bugün
- atatürkle birlikte 100 yıl gerilememiz13
- batılı değerler ayaklarımızın altındadır14
- uludağ sözlükte illere göre entry sayısı8
- gavs hazretleri güneşin batışını geciktirdi9
- gavur dedikleri ülkelerin teknolojisini kullanmak14
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası10
- sözlük kızlarının saraca'ya olan anlamsız kini25
- cokamelo21
- gideon reid morgan jj18
- gurbetçilere olan nefretin sebebi20
- ellerim bos gonlum hos15
- 29 haziran 2024 almanya danimarka maçı12
- şeytana ne sormak isterdin36
- size göre yapılmış en büyük icat nedir19
- anın görüntüsü12
- suriyeliler kardeşimizdir14
- kilis'in yüzde 81'i suriyeli olması8
- patlak hatunla evlenmek26
- online 39 yazar ne yapıyor acaba8
- camide kedinin kafasını kopartan cani14
- ups boobs tarafından açık oylanmak8
- yazaların dede mesleği22
- manyak olmaya karar verdim9
- 9 yıllık eşinden kürt kokusu almaya başlamak19
- ulucular adası8
- saraca'yı erkek sanmak12
- 29 haziran 2024 isviçre italya maçı10
- türkiyenin en yavaş internet sıralamasında olması13
- 0 0 710
- emilmeyi bekleyen pembe meme uçları10
- türk ve belarus kızlarının yer değiştirmesi8
- türkiye de kadınlara yapılan pozitif ayrımcılık12
- ölümden korkanlara bir söz bırak16
- nervio'ya misafir olmak14
- ev yoğurdu9
- 28 haziran 2024 türkiye'nin gri listeden çıkması12
- uludağ sözlükteki en uslu hanım yazar13
- 2 temmuz 2024 avusturya türkiye maçı8
- şeriat isteyenler yallah arabistana10
- bir kadında aradığınız kriterler21
- 28 haziran 2024 elektrik zammı12
- mavi gözlü babanın kahverengi gözlü oğlu14
- sözlükte benden başka yakışıklı erkek olmaması18
- gece gelen makarna yeme isteği11
- sigara içen kadın neden antipatiktir11
- türk islam sentezi13
- abırın sabah sabah sözlükte şov yapması11
- kocasının ayağını yıkamayan kadın8
- aşk acısı çeken kadınlar9
hz. süleyman ve belkıs'ın arasında geçmiş olan tarihsel-dini hikayedir.
semerkand dergisinden hüseyin okur'un kaleme aldığı yazıdan alıntıdır.
--spoiler--
rahmet ve hidayet rehberi kur'an-ı kerim, peygamberlerin hayatlarından kıssalar nakleder. bunlar sayesinde geçmiş peygamberler ve ümmetleri hakkında bilgi edinir, kendimizi o zamanların içinde hissederiz. aslında bu kıssaların üzerimizdeki etkilerini sözlerle ifade etmek pek mümkün değildir. okur, dinler ve nasibimizi alırız. i̇şte bu kıssalardan biri de belkıs kıssasıdır.
tarih, yaklaşık olarak m.ö. 1000 ila 900 yılları arasıdır. hz. davud a.s.'ın oğlu hz. süleyman a.s., babasının vefatından sonra hükümdarlık vazifesini devralmış, aynı zamanda allah tealâ da onu peygamberlikle görevlendirmiştir.
süleyman a.s.'a yeryüzünde hiç kimseye verilmeyen bir saltanat verilmiş ve yine sadece ona has mucizeler ikram edilmiştir. o kuşlarla konuşmuş, cinlerden, insanlardan ve hayvanlardan oluşan çok kalabalık, çok ilginç bir orduya komuta etmiştir.
hüdhüd kuşu nerede?'
hz. süleyman a.s. ordusuyla yemen'e, sebe halkını allah'a imana davet etmek üzere sefere çıkmıştı. zira sebe halkı ve başındakiler ateşe ve puta tapınmakta idiler.
bu sefer esnasında süleyman a.s. hüdhüd adlı kuşu aramış, ancak görememişti. hüdhüd yerin altındaki suyu görür ve mesafesini tesbit edip bildirirdi. askerleri çok susayan süleyman a.s. hüdhüd'ü göremeyince celâllenmiş ve geçerli bir mazeretle gelmezse, onun canını iyice yakacağım demişti.
