ben yokum diyen tanrı

gökyüzü bulutlarla kaplıdır, güneş gözükmez ve karanlık çökmüştür. şimşekler çakmaya ve fırtınalar kopmaya başlar, insanlar telaşla oraya buraya kaçışırken birden bir ışık hüzmesi belirir gökyüzünde. bulutlardaki boşluktan geçen güneş ışığı. hayır hayır bu çok güçlü bir ışık, her renk var içinde. fırtına sona ermiştir ve herkes bu ışık hüzmesine bakar. bir el, bu ışık hüzmesinin içinden girer, mavi bir eldir bu, parlak mavi. yeryüzüne değen bu devasa elin ardından devamı gelir. omuz, gövde, bacaklar... ve işte karşımızda, her renkten oluşan, sonsuz güzellikte ve kusursuzlukta bir vücut. "ey insan oğlu" der gür bir sesle. bu sesi dünyadaki herkes duymuştur ve vücut konuşmayı sürdürür, "ben...ben aslında yokum". zaten şaşkınlıktan çoğu bayılmış ve geri kalanı şaşkınlıktan kouşamayacak hale gelmiş olan insanların duydukları bu söz, geri kalanın çoğunu bayıltır, bir kısmı kalp krizi ve panik atak geçirir. "beni öldürdüler" der vücut. dünya susmuştur. sadece baltanın sapı bu vücudun karşısında hiçbir şey olmamış gibi durur. vücut ona bakar ve "sen neden korkmuyorsun benden?" diye sorar. baltanın sapı "bir tanrı soru sormaz" der, "çünkü o bütün cevapları bilir". "haklısın" der vücut "benden tanrı olmaz", başını öne eğer ve devam eder "bi evren yarattım onu da elime yüzüme bulaştırdım, hele dünyayı hiç idare edemedim. siz insanlar... herbiriniz bir evrenden daha zorsunuz. o kadar peygamber, kitap ve mucize gönderdim size fakat hala kaos var". baltanın sapı vücuda bakar ağzını açmadan. "bi şey söyle.. hadi söyle işte, beceriksiz bir tanrı olduğumu söyle" baltanın sapı vücuda yaklaşır ve ona dokunur "üzülme, biz hak ettik". "hayır" der vücut ve titrer bu haykırıştan bütün dünya. "en başta sizi yaratmasaydım bunların hiçbiri olmayacaktı. hem söyle bana, bu yüzden mi öldürdünüz beni?" "hayır" der baltanın sapı, ardından vücudun üzüntüsünü görünce konuşmaya devam eder "insanlar senin adına cinayetler işliyordu, özgürlüklerimizi kısıtlamaya çalıştılar ve bilimi kabullenmemeye başladılar . bizde seni öldürmek zorunda kaldık, inan başka çaremiz yoktu". vücut başını kaldırır ve "haklısın" der "sende haklısın..." derken daha önce görülmemiş büyüklükte yıldırımlar çakar ve bu inanılmaz gürültünün ardından vücut yoktur. hava düzelir, insanlar sokağa çıkar. herkesin gözü baltanın sapındadır.

(bkz: o kadar uzun uzun yazıp siklenmemek)

sizin oynayacağınız oyunu sikeyim diyip. darılıp küsen tanrıdır.

şirk koşulmaz.

(bkz: ironi) dir.
(bkz: söylüyorum öyleyse varım)