bugün
- anın görüntüsü16
- rakının berbat bir içki olması26
- galerinizde bulunan en saçma fotoğraf13
- gecenin şarkısı17
- çocukluk travmaları14
- uludağ'ın kaderi12
- rusya nükleer güç kullanılır mı sorusu25
- etek giyersen tecavüzü hakedersin13
- mutluluğun formulü8
- doritoslu çiğ köfte12
- güzel erkek isimleri19
- hayal dünyasında yaşamak10
- gozlerinmeyhanesi'nın vefat etmesi24
- karınız için sözlüğü bırakır mısınız11
- true'nun yetkili olması9
- en etkili içki hangisi8
- homofobik yazarlar birliği10
- sözlük yazarlarının yapmayı en çok istediği meslek21
- hayatı seviyorum eylemleri21
- sözlük yazarlarının favori haber kanalı8
- utopyalarkralicesi8
- true ile utopyalarkralicesi11
- larisalisa öldü mü12
- true'nun ölmesi8
- profilinizden karakter analiz ediyorum toplanın16
- sözlükte birbirine yakıştırdığınız yazarlar11
- sözlükteki ruh hastaları24
- true neden evlenemiyor9
- yazarların çektiği çiçek fotoğrafları11
- mantı8
- yazarların en sevdiği cem karaca şarkıları17
- nervio abla36
- akp belediyesinin 85 milyon liraya konser vermesi12
- en son ne yediniz13
- 1 milyon dolar'a ismet'in tırnaklarını yer misiniz8
- seküler yaşamın faşist bakış açısı15
- larisalisa17
- sabah ereksiyonu olamıyorum11
- yaşı geldiği halde evlenmeyen insan11
- kız kardeşini date'e hazırlayan abi22
- gece dışarıdan gelen hav hav hav sesleri11
- an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı30
- chatgpt ile yazarların görselleri14
- erkeklerin erkeklere taktığı kırıcı lakaplar13
- ellerim bos gonlum hos11
- kürdüm 5000 yıllık tarihim var var mı diyeceğin19
- amerika'nın icat ettiği bir şey söyleyin13
- insan olmaya ceyrek kala23
- doktorların hastalara sevgi göstermemesi8
- true'nin iki kadın arasında kalması16
entry'ler (1338)
Hep sonradan gelir aklım başıma benim.
2 sene önce tanıştık. üniversitemin ilk senesi, onun 3. senesiydi. Depresyonun dibinde olduğum, okula gitmediğim, yurt odasından çıkmadığım, ayık olduğum tek bir anın da olmadığı zamanlardı. Onu tanıdım sonra, görevi beni terapi etmekti fakat birbirimizi terapi etmeye başladık bir süre sonra.
Bir sene sonra izmir'de buluştuk.
Arkadaşım diyordum ona hala, en yakın arkadaşım. Freud haksızdı gözümde. Araya sevgililer girdi, başka insanlar girdi, büyük değişiklikler oldu ikimizin hayatında da fakat hep aynı kaldı ilişkimiz. Çok seviyordum, hoşlanma olarak değil, ille de hoşlanmak mı gerekir bir kadından? Ona karşı aşki duygular beslemeden sadece çok sevemez misin?
Bundan 6 ay öncesine kadar böyleydi, benden hoşlandığını söyledi.
Günlerce kafayı yedim düşüne düşüne, yakın çevremin bizim hakkımızda freud kesilmeleri boşuna değilmiş meğer.
Acab ondan hoşlanıyor muydum? Yok yok olamaz hem ben aşka inanmayan materyalist biriyim bu mümkün değil sadece arkadaşım olarak seviyorum dedim ve bunu ona da söyledim.
Dedim ya, hep sonradan gelir aklım başıma. Hep sonradan.
Soğudu aramız. Eskisi gibi sabahlara değin felsefe yapmıyorduk artık.
içim içimi yedi, türkiye'nin bir ucundan diğer bir ucuna otostopla yanında aldım soluğumu. 10 gün bir gecekonduda kaldım, yine de gelmedi yanıma, yanına gitmemi de istemedi.
Tekrar döndüm arkadaşın yanına otostopla, evsiz kalmıştım o ara.
