bugün

eskinin reklamcısı olarak anılan hande altaylı'nın okyanus yayınlarından çıkan kitabının adı.
fatih altaylı'nın eşi olmasının etkisiyle de kitabı pek bi popülerdir şu sıra.
şeytanın karışmadığı olay yer duygu varmıdır ki denilesi entry
hande altaylı nın bir günde okuduğum eğlenceli insanı yormayan zaman zaman aa evet ben de bunu hissetmiştim dedirten konusu çok basit ama herkesin yazamayacağı derinlikleri olan kitabı.
(bkz: hande altaylı)
aşkın insana yaptırdıkları göz önünde bulundurulursa doğru bir önermedir. belki okunası değil ama bir göz atılası kitaptır.
varolmayan bir olguya başka bir metafizik unsurunun eklenmesi ile ortaya çıkan garip bir deyim.

(bkz: aşk nedir ki)
(bkz: şeytan nedir ki)

(bkz: kartal maltepe)
"Hangi aşka" diye sorulması gerekir.
evet aşka şeytan karışması doğru olabilir.çünkü onun dışında başka bir duygu var mıdır ki insanı bu kadar kendi içine alıp,her şeyden soyutlayan.dünyaya sanki o aşkı yaşamak için indirildiğini düşündürten.bir insan kendi başına sırf aşık oldum biraz da bencilleşiyim diye düşünemezse elbet bunu bir düşündürten vardır.
iki kişi aşıkken üçüncü kişi ne yer gibi cevabını herkesin bildiği bir sorunun hatırlatılası geldiği durumdur...
(bkz: ağzı kokan şeytanlar)
(bkz: her insan bir şeytan değil midir)
içinde kuşağımızın türlü hezeyanlarına dair çok gerçekçi tespitler içeren bir romandır. kelebek kadar kısa ömürlü olsa da unutulmayacak renkleri bünyesinde barındırmaktadır.**
adının şiddetle "bir kaşarın hayatı" olarak değiştirilmesi gerektiğini düşündüğüm kitap.

--spoiler--
baş kahramanımız aslı her 10-15 sayfada bir ayrı erkekle ya da aynı erkekle sevişmektedir. insanın içine bıkkınlık getirir, oeeh dedirtir.
--spoiler--

(bkz: hayırlı işler abla)
sade anlatımı ve güçlü tespitleri sayesinde bir solukta okunabilen kitap. güzeldi hoştuda hayatımda işime yarayacak bir bilgi damlası sağlamadı o ayrı.
okunurken en fazla 2 günü alan ama içeriği insanı şaşırtan bir kitaptır. sadece okunur ama hiç bir işe yaramaz. belki hayatta orta malı olunursa sonunun öğrenilmesinde yardımcı olur.
fatih altaylı'nın, sarışın, renkli gözlü (ama çok da çekici olmayan) ve hande adlı hanımı tarafından yazılmış eğlenceli bir kitap.

kitapta aslı adlı hanfendinin aşk dünyası, ömer adında kadınların -nedense- hayır diyemediği bir galericiye olan aşkı ve bunun çevresinde geçen gönül meseleleri anlatılıyor. buhranlı dönemlerinden geçen aslı üzerinden, aşkın bazen ne kadar pahalıya mal olduğunu, bazen bir içine girildi mi çıkılamaz olduğunun anlatıldığı eser kremasız, abartısız, çok da klişe laflara yer vermeden yalın ve hatta bazen fazla yalın bir dille aktarılmış.

yalın-fazla yalın derken, zaten ince olan bu kitapta belki daha derin (böyle bir aşk kitabında ne kadarcık derin olunabilirse) ifadelerin eksikliğinin hissedilmesinden bahsediyorum.

elbette hande altaylı "ben türkiye'nin judith mcnaught'ıyım" gibi bir iddiaya sahip değil; ama okuyucuların zaten az olan beklentilerini karşılaması da hiç fena olmaz.
hande altaylı'nın kariyer yapmış bekar şehirli birkaç kadının etrafında dönen romanının ismi.

