bugün

jack the ripper adlı kimliği hala kesin olarak bilinmeyen seri katil hakkında rant adlı romanında ilginç bir düşünce paylaşmış olan edebiyatçı.

--spoiler--
jack the ripper kendi annesini öldürüp ölümsüz olmak için geri dönmüştür.
--spoiler--
"i see in the fight club the strongest and smartest men who've ever lived.

i see all this potential and i see squandering. God damn it, an entire generation pumping gas, waiting tables, slaves with white collars, advertising has us chasing cars and clothes, working jobs we hate so we can buy shit we don't need.

We're the middle children of the history man, no purpose or place, we have no Great war, no Great depression, our great war is a spiritual war, our great depression is our lives, we've been all raised by television to believe that one day we'd all be millionaires and movie gods and rock stars, but we won't and we're slowly learning that fact. and we're very very pissed off."
Doomed adlı eserindeki "it's exhausting, the energy it takes to unknow a truth." cümlesiyle aklıma gelen meşhur yazar.

Herhalde bir çok kişinin fight club'la dikkatini çekmiştir; ama diğer eserlerine de göz atmanızı öneririm.
chuck palahniuk 21 şubat 1962'de washington eyaletinde doğmuş yeraltı edebiyatının yerüstünde yaşayan kralıdır. asıl adı charles michael palahniuk'tur. palahniuk washington eyaletinin doğusundaki bir çiftlikte büyüdü. bir süre eyalet üniversitesi'ne devam ettikten sonra oregon üniversitesi'ne geçti ve öğrenimini orada tamamladı. başlıca eserleri:
dövüş kulübü (fight club, 1996)
gösteri peygamberi (survivor, 1999)
görünmez canavarlar (ınvisible monsters, 1999) (ilk yazdığı eserdir. fazla beğenilmeyince öfkeyle fight club yazmıştır.
tıkanma (choke, 2001)
ölüm pornosu (snuff, 2008)
fight club ve tıkanma adlı kitaplarının filmi çekilmiştir.
david fincher tarafından çekilmiş ve brad pitt ile edward norton'un başrol oynadığı dövüş kulübü filmi birçok ödül kazanmıştır. palahniuk'a fight club hakkında film mi kitap mı daha iyi diye sorulduğunda ise garip bir dürüstlükle filmi tercih etmiştir.
" Hepimiz öleceğiz. Amaç sonsuza kadar yaşamak değil, sonsuza kadar yaşayacak bir şey yaratmak. "

görsel
Fight Club ve Ölüm Pornosu kitaplarını hayranlıkla okuduğum, "Tıkanma" eserini yarıda bıraktığım yazar kendileri. Bilumum Yeraltı Edebiyatında benim görüşümle sağlam yeri bulunur. Yeni bir soluktur, (ösym"ye uzun paragraf sorusu hazırlayan komisyon üyesi gibi hissettim) Efendim eserlerinde çoğunlukla Alter Egosuyla çatışma yaşayan bireyler resmedilir. Sonucunda hangisi gerçek ego(ben)? tezatına hem karakterini hem okuyucuyu sürükler. Ayrıca kitapları ev hanımlarına tavsiye edilebilecek derecede uygulamalı pratik bilgilerle doludur.(ciddiyim) Teması özetle, pis kapitalizm, yaşa özgürlük, yaşa anarşizm, yıkılsın tapular ve tabular olarak tezahür bulur toplumumuzda lakin Chuck Bey"in kıvrak ve kıvılcımlı zekası alttan alttan birçok sosyolojik ve psikolojik tespite gebe doğurur kişiyi. Özellikle; Ölüm Pornosunda bir başkahramanın olmayışı(var gibi ama yok) karaktersel bakış açılarının değişimi, insan zihninin nasılda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu, önyargılar ve sapkınca düşüncelere düştüğünü zerk eder. Empati"nin imkansızlığı gibi bu biraz. Yazar kişimiz şimdilerde instagram hesabında popüler kültüre popüler köle olduğu fotoğraflarını paylaşmaktadır. Ee o da alter egosuyla mücadele içerisinde herkes gibi. Okan Bayülgen gibi biraz biraz.. Sistemin parçası olmadan sistemi eleştiremezsin/ya da yıkamazsın. Kafanız patlıyorsa ya da patlatmak istiyorsanız okuyun, okutturunuz efendim. Chuck Beyler iyidir. Çılgın şeyler hadi! ilk gecenizse dövüşmek zorundasınız.
yeraltı edebiyatı türünde kitapları vardır. Ancak kitaplarının neredeyse hepsi bence birbirine benzer. kanımca yeraltı edebiyatını icra eden daha iyi yazarlar vardır.
dövüş kulübü
--spoiler--
prezervatifle kokpit arasındaki fark nedir?
1!!1!?