Bir akşam mesaj attı.
Saatlerce konuştuk, felsefe yaptık yine eski günler gibiydi.
Tekrar gittim yanına otostopla.
işte dostlar ya orada ona karşı bir şeyler hissettiğimi anladım ya da o hisler orada peydah oldu.
Sabahın 4'ünde kızılay'da arabasının arka koltuğunda birasını bitirdikten sonra kafasını omzuma koyduğunda.
Koptu benim film orada.
Öpmek istedim,
Korktum,
Öpemedim.
Sonra da salak gibi açıldım ona.
Aradan 3 gün geçtikten sonra, yine başka şehirlerdeyken.
Hayır dedi,
Ben başkasını seviyorum.
Epilepsi nöbeti geçirdim akabinde.
Günlerce uyuyamadım.
Reflüm olduğu ortaya çıktı.
Baş ağrımdan iki gecedir acilde ağrı kesici iğne vuruluyorum.
ilişkimizi bitirelim dedi.
Ne kadar aradıysam da dönmedi.
Ne kadar mesaj attıysam da dönmedi.
Diyeceğim buydu yani sözlük, hep sonradan.
2 sene önce tanıştık. üniversitemin ilk senesi, onun 3. senesiydi. Depresyonun dibinde olduğum, okula gitmediğim, yurt odasından çıkmadığım, ayık olduğum tek bir anın da olmadığı zamanlardı. Onu tanıdım sonra, görevi beni terapi etmekti fakat birbirimizi terapi etmeye başladık bir süre sonra.
Bir sene sonra izmir'de buluştuk.
Arkadaşım diyordum ona hala, en yakın arkadaşım. Freud haksızdı gözümde. Araya sevgililer girdi, başka insanlar girdi, büyük değişiklikler oldu ikimizin hayatında da fakat hep aynı kaldı ilişkimiz. Çok seviyordum, hoşlanma olarak değil, ille de hoşlanmak mı gerekir bir kadından? Ona karşı aşki duygular beslemeden sadece çok sevemez misin?
Bundan 6 ay öncesine kadar böyleydi, benden hoşlandığını söyledi.
Günlerce kafayı yedim düşüne düşüne, yakın çevremin bizim hakkımızda freud kesilmeleri boşuna değilmiş meğer.
Acab ondan hoşlanıyor muydum? Yok yok olamaz hem ben aşka inanmayan materyalist biriyim bu mümkün değil sadece arkadaşım olarak seviyorum dedim ve bunu ona da söyledim.
Dedim ya, hep sonradan gelir aklım başıma. Hep sonradan.
Soğudu aramız. Eskisi gibi sabahlara değin felsefe yapmıyorduk artık.
içim içimi yedi, türkiye'nin bir ucundan diğer bir ucuna otostopla yanında aldım soluğumu. 10 gün bir gecekonduda kaldım, yine de gelmedi yanıma, yanına gitmemi de istemedi.
Tekrar döndüm arkadaşın yanına otostopla, evsiz kalmıştım o ara.
Bir akşam mesaj attı.
Saatlerce konuştuk, felsefe yaptık yine eski günler gibiydi.
Tekrar gittim yanına otostopla.
işte dostlar ya orada ona karşı bir şeyler hissettiğimi anladım ya da o hisler orada peydah oldu.
Sabahın 4'ünde kızılay'da arabasının arka koltuğunda birasını bitirdikten sonra kafasını omzuma koyduğunda.
Koptu benim film orada.
Öpmek istedim,
Korktum,
Öpemedim.
Sonra da salak gibi açıldım ona.
Aradan 3 gün geçtikten sonra, yine başka şehirlerdeyken.
Hayır dedi,
Ben başkasını seviyorum.
Epilepsi nöbeti geçirdim akabinde.
Günlerce uyuyamadım.
Reflüm olduğu ortaya çıktı.
Baş ağrımdan iki gecedir acilde ağrı kesici iğne vuruluyorum.
ilişkimizi bitirelim dedi.
Ne kadar aradıysam da dönmedi.
Ne kadar mesaj attıysam da dönmedi.
