bugün

berlini ikiye bölen duvarın ortadan kalkmasıdır.
1989 yılı başlarında Doğu Alman Cumhuriyeti hükümeti isteyen Doğu Almanya vatandaşlarının Sovyetler denetiminde diğer Doğu bloğu ülkelerine geçiş yapabilmesine izin verdi. Bu iznin çıkmasıyla binlerce Doğu Alman vatandaşı Polonya, Çekoslavakya, Macaristan, Yugoslavya gibi ülkelerin başkentlerine akın etti ve buralarda bulunan Amerikan, ingiliz, Fransız büyükelçiliklerine sığındı. Daha sonra da bu sığınmacılar özel trenlerle demir perde'nin gerisinden kaçmaya başladılar. Kaçışın bu kadar yoğun olduğu bir durumda Dogu Almanya hükümeti duruma bir çözüm bulmak için toplandı. Burada yaşayan insanlar artık bu şekilde zaten Doğu Almanya'dan kaçabildiklerine göre duvarın bir anlamı kalmamıştı.

Doğu Alman hükümeti, duvarın kaldırılmasına onay vermişti. 9 Ağustos 1989'da bu kararı halka açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenlendi. Karar açıklandığı andan itibaren duvarın iki tarafında yüzbinlerce insan birikmişti. Gece yarısına doğru hükümet ilk olarak Brandenburg Kapısı'ndan başlayarak barikatları ve geçiş önlemlerini kaldırdı. Her iki Almanya tarafından yaklaşan insanlar önlerine Rus askerlerinin çıkıp onlara engel olmamasıyla beraber duvarın üzerinde buluştular. insan seli bir saat içinde yüzbinlere ulaştı ve ardından sınırın kalkmasıyla beraber Batı tarafından gelen dozerlerle duvar tamamen yıkıldı ve tarih oldu. Alman Demokratik Cumhuriyeti de duvardan sonra çok fazla dayanmamış, 13 Ekim 1990´da resmen sona ermiştir.


Alman askerlerince Berlin Duvarı yıkılırken (1989)Duvar yıkıldıktan bir süre sonra yapılan ankette halkın bir kısmının duvar yıkılmadan önce daha memnun olduğu görülmüştür. Sebebi ise, Doğu tarafında insanlar eğitim, sağlık gibi hizmetleri devletten parasız alır, sosyalizmin nispeten eşit koşullarında ivmelenirken duvarın yıkılmasıyla beraber bu tarz hizmetlerin eksikliğini duymaya, Batı Almanya'nın kapitalist sistemle, rekabet ortamıyla yetişmiş bireyleriyle rekabet edememeye başlamışlardı. Zira eğitime yatırılan yatırımlar da Doğu'da Batı'ya oranla çok azdı. Batı tarafındakiler ise Doğu'nun yapılandırılmasına yönelik ek vergilerden rahatsızlık duymaktaydılar.*
esas itibari ile 9 kasım akşamı doğu alman hükümeti duvarın kaldırılması yönünde bir karar almamıştır. bu sadece taslak olarak son politbüro toplantısında dile getirilmiş bir fikirdi.
gunter schabowski adındaki politbüro sözcüsü basın toplantısında yanlışlıkla batı almanya'ya geçişlerin serbest bırakıldığını söylemiş,geçiş noktalarına biriken binlerce insan durdurulamaz bir hale gelince duvar yıkılmıştır.
berlin de yaşayan hoşlaştığımız bir hatun hediye olarak getirmişti bir parça da bana.
üzerinde ki duvar yazısının mavi boyasının tam orta yerine orjinaldir damgası vurulmuş.
bu nedir diye sorduğumda küçük bir endüstri oluştuğunu ve duvar parçalarını satmaya başladıklarını filan anlatmıştı.

renkli yayınlarına yeni alıştığımız televizyonlardan renkli renkli izlemiştik, insanın içindeki yıkım duygusu ile çoğalıp şölenleştirdiği o geceyi, çocuk gençliğimizin bütün muhalif gazını alırcasına.

fakat garip iğreti bir şey vardı yine de işte. çok daha sonraları ikiz kulelerin yıkımındada kahvaltı masamda garip, vandal bir coşku ve heyecan hissetmiştim, aradığım tüm arkadaşların da öyle hissettiklerini söyledikleri. hastalıklı bir şey olmalı bu fakat üzerinde fazlaca durmadık herhal dünya ve ben.

bügünlerde hergün yüzlerce insanın, patlayan arabalarla öldürülmesini kanıksatan şeyin henüz emekleyen halleri idi sanırım o.