bugün

LUSiUS ANTONYUS SEBASTiAN FiTZALYIN.
kaşardın maşardın ama iyi veriyordun.
umarim ilerde pişman olursun, ya da olmazsin. Her halükar da kiyamiyorum hala. Nasil bulaştirdiysam seni kendime. O güne lanet olsun dicem de ona da içim el vermiyor sen anla artik durumumu. Nefret etmek istiyorum senden edemiyorum !
bak halime leş gibi sigara kokuyorum. iğrenç birine dönüştüm. beni aldattın da ne geçti eline be orospu çocuğu?
inşallah mutlu olursun eski sevdiğim.

Her ne kadar beni öldürmüş olsanda, inşallah mutlu olursun...
4 ay önce o gece

eğer peşinden ağlaya ağlaya evine kadar gelip, eve girmediğini, her zaman buluştuğumuz parka gittiğini düşünüp gelmeseydim o parka...

Şimdi bu halde olmayacaktım.. Bitmis tükenmiş, ölümü bekleyen hasta gibi olmayacaktım.. Sen beni öldürdün be kızım.. Sen beni bitirdin..

Seni sevdiğim kadr sevmeyecek o çocuk seni, seni korumaya çalıştığım kadar koruyamayacak... Ama sen bilirsin... En iyisini her zaman sen bilirsin.

Bu gece ağlamıyorum. Hep derdin ya ağlamak güçsüzlük belirtisi o yüzden aglamam. işte bu gece de ben ağlamıyorum..
valla billa sana yazdım amk.
lanet olsun çok özlüyorum seni.
Ben bu yazıyı sana yazdım ama okuma. Hatta okuyacaklarda okumamış gibi yapsın. Duygusallık depresiflik hali içinde iyice saçmalayacağım.

Bazen daha fazlasını hakettiğimi düşünüyorum. Yok yok egodan kaynaklı ya da verilen emeği karşılığı olarak değil de Sadece rüzgarın birden tersten esmesi ya da o yağan yağmurun ilk damlasının tam burnuna düşmesi gibi sebepsiz.

Bazen her insanın güzel bir elvedayı hakettiğini düşünüyorum. Bazı şeylerin güneşin sıcaklığı kadar kesin ve net olmasını bekliyorum. Hani bir sokağa girer de çıkmaz sokak olduğunu farkedersin de geri dönmek istersin ha işte öyle kesin dönüşler yapmak istiyorum.

Bazen kendimi kendine biçilmiş rolü iyi canlandıramayan ama başka bir rolde olsa başarıyı yakalayacak bir tiyatro oyuncusu gibi hissediyorum. Hani biri neşet ertaş olarak doğmuştur ama eline saz yerine keman verip harikalar yaratmalarını istemişler gibi.

Bazen şarkıların anlamsızlaşmasını anlamlandıramıyorum. Sanki senin için yazılmıştır ya bir şarkı sanki sen istediğin için oraya konulmuştur o gitar solosu sonra o müziği uyandırma alarmı yapmış gibi senin için bir şey ifade etmez. Seni anlatmayı bırakıp sadece çalmak için çalar o şarkı.

Bazen neden bu kadar açık sözlü olduğumu düşünüyorum. Duygusallaşmak ayıp mı ki? Ne kadar sert bakışlı olsan her soruna gülüp geçebilecek bile olsan bazen senin de tıpkı bir bebeğin emzirilmeyi istemek için ağlaması gibi ağlaman mümkün değil mi?

Bazen de bazen neler oluyor böyle demekteyim. Sahi ne oluyorsa hep bu bazenlerden.
Sokaktaki insanları sana benzetip; seslenip, özlem dolu bir yanlışlık sonrasında pardon deyip uzaklaşmak zorunda kalacağım diye ödüm kopuyor.
sessiz kaldığımız her gün iyi olduğumuzun işareti değil midir? Kırılmıyorum, kızmıyorum sana. Sen iyi ol hep, beni merak etme.
elifim noktalandı.
çok güzel bir geceydi biriciğimmm. seni çook seviyorum. sakın surat asma.
Ben bu yazıyı sana yazdım.. Sana sana. Evet sen? Eski sevgilisini unutamamış adam, sana evet.

Çekil köşene.

Yaralıysan geçmesini bekle, başkasına salça olma, ne sevenlerini yor, ne kendin yorul.

Madem aklın da kalbin de onda kaldı, eski mesajlarını falan oku, ne bileyim soyutlan işte, böyle bi' enkazda aşk senin neyine?

Ama bunları yaparken de kimseden, vermediğin bi' şeyi istemeye kalkma. Kimseye haksızlık etme. Bencil olma.

Senin aklın bir ona bir buna giderken, evine girenin çıkanın haddi hesabı yokken kimseden sadakat, güven bekleyemezsin.

insanları sürekli tenkit etmek, seni erdemli biri yapmaz. Karşı tarafı alaşağı etmediği gibi... Dünle yatıp kalkan birine, gelecekle ilgili hiçbir şey vaat edemem ben. Çok yazık ama öyle.

Hâlâ beni yargılayabiliyorsun. halıları böyle çiğnemez insanlar, benim bildiğim, gülleri böyle kurutmazlar. Benden ne istiyosun? Rüyam değilsin artık, kabusum olma.

her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan, sevgilerle...

canından çok sevdiğin ben,
fransizdanteli..
şu an kime yazdığımı bilmediğim yazıdır. merhaba, bugün güzel değil mi?
Whatsapp kullanan dayı mı olurmuş,
Dayıcığım sana sesleniyorum sende yaşıtların gibi telefondan az anlasan, facebook kullanmasan ne güzel olurdu.
Sen al eline gazeteni oku öyle şeylerle uğraş.
Whatsapptan ses kaydı, fotoğraf göndermek neyine insanı kapana kısılmış hissettiriyorsun vallahi, özgürlük alanlarımı engelleme.
terliklerimle gelsem sana güler misin bana hayvan?
yazılacak, söylenecek çok şey var. Ama gitmiyor parmaklarım tuşlarin Üzerine. Bi kaç klavye vuruşu uzağımdasin aslında belki de daha yakın, hep de öyle kal bana uzak Allah'a yakın.
amacın ne çözemiyorum ya. önce "sen beni sevmiyo musun", "ben galiba sana aşık oluyorum" tarzı laflar. sonra "senden soğuduğumu hissediyorum"lar... kim açık bıraktı camı pencereyi nasıl soğudun lan iki dakkada?
Sayende ne kadar kalitesiz, basit bi insan olduğumu farkettim, teşekkürler eski sevgili.
geç yatmışsındır, akşam yemeğini de düzgünce yemedin tabii öpeyim mi sarkıttığın dudaklarından yoksa büyük bir jest yapip, kahvaltını yatağa getirip beni öpmeni mi izleyeyim* uyan haydi kaldırmama gerek kalmadan en güzel ispanyolca şarkılar senin için çalıyor bugün..
Gün aydın, Günaydın.
Bana uzak Allah'a yakın eski sevgili... Lütfen.
dön artık.
Ben seni böyle sımsıcak bilmezdim,
Eridi gönlümün karlı dağları,
Senden önce kimseyi beğenmezdim,
Çözüldü gönlümün buzdan bağları..
bu güzel hafta sonu için teşekkürler.