Diyeceğim buydu yani sözlük, hep sonradan.
yarın sabah erkenden otostopla gideceğim şehirden insanların verdikleri tavsiyelerdir.
üniversitenin ikinci yılında evsiz kalmayı tatmış, parasız biri olarak uzun entrikalardan (aslında yazsam güzel hikaye olur, fena şuku alırım ve acırsınız ama üşeniyorum be sözlük) sonra rüzgarda savrulan, kelebek çarpsa kırılacak kadar kuru bir yaprak gibiyim yeniden.
eski ev arkadaşlarımdan biri hatay'da bir ev ayarlayacak ama bunu yapması 3-4gün sürer.
Şu an izmir'deyim, liseden bir arkadaşıma mülteci oldum 10 gündür.
Sevdiceğim ankara'da ve yoğun programındaki tek boş gün yarın.
E adamlar ne kadar iyi ve misafirperver olup beni bırakmak istemese de yük oluyorum onlara.
Vel hasıl kelam, ankara'da sokakta kalacağım bir kaç gün.
Ankaralılar tavsiyeleriniz neler?...
üniversitenin ikinci yılında evsiz kalmayı tatmış, parasız biri olarak uzun entrikalardan (aslında yazsam güzel hikaye olur, fena şuku alırım ve acırsınız ama üşeniyorum be sözlük) sonra rüzgarda savrulan, kelebek çarpsa kırılacak kadar kuru bir yaprak gibiyim yeniden.
eski ev arkadaşlarımdan biri hatay'da bir ev ayarlayacak ama bunu yapması 3-4gün sürer.
Şu an izmir'deyim, liseden bir arkadaşıma mülteci oldum 10 gündür.
Sevdiceğim ankara'da ve yoğun programındaki tek boş gün yarın.
E adamlar ne kadar iyi ve misafirperver olup beni bırakmak istemese de yük oluyorum onlara.
Vel hasıl kelam, ankara'da sokakta kalacağım bir kaç gün.
Ankaralılar tavsiyeleriniz neler?...
ben bi kaç kelam edeyim.
bu gün doğum günüm mesela.
inandığınız değerler adına biriniz mesaj atsın kutlasın lan.
hayır kutlayan iki kişi oldu ve ikisi de erkek.
bu kadar mı arzulanmıyomuşum.
bu gün doğum günüm mesela.
inandığınız değerler adına biriniz mesaj atsın kutlasın lan.
hayır kutlayan iki kişi oldu ve ikisi de erkek.
bu kadar mı arzulanmıyomuşum.
Zeki olup olmadıklarına bir türlü karar veremezler, şüphecidirler çünkü.
Acaba zeki miyim?
Yok değilim kendimi kandırıyorum çok narsist bi soru bu.
Ama yok özelliklerim zeki olduğumu söylüyor.
Yok kendimi kandırıyorum.
Ama bunu da düşünebilecek kadar zekiyim demek ki.
Yok yok kendimi kandırıyorum.
Acaba zeki miyim?
Yok değilim kendimi kandırıyorum çok narsist bi soru bu.
Ama yok özelliklerim zeki olduğumu söylüyor.
Yok kendimi kandırıyorum.
Ama bunu da düşünebilecek kadar zekiyim demek ki.
Yok yok kendimi kandırıyorum.
varsa isteyen gelsin. dinden ve siyasetten başka konu konuşabilen olursa makbuldür.
açtım şarabımı bekliyorum.
açtım şarabımı bekliyorum.
eğer bu boyuttan kopmuşsanız, aşmışsanız bazı şeyleri değil, her şeyi. ve buna rağmen kibre yenik düşmemişseniz gelin dertleşelim dediğim yazar dostlardır.
Gökyüzünde yoğun, yeşilli morlu ışıklar dans ederken keskin bir çatlama sesi geldi buzullardan, ardından büyük bir gürültüyle soğuk antartik sularına gömüldü büyük buz kütlesi.
Suya düşene kadar uyanamamıştı o uzun süreli uykusundan. Dehşet içinde uyandı buz gibi suyun içine düşünce, suyun havadan daha soğuk olduğunu hatırladı. Sağında solunda hava kabarcıkları yükseliyordu ona çarpa çarpa. Yükselmeye başladı her şey sakinleştiğinde. Yeni bir serüven daha, diye geçirdi içinden. Arkasına baktığında şanslı olanların buzula tekrar yapışıp donduğunu gördü.