prezervatife bir yarak sığar
--spoiler--

üstteki kısım dövüş kulübü'nde geçer ama kitabında.

gösteri peygamberi

tıkanma ve birkaç kitabı daha var ben bu üçünü - üçüncüyü yeni okuyorum- okudum. kişisel görüşüm bu üç kitap arasında beni en etkileyeni gösteri peygamberi olmuştur. gerçi gerizekalı popüler kültür size "dövüş kulübü" dedirtecektir ama ben yine de eşit mesafeden baktığımda raskolnikov'un baltası kadar beraak bir şekilde gösteri peygamberi diyebilirim hatta mübalağa edip gösteri peygamberi ezer dövüş kulübü'nü diyebilirim. eğer bu konuda tartışacaksak muhatabım dövüş kulübünün kitabını okumuş olandır. kusura bakmayın şu aptal furyadaki kenidini marla singer zanneden bir asalakla bu konular zaten tartışılmaz. açık ara zaten gösteri peygamberi alır. tıpkı ekmek arası'nın kadınlar'ı açık ara geçeceği gibi bir durum herkes bukowski dediğinizde size kadınlar ne kitaptı ama derler. ama konu tam olarak öyle değildir. bu göreceli bir yaklaşıma maruz kalacak kadar seçenekli bir karşılaştırma değil. factotum ve ekmek arası ( ekmek arası hepsinden daha öndedir) kadınlar ve nicelerini okudum aklıselim biri bana hak verecektir. o da bu sözlükte yoktur. bu da yazdığım en aklıselkim entry olsun kendi dışa doğru boşalmamı sağlamak tatmin seviyeme ulaşmak için yaptım bunu siz zaten yoksunuz.
Gösteri peygamberi, lanetli, kurgudan da garip.. kitaplarını okuduğum ve bana ilham veren yazarlar arasında yeri sabit olan efanevi hiciv romanı yazarı.
gösteri peygamberi pik noktasıdır.
47

Deneme deneme bir iki üç. Beni dinliyorsanız öldüm demektir.
“Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız. Hepimiz heba oluyoruz. Bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş. Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz. Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz... Bizler, tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık. Bizim savaşımız ruhani savaş. Ve bunalımımız, kendi hayatlarımız...”
Gösteri peygamberi hakikaten efsaneydi ya. Hani şu yaşlarda chuck palahniuk okuyacağımı düşünmezdim ama bu kitabı kendisi hakkındaki fikirlerimi baya değiştirmişti.

Chuck baba Genel itibariyle tv, reklam sektörü, pazarlama, din, ahlak eleştirileri gibi klişe konular üzerinden yürüyor. Ara ara ev ekonomisi dersi tadında efsane trikler veriyor falan; özellikle yemek yapımı ve temizlik için. Harcama planlaması, bütçe kontrolü konulu gayet hoş tavsiyeler ve ince püf noktalar var..

klasik palahniuk mantalitesi işte. abd orijinli popüler kültür eleştirisi aslında ve buna rağmen anlatış biçimi sıkmıyor. lineer gitmiyor, sürekli detaydan detaya öne geriye ortaya oradan oraya sıçrıyor. Bahsettiği hususu net bir sadelikle lafı gevelemeden açıkça yazıyor. En çok da buna tav oldum desem yeridir.

--- spoiler ---

boşalmayı geciktirmek için tepesine lokal anestezik sürülmüş prezervatifler..

bu ne yaman çelişkidir? hiçbir şey hissetmiyorsun ama saatlerce sikişebiliyorsun.

bence burada ciddi bir hata yapmışlar.

--- spoiler ---

Tam benim kafa ya adam..
Hepimiz aynı televizyon programlarıyla büyüdük.
Sanki hepimize aynı suni hafıza taklımış...
Hepimizin belli başlı hedefleri aynı.
Hepimizin korkuları aynı. Gelecek parlak değil...
Çok yakında aynı anda aynı şeyleri düşünmeye başlayacağız.
En sevdiğim kitaplardan birini yazmış olan adamdır.
Ölene kadar değiştirmeden okuyacağın 3 kişi seç deseler, biri bu olur. Öyle hayranım.
görsel
"Hepimiz öleceğiz. Amaç sonsuza kadar yaşamak değil, sonsuza kadar yaşayacak bir şey yaratmak." -Chuck Palahniuk
fight club kitabının yazarıdır. Kitaptan bir alıntı bırakıyorum;

"Mobilya satın alırsınız. Kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. Kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından kanepe sorununu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. Sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. Bir zamanlar sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur. Bizim kuşağımız büyük bir savaş görmedi, büyük bir buhran yaşamadı, ama bizim de bir savaşımız var. Büyük bir buhrani savaş bu. Kültüre karşı büyük bir devrim hazırlıyoruz. Büyük bir buhran bizim hayatlarımız. Biz ruhani bir buhram geçiriyoruz. Bize dünyanın kötülüğünden ve pisliğinden başka bir şey bırakmadılar..."

1999 yılında kitap üzerinden filmi çekilmiştir. Başrollerde Brad Pitt, Edward Norton, Helena Bonham Carter rol almıştır. Filmin jenerik müziği nefistir.
(Bkz: pixies)
(bkz: where is my mind)
21 Şubat 1962'de Washington'da doğdu. Asıl adı Charles Michael Palahniuk'tur. Palahniuk Washington eyaletinin doğusundaki bir çiftlikte büyüdü. Bir süre Eyalet Üniversitesi'ne devam ettikten sonra Oregon Üniversitesi'ne geçti ve öğrenimini orada tamamladı. Otuzlu yaşlarına kadar herhangi bir edebi metin yazmayan, sanıldığının tam aksine, ilk romanı olan Invisible Monsters (Görünmez Canavarlar) dır. Bu romanı yayıncılar tarafından içeriği nedeniyle kabul görmemiştir ancak Palahniuk yayıncılara olan bu öfkesi nedeniyle içeriği çok daha "yok edici" olan Dövüş Kulübü'nü yazmıştır ve bu romanı yayıncılar tarafından zevkle kitaplaştırılmıştır.

Palahniuk, üniversite yıllarından sonra üç yıl boyunca Freightliner adlı bir şirkette montaj hattında, ardından tamirci olarak çalıştı. ilk yazdığı metinler taşıt modifikasyon prosedürleri ve kamyonların onarımı üzerinedir.

Dövüş Kulübü'nün ortaya çıkmasında büyük etkisi bulunan bir olayıda bu yıllarda yaşar. Arkadaşlarıyla birlikte tatildedir. Bitişikteki kamp yerinde müzik rahatsız edici derecede açılır ve bu nedenle başlayan tartışma yerini kavgaya bırakır. Bu olayda yaralanan Chuck tatilden döndüğünde iş yerinde kimse tarafından ilgi görmez çünkü kimse korkunç derecedeki yüzü hakkında bir şey sormaya, yorum yapmaya cesaret edemez. Bunun üzerine Chuck, eğer insanın yeterince kötü görünürse dilediği gibi hareket edebileceğini keşfeder. Bu olayın ardından devam ettiği bir edebiyat grubu bünyesinde yaptıkları çeşitli gösteri ve eylemler "Kargaşa Projesi"ni esinler. Kısa bir süre sonra aynı isimle bir kısa öykü yayımlar ve bu öykü,üç ay içinde Fight Club (Dövüş Kulübü) romanına dönüşür.

Romanlarındaki tavır isyan gibi görünse de, aslında varoluşumuza özlem duymamıza neden olur. Yarattığımız değer yargıları, para, şöhret, saygınlık, güzellik gibi tüm önemli şeylerin anlamsız yalanlar olduğunu söyler.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Chuck_Palahniuk
Banyoda traş bıçakları var, içebileceğim iyot var, yutabileceğim uyku hapları var. Seçim meselesi, yaşa ya da öl! Aldığımız her nefes bir seçim, geçen her dakika bir seçim, olmak ya da olmamak. Kendinizi merdivenden atmadığınız her an bir seçimdir, arabanızı duvara çarpmadığınız her an hayata yeniden başlıyorsunuz.
"bu ömür boyu sahip olduğum altıyüzkırk birinci balık. tanrı’nın yarattığı başka bir canlıya bakmayı ve sevmeyi öğrenmem için ailem yıllar önce ilk balığımı almıştı. sahip olduğum altıyüzkırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. o özel kişiyle karşılaştığını sandığın ilk anda, onun bir gün gideceğine emin olabilirsin."
Beynine aşık olduğum yazar.

görsel
görsel
görsel
Cahilliği sonsuz mutluluk olarak gören yobaz. Medeniyet ve aydınlanma düşmanı biri. insan aydınlanmasıyla kapitalizmin arasındaki farkı anlamaktan aciz.