bugün

" Bir zamanlar ruh, bedeni aşağılardı ve o zaman bu küçümseme büyük bir beceriydi. Ruh, bedeni cılız, çirkin ve aç görmek isterdi ve böylece bedenden ve yaşamdan sıyrılmak isterdi. Ah, bu ruhun kendisi çirkindi, cılızdı ve açtı. işkence de bu ruhun şehvetiydi. Fakat kardeşlerim, siz söyleyin, bedeniniz ruhunuz hakkında ne diyor? Ruhunuz, fakirlikten, kirlilikten ve acınacak bir rahat düşkünlüğünden meydana gelmiş değil midir? Gerçekten insan kirli bir nehirdir. "

Nietzsche - Böyle Buyurdu Zerdüşt
Zerdüştlük inancına sahip insanların bir beyanı.
ben, gelecektekileri haklı çıkaranı ve geçmiştekileri kurtaranı severim.. çünkü şimdikilerin eli ve dili ile yok olmak istenir o!

hz. muhammed gibi..
Hayat bu muydu?” diye soracağım ölüme. “Pekâlâ, o halde bir daha!”

Friedrich Nietzsche- Böyle Buyurdu Zerdüşt
''Niye yaşamalı? Her şey boş! Yaşamak havanda su dövmektir; yaşamak- kendi kendini kavurmak ve yine de ısınamamaktır.”
Ömer Baba'nın ateyizt versiyonu. başka bi numarası yok.

(bkz: Niçe tarzı kezbanlık)
Aforizmalar ve özlü sözler üzerine kurulu üst insan kavramının işlendiği kitap.
nietzsche bu aforizma ve benzetmelerin okuyucu tarafından çözülmesini ister.
Yazılarını bilmece, okuyucularını da bu bilmeceleri çözen kişiler olarak görür.
nietzsche'nin kısmen nihilist, kısmen anarşist yanını ayyuka çıkartan kitabı. diğer bir çok kitabının aksine, bu şaheserinde oldukça anarşistçe bir tavırla eski levhaları parçalamaktan - özellikle ahlak levhalarını- bahseder. ve nihilistçe bir tavırla da; yeni levhaların aslında değersizlik üstüne kurulu olması gerektiğini söyler. oksimoron gibi gözükse de, nihilizmin militanı diyebiliriz nietzsche için. bu kitabı için de bu militanların el kitabı dersek yanlış olmaz.

kitap ile ilgili en güzel metafor ise bence şudur;

bu kitabın bi yerinde; anti peygamber kahraman zerdüşt, topluma ve toplum ahlakına saydırırken, kendisini duyup yüzünü ekşiten ve neden böyle konuştuğunu soran kambura(toplumsal ahlakçı) döner ve şöyle der;

“sizin gibi kamburlarla, yalnızca kamburca konuşulur”
Lisedeyken alıp oluduğum, hiçbir şey anlamadığım kitap.
Hep ismine hayran kalıp okumaya başladığım, hiç okuyamadığım kitap.
1885 yılında basılmış nietzsche'nin en önemli eserlerinden biridir.

-dindarlığınızı tanrı'ya gösterin. Bana insanlığınız lazım.
Akılda kalan tek bölümü;
Hıristiyanlığın yozlaşması sebebiyle halkın Tanrı kavramını öldürdüğü ve zihinlerinde yeniden bir Tanrı kavramı yarattıklarını eleştirel olarak ifade ettiği bölümdür.

Anlaşılması gerçekten zor bir eserdir.

düşünce sistematiği bir örgüye bağlı değil, kitapta genel olarak bir örgüsüzlük hakimdir.

bir bölümde eleştirilen ahlâki durum,
başka bir bölümde olması gereken ahlâk olarak lanse edilir.

"ahlâk" ahlâksızlık olarak ifade edilip,

"ahlâksızlık" da en güzel "ahlâk" olarak ifade edilince,

"ben bunu niye okudum ki?" duygusu bir süre sonra sarmaya başlıyor insanı.

Okumazsanız pek bir şey kaybetmezsiniz.
Ama okursanız birşeyler kazanabilirsiniz.
Felsefeyle, dolayısıyla da niçenin felsefesiyle ilgi alakanız yoksa biraz boş bir okuma olur.

Ayrıca sıkıyorsa ya da yiyorsa gidin de bi ahlakın soykütüğü üzerine isimli yapıtını okuyun.