Günlerce bir güneşin doğduğu yere, bir battığı yere doğru yüzdü. Ancak nereye giderse gitsin su ve hava ısınıyordu. Balinaların, kılıçbalıklarının, denizanalarının, irili ufaklı bir çok deniz canlısının içine girip çıktı. Büyük okyanus dalgalarında yanında köpüklerle savaşlara katıldı ada sahillerine karşı. Yeni arkadaşlar edindi, ne de olsa o da tuzlanmıştı artık. Aralarına aldılar.
Bir gün sıcak onu uykusundan uyandırdı. Yanmaya başladı her zerresi, karşı koymaya çalıştı, direnmeye çalıştı, derinlere yüzmeye çalıştı ama nafile. Engelleyemeyeceğini biliyordu, yüzeye doğdu yükselmeye başladı. Bütün arkadaşları da yükseliyordu, birbirlerine baktılar. Hiç kimse bir şey söylemiyordu ta ki bizimki konuşana kadar. Umarım hepimiz aynı yere düşeriz, dedi. Bunun imkansız olduğunu yaşlısı genci herkes çok iyi biliyordu. Sıcaklık dayanılmaz olmuştu artık, parçalanmaya ve tuzundan arınmaya başladı. Tuzundan arındıkça buzullarda ki günleri aklına geliyordu. Her zerresi parçalanmıştı artık. Denize tepeden bakmak güzeldi ama. Esintilerin alaycı bakışlarına aldırış etmeden denize, memleketine bakıyordu. Irili ufaklı tüm dalgaların oluşturduğu yeşil, mavi, beyaz dağınıklığa bakıyordu. Yükseldi iyice, kara parçalarını görmeye başladı. Çıkartma yaptıkları o büyük adalar ufalmaya başladı gittikçe. Artık dalgaların değil, rüzgarların merhametine kalmıştı.Yükseldikçe birleşmeye başladı zerreleri yeniden. Yükseldikçe üşümeye başladı. Birleşe birleşe, üşüye üşüye ağırlaştı iyice. Tutunmaya çalıştı diğer damlalara, düşmek istemiyordu bilmediği bir yere. Hiç kimse yardım etmedi, tutmadıı onu. Yalnız başına düşmeye başladı, arkasında tutunmaya çalıştıklarıyla. Düşerken daha ufak parçalara ayrıldı. Ardından azimle birleşmeyi başardı tekrardan tekrardan. Derken bunaltıcı sıcak bir yere düştü. Diğerleriyle tanışma faslı bittikten sonra hep beraber yüzmeye başlamıştı.
Suya düşene kadar uyanamamıştı o uzun süreli uykusundan. Dehşet içinde uyandı buz gibi suyun içine düşünce, suyun havadan daha soğuk olduğunu hatırladı. Sağında solunda hava kabarcıkları yükseliyordu ona çarpa çarpa. Yükselmeye başladı her şey sakinleştiğinde. Yeni bir serüven daha, diye geçirdi içinden. Arkasına baktığında şanslı olanların buzula tekrar yapışıp donduğunu gördü.
Günlerce bir güneşin doğduğu yere, bir battığı yere doğru yüzdü. Ancak nereye giderse gitsin su ve hava ısınıyordu. Balinaların, kılıçbalıklarının, denizanalarının, irili ufaklı bir çok deniz canlısının içine girip çıktı. Büyük okyanus dalgalarında yanında köpüklerle savaşlara katıldı ada sahillerine karşı. Yeni arkadaşlar edindi, ne de olsa o da tuzlanmıştı artık. Aralarına aldılar.
