bugün

cnbc e nin kapanması sonucu yeni neslin bilemeyeceği bu efsanevi kanalı izlemiş nesildir. Çoğumuz yabancı dizilerle bu kanal sayesinde tanıştık. Seni unutmayacağız cnbc-e.

http://m.radikal.com.tr/h...iyor-tlc-geliyor-1447722/
Cnbc e Son zamanlarda çok bozdu mirim gibi konuşan nesildir.
Bugün sanki bütün çocukluğum, ailem, geçmişim, travmalarım, ergenliğim bir kaza sonucu hafızamdan silinmiş gibi.
ilkokulda o çok hoşlandığın çocuk, öğrendiğin ilk ingilizce cümle, anne ve babanın tartışmaları, ilk aşık olduğun dizi karakteri.. Hepsi sanki Pokemon gibi, tasolar gibi, atari dönemi gibi alıp başını gitti.

Tanışıklığım yanılmıyorsam ''My Name is Earl'' ile başlamıştı. ''South Park'' da olabilir.. Hayır ya da ''Malcolm in the middle'' olabilir.. Tam hatırlayamıyorum, ama ilkokul yıllarının ortası ya da ortaokul başı.. 2004 gibi olabilir.. Çok iyi bir okuma kabiliyetim yok, daha doğrusu altyazı takip etmek zor geliyor. Adam bir şeyler söylüyor ve ben onun ağzına bakmaktan takip edemiyorum.
Ama hikaye şu, Earl diye bir eleman var. Hatta tombik bir kardeşi var.
Bu adam bütün ömrü boyunca işlediği günahları tek tek not alıp telafi etmeye çalışıyor.. Ne bileyim çok küçükken kalbini kırdığı bir insanı bulmak için kilometrelerce yol gidiyor mesela.. Sen de onunla gidiyorsun oralara.. Garip bir hikaye. Türkiye'deki zengin kız fakir oğlan ilişkilerinden sonra sana çok farklı bir dünya gibi geliyor.. Ayrı bir dünya kanal. Renkleri, dizileri, filmleri, soundtrackleri, reklamları.. Her şeyi ile Türkiye'de bulunmayan bir dünya..


Hatırlarsınız o zamanlar internet böyle her yerde yok, internetten açıp sonraki bölümleri ya da kaçırdığın bölümleri izlemek gibi bir lüks yok. Diziyi izliyorsun, bir dahaki bölüme kadar spoiler yeme ihtimalin yok çünkü herkes 1 hafta sonrasını bekliyor. Reklamlarını görünce öyle bir heyecanlanıyorsun ki..

''Allah'ım hemen çarşamba olsun nolur!''

Dergisi vardı.. Dönemin şartlarına rağmen o kadar güzel hediyeler verirdi ki.. Derginin hiç unutmam 1 yıllık sayısını biriktirmiştim. Kartlar, takvimler, posterler, sinema ekleri..
Tam anlamıyla bir tutkuydu. Şöyle ki, bilirdin hiçbir dizinin kalitesiz olmadığını/olamayacağını. Hepsini az ya da çok izlerdin. Ama konuyu tam anlamıyla bilmesen bile, o espriler, geyikler, renk kalitesi hep seni bağlardı kendine.

Sabahları finans/ekonomi yayını olurdu. Hiç sevmezdim.. Altta sürekli bir şeyler kırmızı ve yeşil üçgenlerle gösterilirdi.. Babam arardı iş yerinden; '' Ayyüce bak bakayım NASDAQ ve DOW JONES hangi renk, kırmızı mı yeşil mi söyle bana.''
Anlamazdım ne olduğunu, hatırladığım şey kırmızı olması babam için iyiydi. Eğer kırmızı ise mutlu olurdu, ben de görevimi yapmanın gururu ile saatin 18.00'a gelmesini beklerdim. Süngerbob başlardı o saatte.. Kaçırmazdım..

En güzeli de saat 22.00'de yayınlanan film kuşağıydı. Salı, ''Romantik Salı'' kuşağıydı. Birbirinden güzel filmler yayınlanır ve sen başını kaçırdığında bir yerden izleme şansın olmayacağı için günler öncesinden alarm kurardın o tarihin 22.00'sine.
Severdin ya da sevmezdin.. izlerdin çünkü bir şey vardı izletiyordu kendini.
Hiç bilmediğin bir dil, hiç yaşamadığın bir kültür, hiç anlamadığın kültürel espriler.. Ama o renk, o dekorlar.. Hepsine değerdi..

Resmi tatiller, bayramlar hep en sevdiğim olmuştu. O lanet kırmızı yeşil üçgenli ekonomi altyazıları olmazdı çünkü.
Ablalarınla mandalina yiyip Süngerbob izlemek için güzel bir fırsattı. Bir battaniyenin altına girerdik, ben Begüm'ün dizine yatardım ve kahkahalar eşliğinde önce Süngerbob ardından How i met your mother ya da Cold Case ya da CSI:NY izlenirdi.. Eğer x2 ya da x4 ise o gün tam anlamıyla bayram demekti.

işini öyle güzel yapardı ki.. Sabahları 06:45 'den itibaren asla ama asla diziye devam ettiğini görmezdin hemen iş başıydı.
Koca koca adamlar sürekli doları tartışıyordu, ve sanki bu dünyanın en yoğun en önemli işi gibiydi..
Akşam da 18:00'den itibaren asla o ciddi adamları göremezdin.. Evlerine, ailelerine giderdi o yoğun adamlar.
Biz geçerdik ekranların başına; ''okuldan gelen öğlenci öğrenci grubu, işten gelen baba, canı sıkılan genç..''
Herkes biraz bir şey bulurdu.