bu sırada hüdhüd, sebe krallığında belkıs'ın sarayındaydı. belkıs, sebe krallığının melikesiydi ve büyük bir ordu ile muhteşem bir hazineye hükmediyordu. hüdhüd sebe krallığında bir süre dolaşıp süleyman a.s.'ın yanına döndü. gecikmesinin sebebini söyleyip özür diledi ve sebe krallığında gördüklerini anlattı:
- sebelilere hükümdarlık eden, kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı olan belkıs'la karşılaştım. onun ve kavminin allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş, dedi. süleyman a.s.:
- doğru mu yoksa yalan mı söylüyorsun bunu göreceğiz, dedi ve bir mektup yazarak hüdhüd'e bunu belkıs'ın sarayına götürmesini emretti.
hüdhüd emre uyarak mektubu saraya götürdü ve belkıs'ın odasına bırakıp geri döndü.
meçhul mektup
belkıs, odasında bulduğu mektubu açtı ve okudu. sonra kavminin ileri gelenlerini topladı. onlara şöyle seslendi:
- beyler, ulular! bana çok önemli bir mektup bırakılmış. mektup süleyman'dandır. mektubuna rahman ve rahim olan allah'ın adıyla başlıyor. bana karşı gelmeyin, teslim olun diyor. beyler, ulular, bu işte bana bir fikir verin. bilirsiniz, siz yanımda olmadan, size danışmadan hiçbir işi kestirip atmam.
bunun üzerine ileri gelenler:
- biz güçlü, kuvvetli kimseleriz, yaman savaşçılarız ama ferman senindir. düşün, kararını ver, neyi emredersen onu yapalım, dediler. belkıs:
- ona bir hediye göndereyim. eğer o bu hediyeyi kabul ederse dünya hükümdarlarından birisidir ve bu bizim ondan daha yüksek ve kuvvetli olduğumuz anlamına gelir. şayet kabul etmezse, o allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir, dedi ve elçilerin hediyeyle birlikte yola çıkmalarını emretti.
elçiler süleyman a.s.'ın karargâhına ulaşıp hediyelerini takdim ettiler. süleyman a.s. elçilere:
- siz bana maddi yardım yapmak mı istiyorsunuz? allah'ın bana verdiği şey, size verdiğinden daha hayırlıdır. hediyeniz ile siz sevinin, ben değil! hükümdarınıza dönün ve ona söyleyin ki, asla karşı koyamayacağı ordularla gelir, onları hor ve hakir bir durumda yurtlarından sürer çıkarırım, dedi.
hakiki krallık neymiş anlaşılsın
elçiler geri dönüp belkıs'ın yanına vardılar. süleyman a.s.'ın dediklerini bir bir anlattılar. bunun üzerine belkıs kavminin ileri gelenlerini toplayarak süleyman a.s.'ın karargâhına doğru yola koyuldu. nihayet varmalarına az bir mesafe kala süleyman a.s. çevresinde bulunanlara:
- ey ileri gelenler, onlar gelmeden önce hanginiz belkıs'ın tahtını bana getirebilir? diye sordu. cinlerden biri:
- sen yerinden kalkmadan önce getirebilirim, dedi.
süleyman a.s., daha erken gelmesini istiyorum, deyince, kendisine allah tarafından verilmiş bir ilmin sahibi olan asaf b. berhıya:
- sen daha gözünü açıp kapamadan onu sana getirebilirim. gökyüzüne bak, birazdan onun tahtını yanında göreceksin, dedi ve secdeye kapanıp i̇sm-i azam duasını okudu.
süleyman a.s. hemen o anda belkıs'ın tahtını kendi tahtının yanında buldu.
- bu rabbim'in bir lütfudur. şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü diye beni sınamaktadır, dedi. ümmetinden birinin rabbi'nin katında hemen duası makbul olunacak bir dereceye ulaştığını görmüş, hamdetmişti.
süleyman a.s. maiyetindekilere dedi ki:
- tahtı belkıs'ın tanıyamayacağı bir hale getirin. bakalım kendi tahtı olduğunu fark edebilecek mi?
emredildiği üzere taht değiştirilip, üzerindeki mecusilik ve putperestlik sembolleri söküldü.
belkıs ve sebe krallığının ileri gelenleri süleyman a.s.'ın huzuruna vardılar. misafirler ağırlandı, sohbet edildi. süleyman a.s. senin tahtın da böyle miydi? diyerek belkıs'ın tahtını gösterdi. belkıs şaşırarak:
- tıpkı o! fakat ben onu surların içerinde bırakıp gelmiştim. onu koruyan binlerce asker vardı. buraya nasıl gelebildi? dedi.
