bugün

can acıtan, sinirden ağlatan, yanlızlıktan cıldırtan, mutluluga dair ne varsa yasatan ama çekip giden, terkeden, ağlatan, aldatan, yalanlar söyleyen, yasanmaması şiddetle önerilen duygudur.
bazen aşkı ona itiraf edersiniz zorda olsa..amacınız sadece kendinizi rahatlatmaktır.onu görmezseniz sesini duymassanız sorun olmaycak diye düşünürsünüz.her tenefüs bilerek çıkmassınız dışarı karşılaşmamk için.zira karşılaştığınızda kalbiniz içerde tekrar erimeye devam edecektir,mağma gibi yavaş yavaş ve kor gibi.beraber msn de konuşurken bu eski dostla bir karar alırsınız telefon numaralarınızı msn adresleriniz silmek ve bir daha konuşmamak gibi.o da siz de konuşmaya devam etmenin yaralayacağını bilir.eski arkadaşlığıjız ölmüştür çoktan.çünkü bu aşk imkansız bile denemeyecek derecededir.onun yaptığı ise bütün bunları konuştuktan sadece bir kaç hafta sonra, sizin sevdiğinizi bildiği halde , sınıftaki en yakın arkadaşlardan biriyle çıkar.şimdi bütün emekleriniz boşa geçmiştir.dışarı çıkılamayan sıraların üstünde yüz üstü kapanılarak geçen bütün günler ziyan olmuştur.bütün çekilen acılar hafiflemeye başlarken o, her tenefüs sizin sınıfınıza gelir,sevgilisiyle yan yana oturur.kaçıp gitmektir ordan tek yapmak istediğinizsiz de aynı anda bütün oturduğunuz sıraların,elinizde kırarcasına sımsıkı tuttuğunuz kalemin ve ayak bastığınız zeminin resmen alevler içinde yandığını görürsünüz.o an başkalarının sorduğu sorulara cevap veremessiniz.her şey yavaşlamıştır.acıyı en yoğun hissetiğiniz andır bu.kan damarlarınızı çatlatacak kadar hızla akmaktadır.acınızın tam ortasına o an saplayacağınız bir bıçak kurtaracaktır sizi.nasıl yapar bunu diyede düşünüp durursunuz bir yandan ona hak verirken.sizi arkadaş olarak bile biraz seseydi en azından sınıfa gelmezdi diye düşünürsünüz.

aşk budur ve böyle de acıtır.aşk bolca isyan ettikten sonra uyutan derin bir uykudur.

yıllar sonra gelen edit: yuhhh bu ne lan? aşk bu muymuş cidden..şu koskoca yazıdan sadece şunu çıkarıyorum şimdi..ergenlik döneminin bitimine doğru hissettiğin her boku bırakın satırlara kağıtlara hele sözlük gibi yerlere sakınlıkla yazmıcakmışın..arkadaş, ne acı çekmişsin yahu..bırak allasen aşk dediğin laftır körü körüne inan her insanoğluda ziydesiyle biraz saftır..bu yazıyı ibret olsun diye silmiyorum ki bakıp bakıp vah vah ne vahimmiş züftünün bi zamanlarki hali diye..**
Aşk öyle bir kandildir ki, yağı yüreklerden alınmıştır. Onun alevi göz nuru; fitili ise, can iplikleridir.

