bugün

üsküdar' dan kalkan otobüslerle ulşılabilecek sakin ve huzurlu, hem nehir hem de denize kıyısı olan yerleşim birimi.
istanbul şile'ye bağlı, karadeniz kıyısında, şile'nin daha ötesinde bulunan belde. ismi "iki dere arasında kurulu" anlamına gelir. haritada çıkıntı gibi durur. istanbul'a bağlı olmasına rağmen kocaeli'ne daha yakındır.
istanbul'a bağlı olmasına rağmen kocaeli'ne daha yakın olan tatil beldesi. haritada çıkıntı gibi durur. şile yerine kandıra'ya bağlı olabilirdi.
haftasonları sokağa çıkmanın, tatil kültüründen bihaber turistler yüzünden ölümden beter olduğu karadeniz kasabası. akşam yemeğini dışarıda yiyeyim dersiniz, restoranda üstünüze üstünüze gelirler. ne garsonlardan istekleri biter ne gürültüleri. afrikalı kabileler, bunlardan daha görgülüdür. biraz plaja gideyim de topraklanıp huzur bulayım dersiniz, kıyıya vurmuş fok balığı misali suyun kenarında yatan dayıların üzerinden atlaya atlaya denize girersiniz. plajda oturur oturur, denizine işer, sıçar sonra çocuklarının boklu bezini de plajın ortasına atıp giderler. piknik yapmaya gelirler, yediklerinden çıkan bütün çöpü oturdukları bankın sağına soluna döker giderler. sabahın altısında anıra anıra balkonunuzun altında muhabbet eder, uykunuzdan uyandırırlar. bazıları, evlerle çevrili bir sokakta pansiyonun balkonuna kadın ise don sütyenle, erkek ise çırılçıplak çıkabilme hakkını kendilerinde görürler. marketleri yağmalar, memleketin insanına yiyecek bir şey bırakmazlar.

plajın arka tarafında insanların yürüyüş yapabilmesi için tasarlanan fakat içerisinde bir tane dahi bisiklet yolu olmamasına karşın girişinde bisiklet kiralama noktası bulunan, vizyonsuz turistlerin dört kişilik hayvani boyutlardaki bisikletleri kiralayıp ağaç, sokak lambası ve belediye tarafından yapılan devasa bir betonarme binayla donatılmış "yürüyüş" parkında bisiklet zili çalıp fırıl fırıl dönerek* memleketin yerlisine yürümeyi dahi haram ettikleri bir parkı vardır. kişisel bisikletini kapıp gelip yürüyen insanların arasından son hız makas atarak geçen şehir magandalarından bahsetmiyorum bile.

şeytan diyor koy bavullara hepsini, kaldır at denize.
ağva hakkında güzel bir içerik

https://www.youtube.com/watch?v=JmepdYgE7FM
şile belediyesi'nin "nüfus yetersiz" bahanesiyle hastahane bile yapmadığı bir batı karadeniz kasabası. halkının çoğunluğu yıldırım bayezid dönemi'nde bölgedeki türk nüfusunu artırmak amacıyla getirilmiş türkmenlerden, bir kısmı ise muhacirlerden oluşmaktadır. ancak yerleşik nüfusun çoğunluğu yaşlılardan oluştuğu için şile belediyesi'nin bu şirin kasabayı ölüme terketmesine, doğasının içine sıçmasına, saçma sapan beton yığını binalar yapıp fahiş fiyatlardan kiralamaya çalışmasına dur diyen yoktur.

edit: insan bunu neden eksiler acaba?
istanbul denince kimin aklına ne geliyor bilmiyorum ama benim aklıma 13 milyonu bomboş yaşayan 560 ay vade ile ev kredisi, 120 ay vade ile araç kredisi çeken geriye kalan para ile kıt kanaat geçinmeye çalışan medenilik ölçütü metroya yakın 1+1 eve 500 bin TL ödemeye hazır gereksiz insanlar geliyor ve dahi doğaya ve insanlara gram ne faydası dokunacak kadar gerekli ne de tahammülü olan tipler.

Alın size cennet mekanlardan ağva. Durum ortada.
Kış aylarında tatil için tercih edilebilecek yer.
görsel
Bakınız son hali.