süleyman a.s. cinlere, belkıs gelmeden önce, onu ağırlamak için bir saray inşa etmelerini de emretmişti. sarayın avlusunun tabanını billurdan yaptırmış, altından sular akıtmış ve içine balıklar koydurtmuştu.
süleyman a.s. köşke kadar eşlik ederek belkıs'ı içeri buyur etti. belkıs avluyu görünce derin bir su sandı ve kaftanının eteğini topladı. süleyman a.s. zeminin billurdan yapılmış şeffaf bir döşeme olduğunu izah etti.
bütün bu yaşadıkları belkıs'ı derinden sarstı. krallığı, sarayı, ihtişamlı hayatı gözünün önüne geldi ve anladı ki asıl ihtişam allah'a ve o'nun sadık kullarına ait. tevbe edip allah'a yöneldi. şöyle niyaz etti:
- rabbim! ben gerçekten kendime yazık etmişim. süleyman'la beraber alemlerin rabbi olan allah'a teslim oldum.
öyledir; mal-mülkle övünmek, kendinde bir varlık vehmetmek, sadece kendine yazık etmektir. hakiki güç ve zenginlik alemlerin rabbi'ne itaat ve inkıyattır. i̇nsanlar bunu anlasın diye peygamberler gönderildi. ve ibret alalım diye onların yaşadıkları bize anlat
--spoiler--
semerkand dergisinden hüseyin okur'un kaleme aldığı yazıdan alıntıdır.
--spoiler--
rahmet ve hidayet rehberi kur'an-ı kerim, peygamberlerin hayatlarından kıssalar nakleder. bunlar sayesinde geçmiş peygamberler ve ümmetleri hakkında bilgi edinir, kendimizi o zamanların içinde hissederiz. aslında bu kıssaların üzerimizdeki etkilerini sözlerle ifade etmek pek mümkün değildir. okur, dinler ve nasibimizi alırız. i̇şte bu kıssalardan biri de belkıs kıssasıdır.
tarih, yaklaşık olarak m.ö. 1000 ila 900 yılları arasıdır. hz. davud a.s.'ın oğlu hz. süleyman a.s., babasının vefatından sonra hükümdarlık vazifesini devralmış, aynı zamanda allah tealâ da onu peygamberlikle görevlendirmiştir.
süleyman a.s.'a yeryüzünde hiç kimseye verilmeyen bir saltanat verilmiş ve yine sadece ona has mucizeler ikram edilmiştir. o kuşlarla konuşmuş, cinlerden, insanlardan ve hayvanlardan oluşan çok kalabalık, çok ilginç bir orduya komuta etmiştir.
hüdhüd kuşu nerede?'
hz. süleyman a.s. ordusuyla yemen'e, sebe halkını allah'a imana davet etmek üzere sefere çıkmıştı. zira sebe halkı ve başındakiler ateşe ve puta tapınmakta idiler.
bu sefer esnasında süleyman a.s. hüdhüd adlı kuşu aramış, ancak görememişti. hüdhüd yerin altındaki suyu görür ve mesafesini tesbit edip bildirirdi. askerleri çok susayan süleyman a.s. hüdhüd'ü göremeyince celâllenmiş ve geçerli bir mazeretle gelmezse, onun canını iyice yakacağım demişti.
bu sırada hüdhüd, sebe krallığında belkıs'ın sarayındaydı. belkıs, sebe krallığının melikesiydi ve büyük bir ordu ile muhteşem bir hazineye hükmediyordu. hüdhüd sebe krallığında bir süre dolaşıp süleyman a.s.'ın yanına döndü. gecikmesinin sebebini söyleyip özür diledi ve sebe krallığında gördüklerini anlattı:
- sebelilere hükümdarlık eden, kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı olan belkıs'la karşılaştım. onun ve kavminin allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş, dedi. süleyman a.s.:
- doğru mu yoksa yalan mı söylüyorsun bunu göreceğiz, dedi ve bir mektup yazarak hüdhüd'e bunu belkıs'ın sarayına götürmesini emretti.
hüdhüd emre uyarak mektubu saraya götürdü ve belkıs'ın odasına bırakıp geri döndü.
meçhul mektup
belkıs, odasında bulduğu mektubu açtı ve okudu. sonra kavminin ileri gelenlerini topladı. onlara şöyle seslendi:
- beyler, ulular! bana çok önemli bir mektup bırakılmış. mektup süleyman'dandır. mektubuna rahman ve rahim olan allah'ın adıyla başlıyor. bana karşı gelmeyin, teslim olun diyor. beyler, ulular, bu işte bana bir fikir verin. bilirsiniz, siz yanımda olmadan, size danışmadan hiçbir işi kestirip atmam.
