bugün

Binası ve bahcesi olmayan fakültedir.
hep türbanlı kız öğrencileri olan fakültedir.
Genelde okulu bırakıp sonradan pişman olan cahil insanlar gider.

edit:başlık başa kaldı.
2012-2013 sezonunda aöf spor yönetimi bölümüne kaydoldum. aöf sisteminde her iki yarıyıl için ayrı şekilde kitap dağıtılıyormuş. ben ilk yarıyılda aldığım kitaplarla ilk dönemi bitirdim, 2.dönemin harcını ödedim ancak kitap almam gerektiğini düşünemedim. kitapsız şekilde 2.dönemin vizesini geçirdim, final sınavına gireceğim gece yahu şu kitaplara bakayım bi nasıl sormuşlar dedim ancak o da ne! kitapları almamışım. 2.dönemi kitapsız şekilde geçirdim ve 2 dersten kaldım. alamadığım kitapları eskişehir'e geri yollamışlar gelecek sene al dediler. kitapsız şekilde okunabilen bir fakültedir efendim. cv'mizde şekilli bir diploma olsun diye kaydolduk biz de.

fakirpislik ve lemonde kitapların internette olduğunu hatırlattı. cidden o gece aklıma gelmemişti :(
haftasonu sınavları olacak olan fakültedir. başa bela olsun diye yazılımmıştır.
(bkz: üniversiteyi bakire bitirebilen kız)
yıllardır müdavimi olduğum eğitim kurumu. *
karmaşık bir bölümdür. iktisadi ve idari bölümler bölümü eskişehir anadolu üniversitesine bağlıdır ve buradan mezun olunca eskişehir anadolu üniversitesi iktisadi ve idari bölümler fakültesinden mezun olmuş olursun. bu sebepten bir de hukuk fakültesinin açık olanını bekliyorum.
bak sen nelere kadirsin okulu...sırf ders çalışmamak için 33 entri girmişim bugün. *
bu saatte kütüphanede insan görmemize sebeb oluyor bu haftasonu sınavlarıyla.
Bu öğretim şeklini aşağılayan orospu kişilere inat, yüksek lisans sonrası ikinci üniversite olarak felsefe okuyorum, öğrenmenin açığı veya örgünü olmaz, keşke açık kapalı herkes okusa, okuduğu bir şey aklında kalsa, bugün Türkiye bu haldeyse tek sorun eğitim eksiği. ilk okul terk yerine keşke milyonlar bu fakülteden Diploma alsa. gelişim tek başına Okula bağlı değildir, bireyin araştırması okuması tartışması gerekir, bu öğretim şeklini hakir görmek yerine teşvik edin, bir her zaman sıfırdan büyüktür. okuyan herkese saygım sonsuz, siz açık kapalı takmayın, yılmayın.
Okumanın kolay olduğu fakültedir:

1) sınavlar test usulü.
2) her derste eski sınavlardan iki üç tane soru çıkıyor.
3) sorular çok zor sorulmuyor. Sadece ünite özetlerine çalışmak bile yetiyor çoğunlukla.
4) çan sistemi olduğu için genelde 40-45le orta halli olarak geçiliyor.
5) hoca tribi yok. Her bölümde bulunan, öğrenciyi geçirmemeye uğraşan hoca yok. Proje yok, ödev yok. Bitirme tezi yok.
9-12 aralık tarihlerinde sınavlara itiraz hakkı tanıyan fakültedir.

sınavlar sonra açıklanacak ama.
insanın gelişiminin en etkin yolu başka insanlarla yüz yüze etkileşimle olur. en güçlü öğrenmeler karşılıklı düşünce alış verişi ile oluyor. bu açıdan elbette ki bi örgün eğitimin yerini tutmaz. öğrencinin kendisi gibi olan diğer öğrencilerden görüp edindiği davranış kalıpları yoluyla zengin sosyalleşme imkanından yoksun olması da ayrı bir eksiğidir.

bu eksikliklerine rağmen küçümsenmeyi de hak etmez. kendini bir alanda gerçekten geliştirecek kimse için iyi bir fırsattır. örneğin tarihe ilgisi olan biri, sağdan soldan gelişigüzel tarih kitapları okumayla düzenli, objektif ve nitelikli tarih birikimine sahip olması zordur. açık öğretim fakültesi böyle birisi için uygun bir yol haritası sunar, öğrenme karmaşıklığı giderip iyi bir eğitim çerçevesi işlevi görür. tabi bu durum ikinci üniversite okuyanlar için daha çok geçerlidir.

kaldı ki, kendi gördüklerimden biliyorum, örgün üniversite okuyup da 4 yıl boyunca, yoklama alınan derslere mecburiyetten girip, zamanının en önemli kısmını cafe ve barlarda geçiren, sınavları son anda bulunmuş notlardan çalışarak veya kopya çekerek güç bela geçen, okuduğu bölümün içeriğini pek de edinmeden mezun olan pek çok örnek de var..

açıköğretim fakültesinde okuyanları, küçümseyenler, aşağılayanlar kendi entelektüel yavanlığı hakkında fikir verirler aslında. kim imkanı ve fırsatı olsa örgün eğitimde okumayı tercih eder ki?. ya üniversiteyi kazanacak zihinsel kapasiteden, ya da üniversite okuyacak parasal imkandan yoksun olup çalışmak zorunda oldukları için insanlar açıköğretimi tercih ediyor. emek harcanmayıp doğuştan sahip olunan zeka ve baba parası ile övünmek saçma olduğu gibi, bunlardan kısmen yoksun kimseleri küçümsemek de biraz şımarıkça...

her ülkede bu türden eğitim imkanı sunan kurumlar var. bunlar olmalı. örgün eğitimin yerini tam tutamazsa da açıköğretimin ülke insanın eğitimine küçümsenmeyecek katkı yaptığını düşünüyorum.
Vizelerde kasmaya başlayan fakülte.
20 soruda her şıktan 4 adet olma durumu sinsice ortadan kaldırıldı mı yoksa?!
bu yıl kaybolduğum ve uyuyakalıp ilk günkü vizelere giremediğim okul. o kadar da çalıştım ya. % 30 a % 70 mi Dağılım acaba?
diplomasında açık yazmayan fakülte.
Ygs daha erken açıklanmıştı. Vize sonuçlarını bir türlü açıklamayan kurum.
Mezunlarının kendini utanmadan üniversite mezunu olarak nitelendirdiği eğitim kurumu.
sınav sonuçlarını açıklamakta gecikmemiştir.

her zamanki halleri bu.
türkiye'ye "açıktan üniversite bitirmek" gibi abuk subuk bir kavram sokan, verilmesi gereken eğitimin onda birini bile vermesi mümkün olmayan çakma öğretim kurumu. "ne iş olsa yaparım abi"cilerin mezun olduğu kurs...
eskisi gibi çıkmış soruları çöz geç yöntemiyle yeni mezun olduğum fakülte.
türk dili ve edebiyatı bölümününden nefret ettiğim oluşum. açıktan edebiyat mı okunur lan!
akpli gencligin çoğu bu fakülteden mezun olur ve sonundada torpille memur olur.
son bir kaç yıl içinde gözle görülür yenilik / kolaylığa imza atmış eğitim (?) kurumu. Kültürel Miras ve Turizm bölümünü açarak gönlümde yer edindiler. ben de hayırlısıyla bu yıl bitireceğim bölümümü. çan sistemini uygulamaya koyanların da ellerinden öper, yanaklarından mıncıklarım.