bugün

bizim ülkemizde şikayetçi olmak mafya mensupları arasında geçerli olan omertaya aykırı davranmak gibi anlaşılıyor. eğer bir memurun görevini layıkıyla yerine getirmediğini düşünüyorsak yapılması gereken en makul şey olay sırasında görevli memura hakaret veya tehdit etmek değildir.
bir tane adamdaki bereketi görüyor musun. arkadaş, polise, doktora, avukata, öğretmene herkesin ekmeğini veriyor.
zamanında maliye bakanı kemal unakıtan'ın çalışanlara ''benim oğlumun vergileriyle maaşınızı alıyorsunuz'' dediğini akıllara getiren başlık.
vergileriyle maaş aldığımızı zanneden çük kafalı sözü.

verdiği vergiyi geri iade ediyorum. bozdurup bozdurup harcasın;

görsel

---alıntı---

Bu ülkede 129 bin 383 doktor aktif olarak çalışıyor.

Ülkenin nüfusu 2014 ocaktan beri 76 milyon 667 bin 864.

Ülke nüfusunun 67,7%’u, çalışan kesimi oluşturuyor.

Yani vergi veren vatandaş sayısı 51 milyon 904 bin 144.

Bir kişinin ödediği vergilerin 129 bin 383 doktorun maaşına katkısı, bütün doktorların maaşının 0.00249272967’si kadar (herkesin aynı oranda kazanıp, vergi verdiğini varsayarsak).

Ortalama bir hekim derecesine göre 4600 tl ile 8200 tl arasında maaş almasına rağmen, sizin iddia ettiğiniz şekilde ortalama 10bin tl kazandığını varsayıyorum.

Tüm doktorlara bu ülkenin verdiği para, aylık 1 milyar 293 milyon 830 bin TL.

Bu da demek oluyor ki, 129 bin 830 doktorun hepsi için aylık 25 TL (24,9272970373 TL) verginden kesiliyor.

Bir doktorun maaşına katkın ise aylık 0.00019266284 TL.

Gray’s Anatomy öğrenci versiyonu 195 TL.

Yani maaşımı vergisiyle ödeyen kardeşim, senin sadece bir ders kitabı masrafımı bana geri ödemen için, 1 milyon 12 bin 130 ay maaşımı ödemen(!) gerekiyor.

Ne sen, ne de ben 84 bin 344 yıl yaşamadığımıza göre, belki okuduğum binlerce sayfanın 1 paragrafı bana haram olmuştur.

Hepiniz sağlıcakla kalın.

---alıntı--
teorik olarak doğru önermedir. lakin yaşayan her vatandaşın attığı her adımda dolaylı yada dolaysız vergi ödediğini düşünürsek bu cümleyi kuran zat'da söylediği zat'ın vergileri ile o vergiyi ödediği gerçeği ortaya çıkar. yani aslında herkes herkesin vergisi ile maaş almaktadır. kaldı ki aslında verdiğimiz vergiler sadece maaş olarak geri dönmez, o övünülen yollar, imrenilen köprüler, kıskanılan havaalanları da o vergileren yapılır. hatta köprülerden araç geçmese de onun cezası bu vergilerle karşılanır, işletme maliyetleri bu vergilerle idame ettirilir. peki bu kadar büyük vergi'ye bu kadar harcama karşılanır mı? elbette hayır. işte o zaman borçlanma yoluna gidilir. devlet iç yada dış borçla açığı kapatmaya çalışır. sanayileşmesi yetersiz olan ülkelerin genelde dış ticaret açığı bu yüzden olur. ülke içi borçlanma da enflasyonu tetikler. ancak yönetici konumundakiler istatistik bilimini kullanarak enflasyonu yokmuş gibi gösterebilirler. bu istatistiği idare eden memurlar da o vergi veren vatandaşın vergisinden maaş alırlar. neyse işte vergi böylesine her tarafı vuran bir silahtır. vergi kutsaldır. vergilenmiş kazanç kutsaldır. öyle her yerde bik bik edip durmayın.
sana da maaş gökten zembille iniyor değil mi?Haklısın.
Doğrudur.
Her devlet memuru bu ülkede vatandaşların vergileriyle ekmek yer karınlarını doyurur.
Devlet okullarında okuyan öğrencilerin eğitim masrafları yine vergilerle sağlanır.
Yol, köprü, baraj bilimum çevre düzenlemeleri temizlik hizmetleri gibi sosyal hizmetlerin tümünün finansörü devlet değil, halktır.

Biz devlete vergi öderiz devletten de bunları yapmalarını bekleriz. Gelipte bize senin verginin benim maaşımdaki katkısı x y z falan diyorlar ama çok boş konuşuyorlar.
Halk sayesinde sen ekmek yiyorsun.
Havadan para gelmiyor herhalde sana, biz ödüyoruz o paraları ve o paralar toplanıyor sana maaş olarak geri dönüyor.

Herkesin toplumdaki amacı hizmeti farklı ancak hepimizin birbirimize ihtiyacı var.
Gelipte bir dokturun sağlık calışanının maaşımı siz ödemiyorsunuz demesi çok aptalca.
Sizin gibi insanlar bu ülkede sıralamaya girip o mesleği icra eden insanlar.
Bunu düşünemiyorsunuz?

Biz siktir olup gidelim bakalım doktorluk mu yapıyorsunuz maaş mı alıyorsunuz görelim.

Biri demişki benim maaşıma katkın 0, zibilyon. Ulan hayvan eti yemiş Biz halkız Sen kimsin? Bizi bir kişi olarak göremezsin ki.

Biz senin maaşını ödüyoruz. Benim sana verdiğim maaşla telefon alıyorsun. Uludağ sözlüğe girip bize saydırıyorsunuz. Nasıl bir nankörsünüz lan siz?

Okumakla adam olunmuyor işte. Vefasızlar sizi. Bu ülkede en zengininin de verdiği vergide senin maaşın var asgari ücretlinin de verdiği vergide senin maaşın var.Zengine çok koymaz ama fakirin 10 kuruşu bile değerli. O fakirlerin 10 kuruşuyla gelip artistlik yapmayın,
adam olun adam.
intern iken acilde yaşadığım durum. Zaten acilde günde üç posta duyarsınız bu cümleyi. Hocam ben zaten '' 400lira maaş alıyom ya sana kadar gelmiyodur bizim akrabalar karşılıyolardır'' diye cevap verip kavga etmek istersiniz. Ama yanında o ukalalıktan eser olmayan içli gözlerle bakan hasta kadını görünce bi an susup ya sabır çekip işinize devam edersiniz. Bir akşamüstü rutini.
Bugün duyup cinlerimi tepeme çıkarmış dünyanın en denyo cümlesidir. "sanki sen vergi veriyorsun da bizi muaf mı tutuyorlar ya da senin verdiğin vergiyi ben evimde yatarken bana mı yolluyorlar?" şeklinde baya bir çizgimden kaydırmıştır kurma gafletinde bulunan kişi ve baya bir geri vites yapmıştır.

Şuna bak emeğimin karşılığını almıyorum da sanki sadaka dağıtıyor. Sigortasına da baksan ya işsizlik maaşıdır ya yeşilkarttır.