Bir gün sıcak onu uykusundan uyandırdı. Yanmaya başladı her zerresi, karşı koymaya çalıştı, direnmeye çalıştı, derinlere yüzmeye çalıştı ama nafile. Engelleyemeyeceğini biliyordu, yüzeye doğdu yükselmeye başladı. Bütün arkadaşları da yükseliyordu, birbirlerine baktılar. Hiç kimse bir şey söylemiyordu ta ki bizimki konuşana kadar. Umarım hepimiz aynı yere düşeriz, dedi. Bunun imkansız olduğunu yaşlısı genci herkes çok iyi biliyordu. Sıcaklık dayanılmaz olmuştu artık, parçalanmaya ve tuzundan arınmaya başladı. Tuzundan arındıkça buzullarda ki günleri aklına geliyordu. Her zerresi parçalanmıştı artık. Denize tepeden bakmak güzeldi ama. Esintilerin alaycı bakışlarına aldırış etmeden denize, memleketine bakıyordu. Irili ufaklı tüm dalgaların oluşturduğu yeşil, mavi, beyaz dağınıklığa bakıyordu. Yükseldi iyice, kara parçalarını görmeye başladı. Çıkartma yaptıkları o büyük adalar ufalmaya başladı gittikçe. Artık dalgaların değil, rüzgarların merhametine kalmıştı.Yükseldikçe birleşmeye başladı zerreleri yeniden. Yükseldikçe üşümeye başladı. Birleşe birleşe, üşüye üşüye ağırlaştı iyice. Tutunmaya çalıştı diğer damlalara, düşmek istemiyordu bilmediği bir yere. Hiç kimse yardım etmedi, tutmadıı onu. Yalnız başına düşmeye başladı, arkasında tutunmaya çalıştıklarıyla. Düşerken daha ufak parçalara ayrıldı. Ardından azimle birleşmeyi başardı tekrardan tekrardan. Derken bunaltıcı sıcak bir yere düştü. Diğerleriyle tanışma faslı bittikten sonra hep beraber yüzmeye başlamıştı.
Garsonluk yorgunluğuna benzemez.
insanın ayakları ağırdan kavrulur, ayak ve el bileklerindeki ağrıyı dindirmek icin ne yapsa nafiledir. Ve uykuya dalamadan kalkar bir sonraki mesai için yataktan.
insanın ayakları ağırdan kavrulur, ayak ve el bileklerindeki ağrıyı dindirmek icin ne yapsa nafiledir. Ve uykuya dalamadan kalkar bir sonraki mesai için yataktan.
Uzun süre ekşide takıldıktan sonra ulunun aklıma gelmesiyle anladığım hal.
Kimileriniz çokda umrumda diyecek ama bunun ulunun kalitesiyle pekde alakası yok, ikisi çok ayrı platformlar. Bi kere burada konular dönüp dolaşıp yine kürtlere, ateizme geliyor. Tamam orada bu tarz başlıklar hiç açılmıyor değil ama döngüye girmiyor en azından.
Burası ilk geldiğim zamanlardaki zevki vermiyor bana o yüzden, sağlıcakla kalın.
Kimileriniz çokda umrumda diyecek ama bunun ulunun kalitesiyle pekde alakası yok, ikisi çok ayrı platformlar. Bi kere burada konular dönüp dolaşıp yine kürtlere, ateizme geliyor. Tamam orada bu tarz başlıklar hiç açılmıyor değil ama döngüye girmiyor en azından.
Burası ilk geldiğim zamanlardaki zevki vermiyor bana o yüzden, sağlıcakla kalın.
Muhammed, alıntılar yaptığı yazarlarda var tabi ama buna rağmen özgün bir eser bence.
Tokat yiyecektir belki, korkudan ağlıyordur.
Paraya ihtiyacım olduğu için katılacağım yarışmada yazacağım hikaye.
Öğretmenim ben şimdi, ilk defa derse gireceğim, gencim ve deneyimsizim. ilk dersimde konu anlatmaya çalışırken kimsenin beni dinlemediğini, anlatmaya devam etmemin faydasız olacağını fark ediyorum. Ve bir hikaye anlatmaya başlıyorum, hikayede daha lise son sınıfdayken ailemin ne kadar fakir olduğunu, benim ne kadar asosyal, içine kapanık olduğumu anlatıyorum. Sonra okulun koridorunda bi hikaye yarışması olduğunu görüyorum. Gece gündüz yazıyorum yırtıp atıyorum, yazıyorum yırtıp atıyorum. En sonunda birini begenip gönderiyorum. Yarışmada 2. Olup aldığım para ödülünü götürüp babama veriyorum. Ve sonra kendime guvenim artıyor, insanlarla konuşmaya, arkadaş edinmeye başlıyorum. Ardindan hedef belirleyip calismaya basliyorum derslerime, universiteyi bitirip öğretmen oluyorum. Sonra zil çalıyor.
