bugün

(bkz: ece ayhan) inşallah yanlışlarda değilimdir..
(bkz: leo brouwer)
kökleri gotik döneme uzanan, fakat sonrasında wagner ve 20. yüzyıl müziği içerisinde schönberg/ schoenberg, berg, webern tarafından temsil edilen müziğe verilen genel isimdir. fakat bu akım dışında, caz müzik için de kullanılır, zira caz müzik de bir tür atonaliteye sahiptir.
günümüz insanı bilmese de bugün müzik sanatının gelmiş olduğu noktadır.

her sanat dalında olduğu gibi müzik sanatında da klişeler zaman geçtikçe kırılır. picasso´nun son dönemlerinde yaptığı resimler görsel efekt alanında atonaliteyse, müzikteki atonalite de "duyumsal" alandakidir.

bu çok çetrefilli bir konudur. bütün tonal modulasyonlar, do majör, si minör, la minör, 300 yıl falan üstünde çalışılarak eserler üretilmiş "platformlar" dır. insanlar bir süre sonra bu "platformlar" da söylenebileceklerin büyük ölçüde söylendiğini görmüşler ve yeni arayışlara girmişlerdir.

bu konuda birçok kaynak girişimler yapmış olduğu için- şu noktadan çıktı- diyemeyiz. debussy- fransız- ya da prokofiev - rus - , ya da bir mahler - son dönemi-avusturyalı- öyle tonal adamlar değildirler. gerçek atonalite strawinsky ya da hindemith´te duyulur.

bir de bu da kendi içinde bölümlere ayrılır. hindemith -klasik tonalsizliğe( atonalite- "tonalite" tonluluk demektir,"a"tonalite, tonsuzluk demektir) yönelmiştir- ya da prokofiev´in ya da alban berg´in yöneldikleri atonalite farklı atonalitelerdir. alban berg daha çok "oniki ton müziğine" yönelmiştir mesela. bu da şudur ; piyano´da do dan bir sonraki do ya kadar kromatikler de dahil olmak üzre oniki ton vardır, bu tonların herbirinin üzerine "klasik armoni" de inşa edilmiş pekçok akorlar mevcuttur, "oniki ton müziği" bu akorların besteci tarafından belirlenmiş ama "klasik" yapının dışındaki kullanımlarıyla elde edilen müzikten ibarettir. gerçek atonalite bunun da ötesinde tonların akrabalık dereceleri gözetilmeden yapılır. bu, son derece karmaşık bir konudur - ona girmemek entry´nin geleceği açısından faydalı olacaktır-.

"normal" müzik dinleyicisine çok yabancıdır atonal müzik. çünkü bilinen "güzel" konseptlerinden hiçbirisine uymayan bir başka "güzel" konsepti üzerine inşa edilmiştir. yani sonuçta normal müzik dinleyicisinin kulagına "çirkin" gelecektir....

bu, tıpkı picasso´nun "atlarına" falan benzer...bu "atlar" klasik mana da "at"tan başka herşeye benzerler, ama bu konu hakkında bilgi sahibi olup o gelişimin kronolojisinden haberdar olan birisi, oradaki "at"ı görür, ve o at onun için neredeyse normal bir at figüründen daha değerlidir.

atonal müzikte´de makamlar, tonalite´ler yoktur. ama kesinlikle "rastgele" falan da değildir. atonal müzik en sadakatsiz iştir...besteci neredeyse klasik ortamlardan daha fazla zorlanarak besteler üretir, ve dinleyici de bunu "çirkin" bulur !!!...tam bir komedi yani...

ama alışmış bir kulak için güzel bir müziktir atonal müzik.
20. yüzyılda ortaya çıksa da ilk örneğini johann sebastian bach'ın 1700'lü yıllarda verdiği müzik türü. ama kabul edilen ilk atonal müzik örneği Franz Liszt'e aittir. (bkz: Bagatelle sans tonalité). bach abinin bilinçli yapmadığı söyleyenlerde vardır.

kurucuları:
(bkz: Arnold Schoenberg)
(bkz: Alban Berg)
(bkz: Anton Webern)

ayrıca klasik müzik dışındaki diğer türlerde de nadir bile olsa görülebilmektedir.
(bkz: Ornette Coleman)
(bkz: leo brouwer)
(bkz: van der graaf generator)
bu başlığa 2010 yılında yazmışım. şimdi gene yaziim, zaten topu topu 3-4 entari girilmiş. ama önemli bir başlıktır bu.

günlük siyasetle ilintisi olmayan bir başlık.

atonal müzik, tonal olmayan müzik demektir. insanların, konuyu bilmeyen insanların, "sübje" yi takip edemeyen insanların hiçbi şey anlamayıp " bu ne lan?" diyip radyoyu kapattıkları müzik , budur.

bu türde müzik besteleyen besteciler, bütün müzik tarihini baştan sona bilirler. bunun eğitimi alınır "tam atonal" ve "12 ton müziği" olarak ikiye ayrılır.

bu konu müzik tarihine 1910´larda - 1910´da mahler öldü- - mahler son "gerçek tonal" besteciydi- ondan sonra müzik sanatı "sapıttı" !!...ama aslında çok güzel sapıttı !!

sonradan gelen besteciler gerçekten çok büyük eserler bıraktılar.

bir örnek olsun diye, bir atonalimsi- tam atonal diil ama fikir verir- bir piyano konçertosunun linkini buraya bırakıyorum. umulur ki sözlükten birisi bu eseri baştan sona dinler.

john corigliano- amerikan besteci...piyano konçertosu...1938´te bestelenmiş. bugünkü şarkı türkü muhabbetinden çok daha ilerde bir eser.

https://www.youtube.com/watch?v=9kkP6eiGUCc

iyi dinlemeler. bunun gibi daha çoook var...2019 yılındayız. müzik sanatı 1938 yılında , buralardaydı.