(bkz: necati) *
AŞK ÜMiTTiR. ÜMiDiN TÜKENMESiDiR.
AŞK HAYALDiR. HAYALLERiN YIKILMASIDIR.
AŞK HAYKIRIŞTIR. SESiNiN KISILMASIDIR...
geldiğinde havalara uçuran gittiğinde de yerlerde süründüren en farklı, en sıradışı duygudur..
(bkz: gülü tarife ne hacet ne çiçektir biliriz)
... cesaretin yoktur önce; cesaret ettiğinde atarsın adımını basmak için tam da üstüne..basamazsın. gölgeymiş, anlarsın. yine de soğumaz yürek ısınır da ısınır. yine çalışırsın gölgeye basmaya gölge hep kaçar. anlarsın aslolan gölgeye basmadan meftun olmaktır gölgeye... aşk ışıktır; hep vurur üstüne...
garip bir $ey duygudur bu, insanlara aci verir ama insanlar gene de onun uzerine uzerine gidip tekrar bu $eye bula$mak ister sonunu du$unmeden verecegi acilari kabullenircesine bu duyguyu arzular. insanlar icin icgudusel bir duygu kimse kacamaz bundan yemek yemek su icmek kadar insanlar buna mahkumdur.
doğanın bireyler üzerindeki oyunudur. kimini süründürür, kiminde iz bırakmaz.
her zaman,her daim her sozlukte en populer olan ba$liktir kendileri, kimsenin tani(ma)masi mumkun degildir.
insanlarin hep pe$inden ko$tugu, donem donem kacsalarda, uzak kalmak isteselerde aralikli periyodlarda herkezin ihtiyac duydugu kimyasal bir yanilgi. yani kisaca repeat, repeat, repeat. connection reset by peer
boktan birşeydir. daha kimseye yaradığı görülmemiştir. ne leyla ya ne mecnun a; ne ferhat a ne şirin e.
gidecegi yere kadar gitmeli - devam etmelidir a$k. kalplere du$en ate$ sonmeden ayrildiginda, bedenler ve ruhlardan geriye geriye kapkara komur kalir.

o komur de her komure benzemez... degil kagitlara yazmak, jiletlerle kanli bedenlere kazilsa dahi erimez. zordur guzelim ask. girdin mi cikamazsin. niyetlenme bile.
geçmişi belli ama geleceği karanlık olan, yaşandığında ve değeri bilindiğinde güzel ama anlaşılamadığında hayataki en kötü ve acımasız şey olan, her insanın da hayatında bir kere dahi olsun yaşadığı bir duygudur.
arthur schopenhauer (umarım doğru yazdım) tarafından ilk kez felsefi açıdan işlenmiş derin ve uçsuz bucaksız konu.
(bkz: aşkın metafiziği)
aşk dediğin arkasında silgisi olan kurşun kalem gibi olmalıdır. silgisi o kadar büyük olmalıdır ki geçmişi tamamen silebilmeli ve ucu hiç kırılmadan geleceği yazabilmelidir. en sonunda insanın eliyle bütünleşip tek vücut olmalıdır. kalem gibi olmalıdır aşk, arkasında silgisi olan bir kurşun kalem..heryerde bulunabilmelidir, en lüks kırtasiyelerden, kıyıda kalmış mahalle bakkallarına kadar...
37 sayfa entry girilcek kadar bi boka benzemeyen.
Gerçek aşk, daima kişisel yarar duygusundan vazgeçme temeli üzerinde yükselir. *
Aşk,insan türünü sürdürmek için bireye kurulmuş tuzaktan başka bir şey değildir. *
adana - iskenderun arası yolculuk yaparken rastladıgım olay.
Bir bayan kucagında cocugu ve yanında eşi fakat eşi dilsiz , bayanın saglık durumu gayet iyi kocasıyla yuzu guluyor , el hareketleriyle anlaşıyorlar fakat aşk burda degil aşk kocasının onu opusunde ve karısının ona bakışında * * ...
Herşeye gogus geren şey nedir diye sorulacak olursa aşktan başka bir cevabı olamaz heralde ?
"a"ctive "s"pam "k"iller...
birdenbire bulunuverilen güzel rastlantıdır..
Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide.. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!

mevlana
ah o duruşun var ya
ah o bakışın beni
beni deler geçer
ah o yatışın var ya
ah o sevişin beni
beni alır gider
elimde resimlerin,
odamda sensizliğin
acısı çıkarken geç olsa da
pişmanım bebeğim...
ah o gülüşün var ya
ah o bakışın beni
beni deler geçer
bu seni üzdü mü
ayrılık seni aldı mı
severim der misin
ben olunca yanında
sen olunca yanımda
biz olunca yanyana...
(bkz: ruh birliği)
nefrete hem en uzak hemde en yakın duygu.