--spoiler--
teyzesinin ölümünden hemen sonra onun sevgilisiyle beraber olmaya başlayan aslı'nın ömer'e aşkını anlatır. konusu değil belki ama aşk üzerine yapılmış kürşat başar tarzı tahliller çok başarılı. özellikle şu cümle beni bitirdi:
"sizinle sevişirken aslında kiminle savaştığını bilemezdiniz."
--spoiler--
(bkz: sevişecek kadar sevmek) *
aşk başlı başına şeytanın işidir.
bi solukta okunan, içinde çok başarılı gözlemler bulunduran, karakterlerinin ne hissettiğini hissedebileceğiniz, sonuna doğru 'bitmese ama ya' dedirten kitap.

--spoiler--
o nası bi son öyle ya. allah cezanı versin ömer.*
--spoiler--
okuması çok keyifli fakat sonu bir o kadar sinir bozucu olan hande altaylı kitabı.
ama var böyle insanlar hayatta... maalesef
bir çırpıda okunan ruh halini değiştiren kitaptır.
tamamen kadınlara hitap eder.
zira kadınların yaşadığı hezeyanları çok iyi yansıtır.
her kadın hayatında en az bir kere olmaması gereken birine aşık olmuştur.
ve bedelini ödemiştir.
çok basit bir dille yazılmış, günümüz ilişkilerini konu alan hande altaylı kitabı.
ayrıca şüpheleniorum acaba hande altaylı bu olayları yaşayıp da mı yazmış? yani bir özyaşam hikayesi mi?
bir oturuşta okunabilecek kitap. kitapta göze çarpan, gözden kaçmayan sevişmelerin çok olmasıdır.
film izler gibi okunan hande altaylı' nın kitabının adı. sanıldığının aksine cinselliği ön planda bir kitap değildir. bir bütün olarak hayatı, aşkı, kadınları, erkekleri birarada harmanlayıp önümüze sunan bir kitaptır. çok büyük beklentiler beklemezseniz sıkılmadan okunacaktır.
her şeyi yapıp yapıp suçu şeytanın üstüne atmak...

kitapta hanım kızımız her haltı yer ama aşka şeytan karışır...
sene 2006 ya da 2005 ben öss için bir odaya kapanmış, çırpınıyorum, arada hayeller kuruyor kendi kendime konuşuyor bazende yan odaya geçip açık televizyona bakıyorum. yine böyle bir*gün, ders çalışmaya ve geri kalana bir ara verip geçdim televizyonun açık olduğu odaya. adı hatrımda kalmayan bir televizyon programı izliyor abim ve annem, programda konuk hande altaylikonuşuyor bıdıdı... bıdıdı...ve birden o kityap çıkıyor karşıma aşka şeydan karışır***** daha önce adını duyup unutuğum için adını yeniden duyunca geçiyorum yan odaya not alıyorum hemen.

Çok şükür o sene kazandım öss'yi* sonra eskişehrideyim, 1 yıl hazırlık okudum ama kitap hep aklımda halen kiapı alıp okuyamadım. ardından 1. sınıf oldum hande altayli ismide, kitap da aklımda, halen okuyamadım. ardından yaz tatili geliyor. işi bulamadığımdan çalaşamıyorum, o esnada bir arkadaşım evden ben gazi antep'e gidiyorum diye kaçıyor ve yan binadaki arkadaşımızın evinde kalmaya başlıyor. bir gün bende gidiyorum oraya, bir-iki gün kalıyorum, evde kitap olduğunu farkediyor sağı solu karıştırıyorum emin salmanadında bir yazarın kitaplarını bulluyorum, artından bulduğumda sevinçden havalara uçduğum aşka şeydan karışır karşıma çıkıyor. okuyayım diye ebeyce gayret gösteriyor, ebey de okuyorum lakin dışarı çıkmak gerek iş aramak, için vaziyet gereği dışarı çıkıyoruz. ardından kısa bir zaman sonra kitabı alıyor, okuyor ve kitap bitince bir daha okumak için kendime söz veriyorum. kitabı okudukdan sonra; sanki uzun bir süre önce tamamlamam gereken bir görevi tamamlamış gibi oluyor. tamam kitabı o kadar tutmadım ama*