Niçe hakkındaki yargılarımız çevirileriyle anlamını ciddi ölçüde yitirmiş malumunuz bi kaç popüler kitaptan ve de bizim altyapısızlığımızla şekillenmiştir.

Bu sebepten ötürü bazı akli evveller niçe dediğiniz vakit benzer saçmalıkları sayıklayıp dururlar.

En çok duyduğum.
-Ya canım biz onu çocukken okuyorduk.
+pardon???

Hakkında ne bildiklerini biraz sorguladığınızdaysa üstat hakkında hiçbir şey bilmediklerini anlıyorsunuz.

Bir filozof düşünün ki adı herkesçe biliniyor ama felsefesi pek az kimse tarafından anlaşılmış.
Yalnızlık Nietzsche’ye o kadar çok işkence etmiştir ki kendisiyle bir tuttuğu Zerdüşt karakterini yaratmıştır. Bir şeyi sevme ihtiyacı kendisini hem kadın hem erkek imgesi olan zerdüşt karakterine bürünmesini sağlamıştır.
Azericeye Zerdüşt bele diyirdi diye çevrilmiştir ve acayip komik gelmiştir.

Ahahahahaha.
ismini ilk peygamber olarak kabul edilmiş Zerdüşt’ten alır. ilk defa Zerdüşt dünyayı iyi ve kötünün savaşı olduğu yer olarak görmüş ve dünyaya bakış açımızı değiştirmiştir. Dolayısıyla bu bakış açısına sahip ilk kişiyi kullanmayı tercih etmiştir Nietzsche çünkü üstinsan iyinin ve kötünün ötesindedir. Ona söylenen kurallara değiş sadece kendi kurallarına uyar. Kendini fethetmiştir. Üstinsan hem bir yaratıcı hem de bir yaratıktır. Bu sebeple , yaratıcı tarafı yaratık tarafını istediği gibi şekillendirebilir. Bu değişim fizikselden öte zihinsel ve ruhsaldır.

Kitabın çoğu zerdüştlükten yola çıkarak yazılmıştır ve yazar burada en derin düşünceleri kurgu ile birleştirerek yazmıştır. Bir trajedi örneği sayılabilir çünkü kitabın sonunda trajedide olması gerekenler olur zira Nietzsche kafayı takmıştır trajediye ve ubermensch’e. Kitap Tanrının öldüğünü ve insanın amaçsız kaldığını söyler. Aslında Nietzsche bir bildir değil tam aksine varoluşçudur sadece Avrupa’nın nihilist olduğunu söyler.

Dans, kahkaha, yönetme isteği falan bunlar hep metafor zaten.
Bişey anlatmayan kitap anlamaya çalışmayın evet.
Niçe üstadın en tercih edilen yapıtı olmakla beraber en az anlaşılan yapitidır ayrıca.

Üstadın diğer eserlerini ve felsefesini kavramadan hikaye okur gibi okursanız alacaginiz lezzette dilinizin hassasiyeti, farkli tatları ne kadar detaylı algılayabildiği ölçüsünde olacaktır.
zerdüşt'ün uyku ve erdem üzerine pek güzel konuşan bilgeyi dinlediği kısım, ilk okuduğum zamanlarda öylesine hoşuma gitmişti ki, üzerinden yıllar geçmesine rağmen her gece uyumadan evvel bir kez daha okurum bilge'yi ve öğütlerini.

--spoiler--
Saygı ve utanç duymalı uykunun karşısında! işin başı budur! Ve kötü uyuyanların ve geceleri uyanık duranların yolundan çekilin!

Hırsız dahi utanç duyar uykunun karşısında: hep geceleyin sessizce çalar. Utanmaz ama gece bekçisi, utanmadan taşır düdüğünü.

Öyle kolay bir sanat değildir uyumak: onun uğruna bütün gün uyanık durmak gerekir.
--spoiler--
Saçmasapanist bir kitap.

(bkz: kütük ağlıyordu)
Içinde aslında çokça aforizma olmasına rağmen, çok fazla metafor kullanması okurken zorlaştırıyor. Bakalım ne kadar okuyabileceğim.
sıkıcı bir kitap.

bir aşkım kapışmak ya da pucca eseri gibi insanı kendine bağlayamıyor ne yazık ki.
(bkz: Böyle büyürdü her düş)
görsel
(img:#1859773)
(img:#1859712)
Edit: öykünün tamamı için (bkz: friedrich wilhelm nietzsche#41653469)