Nasıl?.
Öğretmenim ben şimdi, ilk defa derse gireceğim, gencim ve deneyimsizim. ilk dersimde konu anlatmaya çalışırken kimsenin beni dinlemediğini, anlatmaya devam etmemin faydasız olacağını fark ediyorum. Ve bir hikaye anlatmaya başlıyorum, hikayede daha lise son sınıfdayken ailemin ne kadar fakir olduğunu, benim ne kadar asosyal, içine kapanık olduğumu anlatıyorum. Sonra okulun koridorunda bi hikaye yarışması olduğunu görüyorum. Gece gündüz yazıyorum yırtıp atıyorum, yazıyorum yırtıp atıyorum. En sonunda birini begenip gönderiyorum. Yarışmada 2. Olup aldığım para ödülünü götürüp babama veriyorum. Ve sonra kendime guvenim artıyor, insanlarla konuşmaya, arkadaş edinmeye başlıyorum. Ardindan hedef belirleyip calismaya basliyorum derslerime, universiteyi bitirip öğretmen oluyorum. Sonra zil çalıyor.
Nasıl?.
Benimkinin çok açık olduğunu düşünüyorum.
Para kazanılır mı acaba şeklinde düşüncelere sevk edeneylemdir.
Yapan varsa daha önce, deneyimlerinden yararlanmak isterim.
Yapan varsa daha önce, deneyimlerinden yararlanmak isterim.
Yer altından notlar ıyla tanıştığım, karamazov kardeşler iyle sevdiğim, suç ve cezasıyla gözümde ayrı bir yere yerleşmiş büyük üstad.
Bir gerçektir ve tartışmaya kapalıdır.
Bu güne kadar sayısız kitap okudum,sayısız yazar tanıdım.
Poe okurken iliklerime kadar korktum,
Tolstoy okurken çocukluğuma gittim,
Şolohov un betimlemelerine hayran kaldım,
Dostoyevski nin çaresizlik hissini aldım bünyeme,
Orhan kemal yoksulluğu anlatı bana ve sayısız yazar sayısız duyguları ekledi benliğime.
Ancak ben hiçbir yazarı okurken ağlamaklı olamadım yaşar kemal de olduğum kadar.
Tanrı varsa bu isteğimi kabul etsin ve hafızamı silip, bu adamın tüm kitaplarını bir kere daha yeniden okumama izin versin.
Bu güne kadar sayısız kitap okudum,sayısız yazar tanıdım.
Poe okurken iliklerime kadar korktum,
Tolstoy okurken çocukluğuma gittim,
Şolohov un betimlemelerine hayran kaldım,
Dostoyevski nin çaresizlik hissini aldım bünyeme,
Orhan kemal yoksulluğu anlatı bana ve sayısız yazar sayısız duyguları ekledi benliğime.
Ancak ben hiçbir yazarı okurken ağlamaklı olamadım yaşar kemal de olduğum kadar.
Tanrı varsa bu isteğimi kabul etsin ve hafızamı silip, bu adamın tüm kitaplarını bir kere daha yeniden okumama izin versin.
Yapılıyor zaten merak etme gülüm.
Zevzek talebidir.
Zevzek talebidir.
C4 leri ben getiririm, güvenliği haletmek için adam bulun.
Saat 10dan sonra satımının yasak olmasıyla hükümetinin, insanların sabah ya da öğle vakti içmesinin en doğrusu olduğunu düşündüğü ülkedir.
Yolsuzluk hırsızlık değilmiş! insanlar şerefsizleşmiş ya da şerefsizler gün yüzüne çıkmış. Aradaki fark nedir anlamış değilim, daha mı caizmiş yolsuzluk hırsızlıktan. Bu kadar vicdansızlaştık mı Biz.