Medeniliğinize sıçayım.
Çomar sürüsü yüzünden gidilip kafa dinlenemeyen yer oldu. Asfaltın üzerine hasır serip güneşlenen gördüm. O kadar kalabalık. Araç park edecek yer bulmak için 2 saat dolanıyorsun. Sinirlenip geri dönüyorsun.
benim için ayrılık öncesi son hatıraları bıraktığım, ömrüm boyunca da adım atmamaya yemin ettiğim ve içimde her zaman kabuk bağlayan bi yara gibi kalacak mekandır.
güneşin ağzıma girmesi ile beni mutlu eden, nehirde dolaştığım tıkır kafede kahve içtiğim yeşil belde.
Kelimelikte ihya edecek kelime.
kapalı havası ile bizi karşılayan olsun lan bu da güzel dediğim nehir kenarında oturup hikaye okuduğum tatil beldesi.
Tatil için istanbul'da ne yapılır diye diye geldiğim tamamen yeşil ve huzurlu bir mekan. Hamakta yatıp kitap okumalık. Yerleşirim la ben buraya.
(bkz: http://ajan.tumblr.com/agva)
Onunla gideceğiz umarım. Güzel olacağa benziyor.
istanbul Üsküdar'dan, izmit'ten bekirdere'den kalkan otobüslerle 10 liranın biraz altında ulaşım sağlanabilir. bim; şok ve a101 gibi bilumum ucuzluk marketleri ile tedarik konusunda sıkıntı yaşamayacağınız ayrıca mevcut yerli halk sayesinde klasik turistik pahalılık ile karşılaşmayacağınız şirin bir kasaba. ince kumlar ile örülü bir sahili ve hemen arkasında maki örtüsü, biraz daha yürürseniz güzel bir ormanı mevcut. Biz henüz deniz sezon açılmadığından ötürü çadırımızı kumsala nehir kenarına kurduk. ilk gece gecenin ikisinde 13 erkekten oluşan bir keke topluluğu burnumuzun dibine çadır kurup uykumuzun içine etti. Deniz güzeldi ancak henüz ısınmamış olduğundan denizde pek kalma imkanımız olmadı. Ayrıca dereden ötürü sürekli Isıran çok şerefsiz bir böcek türünü keşfetmiş bulunduk. Deniz analarından da kaçış maratonumuz bıyıklı kel bir abinin onları eline almasıyla son buldu, sonrasında bizde elimizle tuttuk falan. ikinci gece kekelerdan kurtulmakla kalmadık tam çadırı kurduğumuz yerde müthiş bir zengin eğlencesinin içinde, güzel bir blues konseri ile güzel bir gece yaşadık. Pazar günü de müthiş soğuk suya rağmen kendimizi denize attık. Taa ki 8-9 kişilik yeni bir keke grubu sırf biraz ötedeki bikinili kızlar yüzünden yine burnumuzun dibine bitti, birinin kolunda jiletle anne yazıyordu ki anneler günü hediyesi falandı sanırım. Neyse yaa gidin kamp yapın işte falan ben yazarken hiç heyecanlanmadımda yaşarken güzel oluyor. Bu arada seferogullari diye özel bir kamp alanı var Çadırla gidince kişi başı 15 liraymis oraya gidin bence. Öpt.
istanbul Üsküdar'dan, izmit'ten bekirdere'den kalkan otobüslerle 10 liranın biraz altında ulaşım sağlanabilir. bim; şok ve a101 gibi bilumum ucuzluk marketleri ile tedarik konusunda sıkıntı yaşamayacağınız ayrıca mevcut yerli halk sayesinde klasik turistik pahalılık ile karşılaşmayacağınız şirin bir kasaba. ince kumlar ile örülü bir sahili ve hemen arkasında maki örtüsü, biraz daha yürürseniz güzel bir ormanı mevcut. Biz henüz deniz sezon açılmadığından ötürü çadırımızı
kışı ayrı güzel, yazı ayrı güzel olan belde. sevilenle gidildiğinde daha da güzelleşir.
alacaksın sevdiğini gideceksin, bir tarafın deniz, bir tarafın nehir, bir tarafta sevdiğin, var mı senden mutlusu.
güzel bir yer, denizi de gayet güzel. manzarası da gayet güzel. kafa dinlenicek mekan.
sonbahar ve kış aylarında güneşin batmasıyla beraber sokakların hakimiyetinin tamamen köpeklerin eline geçtiği yazlık tatil! beldesi. ayrıca bu aylarda ağva halkının yaş ortalaması 40 civarındadır. yazın çok kalabalık olduğu için gelmeyin demiştim ama tüm gelmek isteyenlerden özür diliyor ve hepinizi ağva'ya davet ediyorum. gelin de insan görelim biraz. ayrıca en küçük yağmur bulutu görünce kesilmeye hazır bir elektrik altyapısı vardır.
latincede iki dere arasına kurulmuş köy anlamına gelen ağva' ya ulaşım haremden kalkan uyduruk arabalarla varmanız kışın iki, yazın dur kalk ve şileden sonraki sıcakta hiç çekilmez olan zikzaklı yolu ile üç saati bulur. ağva'ya gelenlerin sanki anlaşmış yada buranın kutsal ayiniymiş gibi fenere kadar volta atması meşhurdur....
herkese renkli günler
kişi başı günlük 40-50 liraya konaklayabileceğim pansiyon olup olmadığını merak ettiğim kaçamak yeri.