bugün

Özlemişim.rüyada olsa güzeldi.zaten seninle yaşadığım her şey bir rüya gibiydi.
gerçek olduğuna inanmak istemedin,gittin.
yeminlen tribinden de senden de cok sikildim artik bu is burda biter itiraf ediyorum.
sana harcadığım vakte, sevgiye ve paraya yazıklar olsun.
bende sana ait hiçbir şey olmaması daha da kolaylaştırıyor unutmayı. bir tek son gün ağlarken senden peçete istemiştim, onun paketi kaldı elimde. o kadar başka bir şey yok ne atacak ne saklayacak. sen bende ne kadar boşmuşsun meğer. sana kolay gelsin.
çok aptalsın.
tesekkurler beni mutlu ettigin icin...**
sen benim hiç sevmediğim sessizliğimsin.
Kusura bak, bilerek oldu, canım öyle istedi.
sana bakmaya kıyamazdım ben. baktığımda içim bi garip olurdu, elim ayağım birbirine dolaşırdı, çarpıntım tutardı. ben sana kıyamazdım ki. sana dokunmaya, öpmeye kıyamazdım. seni hiçbir zaman incitmek istemezdim ama bunu en acımasız yollarla yapan da benim. affet beni sevdiceğim. bensiz daha mutlusun.
bir kere daha yenildim. senden hiç bi şey beklemiyeceğim dedim kendi kendime ama gene beceremedim. o gün adadan dönerken 4 yaşında felsefe soruları soran bi çocuk gibiydin. doğru sorular ama cevapları olmayan. o zaman işte sadece sana sarılıp üzülme düşünme bunları demek istedim. senin için o insan olabileceğimi söylemek istedim. söyleyemedim tabi zaten senin için hiç bi zaman o olamam ben. sevmiyorumdur belki de seni. sadece gözünde yarattığım beni sevdim belki de. olmak istediğim insan olduğumu sandığın için. çünkü hiç kendim olamadım senin karşında da bi sürü benden en sevdiğim olmuştum. bi de sadece senin yanında olabildiğim. ama sonra bişeyler değişti eskisi gibi değildin hiç. aşırı duygulu filmleri bile sevmiyosun ama nasıl duygusal olduğunu bilmiyosun. bunları okusan belki de amma abartmış kim yazmıssa dersin. gene yazamadım istediğimi istediğim gibi neyse işte haberin olmadan yastığımın altında saklmaya devam edeyim seni. orda bi hayalde anlaıtırım tekrar.
Bunu belki okuyorsun, sen olduğunu bilmeden. Ya da hiç haberin yok şuan burda yazdıklarımdan. Önce şunu söyleyeyim; henüz kendime gelmiş değilim. Ne yaptığımı, nasıl olduğumu ben bile bilmiyorum.
Geçecek elbet, neler geçmedi ki, bunlar da geçecek. Ama sen hiçbir zaman düşlediğin gibi bir ömür süremeyeceksin. Ömrümün arka bahçesine attığım anılardan fırladığın gün, sadece dönüp ölü bir anıyı yad edeceğim.

Yalnız kaldığın gün yanımdaki kalabalıklara meydan okuyacaksın. Dünyaları sereceksin, dualar edeceksin, çaresiz geleceksin...

Ben mi iyiyim galiba, iyiyim, iyi olacağım.

Zatan bundan başka bir seçenek sunmuyor hayat bana.
Sen uçmak isterdin ben yükseklikten korkardım.
Ben vazgecerdim sen herkesi sustururdun.
Ben a idim sen b idin.
inançlarımız inandıklarımız oldukça farklıydı.
Sen sağ görüşlüydün ben sol.
Sen sabırlıydın ben çabuk.
Sen susardın ben çok konuşurdum.
Sen yabancı müzikleri severdim ben yerli.
Sen bakardın göremezdin, ben bakmazdım hissederdim.
Sen gemileri yakardın ben denizleri...
Sen yalancıydın, ben senleyken ben degil.
Sen söz verirdin ben bekler...
Sen gözlerime bakardın ben yoldan geçenlere.
Sen intikam alırdın ben yas bile tutamaz
Sen farklıydın ben farklıydım tek ortak noktamız farklılıklarımızdı...bir de hayallerimiz tabiki. Sen mavi hayaller kurardın ben beyaz... Sen benim yanımdaydın ben senin.
Şimdi sende ben bende sen yoksun hayallerse ikimize oldukça uzak, bizi yeryüzüne bırakıp uçup gittiler. Biz beraber degiliz belki hayallerimiz beraberdir ne dersin?

Mutluyuz...
çok seneler geçti unutmadım halen daha. şimdi tekrar gözlerinin içine bakmak istiyorum. daha duygulu, aşkla...
kutlu olsun sevgilim, kutlu olsun bir ayımız daha.
yanındayım, kokuna bi o kadar yakınken nefesinden bi o kadar uzakta, tam arkandayim. kıvrıldım. iyi ki var olan, varlığı yeten.. koynuna Öpücükler.

iyi uyu, iyi uykular.
Sana sarılırken ölmek istiyorum...
Çünkü yaşamayı seninle öğrendim ben.
sana diyecek sözüm kalmadı, bırakmadın ki ey sen! yürünmeye yürünmeye aşınan patikaya döndü içimin ana yolları, ah!
sana diyecek sözüm yok ama emin olduğum bir his var ki; o an, içimin rafından bir vazo düştü yere de kırıldı, bitti.
sana diyecek sözüm çok; kaybetmekten korkmamak için sahip olmayacaksın hiç bir şeye; hele sahipliği sadece bir izafilik ve ezası kar ise...
ve sana yazdım bu yazıyı ey "ben"; yeter!
bugün doğum günün senin. ayrıldığımızdan beri bensiz geçireceğin ilk doğum günün. doğum gününü kutladığımı bil istedim. hediyeni aldım merak etme. bayramda babanın mezarını ziyaret ettiğinde orada çiçeklerin arasında görürsün. oraya bıraktım.
sen benim kabul olunmuş duamdın..
" sarılmak diye bir şey var sevişmekten çok çok öte."
yaramın kabuğunu kaldırdı bir beyaz düş. sürüncemede kalırmış bazı derin yaralar. üstünü örtünce, görmeyince, yok farzedince geçti, yok sandığım yürek yarası meğer pusuda beklemekteymiş yeni sevdalarımı, dünümü, şimdimi, yarınımı.
bir irin sancısı kapladı tüm benliğimi. ya öleceğim ya tamamen iyileşeceğim. bu zemheri ayazında yalnız koyma, tut ellerimi bırakma, hiç değilse şimdi...
give me the drink of the fluid that disintegrates and lend me the sweet balm and blessing of forgetfulness, empty and strong hold me near, unravel the stars as i speed through the heavens speed through the night for you are my blade and my rope your are my lethe...
Bana niye kimse yazmiyor burda uhuhuhu.
iyiki gitmişsin ettiğini bul pişmanlıktan geber yüzüne bi daha kimse bakmasın Allah belanı vermiş zaten. Seni çok seviyorum.
Bir gün senin sesini hatırlayamamaktan öyle korkuyorum ki...
ses ver. sarı!