Kaliforniya'da otururken lâyık görüldü. Hayatının son günlerini Krakov, Polonya'da geçirmiş ve oradaki evinde hayatını kaybetmiştir.

Seteniai, Litvanya doğumludur. Polonya'nın seçkin sınıf ailerinden birinden gelmiştir. Vilnius Üniversitesi'nde hukuk okumuştur. Bolşevik ihtilali sıralarında çocukluğunun bir kısmını Rusya'da geçirmiştir. *
aynı zamanda amerikan vatandaşı da olan, litvanya asıllı polonyalı şair, yazar, çevirmen ve eleştirmendir. ikinci dünya savaşı döneminde kaleme aldığı '20 naif şiir' adlı kitabıyla tanınır.

1945-51 yılları arasında 'polonya cumhuriyeti kültür ateşeliği' görevinde de bulunan milosz, 'he defected to the west'(batıyı terk eden adam-1951) ve 'the captive mind' (tutsaklığım-1953) adlı eserleri ile yaptığı ciddi 'anti-stalinist' görüş ve değerlendirmeleriyle dikkat çekmiştir.

milosz, 1961-1998 yılları arasınada 'kaliforniya üniversitesi-slav dilleri ve edebiyatı bölümünde, profesör olarak öğretim üyeliği yapmıştır.

1980 nobel edebiyat ödülü seçiciler kurulu onu bu ödüle layık bulma gerekçelerini şu sözlerle ifade etmişlerdir;

"Ciddi ihtilafların dünyasındaki insanlığın maruz kaldığı durumu, uzlaşmaz akıl sesleriyle gösterdiği için."
kelimelerle "yirminci yüzyılın portresi"ni çizen şairdir...

Kardeşçe bir özen dolu, gülümsemenin ardında,
Nefret eder, iktidar diyalektiğinin kurbanı gazete okurundan.

"Demokrasi"ye çağırır hep göz kırparaktan.
Yalnızca nefret eder insanın bedensel zevklerinden,
Hiç unutmaz yiyip yiyip çiftleşenleri,
Tümünün boğazını kesivermektir derdi.
Genel öfkeyi durdurmak için önerisi: dans ve garden-parti.

"Kültür!" der "Sanat!" der, ama bunlarda gördüğü
Bir sirktir, ne fazlası ne eksiği.

Tamamen tükenmiştir, bitmiştir.

Uykusunda ya da ameliyat masasında, "Tanrım, ah Tanrım!" der
Kendisini Mithra ile isa'ya tapınmayı birleştiren Romalı gibi görür.
Eski inançlara bağlıdır hâlâ bağlıdır, bazen de kendini şeytanın elinde sanır.
Geçmişe saldırırsa da istemez tümden yıkılmasını,
Korkar kafasına başka dayanak bulamamaktan.
iskambili, satrancı, en çok da kendiyle tartışmayı sever.

Bir eli Marx'ın yazılarının üstündedir, ama gizlice incil okur.
Tükenmiş kilise ayinlerini alaycı gözle izler.
Dekoru: At eti rengi yıkılmış bir kent.
Elinde: Ayaklanmada öldürülmüş bir "faşist" oğlanın not defteri.