bugün

ilerde başımıza gelecek olan
ataol behramoğlu'nun bir şiir kitabı.
bir gün mutlaka mezun olucaz diye teselli eder dururuz kendimizi
aykut kuşkaya'nın seslendirdiği marş tarzına kaçan parça.

çatlasa dünyanın sabır taşları
dürülür defteri zulümün bir bir
elvan elvan çiçek açar sabahlar
bugün olmazsa yarın bir gün mutlaka

bir ömür beklemek kahır yüküdür
dağlar kente yürür mekan kımıldar
gönülden gönüle bir sevda akar
bugün olmazsa yarın bir gün mutlaka

türküler söylenir cihad üstüne
sabah yakındır derim gece üstüne
dünya kıyama doğru ezan sesine
bugün olmazsa yarın bir gün mutlaka

şarkı benim, cihad benim, umut ben
sabır benim, zafer benim, müjde ben
yüreğim bir bomba ateş bekleyen
bugün olmazsa yarın bir gün mutlaka
harika bir ataol behramoğlu şiiridir.

Bu gün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür
gümbür bir telaş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne
güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz
kafalılar! Ey sadrazam!
Sevgilim on sekizinde bir kız, yürüyoruz bulvarda, sandviç
yiyoruz, dünyadan konuşuyoruz
Çiçekler açıyor durmadan, savaşlar oluyor, her şey nasıl
bitebilir bir bombayla, nasıl kazanabilir o kirli adamlar
Uzun uzun düşünüyor, sularla yıkıyorum yüzümü, temiz
bir gömlek giyiyorum
Bitecek bir gün bu zulüm, bitecek bu han-i yağma
Ama yorgunum şimdi, çok sigara içiyorum, sırtımda kirli
bir pardesü
Kalorifer dumanları çıkıyor göğe, cebimde Vietnamca şiir
kitapları
Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür
ucundaki ırmakları
Bir kız sessizce ölüyor, sessizce ölüyor orda
Köprülerden geçiyorum, karanlık yağmurlu bir gün, yürüyorum
istasyona
Bu evler hüzünlendiriyor beni, bu derme çatma dünya
insanlar, motor sesleri, sis, akıp giden su
Ne yapsam...ne yapsam her yerde bir hüzün tortusu
Alnımı soğuk bir demire dayıyorum, o eski günler geliyor aklıma
Ben de çocuktum, sevgililerim olacaktı elbette
Sinema dönüşlerini düşünüyorum, annemi, her şey nasıl
ölebilir, nasıl unutulur insan
Ey gök! senin altında sessizce yatardım, ey pırıl pırıl
tarlalar
Ne yapsam...ne yapsam...Dekart okuyorum sonradan...
Sakallarım uzuyor, ben bu kızı seviyorum, ufak bir yürüyüş
Çankaya' ya
Bir pazar, güneşli bir pazar, nasıl coşuyor yüreğim, nasıl karışıyorum insanlara
Bir çocuk bakıyor pencereden hülyalı kocaman gözlü nefis
bir çocuk
Lermontov' un çocukluk fotoğraflarına benzeyen kardeşi
bakıyor sonra
Ben şiir yazıyorum daktiloda, gazeteleri merak ediyorum,
kuş sesleri geliyor kulağıma
Ben mütevazi bir şairim, sevgilim, her şey coşkulandırıyor beni
Sanki ağlayacak ne var bakarken bir halk adamına
Bakıyorum adamın kulaklarına, boynuna, gözlerine, kaşlarına
yüzünün oynamasına
Ey halk diyorum, ey çocuk, derken bende bir ağlama
ilençliyorum bütün bireyci şairleri, hale gidiyorum portakal
almaya
ilençliyorum o laf kalabaklıklarını, kurumuş yürekleri,
bireyin kurtuluşunu filan
ilençliyorum o kitap kurtlarını, bağışlıyorum sonradan
Uzun kış gecelerinden sonra kim bilir nasıl olur her şey
Uzun kış gecelerinden sonra, masallarda anlatılan
Durup durup bunları düşünüyorum, bir sevinci bir hüzün
izliyor arkadan
Yüreğim ipe sapa gelmez bir bahar göğü, Türkçe bir yürek
kısaca
Beklemek usandırıyor, telaşlı telaşlı bir şeyler anlatıyorum
sağda solda
Bir otobüse biniyorum, inceliyorum bir böceği tutarak
kanatlarından merakla
Yürürdüm eskiden baharda, o yıkıntıların ve çayırların
olduğu alanlara
Aklıma şiiri gelirdi o yaşlı Amerikalının, sonbaharı anlatan
şiiri
Çayırlar vardı o şiirde, baharı anımsatan ne de olsa
Böylece yeniden hazırlanıyorum bir coşkuya, yeniden
sokaklara fırlamaya
Kendimi atmak için bir uçurumdan balıklama
Büyük ve mavi bir şey izlenimi var bende, gördüğüm
filmlerden mi ne
Bir şapka, telaşlı bir gök, sıcak yapay bir dünya
Anlat anlat bitmiyor, bitmiyor bendeki daüssıla
Bütün sevgilerimi harcayabilirim bir çırpıda, yağmurlu o
yollar geliyor aklıma
Benzin kokuları, ıslak direkler, babamın esmer bir somun
gibi tombul ve sıcak elleri
Uyurdum. Bir de bakmışsın yeni bir film sinemada, şehirde
yeni bir kız, kahvede yeni bir garson
O üzgün ve sabahlıklı dururdu balkonda...
Şimdi ne var hüzünlenecek burda, nedir bu çatlatan
yüreğimi bu telaş.
Sanki ölecek gibiyim, sanki birazdan polisler gelecek ya da
Gelip alacaklar kitaplarımı, bu şiiri, sevgilimin
fotoğrafını duvarda
Soracaklar babanın adı ne, nerde doğdun, teşrif eder
misiniz karakola
Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür
ucundaki ırmakları
Bir kız sessizce ölüyor, sessizce Vietnam' da
Ağlayarak bir yürek resmi çiziyorum havaya
Uyanıyorum ağlayarak, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey ithalatçılar, ihracatçılar, ey
şeyhülislam!
Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bunu söyleyeceğiz bin defa!
Sonra bin defa daha, Sonra bin defa daha, çoğaltacağız
marşlarla
Ben ve sevgilim ve arkadaşlar yürüyeceğiz bulvarda
Yürüyeceğiz yeniden yaratılmanın coşkusuyla
Yürüyeceğiz çoğala çoğala...
nickless cage isimli yazarın temel yaşam prensibi.
vega'nın tamam sustum albümünde bulunan bir şarkı.