bunun üzerine ileri gelenler:
- biz güçlü, kuvvetli kimseleriz, yaman savaşçılarız ama ferman senindir. düşün, kararını ver, neyi emredersen onu yapalım, dediler. belkıs:
- ona bir hediye göndereyim. eğer o bu hediyeyi kabul ederse dünya hükümdarlarından birisidir ve bu bizim ondan daha yüksek ve kuvvetli olduğumuz anlamına gelir. şayet kabul etmezse, o allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir, dedi ve elçilerin hediyeyle birlikte yola çıkmalarını emretti.
elçiler süleyman a.s.'ın karargâhına ulaşıp hediyelerini takdim ettiler. süleyman a.s. elçilere:
- siz bana maddi yardım yapmak mı istiyorsunuz? allah'ın bana verdiği şey, size verdiğinden daha hayırlıdır. hediyeniz ile siz sevinin, ben değil! hükümdarınıza dönün ve ona söyleyin ki, asla karşı koyamayacağı ordularla gelir, onları hor ve hakir bir durumda yurtlarından sürer çıkarırım, dedi.
hakiki krallık neymiş anlaşılsın
elçiler geri dönüp belkıs'ın yanına vardılar. süleyman a.s.'ın dediklerini bir bir anlattılar. bunun üzerine belkıs kavminin ileri gelenlerini toplayarak süleyman a.s.'ın karargâhına doğru yola koyuldu. nihayet varmalarına az bir mesafe kala süleyman a.s. çevresinde bulunanlara:
- ey ileri gelenler, onlar gelmeden önce hanginiz belkıs'ın tahtını bana getirebilir? diye sordu. cinlerden biri:
- sen yerinden kalkmadan önce getirebilirim, dedi.
süleyman a.s., daha erken gelmesini istiyorum, deyince, kendisine allah tarafından verilmiş bir ilmin sahibi olan asaf b. berhıya:
- sen daha gözünü açıp kapamadan onu sana getirebilirim. gökyüzüne bak, birazdan onun tahtını yanında göreceksin, dedi ve secdeye kapanıp i̇sm-i azam duasını okudu.
süleyman a.s. hemen o anda belkıs'ın tahtını kendi tahtının yanında buldu.
- bu rabbim'in bir lütfudur. şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü diye beni sınamaktadır, dedi. ümmetinden birinin rabbi'nin katında hemen duası makbul olunacak bir dereceye ulaştığını görmüş, hamdetmişti.
süleyman a.s. maiyetindekilere dedi ki:
- tahtı belkıs'ın tanıyamayacağı bir hale getirin. bakalım kendi tahtı olduğunu fark edebilecek mi?
emredildiği üzere taht değiştirilip, üzerindeki mecusilik ve putperestlik sembolleri söküldü.
belkıs ve sebe krallığının ileri gelenleri süleyman a.s.'ın huzuruna vardılar. misafirler ağırlandı, sohbet edildi. süleyman a.s. senin tahtın da böyle miydi? diyerek belkıs'ın tahtını gösterdi. belkıs şaşırarak:
- tıpkı o! fakat ben onu surların içerinde bırakıp gelmiştim. onu koruyan binlerce asker vardı. buraya nasıl gelebildi? dedi.
süleyman a.s. cinlere, belkıs gelmeden önce, onu ağırlamak için bir saray inşa etmelerini de emretmişti. sarayın avlusunun tabanını billurdan yaptırmış, altından sular akıtmış ve içine balıklar koydurtmuştu.
süleyman a.s. köşke kadar eşlik ederek belkıs'ı içeri buyur etti. belkıs avluyu görünce derin bir su sandı ve kaftanının eteğini topladı. süleyman a.s. zeminin billurdan yapılmış şeffaf bir döşeme olduğunu izah etti.
bütün bu yaşadıkları belkıs'ı derinden sarstı. krallığı, sarayı, ihtişamlı hayatı gözünün önüne geldi ve anladı ki asıl ihtişam allah'a ve o'nun sadık kullarına ait. tevbe edip allah'a yöneldi. şöyle niyaz etti:
- rabbim! ben gerçekten kendime yazık etmişim. süleyman'la beraber alemlerin rabbi olan allah'a teslim oldum.
öyledir; mal-mülkle övünmek, kendinde bir varlık vehmetmek, sadece kendine yazık etmektir. hakiki güç ve zenginlik alemlerin rabbi'ne itaat ve inkıyattır. i̇nsanlar bunu anlasın diye peygamberler gönderildi. ve ibret alalım diye onların yaşadıkları bize anlat
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar