bugün

sonuç olarak yine cennet ülkemizin ağzına sıçmaktadır.
bu bir iç savaştır. kck operasyonlarının intikamı da diyebiliriz bu gözaltılara. cemaatin bu kadar açık bir şekilde saldırması panik içinde olduklarına işaret ediyor. hükümet bunun hesabını sormaya başladığında ortaya ne gibi görüntüler çıkacağını merak ediyoruz.
akp:1 cemaat: 2 şeklinde devam etmektedir. (bkz: kg var)
olmayan catismadir.
http://alkislarlayasiyoru...-fethullah-gulens-revenge
açıklamalar yerini icraata bıraktı.

önce bavul'dan mgk kararının çıkması şimdi de bu.
(bkz: 17 aralık 2013 ihale ve rüşvet operasyonu)

göz altına alınanlar arasında 3 bakanın oğlu da var:

ekonomi bakanı zafer çağlayan'ın oğlu salih kaar çağlayan
içişleri bakanı muammer güler'in oğlı barış güler
çevre şehircilik bakanı erdoğan bayraktar'ın oğlu abdullah oğuz bayraktar
halkbank genel müdürü süleyman aslan

çevre bakanlığı genel müdürü mehmet ali kahraman,
akp Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun yeğeni çevre bakanı danışmanı sadık soylu
zafer çağlayan'ın özel kalem müdürleri mustafa behçet kaynar ve onur kaya
yorum inşaat'ın sahibi osman ağca
ebru gündeş'in kocası reza zarrab
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ile işadamı Ali Ağaoğlu'nun da aralarında bulunduğu 84 kişi gözaltına alındı.

bakalım karşı hamle ne olacak?

akp nin ilk hamlesi

istanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 5 şube müdürü görevden alındı.
(bkz: 18 12 2013 5 emniyet müdürünün görevden alınması)
Görevden alınan müdürler arasında istanbul'daki rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu yürüten isimler de var.
Görevden alınan isimler şunlar:
Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı
Kaçakçılık Şube Müdürü Tuğrul Turhal
Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç
Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse
Asayiş Şube Müdürü Ertan Erçıktı

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25387740.asp
ruşen çakır'ın bugünkü yazısının konusudur.

--- alıntı ---
Fethullah Gülen cemaatiyle AKP hükümeti arasında 2007'de kurulmuş gibi gözüken ittifakta birçok kırılma noktasına tanık olmuştuk. Bunların ilk akla gelenleri ÇYDD Başkanı Prof. Türkan Saylan'ın evinin Ergenekon soruşturması kapsamında polis tarafından basılması (13 Nisan 2009); Mavi Marmara olayının (31 Mayıs 2010) ardından Gülen'in Wall Street Journal'a mülakat vererek israil yanlısı pozisyon alması; gazeteciler Ahmet Şık ile Nedim Şener'in Odatv soruşturması kapsamında tutuklanmaları (3 Mart 2011); Prof. Büşra Ersanlı ve yayıncı Ragıp Zarakolu'nun KCK soruşturması kapsamında tutuklanmaları (28 Ekim 2011) ve nihayet MiT Müsteşarı Hakan Fidan başta olmak üzere eski ve görevdeki bazı MiT yöneticilerinin PKK ile Oslo görüşmelerini yürüttükleri için özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya tarafından ifadeye çağırılması (7 Şubat 2012).

Dün bu zincire yepyeni bir halka daha eklendi. Cemaat ile hükümet arasındaki meydan muharebesinin biraz diner gibi gözüktüğü bir ortamda, ilk olarak önceki gün istanbul Milletvekili Hakan Şükür, oldukça kapsamlı ve Başbakan Erdoğan'ı da doğrudan eleştiren bir açıklamayla AKP’den istifa etti. Başbakan'ın verdiği tepkiden, bu istifadan son derece rahatsız olduğu anlaşılıyor.