sözleri;

Çok kısa zaman gibi gelmiş olsada...
bedenim yeni doğmuş bebek kadar susamış yine.
Sanki uzaktan gelen derin bir soluk.
Herşey bir yana,ben bir tarafa sen olmayınca.
Gelecekte bir gün seninle mutlaka...
Unutma beni.
Hayellerimin ardında yine bul beni.
Biliyorum çok acı çektik.
Ama gülmesini hep bildik.
Hadi birdaha o sıcak elini ver bana.
Küçücüktük,çok büyüdük.
Hep beraber...
Bir olduk.
içimizdeki çocuklar büyüdü yanyana..
Anladım sonunda sensizlik neye benzermiş.
Geliyorum yanına...
Seninle sonsuza...
o zamanlar 16 yaşındaki bir delikanlıya ataol behramoğlu'nu sevdiren şiirdir, kenara kısılmış bir gencin dilidir. edebi değeri bir yana... varoluşçu bir yanı var. nazım hikmet sağ olup da bu şiiri okusaydı, karşılık olarak ne yazardı acaba?
'...döneceğim.' ile sonlanırsa inanılmaması gereken, vaat belirten cümle.
*
Bu bir kandırmacadır.
Mutlaka ise hangi gün?
Herhangi bir gün ise neden mutlak'tır.
kendine de başkasına da temenni sözü. bir de eski bir yılmaz güney film adıydı sanıyorum. *
Arka kapağında ;

''Bu aşk burada biter,iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim,bir nehir akıp gider''

beyiti bulunan bir ataol behramoğlu kitabı.
(bkz: bir gün tek basina)
kendisini anlatamamış kişi söylemi. bir gün mutlaka beni anlayacaklardır.
bir gün mutlaka seveceksin.
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz
kafalılar! Ey sadrazam!
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!...
bir gün mutlaka
ama yarın
ama seneler sonra
ama mutlaka.
meğer herkes tanışıyormuş bir gün mutlakagerçeğin ta kendisiyle.
yılmaz güney in başrolde oynadığı filmlerden biri. bu film mc tarafından yasaklanmıştır.
bir ömür beklemek kahır yüküdür,
dağlar kente yürür mekan kımıldar,
gönülden gönüle bir sevda akar,
bugün olmazsa yarın bir gün mutlaka.
"Belki bugün, belki yarın. Ne zaman olduğu herkes için değişir, ama her insan; bir gün mutlaka gönlü kadar iyi olan bir insanla tanışacak."
aslında farkında olduğum gerçekleri gün yüzüne çıkarıp hesaplaşacağım.
zamanı gelince başa gelecek olaylar. örneğin; kıyamet kopacak ve herkes dünya da işlediği günahların hesabını verecek.
Aykut Kuşkayadan dinlenesi bir parça.