bugün

olayın daha geneli ve olayın olası gelişim yönü.
ağaçı görmekle ormanı görmek gibi bir tanım.
(bkz: büyük resmi görmek)
detayıyla değil geneliyle ilgilenilmesi gerekir,

ve her zaman kendisine yukarıdan bakılması gerekendir.
herkesin kendince bir büyük resmi vardır. kimsenin resmine kimse karışamaz.
Olayların kendisini görmek değil devamında olabilecekleri de hayal edebilmektir.
Aklıma birini getirdi nedense (bkz: Gazi Mustafa Kemal Paşa)
bir türlü göremediğim şeydir. hep küçük bir parçasını görebiliyorum o yüzden "ilçe teşkilat başkanlığına" başvuruda bulunmayı düşünüyorum uzmanlar eşliğinde kurslara katılıp bende artık görebileyim şu büyük resmi..

muhtemelen şöyle bir enstantene olacak ;

- büyük resmi gördün mü ?
+ gördüm
- nasıl bir şey ?
+ aha şöyle bir delik var
- delikte ne var ??
+ ... var
- de sktir lo

(bkz: kibar feyzo)
Başka bir lehçeye göre; "böyök resim".
aman tanrım yine göremiyorum,
görmeyeni dövüyorlarmış.
şu anda 987 gigapixel olanı üzerinde çalışmalar vardır.
Sanıyorum bir ben göremedim şu büyük resmi.

Gerçi bende ileri miyop var.
"Aramakla bulunmaz ama bulanlar hep arayanlardır."

"Hayatın senin için ne planı olduğunu bilemezsin. Hangi sokağa neden girdiğini, raftan o kitabı neden seçtiğini, kimin seni neden terk ettiğini, kalbinin neden kırıldığını, neden işten atıldığını bilemezsin. Neden kırmızı ışıklara yakalandığını, o asansörü neden kaçırdığını.

Çünkü henüz çok yakınsındır yaşadıklarına, uzaklaşıp bakmak için ihtiyacın vardır. Şu ana yakından bakamazsın. baksan da anlayamazsın. yıllar geçer; kalbin tamir olur, yeni bir iş bulursun, o kaçırdığın asansör ve seni saniyelerce trafikte bekleten kırmızı ışık hayatının yeşil ışığıdır aslında, sonra farkına varırsın.

Yapman gereken tek şey nedeni sorgulamamaktır. Sorduğun sorunun cevabını sen değil bir başkasının vermesi gerekir ve duyduklarına inanmaya hazır olman. Hayat, ona sorduğumuz sorulara bizim planladığımızdan daha geç yanıt verir gibi gözükse de aslında hep en doğru cevabı bulmamız için uğraşır.

Bunu anlamam çok uzun zamanımı aldı. Ardı ardına yaşadığım bir sürü olayı neden yaşadığımın henüz farkında değildim, olamazdım. Çünkü henüz çok yakındım yaşadıklarıma, uzaklaşıp bakmak için biraz zamana ihtiyacım vardı. Yapmam gereken tek şey, öylece bırakmaktı her şeyi; oluruna, akışına, gelişine ve gidişine. Izin vermekti, kontrolü hayata devretmekti. Hayatın genel müdürlüğünden istifa etmekti.

Önce kendime sormam gereken sorular kondu önüme. Ben onların cevabını vermeden hayat benim yerime cevaplayamazdı ya da bir yön çizemezdi benim için. Kalbimin yerini unuttuğumdan beri, bana söylediklerini de duymaz olmuştum. Nelerden hoşlanırdım mesela? Bir hobim var mıydı? Mutlu bir hayatın formülü neydi? Mutlu bir hayat mümkün müydü? Her şeye sahip olmak yeter miydi mutlu olmaya...

Ben sorularımın cevaplarını almaya başladıkça, uzaklaşıp uzaktan baktıkça ve gördükçe şekillenen tabloyu, fark ettim ki hayatın karşımıza çıkarttığı, en acı sandığımız o gerçek bile bizim geleceğimizi inşa edermiş aslında ve bir gün acımıza teşekkür ederken bulurmuşuz kendimizi. Görüldüğü gibi değilmiş hiçbir şey...

Cevapları duymaktan korkmazsan hayatının yanıtı, seni hayatına götürürmüş.
Tüm sorulara ve cevaplara, o soruları sormaktan ve cevaplardan korkmayanlara armağanmış hayat.

Teşekkürler düş kırıklıklarım,
Teşekkürler kırmızı ışıklar,
Teşekkürler terk edilişler,
Ve
Teşekkürler hayat!"

Büyük resim / gökçe dölek
S.7-8
büyük resmin aksine küçük resmin büyük hali olan resimlerdir büyük resim.
Boomerlerin görebildiği resimdir.
Bir nesil o meşhur büyük resmi görmeye çalışırken, heba oldu gitti.
Tayyipistler'in görüp başkacasının göremediği, ülkemiz üzerinde oynanan büyük oyunu tanımlamak için kullanılan bir çeşit deyimdir.
"KRAL ÇIPLAK" MASALINDAKi GiBi GÖREMEYENLERiN GERiZEKALI OLDUĞU DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDEN HERKES GÖRÜYORMUŞ GiBi YAPIYOR. AMA KiMSENiN BiR HALT GÖRDÜĞÜ YOK.