Erdoğan, dün istanbul'da düzenlenen yolsuzluk operasyonuna doğrudan bir tepki vermedi ancak Konya’da çok öfkeli bir konuşma yaptı. Onun "Arkasına karanlık odakları alanlar, çeteleri alanlar bu ülkeye istikamet çizemezler. Arkasına sermayenin medyanın gücünü alanlar bu ülkeye istikamet çizemezler. Türkiye içinde ve dışında birtakım karanlık çevreleri alanlar istikametiyle oynayamazlar. Ayarlarını değiştiremezler. Türkiye, üzerinde operasyon yapılacak, ameliyat yapılacak bir ülke değildir. AK Parti iktidarı buna izin vermez" sözlerinin muhatabının doğrudan Gülen cemaati olduğuna, dolayısıyla MiT krizine benzer, yer yer ondan daha ciddi bir krizin söz konusu olduğuna inanıyorum.

Cemaate gelince... Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce dün Twitter üzerinden "Devam eden operasyonu, Hizmet hareketini adres göstererek hedef saptırma gayretleri var. Yargı ve emniyette tasfiye edildikleri bangır bangır söylenen insanlar, cumhuriyet tarihinin en derin operasyonuna nasıl imza atıyor? Bu operasyon, devlet operasyonudur. Hangi devlet diye sormak yerine Gezi olaylarından beri olan bitene bakılsın..." diyerek olayın cemaatle alakası olmadığını savundu.

--- alıntı ---
http://haber.gazetevatan....-savasi/593308/4/yazarlar
birbirlerini cok seven ikililerin bugunlerde aralarinin acilmasidir. Galiba padisahlik kavgasina karisti bu ikili.
fetullah gülen ile erdoğan'ın travian oynamasıdır.
bu kadar derin olduğunu tahmin etmemiştim. son gelişmelere bakarsak cemaat indirecek gibidir.
maçın 37. dk sında cemaat 1-0 öndedir.
(#22280720) budur özeti
Bu kavga ülkemize faydalı olsundur.
(bkz: taht kavgası)
Birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeleri, birbirlerini yeyip bitirmeleri, sonra da ülkeden defolup gitmeleri şeklinde sonuçlanmasını gönülden istediğimiz kavgadır.
görsel bu şekilde ateş almış

görsel böyle şekillenmiş

görsel böyle devam etmiş

görsel böyle de sonlanmıştır.

diye umuyoruz.
akplilerin özenle üstünden durmadıkları, yokmuş şeklinde göstermeye çalıştıkları çatışma. sanki böyle bir çatışma yokmuş da akp karşıtı odaklar bunu oluşturuyormuş gibi bir hava estirmeye çalışmaktadırlar.

sebebi açıktır. aptalların ve cemaate daha yakın olanların oylarını kaybetmemek için, cemaat dışı kirli, derin bir bağlantı göstererek yüne mağdur rolüne bürünmek için.

hadi operasyonu kılıfına soktunuz da feto'yu da karşı odakları konuşturup size firavun dedirtiyor. *
son olayda cemaat fena koymuştur.
cemaat cocugu koymustur.
gittikce siddetlenendir.
görsel
cemaat'in kazanacağı çatışmadır. akp iktidar partisidir yani sonuçta bir partidir. ona her darbe etkisini gösterir. cemaat ise daha gizli bir yapı ne kadar bir şeyler yapılsa da sorun teşkil etmez. bu işten akp zararlı çıkacaktır. evet.
cemaatin her durumda kaybedeceği çatışmadır. şimdi olmasa bile 10 yıl sonra.
hatırlar mısınız 28 şubat da 1000 sürecekti ama sürmedi. şimdi cemaat kendi 1000 yılını hayal ediyor ama yanılıyor.
http://u1312.hizliresim.com/1j/l/vnmg2.jpg
- ne yapıyorsunuz mübarekler.
-goyduk eğleniyoruz. (bkz: )http://www.youtube.com/re...4NzQ3NTczMkAxMzg3Mzg5MzMy