Yılbaşı gecesi.. Victoria Secret Melekleri çıkardı meydana.. Bazen reality showlar olurdu -ki en az finans kuşağı kadar nefret ederdim- ama bilirdim ki bunları da seven var..

Bir dönemin gençleri, çocukları, ergenleri bu kanalla büyüdü.
Ortamlarda ''Ya ben yabancı diziden başka şey izlemem'' geyiği yoktu kız kaldırmak için dönen. Çünkü kimseye söylemek istemezdin, paylaşamazdın ne bileyim ele ayağa düşme korkusu işte. Sanki en çok sen sevmeliydin..

Şimdi tüm sevilen, anıları olan, bağlandığın şey gibi o da gitti.
Vedasını izledim.. isterseniz internetten bulabilirsiniz ama sanmıyorum ki o saat 00:00'da yarattığı etkiyi yaratır mı.. O amblemin yok oluşu.. TLC'ye geçen halini .. Ne bileyim belki çok gereksiz bir duygusalım.. Ama hayatımda anılara her zaman önem veririm. Kalması için açar o anıyı hatırlatan bir şarkı dinler, film açar, bir dize filan okurum. Hatırlamak isterim. Taze tutmak isterim.
inanın bana gözlerim doluyor. Çocukluğumu kaybettim.. Ailemi kaybettim gibi. Gereğinden fazla bir noktaya koymuşum Cnbc-e'yi, gidişi ilk saatlerden beni yıktı..
Sanmıyorum bir daha bir şeye bu denli bağlanabilirim. Bağlanamam. Aynı tadı alamam. O kadar anı biriktiremem.


En çok ben sevdim seni, en çok ben seninle yaşadım Cnbc-e.
Kimse ama kimse benim gibi sevmedi seni. Çünkü sen kimseye bana hissettirdiğin gibi hissettirmedin. Belki hissettirdin bilemiyorum.. Ama şanslıyım ki; ''Cnbc-e izlemiş efsane nesil'' in bir üyesiyim.
Belki boş bir adamım ben bütün bunları anlattım diye ama bazı şeyler sahiden sanılandan daha fazla yere sahip hayatınızda.
Göstermeseniz de, sevdiğinizi bas bas bağırmasanız da biliyorsunuz ki çok seviyorsunuz..

Cnbc-e ölümsüzdür..
Unutursak kalbimiz kurusun!

not: bu satırlarda çocukluk anıları ve göz yaşları vardır!
televizyon izlemek efsane midir sorusuna akıllara getirir.
icinde oldugum nesildir.
genellikle mutfaktaki televizyonda pazar aksami izlerdim.
ghost whisperer, angel, x-files falan olurdu.
annem meyve soyardi.
simdi butun yabanci diziler elimizin altinda oldugu icin ayni tadi almak zor.
Nikolodyom kuşağıyla büyümüş nesildir. Hey gidim diyenlerdir.
Bugün dil bölümünde okuyorsam cnbce sayesindedir. Okuldaki hiçbir hocanın bu kanal kadar yararı olmadı bana.
Düşündükçe zaman zaman duygulanan nesildir efenim.
Yabancı dizilerle beni tanıştıran kanal, unutmıycam reis.
Sabahları Nickelodeon kuşağı için erken kalkmış nesildir.
DAWSONS creek passions ally mcbeal ı da bu kanalda izlemiş efsane nesildir.
Yilbaslarinda victoria's secret seyretmis nesildir.
csı: ny
er
gossip girl
heroes
leverage
merlin
rizzoli & isles
the closer

ve daha nicelerini televizyonda seyretme fırsatı bulduğum için kendimle gurur duyuyorum.
Thé Big Bang theory.
bu cnbc e hala yok mu bugün de izlenemiyor mu hangi nesilden bahsediyorsunuz siz sorusunu sorduğum efsanelerdir.
geceleri south park, family guy, the big bang theory, arada bir çıkan efsane filmler. vay amk. yaz akşamlarının ve hatta kış akşamlarının. genel itibariyle akşamların ağır topuydu. duygulandım aq.
bir ugly betty vardı yıllar yıllar once gunduzleri merlin the closer south park geceleri csi breaking bad tudors la kafayı bulurduk cok eski zamanlar degil ama yayindan kalkmasi uzucu.
buffy'nin angel'ın kalbine kazığı sapladığını görüp gencecik yaşımda aşka olan inancımı sarsmama neden olan kanaldır cnbc-e. yeri büyüktür.
ulan 5 sene evvel yayın yapan tv o zamanda izliyordum (bkz: Dawson s Creek) dizisini verdiği yıllarında da seyrediyordum.

edit: ne efsanesi?!
beni merlin, the walking dead, doctor who, smallville, the tonight show with conan, simpsons, sungerbob, nickelodeon ile tanistirmis kanal'dir. ozledik be.
sahur sofrasında nip tuck'ın en ateşli sahneleriyle ailesinin yanında karşılaşmış nesildir.
BBT.
Revoloution.
Family Guy.
South Park.
Sullivan and Son.
Bir star tv'de parliement sinema kulübü izlemiş nesil değildir.
Sponge bob'ın yayınlandığı kanaldı.
Neden kapadınız lan.
(bkz: merlin)
Doktor who vardi sirf onun icin izlerdim.

Ama sen ilk ozel televizyon kanalinda parlement sinema kusagi izledin mi diye sorulmali
(bkz: star tv)
(bkz: parlement sinema kuşağı)